Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/479 E. 2023/3001 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/479
KARAR NO: 2023/3001
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/06/2022
NUMARASI: 2021/881 E – 2022/488 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 17/10/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahke- mesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının … Tamir ve Bakım Servisi işletme adı ile işletmiş olduğu serviste davalıya oto tamiri ve bakım hizmeti verildiğini, bu hizmet karşılığı davalı taraf adına fatura düzenlendiğini ve tebliğ edildiğini, faturalara itiraz edilmediğini hatta davalı şirketin 23.07.2020 tarihli mutabakat mektubunda davacıya 18.232,86 TL borçlu olduğunu ikrar etti- ğini, buna rağmen borç ödenmediğinden davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası üzerinden icra takibine girişildiğini, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı borçlunun % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesini istemiştir.Davalı davaya cevap vermemiş, duruşmalara da katılmamıştır.İlk Derece Mahkemesi’nce: ” DAVANIN REDDİNE” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde: davalı taraf takip konusu faturalara süresi içinde itirazda bulunmadığından fatura içeriğini kabul etmiş sayılacağını, ayrıca dosyaya sunulan mutabakat mektubunda davalının davacı tarafa 18.332,86 TL tutarında borçlu olduğu yönünde ikrarda bulun- duğunu, mutabakat belgesi delil delil mahiyetinde olup mahkemece belge aslının ibraz edileceğini, davalının ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediğini, itirazının haklılığı yönünde delil sunamadığını, ayrıca HMK 184 ve 186 md gereğince tahkikatın tümü hakkında açıklama yapmaları ve son söz hakkı için imkan verilmediğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre;1-Yargılama usulü ile ilgili olarak;Eldeki dosyada, dava Ticaret Mahkemesi’nde ikame edilmiş olup uyuşmazlık değeri itibariyle yargılama HMK 316 vd maddelerinde düzenlenen basit usule tabidir. HMK 321. Maddesinde ” Tahkikatın tamamlanmasından sonra, mahkeme tarafların son be- yanlarını alır ve yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Taraflara beyanda bulunabil- meleri için ayrıca süre verilmez. ” denilmiştir.Eldeki davada da ,03/06/2022 tarihli duruşmada her iki taraf vekili hazır olup taraflar- dan son beyanları sorulmuş ve tahkikatın sona erdiği bildirilerek hüküm fıkrası açıklanmış olup davacı tarafın yargılama usulü ile ilgili istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.2- İspat ile ilgili olarak;Bir davada ispat yükünün hangi tarafa ait olacağı hususu ise 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde,“Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayan- dırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” şeklinde düzenlendiği gibi, usul hukukunun en önemli konularından biri olan ispat yükü kuralı, 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde de “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir” şeklinde hüküm altına alınmıştır.Somut olayda, ispat yükü davalıdan alacaklı olduğunu iddia eden davacı tarafa düş- mektedir. Davacı alacağının sebebini, varlığını ve miktarını yasal deliller ile ispat etmek zorundadır.İspat için başvurulan araçları ifade eden deliller ise; HMK’da senet, yemin, tanık bilirkişi, keşif ve uzman görüşü olarak sıralanmıştır. Ancak sayılan bu deliller sınırlayıcı (tahdidi) olmayıp, kanunun belirli bir delille ispat zorunluluğu getirmediği hâllerde taraflar kanunda düzen- lenmemiş diğer delillere de dayanabilirler. Delillerin değerlendirilmesinde ise hâkimin bağlılığı ve her bir delile bağlanan hukuki sonuçlar bakımından “kesin” ve “takdiri” deliller ayrımı esas alınarak ince- lenme yapılmaktadır. Kesin deliller hâkimin bağlı olduğu ve takdir yetkisine sahip olmadığı senet, ikrar,yemin vs , takdiri deliller ise hakimin takdir yetkisinin olduğu bilirkişi ,tanık beyanı vs dir. İspat usulü ile ilgili olarak; 6100 sayılı HMK’nun;”İspat Hakkı” başlıklı 189. Maddesinin 3. Fıkrası “Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususla, başka delillerle ispat olunamaz.” “Belge” başlıklı 199.maddesi: “Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortam- daki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir.” “Senetle İspat Zorunluluğu” başlıklı 200. maddesi; (1) Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.(2) Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatır- latılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir.””Senede Karşı Tanıkla İspat Yasağı ” başlıklı 201. maddesi;” Senede bağlı her çeşit iddi- aya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz.” “Delil Başlangıcı” başlıklı 202. Maddesi; (1) Senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir. (2) Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispa- tına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir” “Senetle İspat Zorunluluğunun İstisnaları” başlıklı 203. Maddesi; (1) Aşağıdaki hâllerde tanık dinlenebilir: a) Altsoy ve üstsoy, kardeşler, eşler, kayınbaba, kaynana ile gelin ve damat arasındaki işlemler. b) İşin niteliğine ve tarafların durumlarına göre, senede bağlanmaması teamül olarak yerleşmiş bulunan hukuki işlemler. c) Yangın, deniz kazası, deprem gibi senet alınmasında imkânsızlık veya olağanüstü güçlük bulunan hâllerde yapılan işlemler. ç) Hukuki işlemlerde irade bozukluğu ile aşırı yararlanma iddiaları. d) Hukuki işlemlere ve senetlere karşı üçüncü kişilerin muvazaa iddiaları. e) Bir senedin sahibi elinde beklenmeyen bir olay veya zorlayıcı bir nedenle yahut usulüne göre teslim edilen bir memur elinde veya noterlikte herhangi bir şekilde kaybolduğu kanısını kuvvetlendirecek delil veya emarelerin bulunması hâli.” şeklinde düzenlemeler içermektedir. Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında; davacı davasını ispat noktasında faturalara ,mutabakat belgesine ,bilirkişi incelemesine tanık ve yemin deliline dayanmaktadır. A- Uyuşmazlık değeri (18.232,86 TL) senetle ispat sınırının üzerinde kalmaktadır. B-)Davacı taraf dava dilekçesinde alacağın dayanağını oluşturan faturaları ibraz etmiş ve bu faturaların yasal süre içinde davalı tarafça itiraza uğramayarak kesinleştiğini beyan etmiş ise de,faturalar açık fatura olup tek başına alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Ayrıca fatura içeriği mal ve hizmetin davalı tarafa sunulduğunun da ispatı gerekmektedir. C-) Dava dilekçesi ekindeki mutabakat mektubu incelendiğinde ise; davacı tarafından davalıya “şirketleri nezdindeki hesap carisinin 18.232.86 TL olduğu” bildirildiği, ayrıca “mutabakat veya itirazın bildirilmemesi halinde T.T.K’nun 94 maddesine gereğince bakiye’de mutabık sayılacakları, bakiye de mutabık olunmadığı taktirde davalı tarafça bir hesap ekstresinin gönderilmesi” talep ve ihtar olunmuştur. TTK 89. Vd. Maddelerinde cari hesap ile ilgili hükümlere yer verilmiş olup “bakiyenin belirlenmesi “ne ilişkin 94. Maddenin 2. Fıkrasında açıkça “….Saptanan artan tutarı gösteren cetveli alan taraf, aldığı tarihten itibaren bir ay içinde, noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza içeren bir yazıyla itirazda bulunmamışsa, bakiyeyi kabul etmiş sayılır. ” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Somut olayda, davalı şirketin 23/07/2020 tarihi itibariyle mutabakat belgesini aldığı, bu hususun belge altına atılan imza ve kaşe ile teyit edildiği, ancak TTK 94/2 md de belirtilen yasal 1 aylık süre içinde ve belirtilen usulde mutabakat metnine itiraz edilmemiş olmakla bu belgede belir- tilen 18.232.86 TL borç bakiyesinin kabul edilmiş sayılacağı, bu yönüyle söz konusu mutabakat mek- tubunun davalının kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren bir belge niteliği taşıdığı açıktır. Dosya içeriğinde, takip ve dava konusu borcun ödendiğine dair bilgi ve belge bulun- madığına göre, mahkemece sübut bulan DAVANIN KABULÜ ile davalının itirazın iptaline, likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalının icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Kabule göre, yemin ile ilgili olarak; HMK ‘nun “Yemin Teklifi” başlıklı 227. Madde- sinde ” Uyuşmazlık konusu vakıanın ispatı için yeminden başka delili olduğunu beyan etmiş olan taraf dahi yemin teklif edebilir. ” hükmüne yer verilmiştir. Bu cümleden olarak, yemin teklifini ispat yükü kendisine düştüğü halde iddiasını veya savunmasını başka delillerle ispat edememiş taraf yapar. Bu halde, ilk önce diğer delillerin incelenmesi ve bunlar ile iddia veya savunma ispat edilememişse ancak bu takdirde yemin deliline başvurulması gerektiği kuşkusuzdur. Eş söyleyişle, diğer delilleri ile birlikte yemin delilini de bildirmiş olan taraf, diğer delillerle iddia veya savunmasını ispat edemezse, o zaman kendisine yemin teklifi hakkı kullandırılmalıdır. Kuşkusuz, kesin delil niteliğinde bulunan yemin deliline dayanan taraf, bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; mahkeme, yemin teklif etmek hakkı bulunduğunu istek sahibine hatırlatmakla yükümlüdür. Şu durumda kural olarak, yemin teklifi hakkı kullandırıl- madan karar verilemez. HGK’nun 2014/14-516 E- 2015/2838 K. Nolu 09.12.2015 tarihli Yargıtay (kapanan) 15 HD’nin 2018/3436 E- 2019/2686 K. Nolu 10.06.2019 tarihli ilamları da bu yöndedir. Somut olayda, davacı alacağını borç ikrarı içeren mutabakat mektubu ile ispat etmiş olup yemin deliline başvurulmasına gerek bulunmamakta ise de, yerel mahkemenin “yemin delilinin mahkemece hatırlatılmasında zorunluluk bulunmadığı “yönündeki görüş ve kararı yerinde değildir.Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda maddi vakıa ve hukuki değerlendirme noktasında usul ve yasaya aykırılık tespit edilmekle, .davacının istinaf başvurusunun kabulüne, tespit edilen eksiklik yargılama gerektirmediğinden HMK 353/1-b-2 md gereğince, esasa ilişkin olarak yeniden aşağıdaki şekilde karar tesis edilmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle;A-Davacının istinaf talebinin kabulüyle HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince karar kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1-DAVANIN KABULÜNE, davalının Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişilen (18.232,86-TL ) alacağa vaki itirazın iptali ile takibin aynen devamına, Likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalının hüküm altına alınan alacağın (18.232,86-TL) %20 si oranında 3.646,57-TL icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine, 2-Alınması gerekli 1.245,49-TL harçtan peşin alınan 220,22-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.025,29-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Harç davanın kabul edilen kısmına göre hesaplanıp tahsil edilmesi gerektiğinden davacı tarafça yatırılan 220,22-TL harç masrafının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, 4-Davacı vekili lehine AAÜT göne hesaplanıp takdir olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, 5-Davacı tarafça yapılan 84,10-TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, 6-Artan avansın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahke- mesince iadesine, Davacının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 164,00-TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/10/2023