Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/2915 E. 2023/2889 K. 06.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/2915
KARAR NO: 2023/2889
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 18/07/2023
NUMARASI: 2023/28
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit – İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 06/10/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati tedbir talep eden davacı birleşen davalı vekili dilekçelerinde özetle; müvekkili şirket tarafından kiralanan işyerine, davalı kurum tarafından eski kiracının elektrik borçlarından dolayı müvekkili şirkete elektrik aboneliği verilmediğini, müvekkili şirketin davalı kuruma herhangi bir borcu bulunmadığını, eski kiracı ile fiili, ticari, hukuki ve ornagik bağlantısı bulunmadığını; davalı kurum tarafından müvekkili şirkete haksız ve hukuka aykırı şekilde usulsüz kullanım faturası tahakkuk ettirildiğini, faturanın ödenmesi halinde elektrik aboneliğinin düzenleneceğinin bildirilmesi üzerine ödemenin zornulu olarak yapıldığını ancak, yine sözleşmenin yapılmayacağının beyan edildiğini, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından davalı kurum aleyhine İstanbul 18 ATM’nin 2022/790 E sayılı dosyasından muarazanın men’i talepli açılan davada, elektrik enerjisinin kesilmesinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, aynı kararda muarazanın men’i talebinin reddine karar verildiğini; davalı kurum ile yapılan görüşmelerde önceki kiracının borçlarının ödenmesi halinde elektrik aboneliğinin verileceğinin tekrar bildirildiğini, müvekkili şirketin çeşitli yaptırımlar öne sürülerek enerjisiz bırakılma tehdidi altında olduğunu; eksi kiracının borçlarının ödenmesinin dayatıldığını; akabinde davalı kurum tarafından müvekkili şirkete kaçak elektrik kullanıldığının tespit edildiği iddiasıyla kaçak enerji faturası düzenlendiğini, müvekkilinin kaçak elektrik kullanmadığını, faturaların gerçeğe aykırı düzenlendiğini, süreçte bu kadar elektrik kullanmasının dahi mümkün olmadığını, fatura bedelinin zorla müvekkilinden tahsil edilmeye çalışıldığını, faturaların davalı kurum tarafından tek taraflı, keyfi olarak düzenlendiğini, müvekkilinin davalı kuruma borcu bulunmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle müvekkili şirketin davalı kuruma 1.870.324,08 TL bedelli faturadan dolayı borçlu olmadığının tespitine, faturalanın ödemesinin durdurulması, faturanın takibe konulmaması ve faturanın ödenmemesine istinaden müvekkili şirketin elektrik enerjisinin kesilmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı birleşen davacı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; Davalı/borçlunun kullanımında olan … hizmet numaralı tüketim noktasında davalının fiili kullanımında bulunan “… Mah. … Cad. No:… Güngören/İstanbul” ticarethane vasıflı adresinde 06.01.2023 tarihinde müvekkil şirket çalışanları tarafından gerçekleştirilen kontrol neticesinde “Perakende satış sözleşmesi olmaksızın dağıtım sistemine müdahale ederek elektrik enerjisi kullanıldığının” tespiti üzerine … seri numaralı kaçak elektrik kullanım tespit tutanağı düzenlenmiş olduğunu, ilgili tutanağın düzenlenmesinden sonra kaçak elektrik kullanımının gerçekleştiği dönemde cari olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin ilgili hükümleri uyarınca hesaplama yapılarak mevzuat hükümleri çerçevesinde davalı adına işbu tutanağa istinaden tespit esnasındaki yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri gereği 280336 kWh tüketim x3 çarpanı ile beraber kaçak kullanım tarifesinden 2.493.765,01-TL kaçak elektrik faturası tahakkuk edilmiş olduğunu, Davalı borçlu aleyhine arz edilen tutanağa istinaden tüketim zabıt tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri gereği yapılan hesaplama karşılığı toplam 2.528.095,85-TL’nin fer’ileriyle birlite tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyası ile ödeme emri gönderilmiş olduğunu, davalı borçlu tarafından borcun tamamına itiraz edilmesi üzerine işbu takip durmuş olduğunu, davalı/borçlu tarafça icra takibine itiraz edildikten sonra, hali hazırda faiz ve feriler işlemiş ve işlemeye devam ediyorken, kısmi ödeme yapılmışsa da takip tarihi itibariyle herhangi bir ödeme bulunmadığından ve borçlunun itirazı borcun tamamına yönelik olduğundan huzurdaki dava takipte kesinleşen tutar üzerinden açılmış olup takip sonrası yapılan ödemeler bakımından TBK md. 100 uygulanması gerektiğini, işbu madde gereği faiz veya giderleri ödemede geciken borçlunun kısmen yaptığı ödemenin ana borçtan düşmemesi gerektiğini, Müvekkili Kurum tarafından yapılan inceleme neticesinde, kaçak enerji kullanımından dolayı tanzim edilen itiraza konu kaçak elektrik kullanım tespit tutanağı ve bu tutanağa istinaden