Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/62 E. 2023/3020 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/62
KARAR NO: 2023/3020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/11/2022
NUMARASI: 2021/635 E – 2022/793 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit -İSTİRDAT
BİRLEŞEN İSTANBUL10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2022/58 Esas Sayılı Dosyasında
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 17/10/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile dava dışı … A.Ş. aralarında akdettikleri elektirik enerjisi satış sözleşmesi olduğunu, davalı tarafından müvekkili hakkında 13/10/2021 tarih ve … numaralı kaçak/usulsüz elektrik kulanım tespit tutanağı düzenlendiğini, davalı tarafından, anılan kaçak elektrik kullanım tespit tutanağına dayanılarak 734.792,18 TL bedelli kaçak elektrik tahakkuk faturası ve 592.700,65 TL bedelli olmak üzere müvekkili adına toplam 1.327.492,83 TL kaçak elektrik tüketim borcu tahakkuk ettirildiğini, davacı tarafın, dava konusu faturalara dayanak oluşturan kaçak tespit tutanağındaki haksız ve mesnetsiz iddianın aksine kaçak elektrik enerjisi kullanılmadığını, davalının kaçak elektrik kullanım iddiasını ispat etmekle yükümlü olduğunu belirterek, 18/10/2021 tarihli … no’lu 734.792,18 TL bedelli kaçak elektrik tahakkuk faturası ve 18/10/2021 tarihli … no’lu 592.700,65 TL bedelli faturalardan dolayı şimdilik 500,00 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı … San. Tic. Ltd. Şti’nin İsanbul ili Esenyut İlçesindeki … hizmet numaralı tesisatta faaliyet göstermekte iken, 10/10/2021 tarihinde tesisatın beslendiği trafoda meydana gelen arızanın giderilmesi için çalışma yapan ekiplerce arıza tespiti esnasında yeraltı kablosuna kaçak kullanım amacı ile saplama yapılarak sayaçtan geçmeyen ilave bir hat tespit edildiğini, tespite istinaden … seri nolu tutanak tutulduğunu belirterek, ayrca tüketicinin aynı adres ve aynı hizmet numarasında daha önce de kaçak tespiti yapıldığını ve 20/10/2020 tarihli tespitle … seri nolu tutanakla faturaların oluşturulduğunu, davacının, önceki tahakkuk ve tespit için Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/779 Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açmış olduğunu, işbu dava dosyasında da davaya konu olan faturalar için davacı tedbir kararı alarak elektiriğinin kesilmesini engellediğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; davalının kullanımında olan tesisatta kurum tarafından 10/10/2021 tarihinde yapılan kontrolde … nolu trafo merkezinin 14 nolu deparına 3X70 mm kablo ile saplama yapılarak kontaktör devresi ile isteğe bağlı şekilde hem sayaçtan hem de kontaktör devresi üzerinden kaçak enerji kullanıldığının tespit edildiğini, tespit üzerine EPTK Yönetmeliği gereği 13/10/2021 tarihli … seri numaralı kaçak elektrik tespit tutanağının tanzim edildiğini, işbu tutanağa istinaden 734.792,18TL tutarında kaçak elektrik tüketim tahakkuku ile 592.700,65TL tutarında kaçak elektrik ek tüketim tahakkuku olmak üzere toplam 1.327.492,83TL tutarında kaçak elektrik tahakkuku yapıldığını, davalı aleyhine kaçak elektrik bedeline gecikmiş gün faizi ve faizin KDV’si ilave edilerek 1.339.188,93TL’nin tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ödeme emri gönderildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu, dosyanın dava tarihi itibariyle güncel bakiyesinin 1.507.873,81TL olduğunu beyanla, davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalının kaçak elektrik enerjisi kullanmamış olup, davacının iddiasını ispat etmekle yükümlü olduğunu, davacı tarafından kaçak elektrik kullanım iddiasının ispat delili olarak sunulan 13/10/2021 tarihli kaçak elektrik kullanım tespit tutanağının, maddi ve hukuki yönden itibar edilemez nitelikte olduğunu, davalı tarafından kaçak elektrik enerjisi kullanılıp kullanılmadığı, kullanmış ise takibe konu faturalarla tahakkuku yapılan kaçak tüketim bedelinin Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin kaçak elektrik tüketiminin tespiti ile kaçak elektrik tüketim bedelinin hesaplanmasına dair EPDK karar ve tarifelerine uygun olarak hesaplanıp hesaplanmadığının tespiti