Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/836 E. 2023/3639 K. 07.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/836
KARAR NO: 2023/3639
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2022
NUMARASI: 2021/2 E – 2022/842 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 07/12/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yetkili olduğu … – … adlı firmanın faaliyette bulunduğu adreste, … tarafından 15/07/2014 tarihinde yapılan denetim ile kaçak elektrik kullanıldığının tespiti yapıldığını, tespitten sonra müvekkiline 37.383,80 TL ‘lik fahiş bir kaçak elektrik cezası kesildiğini, şu ana kadar taksitlendirme ile (25/07/2014 tarihinde 7.499,31 TL ve 25/08/2014 tarihinde 3.076,04 TL olarak) ödemede bulunulduğunu, ödemelere devam edildiğini, kesilen cezanın ceza hukukuna aykırı olması nedeniyle itiraz edildiğini, itirazın kabul edilmediğini, müvekkilinin tutanak tutulan adresten 2014 Mayıs ayı başında taşındığını, aynı yerin bir üst katında iken altı kata taşınmak zorunda kaldığını, üst ve alt katın malikinin üst katı satınca müvekkilinin geçici olarak alt kata taşındığını, bu nedenle kira sözleşmesi yapmadığını, bu duruma uygun bir abonelik sözleşmesi yapılması için … şirketine gidildiğini, ancak davalı şirket tarafından kira sözleşmesi getirilmesi halinde abonelik sözleşmesinin yapılabileceğinin söylendiğini, abonelik işlemini kesinkes yazılı kira akdi getirme şansına bağlamanın hukuka aykırı olduğunu, müvekkilin kaçak elektrik kastı bulunmadığını, davalı kendi kusuru ile abonelik işlemlerini yapmadığını, sayaç vermeyenin de davalının kendisi olduğunu, Mayıs 2014 ayından önce faaliyette bulunulan üst kata gelen aylık elektrik tüketimi ortalama 800.-1000.- TL arasında olduğunu, fatura örneklerinin (1.000,40 TL ve 934,20 TL) görüldüğünü, kabul anlamına gelmemek kaydıyla en fazla 2,5 aylık kullanım için verilecek cezanın 2.500.- TL ve 3.000,- TL civarı olabileceğini, beyan ederek, kesilen fahiş cezadan sorumlu olunmadıklarının tespitini ve ödenen bedellerin iadesini, ödenmeyen taksitler için İhtiyati Tedbir kararı verilmesini istenmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket kayıtlarında yapılan incelemede, davacı adresinde 15/07/2014 tarihinde yapılan kontrolde, davacının hem kuruma kayıtlı olmayan sayaçtan tüketim yaptığını, hem de akım trafosu bağlantı uçlarının yanlış bağlanmış olması nedeniyle mevcut kayıtlı olmayan sayacın kayıt yapmadığı tespit edilerek …seri numaralı tutanak düzenlendiği, tutanağın davacı dilekçesi ekinde sunulduğunu, bu tutanak üzerine yürürlükte olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin ilgili maddeleri uyarınca tahakkuk yapıldığını, tahakkuklarda hata olmayıp davacının tahakkuk eden bedelleri mevzuat uyarınca ödemesi gerektiğini, hesaplamaların, son düzenlemeler çerçevesinde 08/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren, 28994 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’ne göre yapıldığı ve mevzuata uygun olduğunu, anılan yönetmeliğin kaçak elektrik kullanımına ilişkin 26. Maddesine göre “Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da yapı bina giriş noktasından sayaca kadar olan tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmemiş sayaçtan geçirilerek, mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi” kaçak elektrik tüketimi olarak kabul edilir, hükmü bulunduğunu, kaçak elektrik kullanım bedeline yapılan itirazın ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldıramayacağını, davacının mülk sahibi ile yaşadığı sorunlar, kaydı olmayan sayaçtan elektrik tüketmesinin bahanesi olamayacağını, bu nedenle açık yönetmelik gereği, tahakkuk