Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2020/2211 E. 2020/1639 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
DOSYA NO: 2020/2211
KARAR NO: 2020/1639
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2020
NUMARASI: 2019/344 Esas, 2020/405 Karar
DAVANIN KONUSU: Tacirler Arası Akaryakıt Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak İçin Yapılan İcra Takibine İtirazın İptali
İSTİNAF TARİHİ: 15/10/2020
KARAR TARİHİ: 27/10/2020
Dairemizde bulunan istinaf başvurusunun yapılan açık incelemesi sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ DÜŞÜNÜLDÜ; İstinaf isteminde usul işlemlerinin tamam olduğu anlaşıldıktan sonra ilk derece mahkemesinin dosyasındaki bütün belgeler ve dosya hakkındaki dairemiz üyesince düzenlenen rapor incelendi, istinaf başvurusunun ön incelemesinde dosyada dairemizce karar verilmesi için eksiklik bulunmadığı anlaşıldı.Mahkeme: Davanın açıldığı İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesi davanın reddine karar vermiştir. Kararı davacı taraf ile davalı taraf ayrı ayrı istinaf etmiştir. Dairemizin 2018/813-1987 sayılı kararı ile davaya bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesine ait olmadığı, tacirler arası akaryakıt bayilik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali davası olması nedeniyle ticari nitelik taşıdığı bu nedenle görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle karar kaldırılmıştır. Dairemizin kaldırma kararı sonucu İlk Derece Mahkemesinden verilen görevsizlik kararı üzerine dosya İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiştir. Mahkeme yaptığı yargılama sonucu davanın subut bulmadığından reddine, kötü niyet tazminatı takdirine yer olmadığına, davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmetmiştir.
İstinaf sebepleri: Davacı süresinde sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde; kira sözleşmesinin rekabet hukukuna aykırı olmadığını, TBK 170. Madde düzenlemesi bulunduğunu, kira sözleşmesinin 1. 5 yıllık dönemini takip eden 2 ve 3. Dönemleri açıkça davalı kiralayanın tek taraflı olarak kira sözleşmesini devam ettirme iradesini beyan etme koşuluna bağlandığını, zımni yenilemeye ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, zaman aşımı itirazının hukuka aykırı olduğunu, davalı tarafın kötü niyeti bulunduğunu, maktu vekalet ücretinin hukuka uygun olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına davanın kabulüne, takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar istinaf başvuru dilekçesinde; Davacı iddia ve taleplerinin yerinde olmadığını, esastan reddi gerektiğini, bunun yanında zaman aşımı itirazları bulunduğunu, alacağın zaman aşımına uğradığını, kira sözleşmesinin düzenlendiği tarihte beş yıldan beri davacının dağıtım şirketi olduğunu, davacının kötü niyetli olduğu için kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, vekalet ücretinin nispi verilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına istinaf talepleri doğrultusunda yeniden karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Yasal dayanak:Hukuk Muhakemeleri Kanunu;190, 191. maddeleri, Türk Medeni Kanunu 6. maddesi, Türk Borçlar Kanunu 1, 2, 299. ve devamı maddeleri, Türk Ticaret Kanunu Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun Yargılama konusu davada: Dava dilekçesinde, davacı şirket ile davlı … A. şirketi arasında 28/11/2008 tarihli anlaşma ile akaryakıt istasyonuna davacı lehine 12 yıl süreli tapu şerhli kira sözleşmesi karşılığı 8.000.000,00 TL kira bedelinin davalı … Petrole ödeneceğinin düzenlendiği, bu davalı tarafından bu anlaşmadan doğan alacağın temlik edildiği, 19/10/2009 tarihli fesih protokolü ile 28/11/2008 tarihli sözleşmelerin sona erdirildiği, davacının ibra edildiği, Daha sonra davacı ile davalı … arasında birinci dönemi 5 ikinci dönemi 5 yıl, üçüncü dönemi 38 ay süreli 01/01/2023 tarihine kadar geçerli 19/10/2009 tarihli kira sözleşmesi düzenlendiği, Diğer davalı …’ın bu sözleşmeyi garanti eden sıfatıyla imzaladığı, 11.132,342 USD+KDV’ nin davalı …e kira bedeli olarak ödendiği, davalı … A. Şirketi tarafından 12/11/2014 tarihinde 38 aylık dönemi için devamı yönünde iradesinin olmadığının davacıya bildirildiği, davalı şirketçe sözleşme sona erdirildiği için muaccel hale gelen işlenmemiş dönemlere ilişkin kira bedellerinin davalı …e fatura edildiğini, bu fatura bedellerinin ihtarla bildirildiğini, bunun üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip, İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı, takibe itiraz edildiği, davalı tarafın itirazının iptali davası olduğu, Taraflar arasındaki sözleşme süresi, kira bedelinin ödenmesi ve yüksek faizle iadesine ilişkin hükümleri madde 3,4,7 ve garanti yükümlülüğüne ilişkin 12 hükümlerinin rekabet hukuku mevzuatına RKHK madde 4 ve olay tarihi itibari ile uygulanacak 2002/2 grup muafiyeti tebliği madde 5 hükümlerine aykırılık sebebi ile geçersizlik yaptıımına tabi olduğunun anlaşıldığı, geçersiz sözleşmeye istinaden davacı yanca yapılan dava konusu ödemelere ilişkin iade talebinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istenebileceği ve 5 yıllık zaman aşımına tabi olduğu, davalı tarafın süresi içerisinde zamanaşımı itirazın bulunduğu, ayrıca dosya içinde bulunan bilirkişi raporunun sonuç kısmında taraflar arasında mevcut protokoller ve mali değerlendirmeler ışığında yapılan ödemelerin 31/12/2008 tarihli temliknamede zikredilen borcun tasfiyesine ilişkin yapıldığının belirtildiği anlaşılmakla davanın reddine karar verildiği, Yapılan yargılama sırasında bilirkişilerden rapor alınmış, alınan raporlarda RKHM madde 4 ve 2002/2 sayılı tebliğ hükümlerine aykırılık teşkil etmesi sebebiyle kira sözleşmesinin süresini belirleyen 3. maddesi sözleşmenin feshinin ve bu feshe bağlı ödeme yükümlülüğünün düzenlendiği 7. maddesi ile sözleşmenin 5 yılı aşkın şekilde sürdürülmesini teminen sözleşmede yer alan 12. maddenin hükümsüzlüğüne karar verilebileceği, davacı tarafından yapılan ödemelerin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edebileceği, Davacının hataen ödeme yapmadığı dikkate alındığında ise, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı ödemelerin iadesini talep edemeyeceği belirtildiği, mahkemece davanın konusunun kira sözleşmesinden kaynaklanan ve peşin ödenen kira parasının kira sözleşmesi devam etmediğinden iadesine ilişkin talep olarak değerlendirdiği, İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/625 esas 2017/408 karar sayılı kararının dairemizin 2018/813 esas 2018/1987 karar 12/03/2018 tarihli kararı ile ticaret Mahkemesinin görveli olduğu belirtilerek kararın kaldırılmasına karar verildiği, İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/1196 esas 2019/332 karar 16/04/2019 tarihli kararı ile görevsizlik kararı verilerek Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, Dava dilekçesinde davacı şirket ile davalı şirket arasında 28/11/2008 tarihli anlaşma ile akaryakıt istasyonuna davacı lehine 12 yıl süreli tapu şerhli kira sözleşmesi karşılığı 8.000.000,00 TL kira bedelinin davalı şirkete ödeneceğinin düzenlendiği, davalı tarafından bu anlaşmadan doğan alacağın temlik ediliği, 19/10/2009 tarihli fesih protokolü ile 28/11/2008 tarihli sözleşmelerin sona erdirildiği, davacının ibra edildiği, davacı ve davalı şirket arasında birinci dönemi 5 ikinci dönemi 5 yıl üçüncü dönemi 38 ay süreli 01/01/2023 tarihine kadar geçerli 19/10/2009 tarihli kiri sözleşmesi düzenlendiği, davalı …’nin garanti eden sıfatıyla imzaladığı, davalı şirkete kira bedeli olarak 11.132,342 USD+KDV nin ödendiği, davalı şirketçe sözleşme sona erdirildiği için muaccel hale gelen işlenmemiş dönemlere ilişkin kira bedelinin davalı şirkete fatura edildiği,İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyayla tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip yapıldığı, Davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline karar verilmesinin talep edildiği, Davalıların zaman aşımı itirazlarıyla birlikte davanın reddi ile %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin talep edildiği, Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın subut bulmadığından reddine, davalı taraf lehine 3.400,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesine karar verildiği, Alınan bilirkişi raporlarında sebepsiz zenginleşmeye ilişkin BK 63 ve 64 maddelerinin uygulanması gerektiği ve zaman aşımına uğradığının belirtildiği, taraflar arasındaki ilk ilişkinin 2005 tarihli sözleşme ile kurulduğu, 1990’lı yıllardan süre gelen bayilik ilişkisinin bulunduğu, taraflar arasında düzenlenen fesih nameler dikkate alındığında davacı tarafından davalıya