Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
DOSYA NO: 2021/1082
KARAR NO : 2021/1204
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/11/2020
NUMARASI : 2015/1263 Esas, 2020/666 Karar
DAVANIN KONUSU: Tacirler Arası Akaryakıt Bayilik ve Bina Yapım Anlaşması
İSTİNAF TARİHİ: 30/04/2021
KARAR TARİHİ: 25/05/2021
Dairemizde bulunan istinaf başvurusunun yapılan açık incelemesi sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ DÜŞÜNÜLDÜ;İstinaf isteminde usul işlemleri tamam olduğundan, ilk derece mahkemesinin dosyasındaki bütün belgeler ve dosya hakkındaki dairemiz üyesince düzenlenen rapor incelendi, istinaf başvuru dilekçelerinin ve davanın esası istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan ön inceleme ve asıl incelemede dosyada dairemizce karar verilmesi için eksiklik bulunmadığı anlaşıldı.Davanın 08/05/2015 tarihinde açılmış olması, beş yıldan fazla başka dava sonucunu beklemesi nedeniyle dosya öncelikli olarak ele alınmıştır.Davalıya 11/01/2013 tarihinde ihtarname tebliğine rağmen bedelin ödenmediğini, 350.000,00 USD asıl alacak, 50.946,58 TL işlemiş faiz, 91.300,00 USD alacak, 83,02 TL ve 15,64 TL olmak üzere toplam 492.246,58 USD + 98,66 TL alacağı için icra takibi yaptığını, takibe itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu savunarak itirazın iptaline, kötü niyet tazminatına, alacaklarının ihtarname tebliğinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Mahkeme: Davanın kısmen kabulüne, 350.000,00 USD+ 63.000,00 USD KDVolmak üzere toplam 413.000,00 USD’ye yönelik icra takibine yapılan itirazın iptaline, 413.000,00 USD alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz uygulanmasına, asıl alacağa %20 oranında hesap edilen 206.227,42 TL inkar tazminatının davalıdan alınmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermiştir.İstinaf sebepleri: Davacı 25/01/2021 tarihinde süresinde sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde; alacaklarının ödenmesi için noter aracılığıyla gönderilen ihtarnamenin usulünce tebliğ edildiğini, alacağın istendiğini, davalının ödeme borcunun doğduğunu, Kadıköy …. Noterliğinin 10/01/2013 tarihli ihtarnamesinin usulünce tebliğ edildiğini, İlk ihtarın tebliğine rağmen muaccel alacağın ödenmemesi üzerine Kadıköy …. Noterliğinin 10/01/2013 tarihli … yevmiye sayılı ihtarname keşide edilerek ödeme yapılmasının davalıdan istendiğini, tebligatın 7201 sayılı yasanın ve yönetmeliğin şartlarını taşıdığını, davalı şirketin ihtarname tebliğ edilen görevliye yapılan diğer tebligatları kabul ettiğini, işine gelmediği zaman tebligatın usulsüzlüğünü ileri sürdüğü, bu tavrının iyi niyetle bağdaşmadığını, kötü niyetle hareket edildiğini, dava dilekçesindeki taleplerinin tamamen kabulü gerektiğini, kısmen redde yönelik kararın yerinde olmadığını savunarak red edilen kısmın kaldırılarak davanın tam kabulüne karar verilmesini istemiştir. 19/01/2021 tarihinde süresinde sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde; taraflar arasında yapılmış bulunan anlaşma gereğince inşaatın tamamlanması ve kullanıma hazır hale getirilmesi şartının bulunduğunu, bu hususun mahkemece araştırılmadığını, davacının sunmuş olduğu yapı ruhsatının inşaatın tamamlandığı anlamına yorumlanamayacağını, kendileri tarafından İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp karara bağlanan istinaf incelemesi üzerine Yargıtay’a gönderilen dosyadaki kararın sonucunun beklenmesi gerektiğini, bekletici mesele yapılmadan karar verilmesinin yanlış olduğunu, dava konusu sözleşmede kendileri tarafından ödeme yükümlülüğü öngörülen 350.000,00 USD + KDV bedelinde KDV’nin ödenebilmesi için fatura düzenlenmesi gerektiğini, davacının fatura düzenlemediğini, KDV yükümlüsü olmadığını, bu nedenle davanın KDV bakımından reddi gerektiğini, takibin ve davanın yerinde olmadığını, bu nedenle kararın yanlış olduğunu savunarak kararın kaldırılmasını davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Yasal