Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/423 E. 2023/1759 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/423
KARAR NO: 2023/1759
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/10/2022
NUMARASI: 2020/609 E – 2022/583 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 01/06/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … unvanı ile işlettiği iş yerine davalı tarafından … nolu abonelik ile elektrik hizmeti sağlanmakta olup 08/08/2020 tarihinde meydana gelen voltaj dengesizliği nedeniyle müvekkili şirkete ait iş yerinde bir kısım cihaz ve makinelerin bozulduğunu, ticari faaliyetin aksadığını, 08/08/2020 tarihinde davalı şirkete başvuruda bulunulduğunu, davalı şirket tarafından teknik servis gönderileceğinin söylenildiği, yaşanan arıza sebebiyle masraflarda bulunulduğunu, voltaj dengesizliğinin 3 gün sonra 11/08/2020 tarihinde teknik servis tarafından müdahale edildiğini, daha fazla zararın meydana gelmesini engellemek için uzman bir firmadan hizmet alındığını, firmanın arıza sebebi olarak voltaj dalgalanması olduğu şeklinde bir tutanak tuttuğunu, elektriğin gittiği süreçte jeneratör ile hizmet sağlandığını, yapmış oldukları 29.495,87-TL masrafların tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının takibe itiraz ederek durdurduğunu, davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan haksız ve dayanaksız itirazın 29.495,87-TL üzerinden iptali ile bu tutar için takibin devamına, alacak tutarı likit olduğundan ve davalının haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekilinin 10/02/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının tazmin için davalı şirkete süresi içerisinde müracaat etmediğini, hasarın davalı şirkete dağıtım şebekesinin işletilmesinden kaynaklandığının davacı şirket tarafından ispatı gerektiğini, icra takibi ve itirazın iptali davasının süresinde olmadığını, dava konusu olayda davalı şirketin sorumluluğunu doğuracak illiyet bağının mevcut olmadığını, hasarın mülkiyeti ve sorumluluğu davacı şirkete ait tesisatta meydana geldiğini, bu kısımlarda meydana gelen arıza ve yangınlarda davalı şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, davalı şirketçe yapılan saha keşifleri ve EPDK yönetmelikleri uyarınca davalı şirketin dağıtım tesisinden kaynaklı bir sorun olmadığının tespit edildiğini, binanın elektrik kofra ve panosu ile bina içindeki kabloların, müşteri tarafından tesis edildiğini, müşterinin sorumluluğunda olduğunu, bu kısımlarda meydana gelen arıza ve yangın olaylarında davalı şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, davacının kullanımında bulunan binanın iç tesisatının keşif yapılarak gereği gibi incelenerek binanın kendi iç tesisatını koruyan kısa devre aşırı akım gibi korumaların olup olmadığının araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini, dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini, meydana gelen olayda gerçek anlamda sorumlu olan ilgililerin tespit edilerek ilgililere ihbar edilmesini talep etmiştir.Mahkeme, davacının işlettiği kafesinde kullanmış olduğu cihazların hasara uğradığı, söz konusu hasarın, davalının elektrik şebekesinde meydana gelen voltaj dalgalamasından kaynaklandığı, davalının belli bir süre elektriğini kendi sağlamış ise de, elektrik sağlamak için harcadığı mazotun , davalıdan satın alacağı elektrik bedeli karşılığı olduğu, bir kısım alacak kalemlerinin ise dava konusu ile doğrudan ilişkisinin bulunmadığı anlaşıldığından, alacağın bilirkişi raporunda tespit edilen 20.127,15 TL ve likit olmadığı anlaşıldığından inkar tazminatına yer olmadığı kötü niyet tazminatının koşulları da bulunmadığı gerekçesi ile; “1- Davanın kısmen kabulü ile, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasında davalının itirazının kısmen iptali ile; 20.127,15-TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine Alacak niteliği itibariyle yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatını talebinin reddine” karar vermiştir. Kararı davacı vekili ile davalı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davadaki tüm harcama kalemlerini tek tek belirterek tüm olay sebebiyle sunulan fatura ve fişlere dair harcamaların hesaba katılmadığını,davanın tümden kabulü gerektiğini,eksik zarar giderimine karar verildiğini,ayrıca