Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/402 E. 2023/3310 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2023/402
KARAR NO : 2023/3310
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/10/2022
NUMARASI : 2020/582 E – 2022/698 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 07/11/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … plakalı 2015 model … Marka Kamyoneti davalı şirketten satın aldığını, aracın periyodik bakımlarını düzenli olarak davalı şirkete yaptırıldığını, davaya konu aracın ocak 2020 tarihinde davalı şirkete götürüldüğünü, kendilerine, araçta su ile yağın karıştığı, soğutucunun patladığı, bu sebeple soğutucunun değiştirildiği ve 1 yada 2 litre yağ ilave edildiğinin belirtildiğini, bundan sonra aracın kendini temizleyeceğini, 2.000 km kullanım sonunda temizleme işleminin tamamlanacağını, aracın servisten alınarak 2.000 km. kullanımdan sonra aracın servise götürülmesi halinde yağın tamamen değiştirileceği bildirilerek aracın teslim edildiğini, söz konusu bakım ve tamir için 1.497,92 TL ödediğini, aracın Maltepe’de bulunan servisten alınarak Üsküdar’daki şirket merkezine oradan da Esatpaşa da bulunan şirket yetkilisinin evine gittiğini, 17.01.2020 tarihinde aracın hiç kullanılmadığını, 18.01.2020 tarihinde sabah saatlerinde aracın Esatpaşa ev adresinden hareket ettirildiğini, ancak yaklaşık 150 m. mesafede aracın durduğunu, aracın çalıştırılamadığını, çekici ile davalı şirketin Servisine götürüldüğünü, 3 gün sonra davalı tarafından aranarak aracın motorunun yandığı belirtilerek , görüşme teklif edildiğini, gittiğinde aracın motorunun tamamen yandığını, araca yeni bir motor takılması gerektiği ve 25.000 TL olduğunun söylendiğini , bunun üzerine aracı başka bir yetkili servise götürdüğünü, burada aracın motorunun yandığı ve değiştirilmesi gerektiğinin bildirildiği, durumu zorunlu olarak kabullendiğini ve aracın motorunu yaptırarak toplam 18.700 TL ödediğini, aracın 16.01.2020 tarihinde kilometresinin davalı şirketten çıktığında 56954 km olduğunu, dava dışı oto pratiğe gittiğinde 57.014 km. olduğunu, bu nedenle davalının kusurlu olduğunu, aracın 1 ay tamirde kaldığını ,araç kiraladığını, aracın değer kaybının bulunduğunu, aracın değer kaybının tespiti ile , motor değişim bedeli ve araç kiralama bedelinin olmak üzere toplam 25.700 TL ile faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde ; davaya konu aracın … marka olmayıp … marka next model kamyonet olduğunu, aracı kendilerinin sattığını, dava konusu aracın satın aldındığı 2015’ten sonra , ilk kez 24.01.2017 yılında 29.117 km’de iken müvekkili şirket servise getirildiğini, aracın periyodik bakımının değil “aracın el freninde bir arıza” olması sebebiyle el freninin ayarının yapıldığını ve aracın eksiksiz ve kusursuz teslim edildiğini, tavsiye edilen periyodik bakımın 15.000 km olduğunu, oysa aracı satın aldıktan sonra ilk defa 29.117 km’de servise getirildiğini, periyodik bakımların düzenli yapılmadığını, aracın ikinci defa 08.02.2018 tarihinde ve 40.020 km de iken “aracın su eksilttiği” şikâyetiyle servise getirildiğini, aracın tamir edilip kusursuz teslim edildiğini, aracın 17.04.2018 tarihinde gelişinde ise motor arıza lambasının yanmasından dolayı getirildiğini, arızanın giderilip aracın teslim edildiğini, 17.12.2018 tarihinde 4. kez 46.308 km’de iken aracın su eksilttiğinden bahisle getirildiğini ve aracın arızasının giderildiğini, 11.01.2020 tarihinde 5. kez 56.954 km’de iken aracın motor yağına su karıştırması nedeniyle servise gelindiğini ve arızanın giderildiğini, ancak dava konusu araçtaki arızanın nedeninin aracın periyodik bakımlarını düzenli yapılmaması ve yetkili servis dışındaki noktalarda yapılmasından kaynaklandığını, davalı tarafın kullanımdan kaynaklı tam kusurlu olduğunu, araç kiralama bedelinin haksız olduğunu, davacı tarafın zarar ile müvekkili şirket arasında illiyeti ortaya koyamadığını, arızanın davacı tarafından yetkili olmayan kimi yerlerde bakım onarım yaptırılması sonucu meydana geldiğini, bakım ve onarımlarının yetkili servisler dışında bakıldığından kusurlu olduğunu beyanla , davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda ; “Davanın KISMEN KABULÜ ile; 9.272,76-TL hasar bedelinin 18.02.2020 tarihinden itibaren yürütülecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ait istemin reddine,Değer kaybı, kazanç kaybı talebinin reddine ” şeklinde hüküm kurulmuştur.Mahkemece