Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/538 E. 2023/3108 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/538
KARAR NO: 2023/3108
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/11/2022
NUMARASI: 2019/689 E – 2022/1061 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 24/10/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı şirket arasında, 04/05/2018 tarihinde toplam 3 adet abonelik için iki adet elektrik tedarik sözleşmesi imzalandığını, dava konusu edilen … ve … nolu aboneliklerin sanayi tarifesine göre hazırlanmış sözleşmeler olup sözleşme kapsamında düzenlenen dava dışı tüketim faturalarının davalıya gönderildiğini ,ancak davalı tarafça Konya … Noterliği vasıtasıyla 08/08/2018 tarih … nolu fesih ihbarnamesi keşide edilerek müvekkiline tebliğ edildiğini,Beyoğlu … Noterliği vasıtasıyla keşide ettikleri 28/08/2008 tarih … yevmiye nolu cevabi ihtarname ile hukuki durumun açıklandığını,davalının sözleşmenin süresi içinde ve sürelere riayet etmeden ,ayrıca haklı bir neden olmaksızın sözleşmeyi feshi nedeniyle , sözleşme- nin 7.1 maddesi gereğince son 12 dönem faturaların en yüksek faturasının 2 katı kadar cezai şart ta- hakkuk edildiğini, ayrıca sözleşmenin 7.3 maddesi gereğince taahhüdün ve sözleşmenin geriye kalan süresi için kar kaybı mahrumiyeti faturası düzenlendiğini ,söz konusu faturaların ödenmemesi üzerine davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden icra takibine girişildiğini, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu beyanla itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının % 40 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile mahkumiyetini karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan 2019/338 E. Sayılı dava sırasında mahkemece tensiben davacıya arabuluculuk son tutanağını ibraz için kesin süre verildiğini, davacı tarafın yapılan yapılan ihtarata rağmen tutanağı sunmadığını, geçen süre içinde davanın zamanaşımına uğradığını, sözleşmenin 8.maddesinin oldukça ağır ve şaşırtıcı hükümler içerdiğini, uzmanlık alanı olmayan bir konuda davalının tecrübesizliğinden yararlanıldığını, müvekkilinin adresi itibariyle Konya İcra Daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkili her ne kadar tacir olsa da ,sözleşmenin genel işlem koşulu niteliğinde olduğunu,eşitler arası bir söz- leşme olmadığını, hakkında her hangi bir bilgilendirme yapılmayan YEK bedeline ilişkin maddenin yazılmamış sayılmasının gerektiğini,sözleşmenin feshinde davalının her hangi bir kusuru bulunmadığı gibi davacı taraftan sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacaklı olduklarını beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi’nce: “DAVANIN KABULÜNE, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takibe yaptığı itirazın iptali ile takibin aynen devamına, alacak belirlenebilir olmakla iptaline karar verilen kısmın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu: Hüküm davalı tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; 1- İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan 2019/338 E. sayılı dava sırasında mahkemece verilen ara karara rağmen arabuluculuk son tutanağının kesin süre içinde ibraz edilme- diğini, aradan geçen süre içinde davanın zamanaşımına uğradığını, 2- Davacının ‘ucuz elektrik’, ‘yüksek fatura ödemeye son’ minvalinde tanıtım yaptığını , sözleşme eki olarak sunulan yıllık tasarrufu gösteren kıyas teklifi içeren belgede müvekkilinin elek- triği % 6 indirimli olarak kullanacağı ve yıllık