Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/504 E. 2023/570 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/504
KARAR NO: 2023/570
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 28/12/2022
NUMARASI: 2022/710 Esas
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 23/02/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava ve talep dilekçesinde özetle; haksız ve hukuka aykırı olarak müvekkilinin elektriğinin kesilmesi sebebiyle açılan davada, İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/653 esas sayılı dosyasından 06/10/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararı verildiğini, kararın tebliğine rağmen, davalının açık kötüniyetle müvekkilini mağdur etmek için bilinçli olarak elektriği açmaması nedeni ile ihtiyati tedbir kararı İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından infaz edildiğini, elektrik icra dairesi eli ile açıldığı halde davalı tarafından dava konusu fatura tanzim edilerek müvekkilinin abonelik sözleşmesi devam ederken hiçbir tebligat ve bildirim yapılmadan 12/10/2022 tarihinde kaçak usulsüz kullanım iddiası ile müvekkilinin elektriğinin davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak bir kez daha kesildiğini, müvekkilinin tescilli sanayi kuruluşu olması, elektriğinin davalı tarafından tüm kanun dışı yollara başvurularak, müvekkile karşı sistematik yıldırma girişimlerinde bulunulması, müvekkilin elektriğinin üç kez kesilmesi, bu nedenle müvekkilin üretiminin aksaması, müşterilere karşı edimlerini süresinde yerine getirememesi, elektriğin kesilmesi nedeni ile teslim tarihleri ve neredeyse saatleri belli giyim eşyalarının makinalarda ıslak ve kimyasallar içinde kalması nedeni ile müvekkilinin uğradığı zarar, istihdam ettiği kişi sayısı, makine parkuru ve yaptığı işin niteliği, davalının iddialarının hukusuzluğu, mesnetsizliği ve dava konusu fatura bedelinin ödendiğinin sabit olmasına rağmen, mükerrer tahsilat maksadıyla yeniden ödeme için ihtarname gönderildiği dikkate alınarak, öncelikle teminatsız, aksi halde makul bir teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilerek dava konusu faturanın icra takibine konu edilmesinin ihtiyaten durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde davalı tarafça kaçak elektrik kullanıldığı iddia edilerek işlem yapıldığının ve davaya konu 11/10/2022tarihli … numaralı 85.707,34 TL bedelli fatura düzenlendiğinin, davacının iş yerini çalıştırabilmek için davacının bu bedeli ödediğinin ancak davalı kurum tarafından fatura bedelinin ödenmesi için ikinci kez ihtarname gönderildiğini, davacının kaçak elektrik kullanmadığı ve fatura nedeniyle borcunun bulunmadığı halde mükerrer tahsilat yapılmak istendiğinin beyan edilerek davaya konu fatura nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinin ve faturanın icra takibine konu edilmesinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin talep edildiği, dosya kapsamından davaya konu fatura nedeniyle davalı tarafından başlatılmış icra takibinin bulunmadığının anlaşıldığı, İİK’nun 72/2. maddesinde “İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın % 15’inden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir ” düzenlendiği belirtilerek; “1- İhtiyati tedbir talebinin kabulü ile, Davaya konu 11/10/2022tarihli … numaralı 85.707,34 TL bedelli faturanın % 15’i oranında 12.856,10 TL nakdi teminat veya muteber bir bankanın aynı miktarda kesin ve süresiz teminat mektubu ibraz edildiğinde davaya konu fatura nedeniyle davalı tarafından davacı hakkında dava tarihinden sonra icra takibi başlatılması halinde bu icra takibinin tedbiren durdurulmasına, 2-İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılı HMK. 392 maddesi gereğince davacı tarafından fatura