Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/802 E. 2023/3687 K. 12.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/802
KARAR NO: 2023/3687
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/02/2022
NUMARASI: 2019/1245 E – 2022/104 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 12/12/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili işyerinin elektrik sayacına kaçak elektrik kullanıldığı iddia edilerek usulsüz bir şekilde ceza kesildiğini, kaçak elektrik kullanımının söz konusu olmadığını, müvekkilinin davalı kuruma 21.500,00 TL ödeme yaptığını, davalı elektrik kurumunun cezayı 36.761,00 TL’ye çıkardığını belirterek cezaların iptali ile borçlu olmadığının tespiti ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takibinin durdurulması ve elektriğin kesilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kaçak elektrik ekiplerince yapılan kontrollerde davacının perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşma olmadan kaçak elektrik enerjisi kullandığının tespit edildiğini, müvekkili şirket tarafından mevzuata uygun şekilde gerekli işlemler yapılarak kaçak elektrik bedelinin tahakkuk ettirildiğini, davacının tutanak aksini ispat edecek delil sunamadığını belirterek ,davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda ;Dava konusu 18.05.2019 tarihli … seri no.lu kaçak/usulsüz elektrik kullanım tespit tutanağının yürürlükteki mevzuat hükümlerine uygun olarak düzenlendiği, davacının 23.05.2019 tarihinden itibaren tesisatın abonesi olduğu ve 18.05.2019 tarihli tespit tutanağından önce tesisata ait abonelik sözleşmesinin bulunduğuna ilişkin somut bulgu vc belge bulunmadığı, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 42/1-a maddesi uyarınca davah şirket görevlilerince tespit edilen “perakende satış sözleşmesi veya İkili anlaşma olmaksızın” elektrik kullanımının kacak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edildiği dikkate alınarak davacının kaçak elektrik kullandığı sabit olduğundan, Mahkememizce alınan 02/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği uyarınca emsal Yargıtay Kararları doğrultusunda ve 1S.O5.2C19 tarihli … seri no.tu Kaçak Elektrik Tespit tutanağına istinaden EPDK Elektrik Faturalarına Esas Tarife Tabloları Faaliyet Bazlı Tüketici Tarifeleri Ticarethane Grubu birim fiyatları dikkate alınarak yapılan hesaplama neticesinde kaçak tüketim miktarı bedeli 35.761,80 TL olarak hesaplandığı ve bilirkişi raporu yeterli teknik inceleme ve değerlendirme içermekte olup hükme ve yargısal denetime de elverişli görülmekle hükme esas alınmış davacı taraf takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemiyle dava açılmış olup yapılan ödemelerin mahsubu sonucu borçlu olduğu miktarın belirlenmesi gerekeceğinden alınan mali müşavir bilirkişi raporunda yapılan ödemeler mahsup edilmiş olup tespit edilen faiz miktarı talep edilen faiz miktarından fazla olmakla taleple bağlı kalınarak 24.06.2019 son ödeme tarihli 35.761,82 TL tutarlı faturaya karşılık davacı tarafından yapılan toplamda 21.500,00 TL tutarlı ödeme düştüğünde bakiye kalan tutarın ( 35.761,82 TL – 21.500,00 TL=) 14.261,82 TL olup, gecikme gün faizi olarak 420,55 TL’nin dikkate alınması ile toplam bakiye alacağın (14.261,82 TL + 420,55 TL=) 14.682,37 TL olacağı, 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 1. maddesine göre Türkiye’de yapılan sınai, ticari, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyet çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler katma değer vergisine tabi olduğundan işlemiş faizin KDV’si olan 75,70 TL’den