Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/655 E. 2023/717 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/655
KARAR NO: 2023/717
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 17/01/2023
NUMARASI: 2022/297 E
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit-İtirazın İptali Nedeniyle
KARAR TARİHİ: 09/03/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davaya konu tesisatın bulunduğu adreste internet cafe faaliyeti gösterdiğini, işletmede 01.03.2022 tarihinden davalı görevlilerince yapılan incelemede havalandırma ve aydınlatma aksamına elektrik sağlayan hatta harici hat vasıtasıyla usulsüz elektrik kullandığı iddiası ile tutanak hazırlandığını, davalı şirket tarafından 11/03/2022 tarihinde tarihinde tahakkuk ettirilen 21-03-2022 son odeme tarihli 106.219,30 TL ile 21-03-2022 son odeme tarihli 46.714,8 TL olmak üzere toplam 152.933,88 TL’lik fatura tahakkuk edildiğini, müvekkilinin işletmede davalı kurum görevlilerinin iddia ettiği gibi 5000 Watt’lık herhangi bir havalandırma bulunmadığını, mevcut havalandırmaların 2 adet küçük havalandırma olup ortalama 75 Watt tüketim yaptığını ileri sürerek davalı görevlilerince gerçeğe aykırı bir şekilde tuttulan tutanakların iptali ile bu tutanaklara dayanarak kesilen cezaların iptaline karar verilmesini, mahkeme aksi kanaate olması halinde hesap bilirkişisi marifet ile inceleme yapılarak fazlaya ilişkin tutarlar yönünden borçlu olmadığımızın tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bilahare davalı tarafın sürekli olarak baskı yaparak haksız borcu tahsil etmeye ve müvekkilini davadan vazgeçirmeye çalışmakta olduğunu, bu amaçla müvekkilinin … mah. … sk. No:… Kağıthane/İstanbul adresinde bulunan internet kafesinin elektriğini kestiklerini, müvekkilinin internet kafe olması nedeni ile elektrik enerjisi olmadan faaliyetini sürdüremeyeceğini belirterek, mahkemece uygun görülecek teminat karşılığında HMK m.389/1 uyarınca elektrik enerjisinin tekrar sağlanması için tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Birleşen dosyada davacı … vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu kaçak elektrik tespit tutanağının düzenlenmesi üzerine tahakkuk ettirilen faturanın, son ödeme tarihi geçmiş olmasına rağmen ödenmediğini, ilgili borca istinaden takip başlatıldığını davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve birleşen dosyada 19/10/2022 tarihli kararında İİK m.257 vs. maddelerindeki ihtiyati haciz şartlarının oluşmasından bahisle ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verildiğini, akabinde ise birleşen dosyada 16/12/2022 tarihli duruşmada asıl dava davacı/birleşen davalı tarafın itirazlarının kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırıldığını, hukuki ihtilafa konu borca ilişkin alacaklarının muaccel olduğunu, rehin ile temin edilmediğini, işbu davanın sonuçlanması ve icra takibinin beklenmesi takdirde “kamu alacağı” niteliğinde olan kaçak elektrik bedelinin tahsilinin tehlikeye gireceğini, borçlunun mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali bulunduğundan, hüküm ve icra takibi kesinleşinceye kadar, hukuki güvence kapsamında, borçlunun borca yeter miktarda menkul ve gayrimenkulleri ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi için İİK m.257 gereği tekrardan ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından; 17/01/2023 tarihli ara kararla; “elektriğin kesilmesi veya kesilmemesi davamızın konusunu teşkil etmediğinden, davamızın konusunun elektirik faturası alacağına yönelik olduğu” gerekçeleriyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. İhtiyati haciz talebiyle ilgili olarak ise 29.12.2022 tarihli ara karar ile;” ihtiyati haciz isteyen vekili tarafından dosyaya sunulan belgelerden alacağın muaccel hale geldiğine ve borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlandığı, yahut kaçtığı ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunduğuna dair ciddi ve inandırıcı bir delil ortaya konulamadığı, yaklaşık ispat koşulunun da yerine getirilemediği” gerekçeleriyle ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verilmiştir. 