gerektiğini, beyanla, davanın reddini, davacının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda ; A-Asıl dava yönünden; Sübuta ermeyen davanın reddine,B-Birleşen dava yönünden; Davanın kısmen kabulüne; davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yönelik itirazının 1.339.028,70 TL yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacak olan 1.327.492,83 TL ye takipten itibaren avans faizi uygulanmasına, geri kalan kısma yönelik talebin reddine, Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan %20 üzerinden hesaplanan 267.805,76 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı,davacı -birleşen dosya davalısı vekili istinaf etmiştir. Davacı-birleşen dosya davalısı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; Öncelikle; ilk derece mahkemesinin yanılgılı takdir ve değerlendirmesinin aksine, müvekkili tarafından kaçak elektrik kullanıldığı iddiasının tam ve kesin olarak sübuta ermemiş olup, kaçak elektrik kullanılıp kullanılmadığının bilirkişi marifetiyle tespit edilmesinin zorunlu olduğu, somut davada, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda “kaçak kullanımın gerçekleştiğine” dair bildirilen görüş ise, davaya konu 13.10.2021 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağına ilişkin olarak başkaca dava ve takip dosyalarından düzenlenen bilirkişi raporlarında “kaçak kullanımın bulunmadığına” dair bildirilen görüşler ile çelişkili olup,bu çelişkinin giderilmesini teminen, heyet oluşturulmak suretiyle yeni bir bilirkişi raporu tanzim ettirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yönde vaki itirazlarımızın reddi ile yanılgılı takdir ve değerlendirmeye dayalı olarak asıl davanın reddine ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının hukuka aykırı olduğu, ilk derece mahkemesince itibar edilen bilirkişi raporunda “kaçak kullanımın gerçekleştiğine” dair görüş bildirilmiş ise de; bu görüş,h uzurdaki davaya konu 13.10.2021 tarihli tespit tutanağına ilişkin olarak başkaca dava-takip dosyalarından düzenlenen bilirkişi raporlarında “kaçak kullanımın bulunmadığına” dair bildirilen görüşler ile çelişkili olduğu, davacı-birleşen davada davalı müvekkilinin , 13.10.2021 tarihli ve … seri no’lu kaçak elektrik tespit tutanağına dayanılarak düzenlenen faturalardan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemiyle huzurdaki asıl davanın açılmasından önce taraflarınca bir başka tutanak olan 20.10.2020 tarihli ve … seri no’lu kaçak elektrik tespit tutanağına dayanılarak düzenlenen faturalardan dolayı da borçlu olmadığının tespiti istemiyle, yine davalı-birleşen davada davacı taraf aleyhine Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mah.’nin 2020/779 E. sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığı, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mah.’nin 2020/779 E. sayılı davasında; Mahkemece, bilirkişi raporu tanzimi için görevlendirilmiş olan bilirkişi heyetinden, ayrıca huzurdaki davaya konu 13.10.2021 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağına ilişkin olarak da inceleme ve değerlendirme içeren bilirkişi raporu alındığı, ilk derece mahkemesince itibar edilen bilirkişi raporunun aksine “mahallinde kaçak bağlantı tespitinin yapılamadığı ve müvekkilinin geçmiş dönem tüketimlerinin,13.10.2021 tarihli kaçak tespit tutanağı içeriği ile örtüşmediği” görüşünün bildirildiğini, tüketim faturasında esas alınan tüketim miktarı, EPTHY.m.44-m.45 hükümlerine göre, kaçak elektrik tüketim miktarının hesaplanmasında ve faturalanmasında esas alınması gereken “güç değeri, “süre” ve “günlük çalışma saati” unsurları yönünden müvekkil aleyhine hatalı belirlendiği ve faturada fazla tahakkuk yapılmış olmakla, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu faturanın EPTHY hükümlerine uygun tanzim edildiğine dair bildirilen görüşün olduğu, bu husustaki itirazlarının dikkate alınmadığını, diğer yandan açtıkları menfi tesbit davasının kısmi dava niteliğinde olduğunu,davacı-birleşen davada davalı müvekkilinin , menfi tespit davasının görülmesi sırasında, menfi tespit davasına ve icra takibine konu borcun faiz ve sair ferileriyle birlikte tamamı olarak talep edilen 1.647.501,83-TL’nı – dilekçe