Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/3862 E. 2023/3891 K. 26.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/3862
KARAR NO: 2023/3891
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/10/2023
NUMARASI: 2022/642 E –
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit -İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 26/12/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davalı-Birleşen dosya davacısı olan … vekili 09/10/2023 tarihli dilekçesinde özetle; 06/06/2023 tarihli bilirkişi raporunun sonuç bölümünde; ”Kök rapor aşamasında İcra takip dosyası henüz dava dosyasına sunulmadığından gecikme zammı hesaplanamamıştı. Ek rapor hazırlanma aşamasında dava dosyasına icra takip dosyası girdiğinden faturanın son ödeme tarihinden icra takip tarihine kadar gecikme zammı ve zammın KDV’si belirlenerek davacının toplam borcu hesaplanmıştır. Davacının asıl borcu 142.277,40 TL+ Gecikme zammı 4.360,49 TL + Gecikme zammının KDV’si 784,89 TL + Davacının toplam borcu 147.422,78 TL ” şeklinde görüş ve kanaat bildirildiğini, bilirkişi raporu da göz önünde bulundurulduğunda (aleyhe hususları kabul anlamına gelmemek kaydıyla) kaçak kullanım dosya kapsamında kesinleştiğini, alacağın miktarının, bilirkişi raporu da göz önünde bulundurulduğunda işbu davanın sonuçlanması ve icra takibinin kesinleşmesi beklenildiği takdirde, “kamu alacağı” niteliğinde olan kaçak elektrik bedelinin tahsili tehlikeye girdiğini ve birçok dosyada müvekkili şirketçe tahsilat yapılamadığını, borçlunun mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali bulunduğundan, hüküm ve icra takibi kesinleşinceye kadar, yine rapora itirazlarının tekrarla bilirkişi raporunda belirlenen 147.422,78 TL üzerinden borçlunun borca yeter miktarda menkul ve gayrimenkulleri ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi için İİK m. 257 gereği ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 11.10.2023 tarihli ara kararıyla; “İşbu dosya bakımından sunulan tüm evraklar üzerinden yapılan kontrolde mahkememizin işbu dosyası ile birleştirilen İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/51 Esas sayılı dosyası bakımından tensiben birleştirme kararının verilmiş olması sebebiyle dilekçeler aşamasının henüz tamamlanmadığı ve ön inceleme duruşmasının yapılmadığı; asıl dosya bakımından bilirkişi raporu alınmış ve her ne kadar asıl dosya ile birleşen dosyanın konusu aynı faturalara ilişkin olsa da alınan bilirkişi raporlarına karşı itirazların olduğu ve mahkememizce itirazların henüz değerlendirilmediği, gelecek celse değerlendirilmesine karar verildiği görülmekle bu aşamada yaklaşık ispat koşullarının sağlanmadığı, yargılamanın devam ettiği ve daha önce mahkememizce verilen ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin kararının İstinaf incelemesi sonucu kesinleştiğinden ihtiyati haciz talebinin reddine ” gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Sözkonusu ara kararını birleşen dosya davacısı …istinaf etmiştir. Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; anılan karar ile ihtiyati haciz kararı kaldırılmışsa da, söz konusu ara karar gerekçeden yoksun olup, başta anayasa maddeleri olmak üzere pek çok hukuki düzenlemeye aykırıdır. tarafımızca “yaklaşık ispat” koşulunun gerçekleştirilmiş olup, yerel mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğu, davacı birleşen davada davalı borçlunun, ilgili kaçak elektrik faturalarının son ödeme tarihi geçmiş olmasına rağmen borcunu ödemediği, alacağın muaccel olup; rehin ile de temin edilmediği, işbu davanın sonuçlanması ve icra takibinin kesinleşmesi beklenildiği takdirde, “kamu alacağı” niteliğinde olan kaçak elektrik bedelinin tahsili tehlikeye gireceği,bilirkişi raporunda da borçlunun kaçak elektrik kulladığı tespit edilmiş ve bununla beraber taraflarınca başlatılan icra takibinin büyük çoğunluğundan da sorumlu olduğunun ortaya konulduğu, . kanun tarafından aranan ihtiyati haciz şartları dosya kapsamında sağlandığı, borçlunun mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali bulunduğundan, hüküm