dayanak:Hukuk Muhakemeleri Kanunu;190, 191. maddeleri,Türk Medeni Kanunu 6, 700. maddesi, Türk Borçlar Kanunu 1, 2. ve devamı maddeleri, Türk Ticaret Kanunu Yargılama konusu olayda: Taraflar arasında 2007 tanzim tarihli ANLAŞMA başlığı altında … A. Ş., … Sanayi Ticaret Limited Şirketi ve … arasında düzenlenmiş bulunan sözleşmede; “Mülkiyeti …’a ait Kadıköy İlçesi, … Mahallesi, … Sokağı, … pafta, … ada, … parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde … A. Ş. lehine intifa hakkı verilmesi, … Limited Şirketi tarafından Atatürk Caddesinde bulunan akaryakıt istasyonu inşaatının yapılması ve geliştirilmesi, ek yükümlülük olarak taşınmaz sahibi … lehine 350.000,00 USD + KDV ödenmesi hususunda anlaşma yapıldığı, Davacının bu anlaşma gereğince … Mahallesi, … Sokağındaki kendi taşınmazında … A. Ş. Lehine intifa kurulduğunu, … Limited Şirketi tarafından Atatürk Caddesinde akaryakıt istasyonu yapıldığını, ANLAŞMA sözleşmesi gereğince akaryakıt istasyonunda gerekli inşaatın tamamlandığını, yapı kullanma izin belgesi alındığını, sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili için koşulların tamamlandığını, ödemenin yapılması için gönderilen ihtarnameye rağmen alacağın ödenmediğini, alacağın tahsili için başlattığı icra takibine itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu savunarak itirazın iptaline, 10/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte alacağın tahsilini icra inkar tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacı ile 2007 yılında yapılan anlaşmadan sonra 19/10/2009 tarihinde fesih protokolü düzenlenerek kendilerinin anlaşmadan kaynaklanan alacaklarından ibra edildiğini, dava konusu alacak için bir fatura düzenlenmediğini, davacının kendi edimini yerine getirdiğini ispat edemediğini, davacı aleyhine açmış oldukları davanın devam ettiğini, bu davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini, kendi alacaklarından dava konusu bedelin mahsubunu istediklerini, davacı tarafından gönderilen ihtarnamelerin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, KDV ödeme yükümlülüklerinin bulunmadığını savunarak davanın reddine, davacı tarafa kötü niyet tazminatı yüklenmesine karar verilmesini istemiştir. Bilirkişi raporunda;Davalı şirketin 2007 2013 ve 2014 yılları ticari defterleri usulüne uygun tutulmadığından lehine delil sayılamayacağı, diğer yıllara ait defterlerin usulüne uygun tutulduğunu, davacı tarafın taşınmazı üzerinde davalı şirket lehine intifa kurulması karşılığı Atatürk Caddesindeki akaryakıt istasyonu bitişiğindeki inşaatın yapılması için 350.000,00 USD+KDV ödemeyi kabul ettiğini, davacının kendi edimini yerine getirdiği, intifa kurulduğu, yapı kullanım izin belgesi alındığı, davalı tarafın dayandığı fesih protokolünün başka adresteki başka taşınmazla ilgili olduğu, dava konusu alacağın fesih veya ibraya konu olmadığı, davalı tarafın 350.000,00 USD+KDV borcunun bulunduğu, takas ve mahsup talebinin yerinde olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir. Taraflar arasında 2007 tanzim tarihli ANLAŞMA başlığı altında …A. Ş., …Ticaret Limited Şirketi ve … arasında düzenlenmiş bulunan sözleşmede; “Mülkiyeti …’a ait Kadıköy İlçesi, … Mahallesi, … Sokağı, … pafta, … ada, … parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde … A. Ş. Lehine intifa hakkı verilmesi, …Limited Şirketi tarafından Atatürk Caddesinde bulunan akaryakıt istasyonu inşaatının yapılması ve geliştirilmesi, ek yükümlülük olarak taşınmaz sahibi … lehine 350.000,00 USD + KDV ödenmesi hususunda anlaşma yapıldığı, Anlaşmanın tarafı olan tüzel kişilerin … Şirketi ve davalı şirketin ticaret şirketi oldukları, sözleşmedeki bu konuya ilişkin gerçek amacın ödenecek paranın miktarını belirlemek olduğu, bedelin 350.000,00 USD + KDV toplamı olduğu, gerçek amacın toplam para bedeli olduğu, sözleşmenin diğer tarafı olan …Ticaret Limited Şirketi’nin Ticaret Kanununa tabi olduğu, KDV ödemesine yönelik sözleşmenin