Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/481 E. 2023/604 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/481
KARAR NO: 2023/604
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/11/2022
NUMARASI: 2022/583 E –
DAVANIN KONUSU: Tespit|İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 23/02/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili birleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/730 Esas sayılı dosyasına sunmuş olduğu dava dilekçesinde, Davalı/borçlunun kullanımında olan … hizmet numaralı tesisatta müvekkili şirket ekiplerince yapılan kontrolde; “sözleşmeli sayaçtan harici hat çekilerek kaçak elektrik enerjisi kullanıldığı” hususunun tespit edilmesi üzerine zabıt tarihinde cari olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği gereği … seri numaralı Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı tanzim edildiğini, dava konusu … seri numaralı tutanağa istinaden 02.08.2022 ve 03.02.2022 tarihleri arasında 180 günlük süre için 217080 kWh karşılığı 966.197,63- TL kaçak faturası ve 03.02.2022 – 02.08.2021 tarihleri arasında 185 günlük süre için 223110 kWh karşılığı da 328.684,52- TL ceza bedelsiz ek fatura tahakkuk edildiğini, davalı borçlu aleyhine tahakkuk ettirilen kaçak elektrik bedeline gecikmiş gün faizi ve faizin KDV’si ilave edilerek İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas ayılı takip dosyası ile ödeme emri gönderildiğini, davalı borçlu tarafından borca itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, müvekkil şirket görevlileri tarafından kaçak elektrik kullanımın tespit edildiği esnada davacıların fiili kullanımında olan iş yerinde kaçak elektrik tüketimini gösterir görüntüler video olarak da kayıt altına alındığını, kaçak elektrik kullanımı tutanaklar ile sabit olduğunu, davalı borçlu mevzuata uygun olarak düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağına ilişkin tahakkuku ödemekle yükümlü olduğunu; söz konusu borca itirazın yerinde olmadığını, dava konusu … seri numaralı Kaçak Elektrik Tespit Tutanağının düzenlenmesi üzerine tahakkuk ettirilen fatura, son ödeme tarihi geçmiş olmasına rağmen ödenmediğini, alacağın muaccel olduğunu, rehin ile de temin edilmediğini, işbu davanın sonuçlanması ve icra takibinin kesinleşmesi beklenildiği takdirde, “kamu alacağı” niteliğinde olan kaçak elektrik bedelinin tahsilinin tehlikeye gireceğini, borçlunun mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali bulunduğunu belirterek davalı/borçlunun taşınır, taşınmaz malları ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerinde İİK m. 257 gereği dava ve takip kesinleşinceye kadar teminatsız veya mahkemece uygun görülecek teminat karşılığında ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesince “birleşen dosya davacısının ihtiyati haciz talebinin reddine” şeklinde karar verilmiştir. Karara karşı birleşen dosya davacısı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Birleşen dosya davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından düzenlenen ve kaçak elektrik kullanıldığına ilişkin tespit içeren tutanağın, aksi sabit oluncaya kadar geçerli, resmi belge hükmünde olduğunu, Müvekkili Şirket yetkililerince 08/08/2022 tarihinde … tahakkuk numaralı kaçak elektrik kullanım tespit tutanağı düzenlendiğini, elektrik kullanımına dayalı fatura alacağına müstenit alacaklarda ihtiyati haciz taleplerinin, diğer fatura alacakları gibi değerlendirilmemesi, kamu hizmeti niteliği ve yasal mevzuatla sınırların keskin şekilde çizildiği bu nedenle de kabul edilmesi gerektiğine emsal kararlar bulunduğunu, kaçak elektrik kullanımının Borçlar Kanunu uygulamasına göre haksız fiil olduğunu ve haksız fiil nedeniyle yönetmeliğe uygun şekilde düzenlenen faturanın da bir alacak borç ilişkisi nedeniyle düzenlenmiş bir fatura olmayıp haksız kullanıma mevzuat tarafından öngörülmüş bir sonuç olduğunu, alacağımızın varlığı İİK 257 ve devamı maddelerine göre ispat edildiğinden ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken talebin reddinin hukuka uygun olmadığın ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, kaçak elektrik tutanakların adayalı tahakkuk ettirilen fatura borcunun ödenmemesi nedeniyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstinafa gelen uyuşmazlık ise, davacı şirket tarafından düzenlenen kaçak kullanım tespit tutanağı ile bu tutanaklara dayalı tahakkuk ettirilen faturalara dayalı ihtiyati haciz kararı verilip verilemeyeceğine ilişkindir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1.Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır (Yargıtay 19.HD’nin 12/12/2019 Tarih, 2019/2300 E-2019/5531 K). Yaklaşık ispat konusunda, ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın, bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir. Tam ispatın arandığı durumlarda, bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hâkim o iddianın ağırlıklı/kuvvetli ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı etmez. Somut olayda, özel hukuk tüzel kişisi olan davacı şirket tarafından düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağı ve bu tutanağa dayalı tahakkuk ettirilen faturalar nedeniyle alacağın muaccel olduğu ileri sürülmekle birlikte dosyanın bulunduğu aşama itibariyle mevcut deliller kaçak kullanım ve faturalardaki bedel yönünden davacının iddiaları yönünden yaklaşık ispata elverişli değildir. Bu haliyle ihtiyati haciz şartları oluşmamıştır. Bu nedenle mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu sebeplerle; ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi usul ve hukuka uygun olmakla, birleşen dosya davacısı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Birleşen dosya davacısının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/02/2023