Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/714 E. 2023/711 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/714
KARAR NO: 2023/711
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 31/01/2023
NUMARASI: 2023/60 Esas
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 09/03/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle davalı/borçlunun kullanımında olan tesisatta müvekkili kurum tarafından yapılan kontrolde abonenin sözleşmeyi devre dışı bırakılarak direkt bağlantı yapmak sureti ile kaçak elektrik enerjisi kullanıldığının tespit edilmesi üzerine zabıt tarihinde cari olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 42/1-c maddesi gereği, tanzim edilen dava konusu … seri numaralı ve 15/08/2022 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağına istinaden, 178805 kwh karşılığı olarak 1.221.158,49-TL kaçak tüketim tahakkuku yapıldığını, davalı borçlu aleyhine tahakkuk ettirilen 1.221.158,49-TL kaçak elektrik bedeline, 9.158,69-TL gecikmiş gün faizi ve 1.648,56-TL faizin KDV’si ilave edilerek toplam 1.231.965,74-TL fatura bedeli için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile gönderilen ödeme emrine davalı borçlu tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, davalının sayaca müdahale etmek sureti ile kaçak elektrik kullanımı gerçekleştirdiğinin, kaçak elektrik tespit tutanağı ve kaçak elektrik kullanımını gösterir fotoğraflar ve video kaydı ile sabit olduğundan, davalı borçlunun mevzuata uygun olarak düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağına ilişkin tahakkuku ödemekle yükümlü olup, söz konusu borca itirazının yerinde olmadığını, taraflar arasındaki ilişkinin kaçak elektrik kullanımından doğması ve davacının tacir kaydının bulunması sebebiyle taraflar arasındaki uyuşmazlığın, 6502 sayılı kanun kapsamında da olmadığından davanın “haksız fiil” hükümlerine göre Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğini, kaçak elektrik kullanımı eyleminin niteliği itibariyle “haksız fiil” teşkil etmesi ve haksız fiilden doğan davalarda “zarar görenin yerleşim yeri” icra daireleri ve mahkemelerinin de yetkisinin bulunması dolayısıyla zarar gören müvekkili şirketin yerleşim yerinin tabi olduğu İstanbul Adliyesi’nin icra daireleri ve mahkemelerinin de İİK 50. maddesinin atfı ile HMK’nın 16. maddesi gereği yetkili olduğunu, kaçak tespit tutanağına dayanılarak tahakkuk ettirilen faturaların borçlu şirkete bildirildiğinden ve fatura içeriğinde fatura tutarının ne şekilde hesaplandığı ayrıntıları ile yer aldığından alacaklarının likit olup, hükmolunacak meblağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekmekte olduğunu, bir davada bilirkişi incelemesine gidilmesinin, başlıbaşına alacağın likit olup olmaması için bir ölçüt olarak kabul edilemeyeceğini, … seri numaralı kaçak elektrik tespit tutanağının düzenlenmesi üzerine tahakkuk ettirilen faturanın, son ödeme tarihi geçmiş olmasına rağmen ödenmediğini, alacaklarının muaccel olup, rehin ile de temin edilmediğini, bu davanın sonuçlanması ve icra takibinin kesinleşmesi beklenildiği takdirde, “kamu alacağı” niteliğinde olan kaçak elektrik bedelinin tahsilinin tehlikeye gireceğini, borçlunun mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali bulunduğunu, tüm bu nedenlerle öncelikle hüküm ve icra takibi kesinleşinceye kadar, hukuki güvence kapsamında, borçlunun borca yeter miktarda menkul ve gayrimenkulleri ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını; davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamını ve davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Mahkeme, alacağın varlığı, miktarı ve muacceliyeti hususlarının yargılamayı gerektirdiği ve bu haliyle de İİK’nın 258. maddesindeki yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile;”1-Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin REDDİNE,2-Ara kararın taraflara tebliğine” ilişkin 31/01/2023 tarihinde istinafı kabil olmak üzere karar vermiştir.Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; davalının kaçak elektrik kullandığının tespitine ilişkin tutanakların sunulduğunu,kaçak tutanaklarının aksi sabit olana kadar geçerli olduğunu,yaklaşık ispatın gerçekleştiğini, ihtiyati haciz için muacceliyet şartının mevcut olduğunu,ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken bu talebin reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre;Talep, itirazın iptaline yönelik davada kaçak elektrik tutanaklarına dayalı ihtiyati haciz talebine ilişkindir.İstinafa gelen uyuşmazlık ise, talep eden şirket tarafından düzenlenen kaçak kullanım tespit tutanağı ile bu tutanaklara dayalı tahakkuk ettirilen faturalara dayalı ihtiyati haciz kararı verilip verilemeyeceğine ilişkindir.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1. Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır (Yargıtay 19.HD’nin 12/12/2019 Tarih, 2019/2300 E-2019/5531 K). Yaklaşık ispat konusunda, ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın, bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir. Tam ispatın arandığı durumlarda, bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır.Yaklaşık ispat durumunda ise hâkim o iddianın ağırlıklı/kuvvetli ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı etmez. Somut olayda, özel hukuk tüzel kişisi olan şirket tarafından düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağı ve bu tutanağa dayalı tahakkuk ettirilen faturalar nedeniyle alacağın muaccel olduğu ileri sürülmekle birlikte mevcut deliller kaçak kullanım ve faturalardaki bedel yönünden talep edenin iddiaları yönünden yaklaşık ispata elverişli değildir. Bu haliyle ihtiyati haciz şartları oluşmamıştır. Bu nedenle mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu sebeplerle; ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi usul ve hukuka uygun olmakla, davacının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 09/03/2023