ödenen bedellerin kira bedeli olmadığı, protokol uyarınca davacı tarafça üstlenilen istasyonun inşası için yapılan masraflara ilişkin olduğu, davacı tarafından bu borcun üstlenildiği, Davacı tarafça akaryakıt bayilik sözleşmesi gereğince inşaat yapım masrafı olarak ödenen 16.236.521,00 TL’nin kira ödemesi olarak sayılamayacağı, bayilik sözleşmesi gereğince üstlenilen edimin yerine getirilmesi olarak kararlaştırıldığı, Davacı tarafın 2009 yılından itibaren ödediği paraların kira sözleşmesi gereğince ödendiği, kira sözleşmesi gereğince mecurun davacı tarafça kullanıldığı, kira sözleşmesinin ayakta bulunduğu süre zarfında ve mecurun kullanılıyor olması halinde sözleşmenin ayakta bulunduğu, bu nedenle ödenen bedellerin istenemeyeceği, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2011/1937-11398 sayılı 26/09/2011 tarihli kararının bu yönde olduğu, davacının tüm talep ve davaların yerinde olmadığından davanın esastan reddi gerektiği, Dava konusu alacağın dava tarihi itibariyle zaman aşımına uğramadığı, bu yöndeki savunmanın kabul edilemeyeceği, Davacının icra takibinde haksız olduğu, sabit ise de kötü niyetli olduğuna ilişkin tam bir kanaat oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddi gerektiği, dava konusunun para alacağı olması nedeniyle davanın reddi halinde davalılar lehine nispi vekalet ücreti takdiri gerektiği anlaşılmıştır. Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabi tutarak tespit edilen yargılama hatalarını bizzat düzeltmek amacıyla yapılan inceleme sonunda; dairemizce duruşma yapılmasına gerek olmadığı, davacı tarafın istinaf taleplerinin yerinde olmadığı, bu nedenle tamamen reddi gerektiği, Davalı tarafın sair istinaf taleplerinin reddi gerektiği, Ancak; Davanın konusunun para alacağı olması nedeniyle avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince davalılar lehine nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği, yazılı olduğu şekilde davalılar lehine maktu vekalet ücreti takdirine yönelik kararın yanlış olduğu, yanlışlık duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte olduğundan HMK 353/1-b/2 maddesi gereğince davalıların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile mahkeme kararının kaldırılması ve düzeltilmesi gerektiği, Davacının istinaf başvurusu yerinde olmadığından esastan reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan nedenlerle, Davalıların istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, İlk Derece Mahkemesi KARARININ KALDIRILMASINA A)1-Davacının açmış olduğu Tacirler Arası Akaryakıt Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak İçin Yapılan İcra Takibine İtirazın İptali davası subut bulmadığından ESASTAN REDDİNE, 2- Davacının icra takibinde haksız olduğu sabit ise de kötü niyetli olduğuna yönelik kanat oluşmadığından davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına, 3-Davacının yatırdığı başvurma harcının mahsubuna, Peşin yatırılan nispi karar harcından 54,40 TL’nin mahsubuna, kalanının talep halinde yatırana iadesine, 4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Davalılar tarafından yapılan masrafların 236,00 TL’nin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 6-Davalılar kendilerini bir vekille temsil ettirdiğinden dolayı AAÜT gereğince red edilen 32.236.495,55 TL üzerinden hesap edilen 410.989,00 TL vekalet ücreti taktirine, bu paranın davacıdan alınarak davalılara verilmesine, B)Davalıların sair istinaf taleplerinin REDDİNE Davalılar tarafından peşin yatırılan istinaf başvuru harcının mahsubuna, İstinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine, Davalılar tarafından yapılan 36,00 TL posta, 148,60 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 184,60 TL’nin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, Gider avansından kalanın talep halinde yatırana iadesine, C) Davacının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, Peşin yatırılan istinaf başvuru ve karar harcının mahsubuna, İstinaf harcı ve posta masrafının istinaf talebinde bulunanın üzerinde bırakılmasına, Gider avansından kalanın talep halinde yatırana iadesine, Dair karar dosya üzerinde, tarafların ve vekillerinin yokluğunda oy birliği ile verildi. Kararın tebliğinden itibaren İKİ HAFTA içinde dilekçe verilerek Yargıtay’da temyiz edilebileceği açıkca anlatıldı. 27/10/2020