ekindeki banka dekontları ile sabit olduğu gibi 08.07.2022 tarihinde 1.000.000,00-TL ve 13.07.2022 tarihinde 647.501.83-TL olmak üzere -davalı-birleşen davada davacı şirketin banka hesabına ödemek zorunda kaldığı, müvekkilinin iade alacağının var olup olmadığı ve varsa miktarının bilirkişi marifetiyle tespit edilerek istirdat talebi hakkında hüküm kurulması gerekirken, ilk derece mahkemesince merfi tespit talebinin reddine karar verilmiş olmasının da hukuka aykırı olduğu, Mahkeme ara kararı uyarınca harç tamamlanmak zorunda kalınmış ise de – dava dilekçesinde 500,00-TL olan talep miktarı ıslahla artırılmamış olmakla, davalı taraf lehine vekâlet ücreti olarak, AAÜT’nin m.13/2 hükmüne göre, reddedilen talep miktarı olan 500,00-TL’nın hüküm altına alınması gerekirken, talep konusu olmayan miktar da dâhil edilerek belirlenen 154.199,43-TL nispi vekâlet ücretinin hüküm altına alınmış olmasının hukuka aykırı olduğu, Birleşen dava yönünden ayrıca ;Yine, müvekkilinin takip-dava konusu kaçak elektrik bedelinden sorumlu olduğunu kabule göre ;İlk derece mahkemesince hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda takip tarihi itibariyle borç tutarı, asıl alacak 1.327.492,83-TL, yıllık %19,2 oranına göre işlemiş faiz 9.776,16-TL ve faizin KDV’si 1.759,71-TL olmak üzere toplam 1.339.028,70-TL hesaplanmış ve ilk derece mahkemesince, bu toplam tutar yönünden takibe itirazın iptaline ve asıl alacağa avans faizi uygulanmasına ve geri kalan kısma yönelik taleplerin reddine karar verilmiş olduğu, , haksız fiil nitelikli kaçak elektrik kullanımından doğan alacak için, kanuni faiz oranında temerrüt faizi istenebilecek (TBK.m.117) olup, ” takipte işlemiş ve işleyecek faizin kanuni faiz oranı uygulanarak belirlenmesi ve icra takibinin, kanuni faiz uygulanarak devamına karar verilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince, avans faizi uygulanarak devamına karar verilmiş olmasının hukuka aykırı olduğu gibi, asıl alacağa avans faizi uygulanmasına karar verilmesine karşılık, hükme esas alınan bilirkişisi raporunda, takip öncesi (01.11.2021-15.11.2021) dönemde geçerli avans faiz oranı olan yıllık %16,75 oranı yerine, 6183 sayılı AATUHK.m.51 hükümlerine göre “gecikme zammı” oranında talep edilen yıllık %19,2 oranı esas alınarak hesaplanan işlemiş faiziyle birlikte belirlenen takip borç tutarına göre itirazın iptaline karar verilerek, kendi içinde çelişkili hüküm kurulmuş olmasının da hukuka aykırı olduğu, ayrıca; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’na göre haksız fiilden kaynaklanan tazminat alacaklarına işletilecek faizin bu verginin matrahına dâhil olmayıp, haksız fiil nitelikli kaçak elektrik kullanım borcuna işlemiş faize KDV ilave edilerek alacak hesabı yapılması mümkün olmadığından, icra takibindeki faizin KDV’si alacak kaleminin tamamen çıkartılması ve takibin, faizin KDV’si alacak kalemi bulunmaksızın devamına karar verilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince, hükme esas alınan bilirkişi raporunda faizin KDV’si dâhil edilerek hesaplanan takip borç tutarına göre itirazın iptaline karar verilmiş olmasının da hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Asıl dava, kaçak elektrik kullanıldığından bahisle tutulan tutanak ve düzenlenen faturalara ilişkin (menfi tespit) istirdat , birleşen dava ise, aynı alacakla ilgili icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.Davanın dayanağı olan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında , 1.327.492,83 TL asıl alacak, 9.911.95 TL faiz ve 1.784,15TL KDV olmak üzere toplam 1.339.188,93TL üzerinden takip yapıldığı, davacı -birleşen davalının süresinde itirazı üzerine ilamsız takibin durduğu görülmüştür. Yargılama aşamasında davacı, icra dosya borcunu ödediğini bildirerek talebini istirdata çevirmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ;davacı şirket hakkında 13/10/2021 tarihli kaçak tesbit tutanağı tutulduğu, tutanakta,” ilgili mahalde yapılan kontrolde, … nolu Trafo Merkezi’nin 14 nolu deparına 70 mm kablo ile saplama yapılarak kontaktör devresi ile isteğe bağlı şekilde hem sayaçtan, hem de kontaktör devresi üzerinden enerji kullanıldığı tespit edildi…” açıklamalarının