yalnızca 1 abonelik için yaklaşık 3.030,00 TL tasarruf edeceğinin belirtildiğini, davalının da daha az ücret ödemek amacıyla iş bu sözleşmeyi imzaladığını ve davacıya … bankası’na ait … nolu 25.000,00 TL bedelli teminat mektubu verdiğini, davalı her ne kadar tacir de olsa imzalanan sözleşme konusunun uzmanlık alanına girmediğini, genel işlem şartları niteliğindeki sözleşmenin, davacı tarafından, kendi faaliyet alanına yönelik ve teknik terimlerle dolu , alanında uzman kişilerce hazırlanmış bir sözleşme olduğunu, reaktif bedelinin fatu- rada açıkça gösterilmediğini, tasarruf yapma amacıyla yola çıkan davalının öncekinden bile yüksek bedelli fatura ödemeye başladığını, davacının gerçek iradesi ve vaat edilenler karşısında yaşanan güven sarsıcı olaylar nedeniyle sözleşmenin temelinden sarsıldığını, sözleşmenin feshinde davalının hiç bir kusuru bulunmadığı gibi mağdur durumda olduğunu, YEK bedeli ödemeleri nedeniyle davalıdan( sebepsiz zenginleşme kapsamında) alacaklı olduğunu,davacıya borcunun bulunmadığını , icra takibi haksız olup haklı nedenle itirazda bulunduklarını beyanla kararın kaldırılmasını istemiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, İİK 67 maddesine dayalı itirazın iptale talebine ilişkindir. 1-Zamanaşımı def’i ile ilgili olarak; TBK 146. Madde gereğince , dava konusu alacak 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Somut olayda ,icra takibinin dayanağı olan faturalar 13/11/2018 ve 23/11/2018 tarihli olup takip tarihi ( 28/11/2018) itibariyle zamanaşımı süresi dolmamıştır. Diğer yandan davalının itiraz dilekçesini 30/11/2018 tarihinde sunduğu, ancak masraf verilmediğinden davacı tarafa tebliğ edilmediği,hak düşürücü sürenin de geçirilmediği anlaşılmaktadır. 2- Davacının fesih nedeni ile ilgili olarak; Dosya içeriğine göre; davacı … İthalat İhracat A.Ş. ile davalı … San.ve Tic. A.Ş. arasında 04/05/2018 Başlangıç tarihli Aktif Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşme başlangıç tarihi :04/05/2018, tedarik başlangıç tarihi: 01/06/2018, sözleşme bitiş tarihi tedarik tarihinden itibaren 24 ay, tarife grubu: sanayi olarak belirlenmiştir. Davalı şirket Konya …Noterliği vasıtasıyla keşide ettiği ihtarname ile YEK BEDELİ ve REAKTİF bedellere ilişkin fatura ilaveleri nedeniyle fesh bildiriminde bulunmuştur. Her iki abonelik te davalı şirket adına düzenlenen en son fatura tarihleri 18.10.2018 olup bu tarih itibariyle davalı şirket davacının portföyünden çıkmıştır. Dolayısıyla davalının 24 aylık taahhüdü 4.ay itibariyle bozulmuştur. Davalı şirketin abonelik fesh gerekçesine konu faturalar incelendiğinde; fatura içeriği alacağın aktif enerji bedeli ,YEK bedeli ve dağıtım bedelinden ibaret olduğu görülmektedir. Elektrik Mühendisi bilirkişi … tarafından yapılan teknik inceleme sonucu; a.) Aktif enerji bedeli ile ilgili olarak; … nolu abonelikte enerji birim satış fiyatının 0,29545 TL/kwh birim fiyattan ücretlendirildiği, EPDK onaylı … ulusal tarife birim fiyatı 0,315966 T./ kwh olduğundan davacı tarafça taahhüt edilen indirimin uygulandığı, faturaya yansıtılan dağıtım bedeli birim fiyatının EPDK onaylı … ulusal tarife birim fiyatı olduğu, … nolu abonelikte enerji birim satış fiyatı 0,28026 TL/kwh birim fiyattan ücretlendirilmiş olup EPDK onaylı … ulusal tarife birim fiyatı 0,315966 TL./ kwh olduğundan davacı tarafça taahhüt edilen indirimin uygulandığı, yine faturaya yansıtılan dağıtım bedeli birim fiyatının EPDK onaylı … ulusal tarife birim fiyatı olduğu, davacının fazlaya ilişkin talebinin