Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/3845 E. 2023/3852 K. 22.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/3845
KARAR NO: 2023/3852
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/07/2023
NUMARASI: 2023/239 D.İş – 2023/239 K
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ: 22/12/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’ın … Mah. … Sok. No:.. Beşiktaş/İstanbul adresinde bulunan … adlı işletmesi için davalı kurumdan … hesap numarası … hizmet numarası ile işletmesi adına abonelik yaptırdığını, müvekkilinin restoranın yetkilisi olduğunu, işletmede elektrik kullanımının elzem olduğunu, davalı … Dağıtım A.Ş. Tarafından sayacın kontrol edilmesi gerektiği bildirilerek saat sökülüp yerine bir başka bir saat takıldığını, daha sonra davalı kurum çalışanlarının tekrar gelerek ilgili abonelik sayacının ölçüm sistemine müdahale edildiğini, kaçak kullanımın mevcut olduğunu bildirerek cezai işlem yapılacağını, elektriğin kesileceğini bildirildiğini, müvekkiline bilgi verilmediğini, tutanağın tamamen gerçeğe aykırı olduğunu, müvekkilinin kaçak elektrik kullanmadığını, iddia edildiği gibi sayaca da müdahalede bulunmadığını, müvekkilinin söz konusu aboneliği 8-10 ay önce aldığını, kaçak elektrik enerjisi tüketiminin tespitine dair yönetmeliğin 13/2.F fıkrasında belirtildiği üzere; kaçak elektrik enerjisi tüketiminin tespit edilmesinde ilgili tüzel kişinin tespitini doğru bulgu ve belgelere dayandırması ve tüketici haklarının ihlal edilmemesi esas olduğunu, yaşanan süreçle ilgili dava yoluna gidildiğini, … dosyası ile İstanbul Arabulucuk Bürosunda arabulucuya başvurulduğunu, dava açılana kadar elektrik kesintisi yaşaması müvekkilinin zor duruma sokacağını, telafisi güç zararların ortaya çıkaracağını belirterek müvekkilinin dava konusu borcun dışında borcunun olmaması sebebiyle dava sonuçlanıncaya kadar; söz konusu aboneneye bağlı elektriğin kesilmemesi, eğer kesilirse mağduriyetine yol açması sebebiyle tekrardan açılması ve borçtan dolayı icra takibi tehdidiyle karşı karşıya olması sebebiyle 6100 Sayılı Yasanın 389. maddesi gereğince dava sonuçlanıncaya kadar icra takibi yapılmasının ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece mahkemesince verilen 14/07/2023 tarihli D.İş. karar ile; “1-İhtiyati tedbir talep edenin … hizmet nolu aboneliğiyle ilgili olarak şimdilik 20.000-TL teminat karşılığı HMK’nın 392 ve HMK’nın 87 maddesine göre nakit veya kesin ve süresiz banka teminatının davacı tarafça yatırılması halinde elektriğin kesilmesinin önlenmesine, kesilmiş olması halinde elektrik enerjisinin yeniden tesisine, 2-İcra takibinin yapılmasının durdurulmasına ilişkin tedbir talebinin REDDİNE, 3Takdir olunan orandaki teminat yatırıldığında kararın infazı için gereken işlemlerin yapılmasına,” karar verilmiştir. Davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazının duruşmalı incelenmesi sonucunda 18/10/2023 tarihli ek karar ile; ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine karar verilmiştir. Sözkonusu ara kararı davalı vekili istinaf etmiş olup dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, borçlunun kaçak elektrik kullandığı tesit edildiğinden dolayı, önceki adres ile borçlu arasında bağlantı tespit edilmiş olabileceğinden, müvekkil kuruma olan borç tutarı ödenmedikçe ilgili adres adına yeni bir abonelik alınmadığını, bu nedenle ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine karar verildiğini, ancak bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı – borçlunun icra takibinde talep edilen borcun varlığına ilişkin iddiaları da haksız olup kabulü mümkün olmadığını, borçlu şirketin elektriğin kesilmesinin engellenmesinin usul ve yasaya uygun olmadığını, davacının açmış olduğu dava zaman kazanmak amacı ile yapılmış, mahkemece verilen bu karar da borçlunun elektriği açılmış olduğundan ve artık kesilmeyeceği güvencesi ile tahsil imkanını ortadan kaldırdığını, müvekkil kurumu zarara uğrattığını, dolayısıyla, düzenlenen faturaların usul ve yasaya uygun olduğu açıkça ortada olduğundan ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerektiğini, ayrıca ilaveten, sayın mahkemenin “geçici korumaya muhtaç hukuki yarar” ibaresi ile sadece borçlu şirketin menfaatleri korunmakta olup, müvekkil kurumun bu durumdan uğramış olduğu zarar hiçe sayıldığını, bu durum da eşitlik ilkesine aykırılık oluşturduğunu, söz konusu bu durumlar müvekkil kurumun elini kolunu bağlamış, mevcut alacağına ulaşmasına engel olduğunu, açıklanan nedenlerle istinaf talebinin kabulüne usul ve yasaya aykırı Mahkeme kararının kaldırılması ve yeniden esas hakkında ihtiyatı tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava konusu borç kaçak elektrik kullanımından kaynaklanmaktadır. Davacı dava dilekçesinde dava konusu kaçak elektrik faturaları nedeniyle elektriğin kesilmemesi yönünde tedbir kararı talep etmiş, mahkemece tedbir talebinin kabulüne 20.000,00 TL teminat alınmasına karar verilmiş, takdir olunan teminat miktarı süresi içinde mahkeme veznesine yatırılmıştır. Davalı vekili; borçlunun elektriğin kesilmemesi, kesilmiş olması halinde elektrik enerjisinin tekrar tesis edilmesine yönelik verilen tedbir kararının borçlunun ödeme yapmasını engellemek ve davacının açmış olduğu davanın, zaman kazanmak amacıyla yapıldığını, mahkemece verilen bu kararın da borçlunun ödeme yapması gerekmediği düşüncesi ile hareket etmesi ile tahsil imkanını ortadan kaldırıldığını, bu durumun müvekkil kurumu telafisi güç zararlama maruz bıraktığını, ihtiyati tedbir kararı verilirken şimdilik 20.000,00 TL teminatın takdir edildiğini, ancak toplam ana para miktarının belli olmadığını, bu durumda teminat tutarı olarak neye göre olduğu belli olmadan 20.000,00 TL teminat alınmasının yasalara aykırı olduğunu, beyanla tedbir kararının kaldırılmasını, talep etmiştir. Somut olayda; dava konusu kaçak elektik tüketimine konu mahallin iş yeri ve dava ko- nusu borcun varlığı ve miktarının yargılamaya muhtaç olduğu, söz konusu faturalar nedeniyle elektri- ğin kesilmesi halinde davacının telafisi zor zararının oluşacağına dair yaklaşık ispat koşulu yerine getirilmiş ihtiyati tedbir dava konusu iki adet fatura ile sınırlanmış olmakla elektriğin kesilmemesi yönünde tedbir kararı verilmesi HMK 389 md hükmüne uygundur. Mahkemece takdir olunan 20.000,00 TL teminat miktarının yeterli ve somut olaya uygun olduğu değerlendirilmiştir. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değer- lendirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edilmediğinden, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.22/12/202