yer aldığı, sayaçtan geçen akım değerlerinin toplamının 750 A olduğu, harici hattan geçen akım değerlerinin tespit edilemediğinin yazıldığı ve kurulu gücün 310 KW olduğu tespitinin yapıldığı görülmüştür. Mahkemece taraf tanıkları dinlenmiş, keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmıştır.Mahkemece dinlenen davalı -birleşen davacı tanıkları beyanlarında; arıza tespiti sırasında olay mahalline gittiklerinde, davacı-birleşen davalının bahçesinden ulaşım sağlanabilen kapalı alandan patlama sesleri geldiğini duyduklarına, davacının izni ile buraya ulaşım sağlandığını ve uzaktan kumandalı kontaktörün tespit edildiğini, saplama noktasından kontaktöre kablo gittiğini tespit ettiklerini ve bunun davacı tarafa doğru gittiğini, ancak kabloyu yer altında çıkararak nereden geçtiğini araştırmadıklarını bildirmişlerdir.Davacı-birleşen dosyadaki davalı tanıkları ise; bir kaçak kullanım olmadığını, kontaktörün bağlandığı saplama kablosunu kimin yaptığını ve nereye gittiğini bilmediklerini, tinercilerin kapalı alanı kullandığını bildirmişler. Mahkeme keşif yerinde yapılan gözlemde:” Keşif mahalinin davacıya ait binanın dışında ve kontrolü dışında bir alanda bulunan trafo binası yanı olduğu, trafodan çıkan kablolardan mahalleye gidenlerinin yol altına ilerlediği noktada açıkta olduğu, tanıklarca harici kablo saplantısının buradan yapıldığının bildirildiği, davacıya ait sayacın trafo binası içinde olduğu, tanık beyanına göre harici kablonun yan tarafında bulunan ve kapısız tek oda şeklinde bulunan metruk odanın içerisine gittiği, burada tespitin yapıldığının bildirildiği, kablonun bu noktadan sonra nereye gittiğinin kontrol edilmediğini, sadece bu bölgede fotoğraflar çekilip güç kontrolü yapıldığı ve arızanın giderildiği, sonra diğer ekibe haber verildiğinin ifade edildiği, mahkememizce yapılan metruk oda incelemesinde, harici kablo izinin bulunmadığı ve sökülmüş olduğu, buradan hareketle davacıya ait işyerine geçildiğinde, işyerinin bitişiğinde binadaki işyerlerine giden elektrik kablolarının dağıtım panolarının olduğu görülmüştür.” şeklindeki gözlem karara aktarılmış olup, keşif gününden sonra sunulan ve olay anına ait video kaydının izlendiği ve davalı birleşen davacının iddiasını doğruladığı şeklinde de tesbit yapıldığı anlaşılmıştır. Elektrik Mühendisi bilirkişi … tarafından hazırlanan 23/05/2022 tarihli bilirkişi kök raporu ile itiraz üzerine alınan 27/06/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda, kaçak kullanım olduğu, tespitin doğru olduğu, hesaplanan elektrik enerjisi bedelinin ve kaçak kullanım bedelinin yönetmelik ve tarifeye uygun olduğu bildirilmiştir. Bilirkişinin kök raporunda , tahakkuk ve fatura denetimi yönünden ilgili yönetmelik hükümlerine göre ,ayrıntılı ve gerekçeli bir inceleme ve değerlendirme yapmadığı,fatura ve tahakkukların yönetmeliğe uygun olduğu yönünde genel bir ifade ile yetindiği ,itiraz üzerine alınan ek raporunda ,30 Mayıs 2018 Tarihli ve 30436 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve olayda uygulanması gereken Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 42. ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre inceleme ve değerlendirme yaparak, kaçak ve ek tahakkukların, davalı kurum tarafından düzenlenen faturalardaki işlemler ile bire bir örtüştüğü,davacı işletme tarafından, mükerrer kaçak elektrik enerjisi kullanımına dair davalı tarafından düzenlenen kaçak kullanıma dair fatura bedelinin 734.792,20 TL ve ek tahakkuk kapsamında düzenlenen faturanın da 592.700,65 TL olarak uygun olduğu, harici hattan “saplama” yolu ile davacı tarafından yapılan kaçak kullanıma dair, davalı tarafından düzenlenen kaçak ve ek tahakkuk faturalarının toplamının 1.327.492,85 TL olduğu, bu bedelin, tarafıncca yapılan işlemler ile de teyit edildiği ve isabetli tahakkuk yapıldığı şeklinde görüş bildirilmiştir. Mali müşavir bilirkişiden faiz hesaplaması yönünden rapor alınmıştır. Taraflar arasında, 20/10/2020 tarihli kaçak tüketim tutanaklarına dair ihtilafın Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/779 Esas dosyasında görüldüğü ve karara bağlandığı anlaşılmış, Mahkemece ;” davalara konu bu iki tutanağın tarihleri ve