verilen kararı,davacı vekili ve davalı vekili istinaf etmiştir.1- Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde ;” müvekkil, dava konusu aracın davalı tarafın ayıplı servis hizmeti ve kusuru ile arızalanması neticesinde tamiri için 18.700 TL. Lık ödeme yapmak zorunda kalmıştır. Buna ilişkin faturalar dosyaya sunulmuştur. Esasen bu durum bilirkişinin de kabulüdür. Ancak bilirkişi hiçbir gerekçe belirtmeden, debriyaj, balata rulmanı ve rot ayarı gibi durumların kullanımdan kaynaklı onarımlar olduğu iddiasıyla hesaplama dışında kalması gerektiğini ileri sürmüştür. Kaldı ki, müvekkilin aracını düzenli olarak servise götürdüğü, bakımlarını düzenli olarak yaptırdığı dosyadaki belgelerle sabittir.Yine arızadan 3 gün önce aracı davalının işlettiği servise götürdüğü dosyadaki belgelerle sabittir. 3 gün önce davalı tarafından yapılan incelemede debriyaj, balata rulmanı, rot ayarı gibi aksamın bakımı gerektiğinden hiç söz edilmemiştir. Bu durum bahsi geçen arıza ve aksam değişiminin motorun yanması sebebiyle meydana geldiğini açıkça ortaya koymaktadır.Söz konusu servisin ayıplı kusuru nedeniyle motorda bir çok parça değişmiştir. Bu durum aracın değerini düşürmektedir. Mahkeme kararına dayanak olan Bilirkişi raporunda maddi hasar miktarı hesaplamasındaki kalemler göz önüne alındığında söz konusu hasarın bir kaç vida ve çivata değişimi olmadığı gibi bu değişimin aracın değerini düşürmeyeceğini iddia etmekte hayatın olağan akışına aykırıdır. Zira motorunda hiç parça değişmemiş bir araç ile birçok parçasının değiştirildiği bir aracın değerinin aynı olması mümkün değildir. Motoru rektifiye, revizyon görmüş bir aracın değer kaybına uğramaması düşünülemez. Yerel mahkeme kararında; “araç kiralama talebi yönünden davacının belge sunamaması nedeniyle reddine” demiştir.Söz konusu karar yargıtay kararlarına, hakkaniyete adalete ve yasalara aykırıdır. Davalı tarafın ayıplı servis hizmetinden dolayı davacı müvekkil şirketin motoru yanmış ve araç 1 ay süre ile serviste kaldığı için davacı taraf hem araç kiralamak zorunda kalmış ve hemde aracını kullanamamasından dolayı kazanç kaybına uğramıştır.” şeklinde istinaf sebepleri ileri sürülerek, kararın kaldırılması istenmiştir.2- Davalı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle;” mahkemenin kararına konu olan söz konusu raporda, servis hizmetinin teknik usullere uygun olarak yapılmadığı iddia edilse de bu iddia hiçbir şekilde somut gerekçelere dayandırılmamıştır. davacı tarafın tam kusurlu fiillerine dayalı olarak ortaya çıkan sorundan müvekkil şirket sorumlu tutulamaz. davacı taraf kullanımından dolayı tam kusurludur. müvekkil şirketi dava konusu araç ile ilgili müşterisine tavsiye ettiği periyodik bakım 15.000 km’de bir şeklindedir. dava konusu olayda açıkça görüldüğü gibi davacı taraf aracı satın aldıktan sonra ilk defa 29.117 km’de servisimize getirmiştir. Bu yönüyle değerlendirildiğinde davacı taraf kullanım tavsiyesine uygun olarak dava konusu aracın periyodik bakımlarını yaptırmamıştır.” şeklinde istinaf sebepleri ileri sürülmüştür. …nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , ayıplı hizmet iddiasına dayalı tazminat talebine ilişkindir.Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; dava konusu aracın dosya kapsamımında yer alan iş emri ile yetkili servise teslim edildiği, davacı müşterinin onayı sonrası araçta onarım yapıldığı ve onarıma ilişkin faturanın düzenlendiği anlaşılmaktadır.Mahkemece yargılamada alınan bilirkişi raporunda özetle;Dava konusu araçta yapılan keşifte herhangi bir kaporta hasarının bulunmadığı ve bahse konu hasarın onarılmış olarak çalışır vazivette olduğunun tesnit edildiği, dava konusu aracın davacı tarafından gerekli bakımlarının serviste yaptırıldığı, buna karşın dava konu aracın davalı serviste yağ soğutucusu değiştirilmesi ve kısa kullanım mesafesi sonrasında motor aksamlarında oluşan hasarın davalı tarafından servis hizmetinin teknik usullere uygun yapılmadığı, gerekli dikkat ve özenin sağlanmamasından dolayı işçilik hizmetinden kaynaklı ayıplı servis hizmeti olarak değerlendirilebileceği, dava konusu servis hizmeti sonucu arıza nedeniyle oluşan maddi hasarın 9.272,76 TL olduğu, aracın motorunun değişmediği, sadece rektifiye revizyon işlemi gördüğü ve bu durumun 2.el piyasada civata vida ile sökülüp takılabilen ve yetkili servislerde yapılan motor parça değişikliklerinin değer kaybı olarak değerlendirilmediğinden, araçta değer kaybının bulunmadığı, arızalanma nedeniyle 2 adet fatura arasında 1 ay sürdüğü, bu sürenin arıza ile uyumlu olduğu, kazanç kaybı açısından muadil bir aracın 500 TL civarında kiralanabileceği, bu bedelin kazanç kaybı olarak değerlendirilebileceği görüşü bildirilmiştir.