Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/3225 E. 2023/3237 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/3225
KARAR NO: 2023/3237
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 28/09/2023
NUMARASI: 2023/612 E
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 02/11/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket adına kayıtlı olan … tesisat numaralı sayaç için kesilen 3.391.212,76 ’lik kaçak faturası için borçlu olmadığının tespiti ile, dava konusu borcun dışında borcunun olmaması, söz konusu aboneye bağlı elektriğin kesilmemesi, eğer kesilirse mağduriyetine yol açması, tekrardan açılması ve borçtan dolayı icra takibi tehdidiyle karşı karşıya olması sebebiyle 6100 Sayılı Yasanın 389. maddesi gereğince dava sonuçlanıncaya kadar icra takibi yapılmasının ve borcun ödenmesinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesi tarafından; “dosyanın geldiği aşama itibariyle davacı tarafın haklılığının yaklaşık olarak ispatının sağlanmamış olduğu, taraf menfaatleri de gözetildiğinde ihtiyati tedbir koşullarının oluşmadığı” talebin reddine karar verilmiştir.Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davacı vekil istinaf başvurusunda önceki iddialarını tekrarla birlikte özet olarak; müvekkili şirket adına … tesisat numaralı ve … sözleşme numarası ile abonelik yaptırıldığını, müvekkilinin bulunduğu …baba mahallesinde uzun süre altyapı çalışması olması sebebiyle trafonun iptal olduğunu ve kabloların yer altına alındığını, akabinde davalı şirket personelinin müvekkili şirket adresinde inceleme yaptığını ve kaçak elektrik tutanağı düzenlediğini, tutanak neticesinde müvekkil şirkete 2023 Ocak ayı içersinde 247.939,49 TL fatura düzenlendiğini, müvekkilinin elektriğinin kesilmesi neticesinde iş bu tutarı ödediğini, davalı tarafça bir kaç defa herhangi bir sebep göstermeden müvekkili şirketin sayacını değiştirdiğini, davalı şirketin daha sonra yapmış oldukları tespitlerde kaçak elektrik sebebi ile müvekkili şirket aleyhine 3.391.212,76 TL lik fatura düzenlediğini, hatta sayaç değiştirildikten sonraki tüketimleri de kaçak elektrik olarak saydığını, müvekkili şirketin elektriğinin kesilmesi korkusu ile bir kısım taksitlerin ödemesini yaptığını, bu zamana kadar kullanmış olduğu elektrik miktarı belli olup davalı şirketin fatura ve tespit ettiği kullanma biriminin çok altında olduğunu, müvekkilinin hali hazırda kalan taksitleri ödememesi durumunda davalı şirket tarafından elektriğinin kesilmesi ile tehdit edildiğini, elektriğin kesilmesinin ileride telafisi güç zararlara yol açacağını, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleştiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Dava, yapılan kaçak tahakkuku nedeniyle menfi tespit ve elektriğin kesilmemesi ve faturanın takibe konulmaması yönünde ihtiyati tedbir taleplerine ilişkindir.İstinafa gelen uyuşmazlık ise, elektriğin kesilmemesi talebiyle ilgili ihtiyati tedbir koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 389/1. Maddesi, “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklindedir. HMK’nın 390/2 maddesine göre de tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Ayrıca bu kapsamda ihtiyati tedbir talebinin somutlaştırılması gerekir.Yukarıda ifade edildiği üzere HMK’nın 390/2 maddesine göre, tedbir talep eden taraf, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Yaklaşık ispattan anlaşılması gereken ise usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Buradaki amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için tam ispat gerekmez. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın, bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir. Tam ispatın arandığı durumlarda, bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hâkim o iddianın ağırlıklı/kuvvetli ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı etmez.İhtiyatî tedbirde asıl olan ihtiyatî tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyatî tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyatî tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyatî tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyatî tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.İhtiyati tedbire esas olan hakkın iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun, “uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (m. 389/1).Tüm bunlara göre, dava ve talebin niteliğine göre, somut olayda tedbir talep edilen yerin işyeri olması, iş yerinin elektriğinin kesilmesi halinde tedbir talep eden açısından telafisi zor ya da imkansızlık halinin bulunması karşısında, somut olayda HMK. 389 ve devamı maddelerde düzenlenen ihtiyati tedbir karar verilmesi için gerekli şartların mevcut olduğu anlaşılmakla, tedbir talep edenin faaliyeti adresi olarak belirtilen adresindeki işyerinde dava konusu edilen fatura ile sınırlı olmak üzere %15 oranında teminatın yatırılması koşuluyla elektrik kesintisinin yapılmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetli bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, kararın HMK 353/1-b-2 madde gereği kaldırılarak, tedbir talep edenin işyeri olarak kullandığı belirtilen adresi ile ilgili olarak elektriğin kesilmemesi yönünden, dava konusu fatura toplamının %15 i oranında teminatın davacı tarafça yatırılması halinde, dava konusu tesisat ve dava konusu faturalarla sınırlı olmak üzere ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf talebinin kabulü ile, istinafa konu ara karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak, yeniden; Davacının ihtiyati tedbir talebinin KABULÜ ile; … Mah. … Sk. No:… Merkez Beykoz İstanbul adresindeki davacı işyerine ait … sözleşme hesap numaralı aboneliğine ilişkin olarak 08/07/2023 son ödeme tarihli fatura borcu ( 3.391.212,76 TL) ile sınırlı olmak üzere, işyeri elektrik enerjisinin kesilmesinin tedbiren önlenmesine,Davacı tarafından iş bu kararın tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde %15 teminatın (508.681,91-TL) nakit olarak veya kesin-süresiz banka teminat mektubunun yatırılmasına/depo edilmesine, Teminatın ilk derece mahkemesince alınmasına ve teminat yatırıldığında ara kararın infazının ilk derece mahkemesince yapılmasına, Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 02/11/2023