eden bedelleri ödemekle mükellef olduğunu, davacı tarafın yeni adresinde elektrik tüketimi yapabilmesi için, kira sözleşmesi ibraz ederek abonelik talep etmesinin mevzuat gereği olduğunu davacının bunu yapmayıp alt kata geçtiğinde sayaca müdahale edip alt kattaki tüketimleri kaydetmesi için bu sayaca bağlantı yapmasının da mevzuata aykırı olduğunu, davacının bunu yaparken bağlantıları yanlış yaptığından sayacın tüketimleri kaydetmediğini, kaydedilmeyen bu tüketimler için de tahakkuk yapıldığını, davacının ödemelerini yaparken ihtirazı kayıt öne sürmeden ödediğini, serbest irade ile ve ihtirazı kayıt konulmadan ödenen bedelin geri istenmeyeceğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından ” Abonesiz kullanım hususu ayrık olmak üzere ters bağlantı yapılan bir sayaçtan eleketrik geçirilmiş olması yönetmeliğe ve yasal düzenlemeye göre kaçak elektrik kullanımı manasına geldiği ” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonunda 03/12/2020 tarih ve 2018/2796 E- 2020/1725 K sayılı kararımızla mahkemece ters bağlantı nedeniyle sayacın kayıt yapmadığı kabul edilmekle birlikte kaçak tahakkuku yönünden inceleme yapılmadan davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğundan bahisle önceki bilirkişiler haricinde seçilecek üç kişiden oluşan bilirkişi heyetinden kira sözleşmesi sunulmasının yönetmelik gereği istenip istenemeyeceğinin yanı sıra tutanağa göre hesaplama yapılarak davacı ve davalı iddialarının karşılar rapor alınmasına ve sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir. Kaldırma kararı sonrası İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; ” alınan raporların, hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan teknik ve sektörel değerlendirmeler ile hesaplamalar bakımından, BAM kaldırma kararını karşılar nitelikte ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun olduğunun anlaşıldığı ve hükme esas alınmasına karar verildiği, hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporu kapsamında yapılan değerlendirmede de; davalı şirket tarafından tahakkuk ettirilen ve dava konusu olan 37.383,80 TL ‘lik Kaçak Elektrik Tahakkuk Bedelinin, 6.533,03-TL dışında kalan 30.850,77 TL’lik kısmının haksız tahakkuk ettirildiği, eş söyleyişle davalı yanın kaçak kullanıma bağlı tahakkuk ettirebileceği bedelin ancak 6.533,03 TL olduğu, bunun dışında kalan kısım olan 30.850,77 TL yönünden davacı yanın dava açmakta haklı ve hukuki yararı bulunduğu anlaşıldığından, davacının menfi tespit davasının iş bu miktar yönünden (30.850,77 TL) kısmen kabulüne, ayrıca dava açıldıktan sonra davacı yanca davalı yana yapılan; 3.198,65 TL, 3.250,27 TL, 3.350,19 TL ve 3.566,66 TL’lik ödemeler yönünden, davanın Menfi tespit davası olması ve yapılan ödeme miktarınca da kendiliğinden İstirdat davasına dönüşmesi nedeniyle, iş bu miktarların ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan İstirdadına ve ayrıca dava açılmadan önce davacı yanca davalı yana yapılan ve sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği iadesi talep olunan toplam; 10.575,35 TL’lik alacak (Talep:10.525,35 TL) yönünden ise; davacı yanın davalıdan talep edebileceği 6.533,03 TL kaçak tahakkuk bedelinin, ödeme tarihleri itibariyle yapılan ilk ödemeler olan toplam;10.525,35 TL’den düşüldükten sonra (taleple bağlı kalınarak) kalan 3.992,32 TL’lik haksız ödemeyi ödeme tarihinden itibaren davalıdan talep edebileceği sonucuna ulaşıldığından, işbu miktarından da (3.992,32 TL) ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçeleriyle 1-Davacının Menfi tespit davasının KISMEN KABULÜ ile; davacının 37.383,80 TL ‘lik Kaçak Elektrik Tahakkuk Bedelinin 