bedelinin %15’i oranında nakdi teminat yatırılmasına veya aynı miktarda bankadan kesin ve süresiz teminat mektubu sunmasına, 3-Miktar ve çeşidi yukarıda yazılı teminat, mahkeme veznesine depo edildiğinde, teminatın yatırıldığının karara şerh verilmesine, 4-Tedbir kararı verildiği tarihten itibaren 1 hafta içerisinde teminat yatırılmadığı ve verilen tedbirin uygulanmasının istenilmediği takdirde ihtiyadi tedbir kararının HMK 393/1 maddesi gereğince kendiliğinden kalkmasına, Dair; İhtiyati tedbir yönünden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ara kararın verildiği tarihten itibaren redde ilişkin ihtiyati tedbir kararlarına yönelik olarak, HMK 391/3 Maddesi gereğince iki hafta içerisinde istinaf yolu, HMK 394/1 Maddesi gereğince karşı taraf dinlenilmeden aleyhe verilen ihtiyati tedbir kararları yönünden tebliğden itibaren bir hafta içerisinde itiraz yolu, itiraz üzerine verilen kararlara karşı HMK 394/5 Maddesi gereğince iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere” 17/11/2022 tarihinde karar verilmiştir. Karara davalı vekili itiraz etmiştir.Bununu üzerine mürafaa duruşması sonrasında mahkemece; davacı vekilince dava dilekçesinin ekinde davaya konu faturaya ilişkin ödeme yapıldığına dair dekontun ve ödeme tarihinden sonra davaya konu faturanın da ödenmesinin istenildiği davalı tarafından davacıya gönderilen ihtarnamenin dosyaya sunulduğu, yukarıda belirtilen ilgili kanun maddesi ve dosya kapsamınca yaklaşık ispat koşulunun sağlandığı, tedbirin şartlarının bulunduğu ve mahkememizce takdir edilen teminatın somut olay yönünden uygun olduğu gerekçesi ile; “1-Davalı vekilinin ihtiyati tedbirin kaldırılmasına ilişkin ve teminat miktarının arttırılması taleplerinin ayrı ayrı reddine 2-İşbu ara kararın taraflara tebliğine” istinafı kabil olmak üzere 28/12/2022 tarihinde karar vermiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.İstinaf dilekçesinde; ihtiyati tedbir için kanunun aradığı şartların gerçekleşmediğin,yaklaşık ispat koşulunun olayda oluşmadığını, olayın kaçak elektrik kullanımına ilişkin olduğunu,talebin reddi gerektiği,ciddi zararların doğmasına yol açtığı,kaçak enerji tutanağının tutulduğunu, %15 teminatla verilmesinin hukuka aykırı olduğunu,%110 teminat alınması gerektiğini, tedbirin kamu zararına yol açtığını,sonuçlarının mahkemece değerlendirilmediğini, Anayasal haklarının ihlal edildiğini belirterek tedbir kararlarının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, söz konusu faturanın takibe konulmaması için ihtiyati tedbir talepleri ile birlikte menfi tespit talebine ilişkindir. Dosya kapsamı itibariyle dava konusu fatura yönünden davacı hakkında icra takibi yapıldığına ilişkin herhangi bir kayda rastlanmamıştır. İlk derece mahkemesindeki derdest dava , menfi tesbit talebine ilişkin olup,borçla ilgili olarak icra takibi yapılmasının tedbiren önlenmesi istenmektedir.Davanın niteliği dikkate alındığında somut olayda uygulanması gereken mevzuat hükmü ,bu yönde özel bir düzenleme olan İİK 72 maddesidir. İcra ve İflas Kanununun 72. maddesi; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. Bu sebeple, mahkemece davanın ve talebin niteliğine göre tedbir talebinin İİK.72/2. maddesi kapsamında değerlendirilmesi, dava konusu alacağın dayanağını teşkil eden faturalar sebebiyle davacının telafisi güç zararının önlenmesi açısından söz konusu faturanın icra takibine konu edilmesinin dava sonuna kadar önlenmesi hususunda veriyen ihtiyati tedbir kararının,söz konusu yerin işyeri olması nedeniyle usul ve hukuka uygun bulunduğu anlaşılmıştır.Teminat miktarının da yerinde olduğu belirlenmiştir. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirilmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 23/02/2023