Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/328 E. 2023/294 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/328
KARAR NO: 2023/294
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/10/2022
NUMARASI: 2021/114 E – 2022/656 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
KARAR TARİHİ: 31/01/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kurum tarafından müvekkili şirket aleyhine kaçak elektrik kullanımı olduğundan bahisle bir kaçak kullanım bedeli faturası tanzim edilmiş olduğunu, müvekkili şirket tarafından icra tehdidi altında bulunmasından dolayı fatura bedeli ödendiğini, ancak müvekkili şirketin herhangi bir kaçak elektrik kullanımı söz konusu olmayıp, yapılan ödemenin müvekkiline iadesi talepli olarak işbu eldeki davayı ikame etme zaruretinin hasıl olduğunu, aşağıda detaylıca izah edileceği üzere, işbu haklı davanın kabulü ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile birlikte, ödenen 10.733,00-TL fatura bedelinin işlemiş faizi ile birlikte müvekkiline iadesini talep ettiğini, müvekkili şirket aleyhine davalı kurum tarafından, şirket ofisi olarak kullanılan ‘’… Mah. … Sk. No…, Şişli-İstanbul’’ adresine bağlı … sözleşme numaralı elektrik aboneliğine bağlı olarak, … numaralı,30/11/2020 tarihli ve 10.343,11-TL bedelli bir kaçak kullanım faturası kesildiğini, ancak müvekkili şirketin herhangi bir kaçak kullanımı bulunmadığını, geçmiş aylarda gelen bütün elektrik kullanım bedeli faturalarını da düzenli bir şekilde yatırdığını, davalı kuruma herhangi bir elektrik kullanım bedeli borcu bulunmamakta olduğunu, buna ilişkin olarak yapılan ödemelere ilişkin dekont örneklerini ibraz etmekte olduklarını, davalı kurum kayıtları da incelendiğinde müvekkilinin söz konusu aboneliğine ilişkin bir borcu bulunmadığı görüleceğini, müvekkili kendisi tarafından herhangi bir kaçak kullanım olmamasına rağmen düzenlenen faturayı icra tehdidi altında kalmamak ve elektriğinin kesilmemesi ve ticari işletmesinin devamı adına 14.01.2021 tarihinde işlemiş faizi ile birlikte 10.733,00-TL olarak kurum hesabına ödemek zorunda kaldığını ve ödediğini, ancak daha önce de ifade edildiği üzere yıllarca aynı adreste faaliyette bulunan müvekkilinin herhangi bir kaçak kullanımı olmadığından, düzenlenen fatura haksız olmakla, yapılan ödemenin de davalı kurum lehine herhangi bir yasal dayanağı bulunmamakta olduğunu, davalı idare tamamen keyfi ve hiçbir delile ve belgeye dayanmayan bir şekilde kaçak elektrik faturası düzenlediğini, davalı idarenin bu keyfiliğinin ve hukuksuzluğun giderilmesi adına eldeki davayı ikame zarureti hasıl olduğunu, bu sebeple sayın mahkemece yapılacak inceleme ve değerlendirmeler neticesinde ödenen fatura bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte müvekkiline iadesine karar verilmesi gerektiğini, davanın kabulüne, … numaralı ,30/11/2020 tarihli ve 10.343,11-TL bedelli faturadan dolayı herhangi bir borcunun bulunmadığının tespiti ile ödenen 10.733,00-TL fatura bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline iadesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ilgili direktörlüğüne intikal eden, … tarafından taraflarına açılan bu davada … nolu hesap numarasına ait faturalara itiraz ettiği belirtildiğini, ilgili şirket yetkilileri tarafından; … nolu tüketim noktasında 02.11.2020 tarihinde … nolu sayacın laboratuvar sonucuna istinaden … nolu tutanak tanzim edildiğini, ilgili tutanağa istinaden hesaplama bilgileri verilen 88 kWh karşılığı 197,59 TL kaçak faturası ve 10951 kWh karşılığı 10343,11 TL kaçak ek tahakkuk faturası oluşturulduğunu, söz konusu dava üzerine yeniden yapılan incelemeler neticesinde 02.11.2020 tarihli … nolu tutanağa istinaden tanzim edilen faturalarda ilişkin bilgi ve belgeler dilekçenin ekinde sunulduğunu, tutanak ve fatura bilgilerinde herhangi bir hata olmadığı anlaşılmakta olduğunu, bu sebeple söz konusu dava haksız ve tersiz olup reddi gerekmekte olduğunu, davacı taraf istirdat davası ile ödediği bedellerin iadesini talep etmiş ise de bu taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, davacı ödemelerini yaparken ihtirazi kayıt öne sürmeden ödediğini, serbest irade ile ve ihtirazi kayıt konulmadan ödenen bedel geri istenemeyeceğini, davacı tarafından açılan işbu dava tamamen hukuki dayanaktan yoksun, mesnetsiz ve yersiz olduğunu, Davacı tarafça kaçak elektriğin kullanılmadığı iddia edildsiğini ve müvekkili şirketçe hesaplanan borç miktarı inkar edildiğini fakat dosyasına iddiasını ve tutanakların aksini kanıtlar tek bir delil, elle tutulur bir belge sunulamadığını, hukukun genel geçer kuralı gereği iddiasını kanıtlama görevi bizzat iddia sahibine ait olduğunu, bu sebeple dosya hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının haksız ve yersiz davasının reddi ile, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “davanın kısmen kabulü ile; 7.023,00 TL ‘nin ödeme tarihi olan 14.01.2021 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine, ” kararı verilmiştir. Söz konusu kararı davacı ve davalı vekili istinaf etmiştir. Dava dosyası istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş ise de, 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunununda Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair 6763 sayılı yasa ile, HMK 341. madde 2. fıkrasında “Miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir” şeklinde yapılan yasa değişikliği 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Karar tarihi itibarıyla, kesinlik sınırı ise 8.000,00’dir. Somut uyuşmazlıkta, dava değeri 10.733,00 TL olup, ilk derece mahkemesince kabul edilen miktar olan 7.023,00 TL’nin ve reddedilen miktar olan 3.710,00 TL’nin davacı ve davalı tarafından ayrı ayrı istinaf edildiği, karar tarihinde davacı ve davalı yönünden miktar itibarıyla karar kesindir. Bu itibarla, istinaf konusu kararın HMK’nın 341. ve 346. maddelerine göre kesin olması sebebiyle, istinaf dilekçelerinin HMK’nın 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı ve davalı istinaf dilekçelerinin, HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca karar kesinlik sınırı altında kaldığından ayrı ayrı reddine, Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edenlere isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 31/01/2023