davacının sorumlu olduğu anlaşılmakla; davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, davacının İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına konu kaçak elektrik faturasından kaynaklı olarak davacının davalıya 14.261,82 TL kaçak elektrik bedeli, 420,55 TL gecikmiş gün faizi ve 75,70 TL faizin KDV’si olmak üzere toplam 14.758,07 TL borcunun bulunduğu, davacının 21.500,00 TL kaçak elektrik bedeli yönünden davalıya borçlu olmadığı gerekçesiyle; Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın KISMEN KABULÜNE; davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına konu kaçak elektrik faturasından kaynaklı olarak davacının davalıya 14.261,82 TL kaçak elektrik bedeli, 420,55 TL gecikmiş gün faizi ve 75,70 TL faizin KDV’si olmak üzere toplam 14.758,07 TL borcunun bulunduğu anlaşılmakla; davacının 21.500,00 TL kaçak elektrik bedeli yönünden davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı, davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle;Müvekkili Kurum tarafından davacı adına kaçak elektrik kullanımından kaynaklı olarak yapılmış olan kaçak elektrik kullanım tespiti ve tahakkukunun mevzuata uygun olduğu, kaçak tespiti için tespit anında mahalde fiili kullanıcının varlığının yeterli olduğu, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği m.42’de gösterilen haller içerisinde elektrik tüketimi yapan herkes, kaçak tespiti ve tahakkukunun muhatabı olabileceği, müvekkili şirket tarafından ilgili yasal mevzuat gereğince davacı tarafın kaçak elektrik kullandığı tespit edilmiş ve davacı hakkında mevzuata uygun biçimde gerekli işlemler yapılarak, kullanılan kaçak elektriğin bedeli mevzuat gereği hesaplanarak tahakkuk ettirilmiş olduğu, açıklanan sebeple, davacı tarafın dava dilekçesinde yapmış olduğu müvekkili adına yapılan takibin haksız ve mesnetsiz olduğu iddialarının dikkate alınmaması ve reddi gerektiği, huzurdaki dava dosyasında alınan bilirkişi raporlarında müvekkili şirketin tutmuş olduğu tutanağın ve tutulmuş olunan tutanağa ait tahakkukun da doğruluğunun sabit hale geldiği, davanın konusu menfi tespit davası olup, bilirkişi raporlarında sabit olduğu üzere davanın reddi gerektiği, ancak n Mahkemece dosyanın bilirkişiye tekrar gönderilmiş olup, bilirkişiden davacı tarafından ödenen tutarın faizleri hesaplanarak bakiye kalan borcunun ne kadar olduğunun hesaplanmasını istediği, hükme esas alınan Bilirkişi Raporunda, bilirkişiden böyle bir hususun istenmesinin huzurdaki davaya bir faydası bulunmamadığını belirtmekle birlikte huzurdaki davada müvekkili şirketin tutmuş olduğu tutanakların doğruluğunun sabit olduğu, Bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada faizin KDV’si hesaplanmamış olup, işbu hesaplamanın hükme esas alınmasının hatalı olduğu, nitekim işbu hususa ilişkin itirazları değerlendirilmeksin eksik inceleme hüküm tesis edilmesinun de hatalı olduğu, davacı her ne kadar kaçak elektrik kullanmadığını iddia etmiş olsa da; dosyasına iddiasını ve tutanakların aksini kanıtlar nitelikte, tespit tutanağı ve sair belgelerle aynı kapsam ve mahiyette herhangi bir somut delil sunamadığı, davacı tarafından eğer ki kaçak tespit tutanağında tespiti yapılan maddi olgunun aksi ve bu nedenle kaçak kullanım bedelinden sorumlu olunmadığı iddia ediliyorsa buna dair somut argümanlarını sunarak davasını ispatlaması gerekirken dosya kapsamına böylesine somut bir delilin sunulamamış olması nedeniyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği, ayrıca müvekkili kurum tarafından tanzim edilmiş olan H/220988 seri numaralı tutanakta davacı