Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/2974 E. 2023/2929 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/2974
KARAR NO: 2023/2929
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/08/2023
NUMARASI: 2023/833 E –
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 12/10/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davacının 21.07.2023 ve 28.07/2023 tarihlerinde internet bankacılığını kullanarak kendi hesabının bulunduğu … Bankası A.Ş.’deki TR… İBAN numaralı hesabından, ticari ilişki içerisinde bulunduğu … TC kimlik numaralı …’a 10.000-TL gönderilmesi gerekirken yanlışlıkla aynı isim ve soy ismine sahip Kasım 2022 itibariyle müvekkili şirketle ticari ilişkisi biten … TC kimlik numaralı …’a 10.000 TL gönderdiğini, yine 08.08.2023 tarihinde internet bankacılığını kullanarak kendi hesabının bulunduğu … Bankası A.Ş.’deki TR… IBAN numaralı hesabından, ticari ilişki içerisinde bulunduğu … TC kimlik numaralı …’a 16.452,50-TL gönderilmesi gerekirken yanlışlıkla aynı isim ve soy ismine sahip Kasım 2022 itibariyle müvekkili şirketle ticari ilişkisi biten … TC kimlik numaralı …’a 16.452,50-TL gönderdiğini, davalıya sehven yapılan toplam 36.452,50 TL tutarındaki ödemenin, öncelikle “tüm haciz ve takyidatlardan ari şekilde tüm semereleriyle birlikte davacıya aynen iadesi” gerektiğini beyanla; davaya konu paranın davalıya, 3. kişilere, icra müdürlükleri ile adli ve idari kurum ve kuruşlara, yargılama sonuna kadar ödenmemesi ve yine hesap sahibi davalının borcundan dolayı haciz uygulanmaması ve bu paranın dava sonuna kadar vadeli hesaba alınması için, dava konusu paranın sehven yatırıldığı davalıya ait Türkiye Cumhuriyeti … Bankası A.Ş. Bolu Merkez Şubesi’nde bulunan TR… IBAN numaralı banka hesabı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama sonunda davanın kabulüyle, müvekkili tarafça dava konusu 36.452,50-TL’nin sehven yatırıldığı davalıya ait Türkiye Cumhuriyeti … Bankası A.Ş. Bolu Merkez Şubesi’nde bulunan TR… IBAN numaralı hesabına sehven yapılan 36.452,50 TL’nin tüm haciz ve takyidatlardan ari şekilde ve tüm semereleri ile birlikte davalının Türkiye Cumhuriyeti … Bankası A.Ş. Bolu Merkez Şubesi’nde bulunan TR… IBAN numaralı hesabından aynen davacı şirkete iadesine, iadenin mümkün olmaması halinde ise dava konusu meblağın ticari reeskont (avans) faizi ve tüm semereleri ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi talepli dava dilekçemizdir. Mahkeme, davacı tarafın dava dilekçesinde davalı ve dava dışı 3. Kişi ile aralarında ticari ilişkinin mevcut olduğunu belirttiği, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında söz konusu bedelin sehven ya da ticari ilişki kapsamında yollanıp yollanmadığının ancak yargılama aşamasında toplanacak deliller ile tespit edilebileceği, davacı tarafın daha önce aralarında ticari ilişki bulunduğunu beyan ettiği davalının hesaplarına söz konusu bedel yönünden tek taraflı olarak bloke konulmasının ticari hayatı olumsuz etkileyeceği, davacı tarafça tedbir talebine dayanak olarak yalnızca dekontların ibraz edildiği, bu nedenle mevcut aşama itibariyle taraflar arasındaki hak ve adalet dengesi gözetildiğinde yaklaşık ispat koşullarının oluştuğundan söz edilemeyeceği, HMK’nun 389, 390/3.maddeleri karşısında tedbir talebinin hukuki ve fiili dayanaklarının bulunmadığı gerekçesi ile; “Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine” karar vermiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; sehven yapılan ödemelere ilişkin dekontların dosyada olduğunu, müvekkili şirket ile davalı yan arasındaki cari hesaba ilişkin tablonun dava dilekçemizin ekinde sunulduğu,cari hesap tablosu incelendiğinde müvekkili şirketin davalı yana herhangi bir borcunun olmadığı ya da davalının müvekkili şirketten herhangi bir alacağının olmadığının ve davalı ile davacı şirket arasındaki ticari ilişkinin Kasım 2022 ayı itibariyle sona erdiğinın açıklığa kavuşacağını, müvekkili şirketin davalı yana ödeme yapmasını gerektiren herhangi bir durum olmadığını,ödemelerin internet bankacılığını kullanarak gerçekleştirildiğini, ödemeye konu olan şahsın aynı isim ve soy isime sahip olması sebebiyle yanlış şahsa ödeme yapıldığı ve müvekkili şirketçe yapılan ödemenin … TC kimlik numaralı …’a yapılması gerekirken sehven … TC kimlik numaralı …’a yapıldığını fark edemediğini ve davalıya yapılan toplam 36.452,50 TL’lik ödemenin hataen yapıldığını belirterek,ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken bu talebin reddinin yerinde olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava para alacağının tahsiline yöneliktir. İhtiyati tedbir talebi reddedilmiş ve söz konusu ara karar istinaf edilmiş olmakla bu aşamada uyuşmazlık ihtiyati tedbir koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. Davanın açılması ile hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir müessesesi kabul edilmiştir. (Pek canıtez H.; Atalay O.; Özekes M., Medeni Usul Hukuku, Yetkin Yay. 13. Basım, Ankara 2012, S. 873) HMK’ nun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorla- şacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan hâller, genel bir ihtiyatî tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyatî tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır. İhtiyatî tedbirde asıl olan ihtiyatî tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyatî tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyatî tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyatî tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyatî tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.İhtiyati tedbire esas olan hakkın iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluştu- racaktır. Kanun, “uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (m. 389/1). Ancak, özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir (Pekcanıtez/Atalay/Özekes, a.g.e., s. 877).Davanın para alacağı olması nedeniyle, davada ihtiyati tedbir koşulları olayda gerçekleşmemiştir. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değerlendirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edilmediğinden, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 12/10/2023