olmadığı anlaşılmıştır. b.) YEK (Yenilenebilir Enerji kaynak) bedeline ilişkin olarak, taraflar arasındaki Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi’nin “Vergi, Resim, Harç Ve Diğer Piyasa Bedelleri” başlıklı 5. Maddesinde: “Abone, Tedarikçi’nin Abone’ye elektrik satışından kaynaklı olarak bölgesindeki dağıtım şirketi ile yapmış olduğu sözleşmeden ve teminattan kaynaklı doğan damga vergisinin faturaya yansıtılmasını kabul eder. Tedarikçi’nin bu bedellere ilişkin haklarım kullanmamış olması hakkından feragat edildiği anlamına gel- meyeceği gibi, bu hakkın herhangi bir zamanda kullanılmasına engel teşkil etmeyecektir, TRT, BTV, Sistem Kullanım Bedelleri. Dağıtım ve Kayıp Bedeli ve YEK Bedeli ödemeleri Tedarikçide kalan bedeller olmayıp, sadece, bu bedellerin tahsilatlarına aracılık edilmektedir. Abone, faturasında yer alan ancak fatura ödemesi sonucunda Tedarikçi’de kalmayan, diğer kurumlara transfer edilen hiçbir bedelin iade talebini Tedarikçi’den yapmayacağını kabul eder. ” hükmüne yer verilmiştir. Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Belgelendirilmesi ve Desteklenmesine İlişkin Yönetmeliğin ilgili maddeleri uyarınca YEKDEM kapsamındaki ödeme yükümlülüğü tutarları, bir piyasa katılımcısının tedarik yükümlülüğü kapsamındaki uzlaştırmaya esas çekiş miktarları üzerinden ilgili piyasa katılımcısına (davacı şirkete) yansıtılmaktadır. Dolayısıyla davacı şirket elektrik satışından kaynaklanan piyasa maliyetleri bedelini …’a iletmekte ,yani maliyet bedelleri, davacı şirket üzerinde kalmamaktadır. Taraflar arasında imzalanan sözleşme içeriğinde bu bedelin tahsil edilebileceği kararlaştırılmıştır. Megawattsaat bazında fatura dönemine ait ulusal bazda belirlenen YEK birim bedelinin, davalı şirketin davacı tedarikçi şirketten elektrik aldığı dönemlere ait MWh (Megawattsaat) bazındaki aylık tüketimleri ile çarpılarak hesap edilen fatura içeriğinin mevzuata uygun olup fazladan tahakkuk bulunmamaktadır. c.) Reaktif bedeline ilişkin olarak; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nce yayınlanan “Dağıtım Lisansı Sahibi Tüzel Kişiler Ve Görevli Tedarik Şirketlerinin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar” başlıklı 5999-3 sayılı Kurul Kararında; “Reaktif enerji tarifesi uygulamasının kapsamı; (3) Kurulu gücü 50 kVA’nın altında olan müşteriler, çektikleri aktif enerji miktarının yüzde otuz üçünü aşan şekilde endüktif reaktif enerji tüketmeleri veya aktif enerji miktarının yüzde yirmisini aşan şekilde kapasitif reaktif enerji vermeleri halinde; kurulu gücü 50 kva ve üstünde olanlar ise, çektikleri aktif enerji miktarının yüzde yirmisini aşan şekilde endüktif reaktif enerji tüketmeleri veya aktif enerji miktarının yüzde onbeşini aşan şekilde sisteme kapasitif reaktif enerji vermeleri halinde, reaktif enerji tüketim bedeli ödemekle yükümlüdür. (4) Endüktif reaktif enerjiye ilişkin oranların aşılmaması halinde reaktif enerji bedeli alınmaz. Bu sınır aşılırsa, çekilen reaktif enerjinin tamamına (endüktif sayaçta ölçülen değer) reaktif enerji tarifesi uygulanır. (5) Kapasitif reaktif enerjiye ilişkin oranların aşılmaması halinde reaktif enerji bedeli alınmaz. Bu sınır aşılırsa, sisteme verilen reaktif (kapasitif sayaçta ölçülen değer) enerjinin tamamına reaktif enerji tarifesi uygulanır. (6) Endüktif ve kapasitif reaktif sınırların ikisini birden aşan müşteriye, endüktif reaktif ve ka- pasitif reaktif sayaçlardan en yüksek değeri kaydeden sayaç değerinin tamamına reaktif enerji tarifesi