Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/3330 E. 2023/3227 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/3330
KARAR NO: 2023/3227
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 06/09/2023
NUMARASI: 2023/264 Esas
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 02/11/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 28/07/2023 tarihli dilekçesi ile; dava konusu dosyada mübrez kaçak elektrik tespit tutanağının düzenlenmesi üzerine tahakkuk ettirilen faturanın son ödeme tarihinin geçmiş olmasına rağmen ödenmediğini, taraflarınca huzurdaki davayla birlikte mezkur ihtiyati haciz taleplerinin mahkemece ayrı ayrı reddine karar verildiğini, bu nedenle davalı yanın işbu karar nedeniyle kaçak elektrik kullanımını kendisine hak görmeye başlayarak kaçak elektrik kullanımına bilfiil olarak devam ettiğini, dosya kapsamında yer alan tüm bilgi ve belgelerden ve dosyaya ibraz sağlanacak olan kaçak tespit tutanaklarından da anlaşılacağı üzere varlığı sabit olan alacaklarının tehlikede olması ve davalı yanın nitelikli olarak kaçak elektrik tüketimine devam ettiğini, dosya kapsamında yer alan tutanaklar incelendiğinde ihtiyati haciz taleplerinin kabul edilebilmesi için gereken yaklaşık ispat koşulunun da sağlandığını, ihtiyati haciz talebine ve davaya konu edilmiş olan alacağın kaçak elektrik kullanımından doğan fatura alacakları olduğunu, dava dosyasının içeriğine davalı hakkında tutulmuş olan kaçak elektrik faturasının sunulduğunu, borcun muaccel olduğuna ve temin edilemediğine yönelik bir şüphe bulunmamakla birlikte alacaklarının miktarı da göz önüne alındığında davalı tarafın borçtan kurtulma maksadıyla mal kaçırma, adres değiştirme ve kaçma ihtimaline karşın hüküm ve icra takibi kesinleşinceye kadar İİK m. 257 vd. maddeleri uyarınca hukuki güvence kapsamında ihtiyati haciz talebimizin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, tüm yargılama süresince alınan bilirkişi raporları, gelinen aşama ve dosya kapsamı da ayrıca değerlendirildiğinde “yaklaşık ispat” koşulu dahil ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için gereken tüm şartların oluştuğunun anlaşılacağını, belirtilen ve HMK m. 257 vd. hükmü gereğince de re’sen gözetilecek nedenlerle ilgili dosyaya ilişkin, dosya kapsamına sunulan delilleri doğrultusunda davacı tarafın kaçak elektrik kullanımının da varlığı sabit olduğundan, borçlunun borca yeter miktarda menkul ve gayrimenkulleri ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi için İİK m. 257 gereği ihtiyati haciz talebimizin kabul edilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince ” Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine” karar vermiştir.Sözkonusu ara kararı davacı vekili istinaf etmiş olup dilekçesinde özetle; yaklaşık ispat koşulunun yerine getirildiğini, davacının kaçak elektrik kullanımının müvekkili şirket çalışanlarınca düzenlenen tutanaklar ile sabit olduğunu, hal böyleyken, davalı tarafça kaçak elektrik kullanımı yapılmadığına yönelik bir ispat dosya kapsamına dahi sunulmamışken ve güncel yargıtay içtihatlarınca da aksi ispat edilene kadar geçerli belge mahiyetinde olan kaçak tespit tutanakları, faturalar ve görüntülere rağmen yerel mahkemece “tahakkuk evrakı ve faturaların tek taraflı düzenlenmiş olması” gibi Yargıtay içtihatları ve hukuk normlarına aykırı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebimizin kaldırılması kabul edilebilir nitelikte olmadığını, zira somut olayda borçlu yanca altına imza atılan tutanağın “tek taraflı düzenlenen belge” mahiyeti bulunmadığını, tüm bu hususlara ek olarak Mahkemenin red kararına gerekçe olarak ele aldığı “tek taraflı düzenlenen belge” ibaresi, gerek yukarıda anlatıldığı üzere davalı/borçlunun imzasını içermesi, gerekse müvekkil şirketin kamu hizmeti ifa ediyor olması ile EPDK ve … gibi devlet kurumlarının denetimi altında dağıtım faaliyeti gerçekleştiriyor olması sebebiyle, dayanak tutanağın tek taraflı düzenlenen belge olarak kabul edilebilmesi emsal Yargıtay kararları ışığında mümkün olmadığını, icra ve iflas kanunu uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi için aranan muacceliyet şartı somut olay üzerinden sübuta erdirildiğini, dosya bir kül halinde değerlendirildiğinde, borcun muaccel olduğuna ve yaklaşık ispat şartının fazlasıyla yerine getirildiğine yönelik herhangi bir şüphe bulunmamakla birlikte alacağımızın miktarı da göz önüne alındığında davalı tarafın borçtan kurtulma maksadıyla mal kaçırma, adres değiştirme ve kaçma ihtimaline karşın, hüküm ve icra takibi kesinleşinceye kadar İİK m. 257 vd. maddeleri uyarınca hukuki güvence kapsamında ihtiyati haciz talebimizin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre;İİK’nun İhtiyati haciz şartları başlıklı 257.maddesinde ; ” Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa;Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” hük- müne yer verilmiştir.Yargıtay 23.Hukuk Dairesi Başkanlığının 2016/5783 E. 2016/4664 K.sayılı kararında “Talep ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İİK’nun 257 vd. maddeleri gereğince para borcu alacaklısı rehinle temin edilmemiş bir alacağı için borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ile alacaklarını haczettirebilir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için tam ispat gerekmemekte olup, mahkemenin alacağın ve ihtiyati haciz sebeplerinin varlığına kanaat getirmesi yeterlidir (İİK’nun 258/1- gerçeğe benzerlik karinesi). Somut olayda, talep eden alacağının dayanağı olarak tek taraflı olarak düzenlediği sözleşmeye dayalı faturayı göstermiştir. Bu durumda, mahkemeye alacağın varlığına kanaat getirilecek yeterli delil sunul- madığından, ihtiyati haciz kararının koşulları mevcut değildir. Mahkemece, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddi yerinde olmamış, bozmayı gerektirmiştir” denilmiştir. Eldeki dosyada da, dava kaçak elektrik kullanımına ilişkin fatura bedelinin tahsiline yönelik takibe vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı ile ihtiyati haciz kararı verilmesi talebine ilişkindir.İhtiyati hacze konu alacak tak taraflı olarak düzenlenen tutanağa dayalı faturadan kaynaklanmaktadır. Alacağın varlığını ” yaklaşık ispat”a elverişli başkaca delil sunulmamış olup uyuşmazlık konusu yargılamaya muhtaçtır. Dosyanın bulunduğu aşama itibariyle İİK 257. madde gereği ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirilmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı … istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle;İhtiyati haciz talep eden … istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 02/11/2023