Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/535 E. 2023/3813 K. 21.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/535
KARAR NO: 2023/3813
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/12/2022
NUMARASI: 2022/296 E – 2022/858 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 21/12/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı/borçlu Gaziantepli … San. Tic. Ltd. Şti. tarafından 21.07.2020 tarihinde Arnavutköy İşletme Müdürlüğü sorumluluk sahasında bulunan … Mahallesi, … Caddesi ile … Sokak kesişimi Arnavutköy, İstanbul adresinde yapılan çalışma esnasında davalı tarafça gereken dikkat ve özenin gösterilmemiş olması sebebiyle müvekkili şirketin enerji dağıtım altyapısına dahil olan kablo ve tesisata hasar verildiğini, meydana gelen tesis hasarı ve enerji kesintisinin müvekkili şirketin yüklenici şirketi tarafından giderildiğini, hasarın onarımında sarf edilen malzeme, montaj, işçilik bedelleri ile hasardan kaynaklanan diğer kayıpların müvekkili şirketin maddi zararına sebebiyet verdiği, Davalı/borçlu tarafından hasardan doğan bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine, hasar tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz dahil 9.570,27-TL’nin tahsili amacıyla ilamsız takip yapıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, ileri sürerek borçlunun itirazının iptaline ve hükmolunacak meblağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından davalı müvekkili aleyhine isnat edilen yapı çalışmalarının müvekkili şirket tarafından gerçekleştirilmediğini, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi kayıtlarından da görüleceği üzere müvekkili şirketin Merkez adresi; “… Cad. No:.. Beylikdüzü / İstanbul ” adresi olduğunu, hasarın meydana geldiği belirtilen adreste müvekkili şirketin ticaret unvanına benzer nitelikte olan başka bir şirket olan … Sanayi ve Ticaret A.Ş yer aldığını, davacı şirketin enerji dağıtım alt yapısının hasara uğradığını iddia ettiği adres … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin ticaret sicil adresi olduğunu, arabuluculuk görüşmelerinde de bu hususun dile getirilmesine rağmen kötüniyetle davanın müvekkili aleyhine açıldığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “… davacı tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan hasar tespit tutanağı formunda hasar verenin “… Baklava” şeklinde gösterildiği, ancak işletme adı dışında şirketin ticaret unvanın açıkça yazılmadığı, işbu tespit formu tutanağında hasar verenin nasıl belirlendiğinin kayıt altına alınmadığı, nitekim hasar tespit formunda “… Baklava” kısmının altında şirketi temsil ve ilzama yetkili herhangi bir kimsenin ismi ile imzanın da bulunmadığı, hasar sürecine ilişkin formda ise “… Baklava adına çalışmakta olan iş makinesinin” hasara sebebiyet verdiğinin ifade edildiği, ancak yine şirketin açık ticaret unvanının ve yapılan tespitin neye dayandığının tutanakta gösterilmediği, hasar bedelinin hesaplanmasına yönelik belgelerde de aynı durumun devam ettirildiği, dilekçe ekindeki hasara ilişkin resimlerde “…” isimli ticari işletmeye ait bir fotoğrafın bulunduğu, ancak ticari işletmenin adı ve tabelası dışında bir bilginin olmadığı, davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu bu belgelerden yola çıkarak kazı çalışmaları sırasındaki hasara davalı şirketin sebep olduğunu ileri sürdüğü ve davasını işbu davalıya karşı ikame ettiği; ancak davalının ticaret sicil kayıtlarını sunması ve bahsi geçen adreste kendisinin değil isim benzerliği bulunan başka bir şirketin olduğunu savunması karşısında; öncelikle kazı çalışmaları ile hasara sebebiyet verenin kim olduğunun somut olarak ortaya konulması gerektiği, Arnavutköy Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabından kazı çalışmaları yapılan “Hadımköy Mahallesi … Caddesi ile … Sokak kesişimi Arnavutköy/İstanbul” adresindeki tadilat yapı ruhsatı ve diğer resmi belgelerden kazı çalışmalarının dava dışı … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ nin gerçekleştirdiğinin sübuta erdiği, hasara sebep olan kazı çalışmaları ile davalının herhangi bir ilgisinin olmadığının tespit edilmiştir. Öte yandan; kazı çalışmaları yapılan yerde ve dava dilekçesi ekinde sunulan “…” isimli ticari işletmenin tabelasının bulunduğu iş yerinin hangi şirkete ait olduğunun belirlenmesi ve kesin olarak tespit edilmesi için mahkememizce ayrıca kolluk araştırmasının yaptırıldığı, Arnavutköy İlçe Emniyet Müdürlüğünün 12/09/2022 tarihli cevabi yazısından dava dilekçesindeki ticari işletmenin dava dışı … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin olduğunun belirlendiği, ayrıca müzekkere ekinde dava dışı şirkete ait vergi levhasının ve şirket kaşesinin de gönderildiği, dava dilekçesi ekinde sunulan resimlerdeki ticari işletmenin müzekkere ekinde sunulan kaşeden de görüleceği üzere dava dışı … Sanayi ve Ticaret A.