17/01/2023 tarihli ara karara karşı asıl dosya davacısı; 29.12.2022 tarihli ara karara karşı birleşen dosya davacısı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Asıl dosya davacısı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusunun davalı tarafından tek taraflı hazırlanan usulsüz kullanım tutanağına ve ona bağlı olarak tahakkuk edilen faturalara ilişkin olduğunu, yapılan bilirkişi incelemesinde ” Davacı tarafından kullanılan kaçak tüketim tutarının, EPDK birim fiyatları ve ilgili yönetmelikleri doğrultusunda asıl alacak tutarının 9.942,23 TL hesaplandığı, ve Davacının, davalıya borcunun 9.942,23 TL olduğunun ” tespit edildiğini, davalının müvekkilini haksız olarak 152.933,88 TL’yi tahsile zorladığını, bu amaçla enerjisini kestiğini, sundukları emsal kararlarda ihtiyati tedbir kararının kabulüne karar verilmiş olduğunu, HMK 389. Madde koşullarının gerçekleştiğini ve telafi imkansız zararın önüne geçmek için elektrik enerjisinin tekrar sağlanması için tedbir kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Birleşen dosya davacısı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; “yaklaşık ispat” koşulunun gerçekleştirilmiş olup, mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğunu, alacağı kanıtlar nitelikte olan aksi sabit oluncaya kadar geçerli belge niteliğindeki kaçak elektrik kullanım tespit tutanakları dosya kapsamına sunulduğunu, kaçak elektrik kullanımı gösterir fotoğrafların yanında “sayaç giriş hattından ayrı bir hat çekilerek kontaktör vasıtası ile, sayaçtan geçirilmeksizin ” kaçak elektrik kullanımının tespit edildiği esnada çekilen video kaydının da dosyaya sunulu olduğunu, sunulan delillerle kaçak kullanımın kanıtlandığını, ihtiyati haciz kararı verilmesi için aranan muaccceliyet şartının somut olay üzerinden sübuta erdirildiğini,davanın sonuçlanması ve icra takibinin kesinleşmesi beklenildiği takdirde, “kamu alacağı” niteliğinde olan kaçak elektrik bedelinin tahsili tehlikeye gireceğini ileri sürerek kararın kaldırılarak ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Dava, asıl davada, menfi tespit talebi, birleşen dosyada ise kaçak tutanağı nedeniyle yapılan takibe vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup dava konusu borç kaçak elektrik kullanımından kaynaklanmaktadır. İstinafa gelen uyuşmazlık ise, menfi tespit davasında davaya konu fatura nedeniyle elektriğin kesilmesinin ihtiyati tedbir yoluyla istenip istenemeyeceği, birleşen dosyada ise kaçak tutanağı nedeniyle tahakkuk eden borç uçun ihtiyati haciz koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarındadır.Asıl dosya yönünden; HMK 389 ve devamı maddelerine göre “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir”. Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir. Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yedi- emine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir. Davacı vekili; dava konusu kaçak tutanağı nedeniyle elektriğin kesildiğini, ileri sürerek kesilen elektriğin açılması yönünde tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Somut olayda; dava konusu kaçak elektik tüketimine konu mahal iş yeri olup işin niteliği gereği elektriğin davacının işletmesi için olmazsa olmaz koşulu gözetildiğinde kesintinin, davacının ticari işletme faaliyetinin durmasına sebep olacağı, bu haliyle davacının ağır ekonomik kayıplara uğrayacağı, tarafların karşılıklı menfaatleri esas alındığında yargılama süresince çekişme konusu elektriğin kesilmesinin davacı aleyhine ağır zararlar doğuracağı, davanın sonuna kadar, en azından dava konusu miktarla sınırlı davacının işletmesinde elektrik kesintisinin önüne geçmek gerektiği, bunun yanı sıra alacağın miktarına göre davalı şirketin de ihtiyati tedbir isteminde hukuki yararı bulunduğu anlaşılmaktadır. Zira davacının mal varlığında gelebilecek bir değişim nedeni ile ilerde belirlenecek alacaklı şirket zararının elde edilmesi zorlaşabileceği gibi tamamen imkansız hale de gelebilecektir. Bu haliyle, davanın kaçak tutanağı ve bu tutanağa dayalı tahakkuk eden faturalar nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti talebine ilişkin olduğu, elektriğin de bu faturaların ödenmemesi nedeniyle kesildiği nazara alındığında tedbir talebinin dava konusu olduğu anlaşılmaktadır. Bu haliyle HMK’nın 389. