Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/332 E. 2023/761 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/332
KARAR NO: 2023/761
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/10/2022
NUMARASI: 2022/513 E – 2022/909 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 14/03/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı arasında 28/01/2020 sözleşme tarihli 01/03/2020 tedarik başlangıç tarihi 24 aylık Elektrik Tedarik Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre müvekkili tedarik şirketinin davalıya elektrik satışı yapacağını davalının da kullanım miktarına göre müvekkil şirket tarafından keşide edilecek faturaları ödeyeceğini, buna göre müvekkil şirket tarafından hukuka uygun olarak fatura keşide edilip gönderilmesine rağmen, vade tarihinde bir takım faturaların davalı abone tarafından gereği gibi ifa edilmediğini, davalı abonenin sözleşme yükümlülüklerine aykırı davranmak suretiyle keşide edilmiş olan tüketim faturalarını sürekli bir şekilde zamanında ve gereği gibi ifa etmeyerek sözleşme ihlali gerçekleştirdiğini, davalının bu tutumu nedeniyle bir takım tüketim faturalarının ödenmemesi sebebiyle dava dışı İstanbul Abonelik Sözleşmeleri 2022-23765 esas sayılı dosyasından icra takibine geçildiğini, anılan faturaların ödenmesi sebebiyle Merkezi Takip Sistemi (İstanbul) 2022-312281 esas sayılı dosyasından icra takibine geçildiğini, ödeme yükümlülüğü bulunan davalının icra takibine haksız yere itiraz ettiğini, başvurulan arabuluculuk sürecinde de olumlu sonuç alınamadığını, tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile davalı tarafından, icra takibine yapılan haksız itirazın iptaline, alacağın likit olması nedeniyle %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ;davacının elektrik tedarikçisi olup müvekkili şirkete elektrik tedarik ettiğini, işbu icra takibi dayanağının da elektrik tedarik hizmeti satın alma sözleşmesinden kaynaklı cezai şart alacağı iddiasından kaynaklı olduğundan müvekkilin nihai tüketici konumunda olması nedeniyle yetkili ve görevli mahkemenin Bakırköy Tüketici Mahkemesi olduğunu, usul ve esas yönünden davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; taraflar arasında yetkili mahkemenin belirlenmesine ilişkin bir yetki anlaşmasının da mevcut olmadığı, genel yetki kuralının geçerli olacağı, davalı şirketin yerleşim yerinin dava tarihi itibariyle ” … Mah. … Sok.Bağcılar/İstanbul” olduğu, HMK 6.Maddesine göre mahkemenin yetkili mahkemelerden olmadığı, buna göre de, davaya bakma yetkisini Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle ,süresi içerisinde davalı tarafça yapılan yetki itirazı yerinde görülmekle ; Davanın yetkisizlik nedeniyle Usulden Reddine, Yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar verilmiştir.Mahkemece verilen kararı,davacı vekili istinaf etmiştir.Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle;Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 28.01.2020 imza tarihli ve 01.03.2020 Tedarik başlangıç tarihli Elektrik Satış Sözleşmesi imzalandığı,sözleşme tarafları tacir sıfatını haiz kişiler olup, taraflar arası sözleşme madde 8’de uygulanacak hukuk başlığı altıda ” İşbu sözleşme Türk Hukukuna tabi olup tüm uyuşmazlıklarda İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir” denilerek hangi mahkemelerin yetkili olduğunun belirlendiğini,yetkili mahkemenin, taraflarca belirlenmesi halinde açılacak olan dava ve icra takiplerinde, başkaca bir yetki kuralı incelenmesine gerek olmaksızın, tarafların belirledikleri yer mahkemelerinin yetkili kılındığı, kaldı ki TBK m.89’da. Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde, ifa edilebilir.” şeklinde düzenlendiğini, 6100 sy HMK m. 10’da ise aynen “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir” şeklinde düzenleme getirildiği, bu durumda para borçlarında alacaklının yerleşim yeri mahkemesinin yetkili mahkeme olarak gösterildiği, bu sebeple mahkeme görevli olmakla kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir. …nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , itirazın iptali talebine ilişkindir. Davacı tarafça ,davalı hakkında, faturaların tahsili talebiyle Merkezi Takip Sistemi (İstanbul) … esas sayılı dosyasından icra takibine geçilmiş,itiraz üzerine takip durumuştur. Mahkemece istinafa konu kararda yetkisizlik kararı verilmiştir. Ancak ,mahkemenin yetkili olup olmadığından önce ,görevli olup olmadığını resen incelemesi gereklidir.Çünkü yetkisizlik kararını ancak görevli mahkeme verebilecektir.Görev yönünden resen inceleme ;Dava, itirazın iptali talebine ilişkin olup 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra açılmıştır. Görev hususunun çözümü için konuya ilişkin yasal düzenlemelerin irdelenmesi gerekmektedir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4 üncü maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için, uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Yine, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. 6335 Sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5 . maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce ve istinaf ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca ve BAM tarafından re’sen incelenir. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı yasa gereği tacir ise de ,davalının tacir olup olmadığına ilişkin dosyada belge bulunmamaktadır.Mahkemece bu yönde inceleme ve araştırma yapılmamıştır. Bu sebeplerle mahkemece; davalının bağlı bulunduğu ticaret sicil kayıtlarının, esnaf oda kayıtlarının, vergi kayıtları ve vergi matrahlarının getirilmesi, hangi usule göre defter tuttuğunun, Bakanlar Kurulu kararnamesindeki gelir sınırına göre işletmelerinin esnaf işletmesi veya tacir kapsamında kalıp kalmadığının araştırılması, buna dair delillerin toplanarak karar yerinde tartışılması, neticede; davalının tacir vasfı taşımaması halinde ,görevsizlik kararı verilerek dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesi, Mahkemenin görevli olduğunun tespiti halinde ise;YETKİ ŞARTININ GEÇERLİ OLUP OLMADIĞININ değerlendirilmesi gereklidir. Ancak; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde ise; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuş mazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, dava, sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” düzenlemesi yer almaktadır.Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, taraflar arasında 28.01.2020 imza tarihli ve 01.03.2020 Tedarik başlangıç tarihli Elektrik Satış Sözleşmesi imzalanmış, sözleşme tarafları tacir sıfatına haiz kişiler olup, taraflar arası sözleşme madde 8’de uygulanacak hukuk başlığı altıda ” İşbu sözleşme Türk Hukukuna tabi olup tüm uyuşmazlıklarda İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir” denilerek hangi mahkemelerin yetkili olduğu belirlenmiştir. Bu sebeplerle ,öncelikli olarak ; davalı yönünden usulünce tacir-esnaf araştırması yapılması, bu kapsamda davalı tarafın vergi kayıtları, vergi matrahları, ticaret odası ve esnaf oda kayıtlarının celbi, Bakanlar Kurulu’nca çıkartılan, esnaf-tacir arası ayırıma dair kararnamedeki gelir sınırının dosyaya alınması ile davalının “tacir” ve/veya ” esnaf” olup olmadığı, işletmesinin esnaf işletmesi kapsamında kalıp kalmadığı, hangi usule göre defter tuttuğu, davanın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığı hususlarının tesbiti ile ,mahkemenin öncelikli olarak görevli olup olmadığının tesbiti yönünden inceleme ve araştırma yapılması gerektiğinden ,davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yukarıda açıklanan şekilde araştırma ve inceleme yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.14/03/2023