Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/571 E. 2023/545 K. 20.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/571
KARAR NO: 2023/545
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/12/2022
NUMARASI: 2022/185 E –
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 20/02/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davalı/borçlunun kullanımında olan tesisatta müvekkili olan kurum tarafından yapılan kontrolde 12456 kwh karşılığı olarak 68.265,36 TL kaçak elektrik tüketim ve 12802 kwh karşılığı olarak 13.833,73 TL kaçak ek tüketim tahakkuku yapıldığını, davalı borçlu aleyhine tahakkuk ettirilen 82.099,09-TL kaçak elektrik bedeline, 1.226,01-TL gecikmiş gün faizi ve 220,69-TL faizin KDV’si ilave edilerek toplam 83.545,79-TL fatura bedeli için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile takip yapıldığını, yapılan icra takibinden gönderilen ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edildiğini ve itiraz üzerine icra takibinin durduğunu, davalının harici hat çekmek sureti ile kaçak elektrik kullanımı gerçekleştirdiğini, kaçak elektrik tespit tutanağı ve kaçak elektrik kullanımını gösterir video kaydı ile sabit olduğundan davalı borçlu mevzuata uygun olarak düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağına ilişkin tahakkuku ödemekle yükümlü olduğundan söz konusu borca itirazının yerinde olmadığını, davalı tarafın icra takip başlatılmadan önce ve Mahkememiz dosyasının dava konusu alacaktan sorumlu olmadığının tespiti için müvekkili şirket aleyhine, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/185 Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açtığını, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/185 esas sayılı dosyası ile görülmekte olan menfi tespit davası ile huzurdaki dava arasında fiili ve hukuki bağlantı bulunduğundan her iki davanın birleştirilmesini talep ettiklerini, Borçlunun mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali bulunduğundan, hüküm ve icra takibi kesinleşinceye kadar, hukuki güvence kapsamında, borçlunun borca yeter miktarda menkul ve gayrimenkulleri ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi için İİK m. 257 gereği ihtiyati haciz talep ettiklerini, tüm bu sebeplerle İİK m. 257 gereği dava ve takip kesinleşinceye kadar teminatsız veya mahkememizce uygun görülecek teminat karşılığında ihtiyati haciz konulmasını, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/185 Esas sayılı dosyası ile dosyamız arasında fiili ve hukuki bağlantı bulunduğundan bu iki davanın birleştirilmesini, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu haksız ve yersiz itirazının iptali ile takibin devamını, davalı/borçlu aleyhine hükmolunacak meblağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince “İhtiyati haciz talebinin reddine” karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından düzenlenen ve kaçak elektrik kullanıldığına ilişkin tespit içeren tutanağın, aksi sabit oluncaya kadar geçerli, resmi belge hükmünde olduğunu, Müvekkili Şirket yetkililerince 12/02/2022 tarihli ve … tahakkuk numaralı kaçak elektrik kullanım tespit tutanağı düzenlendiğini, elektrik kullanımına dayalı fatura alacağına müstenit alacaklarda ihtiyati haciz taleplerinin, diğer fatura alacakları gibi değerlendirilmemesi, kamu hizmeti niteliği ve yasal mevzuatla sınırların keskin şekilde çizildiği bu nedenle de kabul edilmesi gerektiğine emsal kararlar bulunduğunu, kaçak elektrik kullanımının Borçlar Kanunu uygulamasına göre haksız fiil olduğunu ve haksız fiil nedeniyle yönetmeliğe uygun şekilde düzenlenen faturanın da bir alacak borç ilişkisi nedeniyle düzenlenmiş bir fatura olmayıp haksız kullanıma mevzuat tarafından öngörülmüş bir sonuç olduğunu, alacağımızın varlığı İİK 257 ve devamı maddelerine göre ispat edildiğinden ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken talebin reddinin hukuka uygun olmadığın ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, kaçak elektrik tutanakların adayalı tahakkuk ettirilen fatura borcunun ödenmemesi nedeniyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstinafa gelen uyuşmazlık ise, davacı şirket tarafından düzenlenen kaçak kullanım tespit tutanağı ile bu tutanaklara dayalı tahakkuk ettirilen faturalara dayalı ihtiyati haciz kararı verilip verilemeyeceğine ilişkindir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1.Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır (Yargıtay 19.HD’nin 12/12/2019 Tarih, 2019/2300 E-2019/5531 K). Yaklaşık ispat konusunda, ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın, bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir. Tam ispatın arandığı durumlarda, bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hâkim o iddianın ağırlıklı/kuvvetli ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı etmez. Somut olayda, özel hukuk tüzel kişisi olan davacı şirket tarafından düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağı ve bu tutanağa dayalı tahakkuk ettirilen faturalar nedeniyle alacağın muaccel olduğu ileri sürülmekle birlikte dosyanın bulunduğu aşama itibariyle mevcut deliller kaçak kullanım ve faturalardaki bedel yönünden davacının iddiaları yönünden yaklaşık ispata elverişli değildir. Bu haliyle ihtiyati haciz şartları oluşmamıştır. Bu nedenle mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu sebeplerle; ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi usul ve hukuka uygun olmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/02/2023