düzenlenen kaçak elektrik kullanım faturasında herhangi bir hesaplama hatası bulunmadığını, Kaçak tespiti için tespit anında mahalde fiili kullanıcının varlığı yeterli olduğunu, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği m.42’de gösterilen haller içerisinde elektrik tüketimi yapan herkes, kaçak tespiti ve tahakkukunun muhatabı olabileceğini, Müvekkili şirket tarafından açıklanan mevzuat gereğince davalı tarafın kaçak elektrik kullandığı tespit edilmiş olduğunu ve mevzuata uygun biçimde gerekli işlemler yapılarak kullanılan kaçak elektriğin bedeli mevzuat gereği hesaplanarak tahakkuk ettirildiğini, Öte yandan müvekkili şirketin kamu görevi icra etmesi hasebiyle, yine kamu kurumlarınca (…/EPDK) düzenli aralıklarla denetime tabi olduğunu, Başka bir deyişle müvekkili şirketin mevzuata ve hukuka aykırı bir işlem ve uygulama yapması söz konusu olamayacağını, dava konusu bedel düşünüldüğünde, herhangi bir hatanın olmaması açısından itinayla tahakkuk ettirilerek davalı adına faturalandırılmış olduğunu,Kaçak tespiti için tespit anında mahalde fiili kullanıcının varlığı yeterli olduğunu,. Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği m.42’de gösterilen haller içerisinde elektrik tüketimi yapan herkes, kaçak tespiti ve tahakkukunun muhatabı olabileceğini, Öncelikle davalı/borçlunun taşınır, taşınmaz malları ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerinde İİK m. 257 gereği dava ve takip kesinleşinceye kadar teminatsız veya Mahkemece uygun görülecek teminat karşılığında ihtiyati haciz konulmasına, Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu haksız ve yersiz itirazının iptali ile takibin devamına, Davalı/borçlu aleyhine hükmolunacak meblağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile arabuluculuk vekalet ücreti de dahil olmak üzere vekâlet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.İlk Derece Mahkemesince 18/07/2023 tarihli ara karar ile; “Birleşen davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin reddine,” karar verilmiştir.Kararı davalı birleşen davacı vekili istinaf etmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dosyadaki deliller ve gerekçeli karar arasında bağlantı kurulmadığını, ilk derece mahkemesince alacağın yargılama gerektirdiği gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yaklaşık ispat koşulunun yerine getirildiğini, davacının kaçak elektrik kullanımının müvekkili şirket çalışanlarınca düzenlenen tutanaklar ile sabit olduğunu, son ödeme tarihinde belirtilen borcun ödenmediğini, alacağın muaccel olduğunu, rehin ile de temin edilmediğini, işbu davanın sonuçlanması ve icra takibinin kesinleşmesi beklenildiği takdirde, “kamu alacağı” niteliğinde olan kaçak elektrik bedelinin tahsilinin tehlikeye gireceğini, alacak miktarı düşünüldüğünde ciddi bir kamu zararı oluşacağını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre;İİK’nun İhtiyati haciz şartları başlıklı 257.maddesinde; ” Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” hük- müne yer verilmiştir. Yargıtay 23.Hukuk Dairesi Başkanlığının 2016/5783 E. 2016/4664 K.sayılı kararında “Talep ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İİK’nun 257 vd. maddeleri gereğince para borcu alacaklısı rehinle temin edilmemiş bir alacağı için borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ile alacaklarını haczettirebilir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için tam ispat gerekmemekte olup, mahkemenin alacağın ve ihtiyati haciz sebeplerinin varlığına kanaat getirmesi yeterlidir (İİK’nun 258/1- gerçeğe benzerlik karinesi). Somut olayda, talep eden alacağının dayanağı olarak tek taraflı olarak düzenlediği sözleşmeye dayalı faturayı göstermiştir. Bu durumda, mahkemeye alacağın varlığına kanaat getirilecek yeterli delil sunul- madığından, ihtiyati haciz kararının koşulları mevcut değildir. Mahkemece, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddi yerinde olmamış, bozmayı gerektirmiştir” denilmiştir. Eldeki dosyada da , dava kaçak elektrik kullanımına ilişkin fatura bedelinin tahsiline yönelik takibe vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı ile ihtiyati haciz kararı verilmesi talebine ilişkindir.İhtiyati hacze konu alacak tak taraflı olarak düzenlenen tutanağa dayalı faturadan kaynaklanmaktadır. Alacağın varlığını ” yaklaşık ispat”a elverişli başkaca delil sunulmamış olup uyuş- mazlık konusu yargılamaya muhtaçtır. Dosyanın bulunduğu aşama itibariyle İİK 257. madde gereği ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirilmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı birleşen davacı …’ın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalı birleşen davacı …’ın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.06/10/2023