Ş..’ ye ait olduğunun aşikar olduğu, davacının hasar tespit işlemleri sırasında dilekçe ekinde resmini sunduğu ticari işletmenin hangi şirketin olduğunu kolaylıkla öğrenebileceği halde bu hususta gereken dikkat ve özenin gösterilmediği, tacirden beklenen basiretli davranışın gösterilmediği, kaldı ki kazı çalışmalarına yönelik alınan ruhsattan da, ruhsatı hangi şirketin aldığı ve hasara kimin sebep olduğunun Belediyeden rahatlıkla belirlenmesi mümkün olduğu halde davacı şirketin hiçbir araştırma yapmadan olay yerinde herhangi bir ticari işletmesi bulunmayan hatta dosyaya sunulan ticaret sicil kayıtlarına göre şirket merkezinin (Beylikdüzü / İstanbul) dahi başka bir yerde olan davalı aleyhine işbu davanın ikame edilmek suretiyle yanlış hasma yöneltilerek dava açıldığı, eldeki davaya konu hasarın ve kazı çalışmalarının davalı şirketle herhangi bir ilgisinin bulunmadığı, kazı çalışmasına ilişkin Belediye ruhsat izinleri ile kolluk araştırma tutanağından hasara dava dışı … Sanayi ve Ticaret A.Ş.”nin neden olduğu, davacının hasar işlemleri sırasında yeterli araştırma yapmadan gelişigüzel hasar tespit tutanağı düzenleyerek yanlış hasma dava açtığından davacının davasının pasif husumet yokluğundan usulden reddine; ayrıca davalı her ne kadar kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de, davacının kötü niyetli olarak icra takibinde bulunduğu ya da kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalının yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin de reddine karar vermek gerektiği…” gerekçeleriyle 1-Davacının davasının pasif husumet yokluğundan usulden reddine,2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin yasal koşullar oluşmadığından reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekil istinaf başvurusunda önceki iddialarını tekrarla birlikte özet olarak; husumet yokluğunun yeterince araştırılmadığını, … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye bir ihbarda bulunulmadığını, ilgili şirketten bilgi almak için herhangi bir müzekkere yazılmadığını, her ne kadar ticaret sicili gazetesinde farklı isimler olarak gözükse de … Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile Gaziantepli … Baklavaları ve Uluslararası Nakliyat Sanayi Ticaret Limited Şirketi arasında bir bağ olup olmadığının araştırmasının yapılmadığını, söz konusu şirketlerin internet sitelerinde yer alan logolarda kullanılan isimler, yazı türleri, amblemlerin benzerlik gösterdiğini, şirketler arasında bir bağ olup olmadığının araştırılması gerektiğini, saha personeli tarafından tutulan hasar tespit tutanağında “… Baklavaları” yazdığını, tutanağı düzenleyen personel tarafından hasarı gerçekleştiren şirketin unvanının bilinmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Dava, haksız fiile dayalı, hasar bedelinin tahsili talebiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstinafa gelen uyuşmazlık ise davalının pasif husumet ehliyetinin olup olmadığı, bu hususun yeterince araştırılıp araştırılmadığı noktasında toplanmaktadır. Dosya kapsamından davaya konu yerdeki kazı çalışmalarında davacı şirkete ait yeraltı kablosunun hasar gördüğü, durumun tutanağa bağlandığı, tutanak içeriğinde hasarın ” … Baklaca adına çalışan … kepçesi ile verildiğini belirtildiği, mahkemece yapılan araştırmalarda hasarın verildiği yerde dava dışı şirketin faaliyet gösterdiği, zabıta araştırmasında da aynı sonuca ulaşıldığı anlaşılmaktadır. Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti; dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde kabul edilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veye kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Husumet dava şartı olup, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan, yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gereken bir husustur. Bu düzenlemeler ışığında somut olay incelendiğinde, davacı tarafından ileri sürülen hasarın dava dışı şirketin faaliyet gösterdiği yerde oluştuğu, her şirketin ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunduğu, davalı şirket ile dava dışı şirketin aynı şirketler olduğu hususunun da ispatlanamadığı gözetildiğinde mahkeme kararında belirtilen gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygundur.
Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirilmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Davacıdan alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 21/12/2023