tarafın kaşesinin olması; davacının söz konusu tutanak içeriğini kabul ettiğini, tespiti anında mahalde olduğunu, fiilen kullanımın davacı tarafından gerçekleştirildiğini açıkça göstermekte olduğunu, diğer yandan ;mahkemece davacı tarafından yapılan ödemenin ihtirazi kayıt içermesine gerek olmadığı belirtilmiş ise de ,bunun kabul edilemeyeceğini , davacının öncelikle bahsi geçen ödemeyi İhtirazi Kayıt’la ödeme yaptığını da ispatlaması gerektiği,zira Borçlar Yasasının 62. maddesine göre ihtiyariyle yapılan bir ödeme olduğundan onu geri isteyemez düzenlemesi bulunduğu, davacının ödemelerini yaparken ihtirazi kayıt öne sürmeden ödediğini, serbest irade ile ve ihtirazi kayıt konulmadan ödenen bedelin geri istenemeyeceği, BAM ve Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğu, bu sebeplerle kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , menfi tesbit talebine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; davalı şirket görevlilerince; 18.05.2019 tarihinde “… Matı. … Cad. No:… Şirinevler/İstanbul’ adresinde bulunan mahalde kurulu … hizmet no.lu elektrik tesisatında yapılan kontrollerde; tesisata bağlı 2015 imalat yılı … Marka … seri no.lu kayıtlı sayaç üzerinden “sözleşmesiz enerji kullanıldığı”, kullanıcının … Elektrik İnşaat Gıda olduğu, sayacın son tüketim endeksinin T- 53334 kWh, olarak belirlendiği, mahallin ticarethane olduğu, tespite istinaden 18.05.2019 tarihli … seri no.lu kaçak/usulsüz elektrik kullanım tespit tutanağı düzenlendiği, tespite istinaden …Elektrik İnşaat Gıda adına 18.05.2019 tarihli … seri numaralı kaçak/usulsüz elektrik kullanım tespit tutanağı tanzim ve imza edildiği, davacıya ait vergi numarasının tespit esnasında belirlenerek tutanakta kayıt altına alındığı anlaşılmıştır. Mahkemece yargılamada bilirkişi raporları alınmıştır. Hükme esas alınan elektrik mühendisi bilirkişi raporunda özetle; Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 42/1-a maddesi uyarınca davah şirket görevlilerince tespit edilen “perakende satış sözleşmesi veya İkili anlaşma olmaksızın” elektrik kullanımının kacak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edildiği, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği uyarınca ve Emsal Yargıtay Kararları doğrultusunda. 1S.O5.2C19 tarihli … seri no.tu Kaçak Elektrik Tespit tutanağına istinaden. EPDK Elektrik Faturalarına Esas Tarife Tabloları Faaliyet Bazlı Tüketici Tarifeleri Ticarethane Grubu birim fiyatları dikkate alınarak yapılan hesaplama neticesinde. kaçak tüketim miktarı bedeli 35.761,80 TL olarak hesaplandığı ve esaplanan bedelin davalı şirket tarafından davacı adına düzenlenen ve davacı adına başlatılan İstanbul 34.İcra Müdürlüğü’ nün …. sayılı dosyasına konu 24.06.2019 son ödeme tarihli 35.761,82 TL fatura bedeli ite örtüştüğü, buradan Davalı tarafından düzenlenen 35.761,82TL bedelli faturanın mevzuatlara uygun olarak düzenlendiği ve davacının bu bedelden sorumlu olduğu, davacı tarafından Davalı şirkete belirli tarihlerde toplam 21.500.00 TL tutarında ödeme yapıldığı ve ödenen 21.500,00 TL’ iik bedelin ödeme tarihleri de dikkate alınarak 35.761.82 TL Tik kaçak tüketim bedelinden tenzil edilmesi gerektiği görüşü bildirilmiştir. Mali müşavir bilirkişi raporunda özetle; “24.06.2019 son ödeme tarihli 35.761,82 TL tutarlı faturaya karşılık davacı tarafından yapılan toplamda 21.500,00 TL tutarlı ödeme düştüğünde bakiye kalan tutarın ( 35.761,82 TL – 21.500,00 TL=) 14.261,82 TL olduğu, davalının yapmış olduğu ödemelere istinaden, fatura son ödeme tarihinden ödemenin yapıldığı tarihler dikkate alınmak suretiyle 