Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/3545
KARAR NO: 2023/3563
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/10/2023
NUMARASI: 2023/583 E
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 29/11/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …’ının aboneliğinde olan … Mah. … Caddesi No:.. Beşiktaş/İSTANBUL adresinde bulunan tesisatta 24/05/2023 tarihinde müvekkili şirket çalışanlarının yapmış oldukları keşifte, “dağıtım sistemine müdahale edilerek ayrı bir hat çekmek suretiyle” kaçak enerji kullanımı yapıldığı tespit edildiğinden … seri numaralı kaçak zaptının düzenlendiğini, müvekkili şirket görevlileri tarafından kaçak elektrik kullanımın tespit edildiği esnada davalının abone olarak kullanımında olan iş yerinde kaçak elektrik tüketimini gösterir görüntüler video olarak da kayıt altına alındığını, kaçak elektrik kullanımı gerçekleştirildiğini kanıtlar nitelikteki işbu video kaydı ve fotoğrafların sunulduğunu, ilgili video kaydı ve dosya kapsamı incelendiğinde, davalının “ana şebeke hattını tavan arasından yararak, araya kontaktör koymak vasıtası ile kaçak elektrik kullandığı” suretiyle kaçak elektrik kullanımı gerçekleştirildiği hususu açıkça anlaşılacağını, dava konusu … seri numaralı Kaçak Elektrik Kullanım Tespit Tutanaklarına istinaden EPTHY hükümleri çerçevesinde hesaplama yapılarak 25.11.2022-24.05.2023 tarihleri arasında 180 günlük süre için 05.06.2023 son ödeme tarihli 563.228,36TL bedelli kaçak elektrik faturası, 24.05.2022 – 25.11.2022 tarihleri arasındaki 185 günlük süre için 05.6.2023 son ödeme tarihli 350.984,70TL bedelli kaçak elektrik faturası tahakkuk ettirildiğini, kaçak elektrik tutanakları düzenlendiği tarih itibariyle maddi olgulara ilişkin tespitleri içermekte olup, aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olduğunu, bu husus yargı kararları ile de sabit olduğunu, nitekim tutulan tutanakların gerçeğe uygun olduğu çekilen video görüntüleriyle de sabit olduğunu, dava konusu borca istinaden davalı şirket ve şirket sahibi aleyhine tutanağa istinaden zabıt tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri gereği hesap edilmiş yapılan hesaplama karşılığı toplam 914.213,06TL fatura tahakkuk ettirildiğini, söz konusu kaçak elektrik bedeline gecikmiş gün faizi ve faizin KDV’si ilave edilerek 917.808,97TL’nin tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyası ile de ödeme emri gönderildiğini, davalı tarafından borca itiraz edilmesi üzerine takip durduğunu, borçlunun mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali bulunduğundan, hüküm ve icra takibi kesinleşinceye kadar, hukuki güvence kapsamında, borçlunun borca yeter miktarda menkul ve gayrimenkulleri ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi için ihtiyati haciz talep etme zarureti hâsıl olduğunu, tüm bu açıklanan nedenlerle öncelikle davalı/borçlu tarafın taşınır, taşınmaz malları ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerinde İİK m. 257 gereği dava ve takip kesinleşinceye kadar teminatsız veya Mahkemece uygun görülecek teminat karşılığında ihtiyati haciz konulmasını, davanın kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas numaralı dosyasındaki itirazının iptali ile takibin aynen devamını, davalı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından 12.09.2023 tarihli ara kararla ” somut olayda davacı alacağının dayanağı olarak tek taraflı düzenlenen faturaya ve kaçak elektrik kullanım tespit tutanağına dayanmakla, alacağın varlığı ve miktarına dair yeterli delil sunulmadığı, yaklaşık ispat bulunmadığı, ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı …” gerekçeleriyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin 16/10/2023 tarihli cevaba cevap dilekçesi ile davalının kaçak elektrik kullanımı, kaçak elektrik tutanakları ve video kayıtları ile sabit olduğunu, fatura tutarlarının hukuka uygun olduğunu beyanla ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından 19.10.2023 tarihli ara kararla ” Derdest dosya aynı sebeple istinaf edilmiş ve öncesinde ihtiyati haciz talebi değerlendirilmiş olmakla, aynı hususta bu yönde mükerrer talepte hukuki yararın bulunmadığı ve dosyada yeni bir husus, delil ortaya çıkmadığı…” gerekçeleriyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Her iki ara karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekil istinaf başvurularında önceki iddialarını tekrarla birlikte özet olarak; İİK md. 257/2’deki şartların oluştuğunu, kaçak elektrik kullanımının, kaçak elektrik tutanakları ve video kayıtları ile sabit olduğunu, davanın esassı yönünden haklılıklarının tam olarak ispat edildiğini, kaçak tutanaklarının emsal yargıtay kararları gereği aksi ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğinde olduğunu, alacağın kamu alacağı hükmünde olduğunu ileri sürerek ara kararların kaldırılması ile ihtiyati haciz kararı verilmesin talep ve istinaf etmiştir. Dava, kaçak elektrik kullanımı nedeniyle tahakkuk eden borcun tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstinafa gelen uyuşmazlık ise, kaçak tutanağı nedeniyle tahakkuk eden borç için ihtiyati haciz koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarındadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır (Yargıtay 19.HD’nin 12/12/2019 Tarih, 2019/2300 E-2019/5531 K). Yaklaşık ispat konusunda, ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın, bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir. Tam ispatın arandığı durumlarda, bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hâkim o iddianın ağırlıklı/kuvvetli ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı etmez. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 204. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca; “İlgililerin beyanına dayanılarak noterlerin tasdik ettikleri senetlerle diğer yetkili memurların görevleri içinde usulüne uygun olarak düzenledikleri belgeler, aksi ispatlanıncaya kadar kesin delil sayılırlar. Özel hukuk tüzel kişisi olan şirkette hizmet akdiyle çalışan görevliler tarafından düzenlenen kaçak tespit tutanaklarının, 6100 sayılı Kanun’un 204 üncü maddesinin ikinci fıkrasında sayılan belgelerden olmadığı tartışmasızdır. Eş söyleyişle, kaçak elektrik tutanağı, aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden değildir ( Y.3.HD 2021/4894 E., 2021/10580 K.; 2022/8164 E-2023/954 sayılı ilamları da aynı yöndedir.) Somut olayda, özel hukuk tüzel kişisi olan şirket tarafından düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağı ve bu tutanağa dayalı tahakkuk ettirilen faturalar nedeniyle alacağın muaccel olduğu ileri sürülmekle birlikte mevcut deliller, kaçak kullanım ve faturalardaki bedel yönünden talep edenin iddiaları yönünden yaklaşık ispata elverişli değildir. Bu haliyle, ihtiyati haciz koşulları oluşmadığından mahkemece belirtilen gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirilmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının her iki ara karara karşı istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine, Alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 29/11/2023