icra inkar tazminatına da hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bu yönlerden kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; hatalı değerlendirme ile hüküm tesis edildiğini,mahkeme gerekçesinin hatalı olduğunu, davalının kusurunun bulunmadığını,taraflar arasında sözleşmesel ilişki bulunmadığını,davacının sözleşmesel ilişkinin perakende satış şirketi ile olduğunu,davacının yaptırdığı inceleme sonrası sunulan tespit raporunun davalı delil ve belgeleri olmadan yapıldığını,davalının bu incelemeye dahil olmadığını,tek taraflı bir incelemeye dayandığını,davalının olayda kusurunun ispatlanamadığını, davanın reddi gerektiğini, bilirkişi heyet raporunda kusur ve sorumluluk tespitinin soyut ifadelere ilişkin olduğunu,teknik inceleme tespitinin yapılmadığını,hukuki denetime elverişli bulunmadığını,bilirkişi incelemesinin olaydan çok uzun süre sonra yapıldığını,olay yeri inceleme tutanağı da olmadığını,varlığı bahsedilen kaçak akım rölesi veya sigorta ile kablo elemanlarını gösterir fotoğraf-video kayıtlarının da olmadığını,iddia edilen cihazların standartlara uygun olduğunun ,miadını doldurup doldurmadıklarının belirtilmediğini,kaçak akım rölesi yoksa davacının sorumluluğunun esas olduğunu,bu hususta keşif yapılmadığını,sorumluluk ve kusur tespitinin ve sözleşmeye dayandırılmasının hatalı olduğunu,haksız fiil esaslarına göre değerlendirme yapılması gerektiğini,hasarın dağıtım şebeke işletilmesinden kaynaklandığının davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini,kök ve ek raporun çelişki içerdiğini,davalının saha araştırmasında ilgili haber ve zararın yönetmelik gereği dağıtımı sisteminden kaynaklanmadığının tespit edildiğini, bağlantı noktasından kullanım yerine kadar sorumluluğun davalı şirkete ait olmadığını,bu konuda keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak davaya konu zararın hangi teknik gerekçelerle ortaya çıktığının tespiti gerektiğini,davacının kuram başvurusunun da bulunmadığını,tazminat miktarının fahiş olduğunu,bu harcamaların piyasa ortamındaki değerlerinini belirlenmesi,yıpranma payının düşülmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, voltaj dalgalanması ve elektrik arızası nedeniyle davacının uğradığı zarar ve yaptığı giderlerin tazminine yönelik yapılan takibe karşı itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosyasında davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında 29.782,00-TL asıl alacağın tahsili yönünden yapılan takibin itiraz üzerine durdurulduğu belirlenmiştir. Davacının Üsküdar … Noterliğinin 21/08/2020 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı şirketten zarar talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. Yargılama sırasında davalı şirket tarafından OSOS kayıtlarının sunulmadığı, dosyaya sunamadığı görülmüş, kusur ve zarar miktarının tespiti yönünden, elektrik, makina mühendisi ve hukukçu bilirkişiden kurulu 3 kişilik bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi raporunda; söz konusu arızanın 08/08/2020 ile 11/08/2020 tarihleri arasında ortaya çıktığı,davacının davalı şirkete 21/08/2020 tarihinde 10 iş gününde noter kanalı ile başvuruda bulunduğu,ilgili yönetmelik 26.madde kapsamında ,davacının hasarın dağıtım şebekesinden kaynaklandığını uzman bir firmaya tespit ettirdiğini,davalının ise voltaj değerlerinin kullanılabilir düzeyde olduğuna dair dosyaya delil sunmadığını,davalının hasarın dağıtım kaynaklı olmadığını ispat edemediğini,hasarın davacının iç tesisatındaki cihaz ve makinelerde meydana geldiğini ve voltaj dalgalanmasından oluştuğunun davacının yaptırdığı tespitle belirlendiğini,davacı iç sisteminin koruma sistemine uygun olduğu,davacı tarafça zarara ilişkin faturaların sunulduğu,08.08.2020-11.08.2020 arasında elektrik enerjisi veremediğinden davacının bu süreçte kendi elektriğini kendi sağladığı davacı tarafça jeneratör için mazot bedelleri 3.130,22 TL ,taksi bedelleri 275,00 TL, servis bedeli 241,90 TL,klima servis bedeli 833,08 TL ,2 şer adet klima için 230V 130VA transformatör ve power ,PCB kart bedeli 8.442,01 TL ,klima için 2 adet fan motoru 1 adet power ana kart bedeli 10.610,16 TL elektrik işleri bedeli 2.950,00 TL ,elektrik işleri için inşaat işler bedeli 3.255,62 TL olarak toplam 29.737,99 TL harcama yaptığı belirtilmiş ise de, davacı şirketin kendi elektriğini üretmek için mazot bedeli (3.130,22 TL), taksi bedeli (275 TL), talebinde bulunmasına rağmen , mazot bedeli ve mazotu taşıma bedeli olan taksi bedeli elektrik sarfiyat bedelinin karşılığı olduğu, elektrik işleri bedeli (2.950 TL), inşaat işler bedelinin (3.255,62 TL) Elektrik ve inşaat işleri bedeli olduğu, elektrik ve inşaat işleri de revize işlerle ilgili olduğundan dava konusu olayla doğrudan ilişkisi bulunmadığı, bu kalemler yönünden alacak hakkının doğmadığı, davacı zararının 20.127,15 TL olduğu hesaplanmıştır.