1.172,31 TL faiz hesaplanmış, 12.261,82 TL tutarlı bakiye alacağına faiz tutarlı eklenerek ( 14.261,82 TL + 1.172,31 TL=) 15.434,13 TL davalının toplam alacağı hesap edildiği, diğer yandan davalı yan icra takip talebinde gecikme gün faizi olarak 420,55 TL talep ettiğinden talebe bağlılık ilkesi gereği Mahkemeniz tarafından 420,55 TL gecikme gün faizinin dikkate alınması durumunda ise; 24.06.2019 son ödeme tarihli 35.761,82 TL tutarlı faturaya karşılık davacı tarafından yapılan toplamda 21.500,00 TL tutarlı ödeme düştüğünde bakiye kalan tutarın ( 35.761,82 TL – 21.500,00 TL=) 14.261,82 TL olup, gecikme gün faizi olarak 420,55 TL’nin dikkate alınması ile toplam bakiye alacağın (14.261,82 TL + 420,55 TL=) 14.682,37 TL olacağı” şeklinde rapor düzenlenmiştir. Kaçak tutanaklarının , bir özel hukuk tüzel kişisi olduğu tartışmasız olan davalı şirkette hizmet akdiyle çalışan görevliler tarafından düzenlenmiş olduğu gözetildiğinde, 6100 sayılı Kanun’un 204. maddesinin ikinci fıkrasında hüküm altına alınan belgelerden olmadığı tartışmasızdır. Eş söyleyişle, kaçak elektrik tutanağı, aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden değildir. ( Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 21.10.2021 tarihli ve 2021/4894 E., 2021/10580 K. sayılı kararı da aynı yöndedir.) Ne varki ,davacı tarafça aksi yönde bir delil sunulamadığı, bu sebeple dosya kapsamına göre ; ilgili tüketim noktasına 22.05.2019 tarihinde görevli tedarikçi şirket olan BEPSAŞ ile sözleşme yapıldığı, sözleşme tarihi olan 22.05.2019 dan önce 19.2.2018 – 16.5.2018 ve 18.5.2019 tarihlerinde … ekipleri tarafından yapılan kontrollerde davacı şirket olan … Gıda San.ve Tic.ltd.şti nin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşma olmadan kaçak elektrik enerjisi tükettiği tespit edilerek kaçak tutanakları tanzim edildiği, tutanak tarihindeki Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine bu şekildeki kullanımın kaçak kullanım olduğu anlaşılmıştır.Bu durumda ,davacının borçlu olduğu miktar ile yapılan ödemelerin karşılaştırılması gereklidir.borç miktarı da,yargılamada alınan elektrik mühendisi ve mali müşavir bilirkişi raporları ile hesaplanmış olup,bu raporların hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır.Bu yönlere ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Ayrıca ; 6098 sayılı TBK’nın 39/son maddesine göre; aldatma veya korkutmadan dolayı bağlayıcılığı olmayan bir sözleşmenin onanmış sayılması, tazminat hakkını ortadan kaldırmaz. Tahakkuk yapıldığı tarihteki mevzuat hükümlerine uymayan bir ödeme yapıldığı iddia edildiği taktirde, ödeme sırasında ihtirazi kayıt ileri sürmese dahi ödeyen; zamanaşımı süresi içinde bu bedelin istirdadını talep edilebilir. Buna göre; davacının dava konusu kaçak tahakkuk bedelinin ödemesini yaparken ihtirazi kayıt koymasına gerek yoktur. O halde, bölge adliye mahkemesince; yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, davacının haksız olarak ödediğini iddia ettiği kaçak tahakkuk bedelinin iadesini, ihtirazı kayıt ileri sürmemiş olsa bile, zamanaşımı süresi içinde isteyebileceği göz önünde bulundurulduğunda ,davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Böylece ,mahkemece verilen kararda maddi vakıa ve hukuki denetim yönlerinden usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 1.468,67 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 367,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.101,50 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf masrafının istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 12/12/2023