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir koşullarının oluştuğu gözetilerek talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile talebin reddine karar verilmesi isabetli değildir.Birleşen dosya yönünden ise; Davanın 08/08/2022 tarihinde açıldığı, birleşen dosya olan İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 16.12.2022 tarih ve 2022/634 E-2022/1030 K sayılı kararıyla birleştirme kararı verildiği, birleştirme kararı öncesi 25.08.2022 tarihli ve ara karar ile, dava kaçak elektrik tespit tutanağına istinaden düzenlenen faturanın tahsili için başlatılan icra dosyasına vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, dosyaya sunulan kaçak elektrik tespit ve tahakkuk belgeleri, fotoğraflar, video kaydı vs. delillerin değerlendirilmesi neticesinde ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verildiği, karara karşı birleşen dosya davalısının itirazı üzerine 19.12.2022 tarihli ara kararla ” Somut olayda davacının davalıdan vadesi gelmiş ve rehinle teminat altına alınmış bir alacağının olduğunu gösterir yaklaşık ispat koşulunu da sağlayan belge ve kayıt bulunmadığı, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığının yargılama sonucunda ortaya çıkacağı” gerekçeleriyle Davalı vekilinin ihtiyati haciz kararına ilişkin itirazının KABULÜNE, 2-Mahkememizin 25/08/2022 tarihli davalının menkul ve gayrimenkul malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarının ihtiyaten haczine ilişkin ara karardan dönülmesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildiği görülmektedir. Birleşen dosya davacısı … vekili “birleşen dosyada 19/10/2022 tarihli kararında İİK m.257 vs. maddelerindeki ihtiyati haciz şartlarının oluşmasından bahisle ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verildiğini, akabinde ise birleşen dosyada 16/12/2022 tarihli duruşmada asıl dava davacı/birleşen davalı tarafın itirazlarının kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırıldığını, hukuki ihtilafa konu borca ilişkin alacaklarının muaccel olduğunu, rehin ile temin edilmediğini, işbu davanın sonuçlanması ve icra takibinin beklenmesi takdirde “kamu alacağı” niteliğinde olan kaçak elektrik bedelinin tahsilinin tehlikeye gireceğini, borçlunun mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali bulunduğundan İİK m.257 gereği tekrar ihtiyati haciz kararı verilmesini” talep etmiştir.Birleşen dosya davacısı vekilinin yeniden değerlendirme talep etmeksizin yeni bir talepte bulunduğu görülmektedir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1. Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır (Yargıtay 19.HD’nin 12/12/2019 Tarih, 2019/2300 E-2019/5531 K). Yaklaşık ispat konusunda, ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın, bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir. Tam ispatın arandığı durumlarda, bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hâkim o iddianın ağırlıklı/kuvvetli ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı etmez. Somut olayda, özel hukuk tüzel kişisi olan şirket tarafından düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağı ve bu tutanağa dayalı tahakkuk ettirilen faturalar nedeniyle alacağın muaccel olduğu ileri sürülmekle birlikte mevcut deliller kaçak kullanım ve faturalardaki bedel yönünden talep edenin iddiaları yönünden yaklaşık ispata elverişli değildir. Bu haliyle ihtiyati haciz şartları oluşmamıştır. Bu nedenle mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle asıl dava yönünden davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüyle kararın kaldırılarak ihtiyati tedbir talebinin kabulüne dair yeniden karar verilmesi, birleşen dosya davacısının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle;A- Birleşen dosya davacısı … Anonim Şirketi’nin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, B- Asıl dosya davacısı … Limited Şirketi’nin istinaf talebinin kabulüyle HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince karar kaldırılarak yeniden ara karar hakkında; 1-Asıl dosya davacısı … Limited Şirketi’nin ihtiyati tedbir talebinin kabulüyle; … hizmet numaralı aboneliğiyle ilgili olarak, 11/03/2022 tarihinde tarihinde tahakkuk ettirilen 21/03/2022 son odeme tarihli 106.219,30-TL ile 21/03/2022 son odeme tarihli 46.714,80-TL bedelli faturalar toplamı olan 152.934,10-TL üzerinden % 15’i oranında 22.940,11-TL’nin HMK 392 ve HMK’nun 87. maddesine göre nakit veya kesin ve süresiz banka teminatın davacı tarafça yatırılması ve bu faturalarla sınırlı olmak kaydıyla, elektriğin kesilmesinin önlenmesine, teminat yatırıldığında kararın infazı için ilk derece mahkemesince davalı şirkete müzekkere yazılmasına, Birleşen dosya davacısı … Anonim Şirketi’nden alınması gereken karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden Asıl dosya davacısı … Ticaret Limited Şirketi’ne isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Asıl dosya davacısı … Limited Şirketi’nce yapılan istinaf yargılama giderinin esas kararla birlikte mahkemesince değerlendirilmesine, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden birleşen dosya davacısı … Anonim Şirketi üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 09/03/2023