30.850,77 TL’lik kısmı yönünden davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE, -Davacının fazlaya ilişkin menfi tespit isteminin REDDİNE, -Dava açıldıktan sonra ödenen, 3.198,65 TL’nin 07/11/2014 tarihinden, 3.250,27 TL’nin 08/12/2014 tarihinden, 3.350,19 TL’nin 06/02/2015 tarihinden ve 3.566,66 TL’nin de 16/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan İSTİRDATI ile davacıya VERİLMESİNE, 2-Davacının dava açılmadan önce haksız yere ödediği anlaşılan toplam: 3.992,32 TL’nin, 25/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekil istinaf başvurusunda önceki iddialarını tekrarla birlikte özet olarak; müvekkili şirket tarafından davacı adına kaçak elektrik kullanımından kaynaklı olarak yapılmış olan kaçak elektrik kullanım tespiti ve tahakkuku mevzuata uygun olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporuna karşı yapmış olduğumuz itirazlarının karşılanması amacı ile dosyanın yeni bilirkişiye tevdi edilmemesinin hukuki dinlenilme ve adil yargılanma hakkının ihlali mahiyetinde olduğunu, müvekkili şirketçe yapılan tahakkuklandırma ve faturalandırma işlemlerinde EPDK hükümlerince ve usulünce hesaplamalar yapıldığını, bilirkişi tarafından esas alınan bu hatalı oranların, müvekkil şirketçe yapılan hesaplama ile bilirkişice yapılan hesaplama arasında fark oluşmasına sebebiyet verdiğini, kurulu güç ve kullanım süresinin hatalı olduğunu, davaya konu tesisatın kurulu güç bilgisinin bugün değil, kaçak tespit tarihinde zapt altına alındığını, Yönetmelik m.28/2’de açıkça kurulu gücün 0,6 diversite ile kullanılacağı ifade edildiğini, ayrıca kaçak süresinin doğru bulgu ve belge bulunmadığından bahisle 90 gün olarak kabul edilmesi gerektiği ifade edilmişse de; doğru bulgu ve belge bulunmadığı hususunun davacı yanca ispat edilemediğini, kaçak elektrik tespit tutanakları, aksi ispat edilene kadar tespit ettiği bulgularla beraber geçerli olduğunu, davacının ödeme yaparken ihtirazı kayıt ileri sürmediğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Uyuşmazlık, kaçak elektrik kullanımına dayalı menfi tespit ve ödenen bedellerin iadesi talebine ilişkindir. Dosya kapsamından; davalı tarafından davacının adresinde 15/07/2014 tarihinde yapılan kontrolde, davacının kuruma kayıtlı olmayan sayaçtan tüketim yaptığı ve akım trafosu bağlantı uçlarının yanlış bağlanmış olması nedeniyle mevcut kayıtlı olmayan sayacın kayıt yapmadığı tespit edilerek … seri numaralı tutanak düzenlendiği, tutanağa istinaden de tahakkuk yapıldığı, alınan ilk bilirkişi kök ve ek raporlarında davalının ters bağlantı yapmak suretiyle kaçak elektrik kullandığının sabit olmasına göre hesaplama yapıldığı, bilirkişi heyet raporunda ise, davalı şirketin abonelik talebini kabul etmemesi nedeniyle doğru çalışan sayaçla elektrik kullanımının kaçak kullanım olmadığından bahisle hesaplama yapıldığı görülmektedir. Kaldırma kararı sonrası alınan bilirkişi kurulu raporlarında; “Davacının, abone olmadan, akım trafolu kayıtsız sayaçtan elektrik enerjisi kullandığı, akım trafoları ters bağladığından sayacın hiç tüketim kaydetmediği 15.07.2014 tarih ve F/728716 sayılı tutanakla tespit edilmiştir.Dava konusu olayda kaçak kullanımın belirleyici unsuru kayıtsız sayaçtır. Kayıtsız sayacın tüketimi kaydetmemesi, akım trafolarının ters bağlanması kaçak kullanımın belirleyici unsurları değildir. Kayıtsız sayaç, yasal şekilde tesis edilmediğinden ve davalı şirket tarafından mühürlenmediğinden müdahaleye açık olup, nadir haller dışında kaydettiği tüketime itibar edilmez. Akım trafolarının ters bağlanması ve tüketimi hiç veya eksik kaydetmesi yasal sayaçlar için önemlidir. Kaydettiği tüketime itibar edilmeyen kayıtsız sayaçlarda önemi yoktur. Çünkü, kaçak kullanımın tespiti için kayıtsız sayaçtan elektrik enerjisi kullanılması yeterlidir. Sonuç olarak, davacı, kayıtsız yani yasal şekilde tesis edilmemiş sayacın olduğu tesisatta elektrik enerjisi kullanmıştır. Kayıtsız sayaç akım trafolarının ters bağlanmasından dolayı tüketimi hiç kaydetmemiştir. Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 26. Maddesine göre; yasal şekilde tesis edilmemiş sayaçtan geçirilerek elektrik enerjisi tüketilmesi kaçak elektrik enerjisi tüketimi sayılmaktadır. Bu sebeple dava konusu olayın kaçak elektrik enerjisi tüketimi olduğu kanaatine varılmıştır. Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 29. Maddesinde; “Kaçak elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak yapılacak hesaplamada esas alınacak süre; doğru bulgu ve belgelere dayandırılması kaydıyla kaçak elektrik enerjisi kullanılmaya başlandığı tarih ile kaçak tespitinin yapıldığı tarih arasındaki süre olup bu süre 12 ayı geçemez. Doğru bulgu ve belgelerin bulunmaması halinde bu süre 90 gün olarak alınır” hükmü vardır. Dava konusu olayda, kullanım süresine ilişkin doğru bulgu ve belgeler olmadığından kaçak tüketim süresi 90 gün olarak alınacaktır. Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 29. Maddesinde; ortalama günlük çalışma saati; ticaret grubu abonelerde; 8 saat kabul edilir. Abone olmayanlara,% 20 artırılarak uygulanır. Davacı abone olmadığından iş yerinin ortalama günlük çalışma saati 8×1.2=9.6 saat olarak hesaplanmıştır. Davalı şirket, tutanak tanıklarına tespit sırasında faz açısını ölçtürmemiştir.” gerekçeleriyle davacının kullandığı kaçak elektrik bedelinin 6.533,03 TL olduğu, davacının 23.941,12 TL ödediği, davalının davacıdan fazla tahsil ettiği bedelin 17.408,09 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Buna göre, davanın menfi tespit talebine ilişkin olması nedeniyle davalı alacaklının kaçak kullanım ve miktarını ispatla yükümlü olduğu açıktır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 204. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca; “İlgililerin beyanına dayanılarak noterlerin tasdik ettikleri senetlerle diğer yetkili memurların görevleri içinde usulüne uygun olarak düzenledikleri belgeler, aksi ispatlanıncaya kadar kesin delil sayılırlar. “Özel hukuk tüzel kişisi olan şirkette hizmet akdiyle çalışan görevliler tarafından düzenlenen kaçak tespit tutanaklarının, 6100 sayılı Kanun’un 204 üncü maddesinin ikinci fıkrasında sayılan belgelerden olmadığı tartışmasızdır. Eş söyleyişle, kaçak elektrik tutanağı, aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden değildir ( Y.3.HD 2021/4894 E., 2021/10580 K.; 2022/8164 E-2023/954 sayılı ilamları da aynı yöndedir.). Davalı alacaklının kaçak kullanım süresi ile kurulu güç konusunda ispatla yükümlü olduğu, somut olayda tespit anındaki kurulu güç tespitinin tutanakta gösterilmediği, kaçak kullanım süresi hususunda doğru bilgi ve belgenin de davalı tarafça sunulmadığı anlaşılmakla mahkemece bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğunun kabulüyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya uygundur. Hükme esas bilirkişi rapor denetime elverişli olduğu gibi önceki raporlardaki çelişkiyi giderecek nitelikte olduğu ve yeni bilirkişi incelemesinin dosyaya katkı sağlayamayacağı da açıktır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirilmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 2.107,41 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 526,86 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.580,55 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 07/12/2023