tespit konusu farklı olduğu” gerekçesiyle bekletici mesele yapılmaması ve birleştirilme kararı verilmemesinin gerekçesinde hukuka aykırılık görülmemiştir. Mahkemece dinlenen tanık anlatımları, elektrik şirketince sunulan olay gününe ilişkin video kaydı ve mahallinde yapılan keşif ile mahkeme gözlemi, fotoğraflar, bilirkişi raporundaki kıyaslanan tüketim miktarları dikkate alınarak , tespit tarihinden sonra dış duvarın yıkılarak dışarıdan girilmeye imkan verildiği, kontaktörün içinde bulunduğu bu alanın dışından, mahalleye dağılan yer altı kablosuna saplama suretiyle kaçak hat çekilerek kapalı alanda kontaktöre bağlandığı ve buradan da tüketim noktasına iletildiği, davacı dışında bunu yapabilecek imkana sahip birinin olmadığı, dolayısıyla bu saplama ve kullanımın davacı tarafça yapıldığı konusundaki mahkemenin kabul ve takdirinin dosyadaki delillere uygun olduğu, davacı-davalı şirketçe kaçak elektrik kullanımının sabit olduğu anlaşılmakla, bu yönlere ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Diğer istinaf sebeplerinin incelenmesiyle; Yargıtay’ın kararlılık kazanmış içtihatlarında da belirtildiği üzere gecikme zammı faiz niteliğindedir. Takip konusu alacak kaçak elektrik tüketim bedelinden eş söyleyişle haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Tarafların tacir olduğu gözetilerek ,tacirler arası haksız fiil sözkonusu olmakla,alacak miktarına yasal faiz değil ,avans faizi işletilmesi gerektiğinden ,bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. KDV’ ye yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesiyle ; Yargıtay 3. HD’nin benzer davalarla ilgili olarak verdiği 2021/9141 esas ve 2022/1231karar sayılı ve 05/06/2017 tarihli ve 2016/14376 Esas ve 2017/9066 Karar sayılı kararında ” işlemiş faiz ile takip tarihi sonrasında işleyecek faize KDV uygulanacak şekilde hüküm tesisi gerekirken dosya içeriği ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu 20. madde hükmü ve kaçak tüketim tahakkukunda KDV hesaplaması yapılması gerektiğini vurgulayan Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12/10/2011 tarihli ve 2011/7-690 Esas-2011/617 Karar sayılı ilamına aykırı hüküm kurulduğu “gerekçesiyle bu hususun bozma sebebi yapıldığı içtihatları mevcuttur.Bu sebeple davalı tarafın bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Davacı (birleşen davalı) tarafça; menfi tesbit davasının kısmi dava niteliğinde olduğunu,davacı-birleşen davada davalı müvekkilinin , menfi tespit davasının görülmesi sırasında, menfi tespit davasına ve icra takibine konu borcun faiz ve sair ferileriyle birlikte tamamı olarak talep edilen 1.647.501,83-TL’nı – dilekçeekindeki banka dekontları ile sabit olduğu gibi 08.07.2022 tarihinde 1.000.000,00-TL ve 13.07.2022 tarihinde 647.501.83-TL olmak üzere -davalı-birleşen davada davacı şirketin banka hesabına ödemek zorunda kaldığı, müvekkilin iade alacağının var olupolmadığı ve varsa miktarının bilirkişi marifetiyle tespit edilerek istirdat talebi hakkında hüküm kurulması gerekirken, ilk derece mahkemesince merfi tespit talebinin reddine karar verilmiş olmasının da hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de , davacının başlangıçtaki menfi tesbit talebinin ,istirdat davasına dönüştüğü,talep edilen miktar üzerinden nisbi harcın yatırılması gerektiği ve sonuçta reddedilen bu talep yönünden AAÜT uyarıca davalı lehine nisbi vekalet ücretine hükmedilmesinde usul ve hukuka aykırılık bulunmadığından bu yöne ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararın mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacıbirleşen dosya davalısının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı-birleşen dosya davalısının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Asıl dava yönünden ; Alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile 189,15 TL harcın davacıdan tahsiline ,Birleşen dava yönünden alınması gerekli 91.469,00 TL nisbi istinaf karar harcından peşin yatırılan 22.867,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 68.601,70 TL harcın birleşen dosya davalısından alınarak hazineye gelir kaydına , İstinaf masrafının istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/10/2023