Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2017/3741 E. 2019/465 K. 05.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
KARAR KALDIRMA
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARETMAHKEMESİ
TARİHİ : 11/07/2017
NUMARASI : 2015/1038 Esas, 2017/873 Karar
DAVANIN KONUSU: Araç Kiralama Sözleşmesi Nedeniyle Verilen Bono
İSTİNAF TARİHİ: 06/12/2017
KARAR TARİHİ: 05/03/2019
Dairemizde bulunan istinaf başvurusunun yapılan açık incelemesi sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ DÜŞÜNÜLDÜ;
İstinaf isteminde usul işlemlerinin tamam olduğundan, ilk derece mahkemesinin dosyasındaki bütün belgeler ve dosya hakkındaki dairemiz üyesince düzenlenen rapor incelendi, istinaf başvuru dilekçelerinin ve davanın esası istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan ön inceleme ve asıl incelemede dosyada dairemizce karar verilmesi için eksiklik bulunmadığı anlaşıldı.Mahkeme: Taraflar arasında araç kiralama işi dışında başka bir ticari ilişkinin ispatlanamadığı, araç kiralama işiyle ilgili sunulan fatura ve makbuzlara göre davacının borcu olmadığı, takip konusu senetten dolayı davalıya borçlu olmadığı ve takip konusu senedin düzenlenmesini gerektirecek başka bir temel ilişkiyi ispatlayamayan davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi suretiyle davanın kabulüne karar vermiştir. İstinaf sebepleri: Davalı 04/08/2017 tarihinde süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde; mahkemenin eksik incelemeyle hatalı karar verdiğini, mahkemenin senette tahrifat yapıldığı şeklindeki gerekçesinin hatalı olduğunu, bu konuda hiç bir inceleme yapılmadığını, özel ve teknik bilgi gerektiren bir hususta mahkeme hakimince görüş bildirilmesinin hatalı olduğunu, davacı tarafın iddialarının davalı tarafça ispat edilmesinin istendiğini, ispat yükünün davacıda olduğunu, menfi tespit davasında alacaklı davalının senede dayanması halinde borçlu olmadığı ispat yükünün davacıda olduğunu ve ancak yazılı belgeyle ispat edebileceğini, kıymetli evraklarda Mücerretlik ilkesi gereği, temel ilişkiye girilmesinin mümkün olmadığını, temel ilişkinin açıklanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu ve yine davacı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılamsına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yasal dayanak:Hukuk Muhakemeleri Kanunu;190, 191. maddeleri,Türk Medeni Kanunu 6. maddesi, Türk Borçlar Kanunu 299, 313, 314, 315. maddeleri, İcra İflas Kanunu 67,68, 72, 269, 269/a. 269/b, 269/c maddeleri,Yargılama konusu olayda: Dava, taraflar arasında düzenlenen araç kira sözleşmesinin teminatı olarak davalıya verilen senetten dolayı başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, Davanın Asliye Ticaret Mahkemesine açıldığı ve yargılamanın bu mahkemede devam edip karar verildiği, Davacının takibe konu senetteki imzanın kendisine ait olduğunu, ancak davalı ile araç kiralama sözleşmesi yapıldığı sırada kendisine imzalatılan sözleşme altında kalan matbu kısmın sonradan doldurularak takip yapıldığını, takip konusu bono karşılığında herhangi bir hizmet ya da mal satın almadığını, araç kiralama hizmet bedelinin fatura karşılığında ödendiğini, taraflar arasındaki ilişkinin bundan ibaret olup davalı şirketin davacıya karşı başka bir hizmet bedeli altında ve mal satışını gösteren ticari bir ilişkisi bulunmadığını belirterek senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine ve alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ettiği, Davalının ise, davacının senetteki imzayı inkar etmediğini, kıymetli evrakta mücerretlik ilkesi gereği ödeme aracı olması ve kambiyo senedi olması nedeniyle temel ilişkiye girilmeyeceğini, ispat yükünün davacıda olduğunu belirterek davanın reddini savunduğu, Mahkemenin, delilleri topladığı ve taraflar arasında araç kiralama işi dışında başka bir ticari ilişkinin ispatlanamadığı, araç kiralama işiyle ilgili sunulan fatura ve makbuzlara göre davacının borcu olmadığı, takip konusu senetten dolayı davalıya borçlu olmadığı ve takip konusu senedin düzenlenmesini gerektirecek başka bir temel ilişkiyi ispatlayamayan davalı aleyhine kötü niyet tazminatına da hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verdiği, Mahkemenin görevinin karine olarak, davacının iddiasına göre belirlenmesi gerektiği, her ne kadar davalı takibe konu senedin kira ilişkisi nedeniyle verilip verilmediği hususunda bir açıklamada bulunmamış ise de, davacı davalı şirket ile aralarında araç kiralama ilişkisi dışında başka bir ilişki bulunmadığını, taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinin teminatı olarak davalıya verilen senetten dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ettiğini belirttiği, HMK 4/a maddesi gereğince “kiralanan taşınmazların İcra İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu olan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar Sulh Hukuk Mahkemesinde” görüleceğinin düzenlendiği, Hukuki uyuşmazlıklarda Asliye Hukuk mahkemelerinin görevi asıl, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevi ise istisna olup, özel bir kanun hükmü ile açıkça Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen bütün dava ve işler Asliye Hukuk Mahkemesinde genel hükümlere göre görüleceği, görev kamu düzenine ilişkin olduğu ve resen inceleneceği,Taraflar arasındaki ihtilafın araç kira sözleşmesinden kaynaklandığı ve uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmıştır.Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabi tutarak tespit edilen yargılama hatalarını bizzat düzeltmek amacıyla yapılan inceleme sonunda; duruşma yapılmasına gerek olmadığı, Davaya bakma görevi kararı veren mahkemeye ait olmadığı halde yazılı olduğu şekilde gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden yargılama yapılarak karar verilmiş olması sebebiyle, mahkeme kararının yerinde olmadığı, istinaf sebebi yerinde olduğundan HMK 353/1-a/3-6 maddesi gereğince istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
İlk derece mahkemesi kararı yerinde olmadığından istinaf başvurusunun kabulüne, kararın KALDIRILMASINA,
Yargılamanın eksikler tamamlanarak kaldığı yerden devamı için dosyanın ait olduğu Mahkemeye İADESİNE,
Peşin yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,Dair karar dosya üzerinde, tarafların ve vekillerinin yokluğunda oy birliği ile HMK 362/1-b maddesi gereğince KESİN olarak verildi, açıkça anlatıldı. 05/03/2019