uygulanır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Faturaya reaktif bedel yansıması halinde sorumlusu davalı şirkettir. Reaktif dengesizlik şebeke geriliminin yükselmesine sebep olarak dağıtım şirketinin dağıtım faaliyetlerini aksatmaktadır. Davalı şirketin herhangi bir fatura döneminde mevzuatın müsaade ettiği reaktif tüketimin, aktif tüke- timinin % 20’sini geçmesi sebebiyle tahakkuk ettirilmiş, EPDK’nun sair hükmü doğrultusunda, faturada yer alan enduktif-reaktif bedel tutarından davalı şirketin sorumlu tutulabileceği kanaatine varılmıştır. (Bu bedel de tahakkuk ettirilir ise davacı uhdesinde kalmamakta, dağıtım şirketine aktarılmaktadır. ) Sözleşmenin 6.6. maddesinde;”sözleşme bitiş tarihinden önce ,abonelik tahliye olursa, abone tedarikçiye iki (2) ay önceden yazılı olarak bildirimde bulunma yükümlülüğünde olup bu bildirimi yapmaması halinde 7. Maddedeki cezai şartı ve kar kaybını ödeyeceğini kabul ve beyan eder” denilmiştir. d.) Sözleşme hükmünün geçerliliği ile ilgili olarak , davalı tacir olup TTK 18/2 md gereğince “ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir.” Sözleşmenin hata, hile, cebir vs gibi hallerle sakatlandığı yönünde delil de bulunmamaktadır. 6098 sayılı TBK’nun 20.maddesinde: “Genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer söz- leşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir. Bu koşulların, sözleşme metninde veya ekinde yer alması, kapsamı, yazı türü ve şekli, nitelendirmede önem taşımaz. Aynı amaçla düzenlenen sözleşmelerin metinlerinin özdeş olmaması, bu sözleşmelerin içerdiği hükümlerin, genel işlem koşulu sayılmasını engellemez. Genel işlem koşulları içeren sözleşmeye veya ayrı bir sözleşmeye konulan bu koşulların her birinin tartışılarak kabul edildiğine ilişkin kayıtlar, tek başına, onları genel işlem koşulu olmaktan çıkarmaz.
Genel işlem koşullarıyla ilgili hükümler, sundukları hizmetleri kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de, niteliklerine bakılmaksızın uygulanır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Somut olayda,sözleşmenin cezai şart ve kar kaybı tazminatına ilişkin hükmünün, genel işlem koşulu olarak nitelendirilebilecek bir düzenleme olmadığı açıktır.Netice itibariyle davalının fesih gerekçesi yerinde olmadığı gibi, sözleşme süresi içinde taahhüt süresi sona ermeden ve fesih usulüne uyulmadan fesih yoluna gidildiği de sabit olduğuna göre davacı taraf sözleşmenin süresinden önce feshi nedeniyle kar kaybı tazminatı talep edebilecektir.Sözleşmenin 4.2 maddesinde, abonenin sözleşme hükümleri veye borçtan dolayı icra takibine sebebiyet vermesi halinde icralık her faturanın yüzde % 12’si kadar icra ceza bedeli talep edebileceği hükme bağlanmıştır.Takibe konu 2 adet asıl alacak faturası … ve … nolu abonelikler için im- zalanan sözleşmenin erken feshi nedeniyle kar kaybı tazminatı, 6.557.95 TL icra cezai şart tazminatı faturasıdır. Bilirkişi kurulunca yapılan değerlendirme sonucu ; davacının takip tarihi itibariyle talep edebileceği toplam alacağın takip tutarı ile uyumlu (62.027,25 TL) olduğu , talep de fazlalık bulun- madığı tespit edilmiştir. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değer- lendirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edilmediğinden, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 4.237,08-TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.059,28-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.177,80-TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 24/10/2023