ve icra takibi kesinleşinceye kadar, mahkemece borçlunun borca yeter miktarda menkul ve gayrimenkulleri ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi için İİK m. 257 gereği ihtiyati haciz kararı vermesi gerekirken talebi reddetmiş olmasının hukuka ve somut olaya aykırı olduğu, bilirkişi raporu ile müvekkili şirketin alacağı açık net bir şekilde ortaya konulduğu, (bilirkişi raporundaki aleyhe hususlara karşı beyan ve itiraz hakları saklı tutularak ) Yerel mahkemece ihtiyati haciz talebinin yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı gerekçesiyle reddedilmesinin hukuka aykırı olduğu,aksi sabit oluncaya kadar geçerli belge niteliğindeki kaçak elektrik kullanım tespit tutanaklarının yanında kaçak elektrik kullanımı gösterir fotoğraflarla “tesisatta kayıtlı … nolu sayaç haricinde hat çekilerek” kaçak elektrik kullanımının ispatı sağlanmış olup, dosya kapsamında yer alan tutanaklarla birlikte incelendiğinde ihtiyati haciz talebinin kabul edilebilmesi için gereken “yaklaşık ispat” koşulunun açıkça sağlanması hususunda şüpheye mahal yer verilmediği ileri sürülmüş,ara kararın kaldırılması,ihtiyati haciz kararı verilmesi istenmiştir. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; birleşen dava, ödenmediği ileri sürülen kaçak elektrik fatura bedellerinin tahsiline yönelik yapılan takibe itirazın iptali ve icra inkar tazminatı ile ihtiyati haciz kararı verilmesi talebine ilişkindir. İİK.nun 257. maddesinde düzenlenen “İhtiyati haciz şartları” düzenlenmiştir. Bu hükme göre, müeccel bir alacak için kural olarak ihtiyati haciz istenemez. İstenebilmesi için, alacaklının alacağını vadesinde alabilmesinin ciddi bir şekilde tehlikeye düştüğüne veya düşmekte olduğuna delalet edecek hallerin varlığı şarttır. Bu haller İİK 257/2 maddesinde sayılmış olup, vadesi gelmemiş borçtan dolayı, borçlunun muayyen ikametgahı yoksa; borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar yada bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, bu nedenlerden birinin bulunması halinde ihtiyati haciz istenebilir. İİK 258. maddesine göre, alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında kanaat getirecek delil göstermeye mecburdur. Alacağın varlığını muayyen bir ihtimal dahilinde gösteren vakıaların ispat edilmesi yeterlidir. Yargıtay 23.Hukuk Dairesi Başkanlığının 2016/5783 E. 2016/4664 K.sayılı kararında “Talep ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İİK’nun 257 vd. maddeleri gereğince para borcu alacaklısı rehinle temin edilmemiş bir alacağı için borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ile alacaklarını haczettirebilir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için tam ispat gerekmemekte olup, mahkemenin alacağın ve ihtiyati haciz sebeplerinin varlığına kanaat getirmesi yeterlidir (İİK’nun 258/1- gerçeğe benzerlik karinesi). Somut olayda, talep eden alacağının dayanağı olarak tek taraflı olarak düzenlediği sözleşmeye dayalı faturayı göstermiştir. Bu durumda, mahkemeye alacağın varlığına kanaat getirilecek yeterli delil sunulmadığından, ihtiyati haciz kararının koşulları mevcut değildir. Mahkemece, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddi yerinde olmamış, bozmayı gerektirmiştir” denilmiştir. Dava itirazın iptaline ilişkin olup, ihtiyati hacze konu alacak fatura alacağına dayanmaktadır. Davada dava konusu alacağın tek taraflı düzenlenen tutanağa dayalı olması sebebiyle , davalının bu tutanağın aksini ispat imkanı olup,kaçak elektrik kullanımının tesbitinin haksız fiil olması sebebiyle de yargılama gerektirdiği, her ne kadar yargılamada bilirkişi raporu alınmış ise de sözkonusu rapora yönelik itirazlar olduğu, bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı anlaşıldığından davada İİK 257. madde gereği ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, birleşen dosya davacısının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Birleşen dosya davacısı …’ın istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 269,85 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.26/12/2023