İtiraz üzerine alınan ek bilirkişi raporunda kök rapordaki aynı hesaplama yapılmıştır. Olay ve dava tarihi itibariyle tarihinde yürürlükte bulunan EPDK Elektrik Dağıtımı Ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği’nin “Hizmet Kalitesi Ve Kesintisiz Hizmet Sağlanması /Hizmet Kalitesi” başlıklı 11. Maddesinde ” Dağıtım lisans sahibi tüzel kişi ,ilgili mevzuat uyarınca bölgesinde bulunan tüm müşterilere eşit, taraflar arasında ayırım gözetmeksizin yeterli ,kaliteli ve sürekli elektrik enerjisi sunacak şekilde hizmet verir “. “Kullanıcı Zararının Tazmini ” başlıklı 26. Maddesinde aynen (1) Kullanıcının kendi hatasından kaynaklanmaması kaydıyla kullanıcıya ait teçhizatta ortaya çıkan ve dağıtım şebekesinden kaynaklanan hasara ilişkin zararın tazmini için kullanıcı tarafından dağıtım şirketine zararın ortaya çıktığı tarihten itibaren 10 (on) iş günü içerisinde talepte bulunulabilir.” denilmektedir. Ancak 10 günlük süreye ilişkin söz konusu düzenleme davacının genel hükümler çerçevesinde dava açmasına engel teşkil etmemektedir. Davacının zarar kapsamında değerlendirilen belgelerinin dışında bu zararla illiyet bağı kurulamayan sunulan masraf belgelerinin değerlendirme dışı tutulmasında da aykırılık görülmemiştir. İcra inkar tazminatı yönünden ise; eldeki dava haksız fiil hükümlerinden kaynaklanan tazminat talebine ilişkin olduğu, alacak likit (tutarı belli /muayyen, hesaplanabilir) bir alacak değil, yargılama gerektiren bir alacak niteliği arz ettiği, icra inkar tazminatı koşulları oluşmadığı anlaşılmakla davacının buna dair istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.BK’nın 69. maddesine dayanan bina ve yapı eseri malikinin sorumluluğuna dayalı tazminat isteminden ibarettir. Enerji nakil hatları da maddede belirtilen yapı eseri kapsamında olduğundan enerji nakil hattının sahibi bu tesisin korunmasından, bu bağlamda bakım eksikliğinden doğan zarardan kusursuz olarak sorumludur.TBK’nın madde 69’da öngörülen sorumluluğun söz konusu olması için, yapı eserinin yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden bir zararın doğması gerekir. Anılan maddedeki sorumluluk kusura dayanmayan kusursuz sorumluluk hallerinden olup, yapı eseri sahibi ancak, davacının kusuru, üçüncü kişinin kusuru ve mücbir sebebin varlığının ispatı halinde sorumluluktan kurtulabilir. Ancak mevcut durumda davalı tarafından kendisini sorumluluktan kurtaracak davacının kusuru, üçüncü kişinin kusuru ve mücbir sebebin varlığı gibi illiyet bağını kesecek hususlar tatmin edici delillerle bu aşamada ispatlanamamıştır.Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davalı tarafça elektrik dağıtım işlevi sırasında davalının bakım ve gözetim ödevinin bulunduğu kablolarda yüksek voltaj ve dalgalanma sonrası kablo arızasının meydana oluşması nedeniyle davacı işyerine normalden yüksek voltaj verilmesi sonucunda dava konusu zarara neden olan hasarın oluştuğu anlaşılmaktadır. Bilirkişi kök ve ek raporu taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bulunmuştur.Yeni bilirkişi incelemesinin usul ekonomisi açısından gereği bulunmamaktadır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının ve davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının ve davalının istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine, Davacıdan alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 160,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 19,90 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, Davalıdan alınması gereken 1.374,89 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 343,72 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.031,17 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01/06/2023