İtiraz üzerine alınan ek raporda ,aynı görüş tekrar edilmiştir.Dosyadaki bilgi ve belgelere ve bilirkişi raporuna göre ,davacı aracındaki hasar ile davalının kusurlu servis hizmeti arasında illiyet bağı bulunduğu anlaşılmaktadır.Yargıtay içtihatlarında ; değer kaybı 2. el piyasa şartlarındaki gerçek değer kaybı olarak tanımlanmaktadır. Diğer taraftan; “kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2. El piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile, aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasa değeri arasındaki fark” değer kaybı olarak kabul edilmektedir.Somut olayda ; alınan bilirkişi raporunda ; dava konusu aracın motorunun değiştirilmediği, yeni motor numarasının da tescil belgesine işlenmediği ,sadece rektifiye revizyon işlemi görmüş olduğu ve bu durumun 2. el araç piyasasında cıvata, vida ile söküp takılabilen ve yetkili servislerde yapılan motor parça değişikliklerinin değer kaybı olarak değerlendirilmediği şeklindeki görüşün olaya uygun düştüğü, bu yöndeki talebin reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı değerlendirilmiş,bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Dava konusu servis hizmeti sonucu arıza nedeniyle oluşan maddi zararın 9.272,76 TL olduğu denetime elverişli bilirkişi raporu ile tesbit edilmiş olup,bu raporun hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır.Dava konusu araç ,davacı şirket adına kayıtlı kamyonettir.Davaya konu aracın fiilen ticari işlerde kullanıldığı anlaşılmaktadır. 6098 Sayılı Kanun’un 50/2 nci maddesi; “Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hakim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.”6098 Sayılı Kanun’un 51/1 inci maddesi; ” “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmünü içermektedir.Her ne kadar mahkemece kazanç kaybına ilişkin talep , davacının araç kiralamak suretiyle zarara uğradığına ilişkin herhangi bir delil sunmaması gerekçesiyle, davacının araçtan yoksun kaldığı süreye ilişkin talebinin reddine karar verilmiş ise de, yukarıda açıklanan kanun hükümleri dikkate alındığında, davacının aracını kullanamadığı dönemde, bu araçta yoksun kaldığı ve davacının zarara uğradığı sabit olduğundan bu döneme ilişkin araç kiralama giderinin belirlenmesi ve tazmini gerekmektedir. Zira, bu dönemde davacının giderlerinin belgelendirilememesi durumunda, bu kalem istek için aracın takirde kaldığı 1 aylık süre için bilirkişi raporu ile tesbit edilen günlük 500,-TL kiralama bedeli üzerinden tazminata karar verilmesi gerekirken, davacının bu talebinin reddine karar verilmiş olması usul ve hukuka aykırı olmuştur.Böylece ,davalı tarafın yerinde görülmeyen istinaf talebinin reddine,davacı tarafın istinaf talebinin kabulü ile ,karar kaldırılıp, yeniden esas hakkında aşağıda yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf talebinin kabulü ile,istinaf konusu karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak, yeniden esas hakkında;1-Davanın kısmen kabulü ile,araç hasarı ile ilgili olarak 9.272,76 TL nin , kazanç kaybına ilişkin 2.000,00 TL’nin 18.02.2020 tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,2-Alınması gereken 770,04 TL karar harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 438,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 331,14 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,3-Davacıdan alınan 438,90 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-Davacı tarafından yapılan 900,00 TL bilirkişi ücreti, 228,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.128,00 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre hesaplanan 494,74 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,5-Davalının yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 11.272,76 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 11.272,76 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısımların kararın kesinleşmesi halinde ilk derece mahkemesince yatıran taraflara iadesine,İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davacının istinaf aşamasında yapmış olduğu 18,00 TL istinaf masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 07/11/2023