davalı … bağlayıcı olduğundan bu bedelin ödenmesi gerektiği,Davacının anlaşma gereği kendi üstüne düşen intifa hakkı tanıma edimini yerine getirdiği, … Limited Şirketinin Atatürk caddesindeki akaryakıt istasyonu bitişiğindeki inşaat yaptığı, yapı kullanım izin belgesi alındığı, böylece sözleşmede taraf olanların davalıya yönelik edimlerini yerine getirmiş oldukları, İcra takibine konu alacağın muaccel olduğu, davalı tarafın alacağın fesih protokolüne konu edildiğine yönelik savunmasının yerinde olmadığı, fesih protokolünün bu alacağa yönelik olmadığı, davalının İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesindeki davada verilen kararın bekletici mesele yapılması talebinin yerinde olmadığı, bahse konu dosyadaki davanın 2005 yılında yapılmış bulunan Merdivenköy’deki akaryakıt bayilik sözleşmesinden kaynaklanan alacağa yönelik olduğu, bu davaya konu alacağın Atatürk Caddesi’ndeki akaryakıt istasyonu ve bitişiğindeki inşaatın yapılmasıyla ilgili ayrı bir dava olduğu, Anlaşma gereğince gönderilen ihtarnamenin 11/01/2013 tarihinde “gösterilen adreste daimi çalıştığını beyan eden evrakı almaya ehil ve reşit …” tebliğ edildiği, davalı tarafça tebliğin usulüne aykırı olduğunun iddia edildiği, tüzel kişilere yapılacak tebligatlarda tüzel kişinin temsilcisinin adreste bulunup bulunmadığı araştırılarak adreste değil ise bu hususun adreste olup da tebligatı almaya elverişli durumda değilse bunun sebebinin yazılması ve daha sonra ehil olan çalışana tebligatın yapılmasının gerektiği, bu hususa riayet edilmeden yapılan tebligatın usulsüz olduğuna yönelik mahkemenin kabulünün yerinde olduğu,Davalının asıl alacağa ilişkin itirazının haksız olduğu, anlaşmanın tarafı olan tüzel kişilerin … Limited Şirketi ve davalı şirketin ticaret şirketi oldukları, davacının ise gerçek kişi olduğu, sözleşmedeki 350.000,00 USD+KDV’ye ilişkin amacın ödenecek paranın miktarını belirlemek olduğu ve bu amacın toplam para bedeli olduğu,Davalının icra takibine itirazının kötü niyetli olduğu, alacağın likit olduğu,Davanın 413.000,00 USD asıl alacağa yönelik kabulüne, asıl alacağa takip tarihinden itibaren faiz yürütülmesine, takip konusu yabancı paranın Türk Lirası karşılığı üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi gerektiği, sair taleplerin reddi gerektiği, davacı kötü niyetli olmadığından aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilemeyeceği anlaşılmıştır. Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabi tutarak tespit edilen yargılama hatalarını bizzat düzeltmek amacıyla yapılan inceleme sonunda; dairemizce duruşma yapılmasına gerek olmadığı, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasal gerektirici nedenlere göre karar verilmiş olması sebebiyle, incelenen mahkeme kararının HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, istinaf sebepleri yerinde olmadığından başvurularının esastan reddi gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle,A-Davacının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, Peşin yatırılan istinaf başvuru ve karar harcının mahsubuna,İstinaf harcı ve posta masrafının istinaf talebinde bulunanın üzerinde bırakılmasına,Gider avansından kalanın talep halinde yatırana iadesine,B- Davalının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, Dairemizce 04/05/2021 tarihinde verilen icranın geri bırakılması kararının kaldırılmasına, Peşin yatırılan istinaf başvuru ve karar harcının mahsubuna, bakiye 72.133,00 TL nispi karar harcının davalıdan alınmasına, bu hususta ilk derece mahkemesince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına, İstinaf harcı ve posta masrafının istinaf talebinde bulunanın üzerinde bırakılmasına,Gider avansından kalanın talep halinde yatırana iadesine, Dair karar dosya üzerinde, tarafların ve vekillerinin yokluğunda oy birliği ile verildi. Kararın tebliğinden itibaren İKİ HAFTA içinde dilekçe verilerek Yargıtay’da temyiz edilebileceği açıkca anlatıldı. 25/05/2021