Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/2885 E. 2023/3143 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/2885
KARAR NO: 2023/3143
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/04/2023
NUMARASI: 2022/795 E – 2023/253 K
DAVANIN KONUSU Sözleşmenin İptali
KARAR TARİHİ: 26/10/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili başlangıçta asliye hukuk mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin su aboneliğinin tesisi için davalı Kuruma 07.03.2022 tarihinde başvuru yaptığını, davalı tarafından abonelik isteminin reddine karar verildiğini, vekil edenin kuru temizleme sektöründe faaliyet gösterdiği için su kullanması gerektiğini, davalının abonelik tesis etmeme gerekçesinin yerinde olmadığını belirterek davalının 15.03.2022 tarihli işleminin iptali ile müvekkili şirketin “… Mah. … Cad. No:… Esenyurt/İstanbul” adresine su aboneliğinin tesisi talebinin kabulü yönünde hüküm verilerek taraflar arasındaki muarazanın (çekişmenin) giderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin dava dilekçesinde yazılı tüm iddia ve taleplerine itiraz ettiklerini, idarelerinin dava konusu ile ilgili işlemleri yürürlükteki yönetmelik hükümlerine uygun olduğunu, kanunun hak ve mevzuat kanun, il menfaatlerini gözetilerek belirtilen hükümler çerçevesinde uygulama yapıldığını, yazılı tüm iddia ve taleplere itiraz ettiklerini tüm taleplerin reddinin gerektiğini, dava konusu ihtilaf bakımından adli yargı görevli olmadığını, idari yargının görevli olduğunu özellikle müvekkili şirketin su aboneliğinin tesisi için kuruma yaptığı başvurunun reddine dair işlemin iptaline dair aboneliğinin tesisi için kuruma yaptığı başvurunun reddine dair işlemin iptaline dair taleple ilgili uyuşmazlığın idari yargının görevinde olduğunu, bu şartlarda davanın görev yönünden reddine karar verilmesini, idarelerinin şebeler daire başkanlığının idare kayıtları arasında mevcut olduğunu, ilgili 06/01/2023 tarihli yazılarında idare kayıtlarında belirtildiğini, su kullanımı ve resen abonelik ile uygulamasına ilişkin hususlar başlığında yer alan 40. Madde uyarınca idare şebeke borusundan veya yer altı su kaynağından bir düzenek marifetiyle abone olmadan su aldığı tutanak ile tespit edilen kişilerin suyu kullanıma kapalı olduğunu ilgili mevzuat hükmü uyarınca şubenin tespitleri doğrultusunda … San. Ve Tic. A.Ş. adına kayıtlı … numaralı sözleşmenin … San. ve Tic. A.Ş. kullanımında iken T bağlantı yapılarak sayacın söküldüğü ve izinsiz su kullanıldığının anlaşıldığını, … numaralı sözleşmenin izinsiz su kullanım bedeli tahakkuk ettirilerek borçtan iptal edilmesi usul ve yasaya uygun olduğunu, borçlu abonelerin su kullandığı yerlere yeni abonelik yapılması işlemlerinde su kullanılan mahalli satın alanlar veya kiralayanlar aşağıdaki şartları yerine getirerek önceki borçlardan mesul tutulmadan kendi adlarına yeni sözleşme yapılabileceğini, dava konusuyla irtibatlı olun İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2020/317 Esas sayılı davacı … San. Tic. A.ş tarafından İdareye karşı açılan davada özetle, davacı şirketin 572.641,00 TL. borçlu olmadığının tespitine İhtiyati tedbir kararı verilmesi talep edildiğini, bu davada halen yargılama devam ettiğini, davacı tarafın ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinin reddine karar verildiğini, dava konusu olayla ilgili idare işlemlerinin ayrıntılarıyla açıklandığı üzere, yürürlükteki mevzuata yönetmelik hükümlerine ve hukuku uygun olduğunu, davacı tarafın dava konusu iddiaları ve talepleri hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bu şartlarda itirazları ile birlikte davacı alacaklının feri taleplerine de itiraz ettiklerini, ayrıca davacı tarafın tüm taleplerinin ve ayrıca ihtiyati tedbir talebinin de reddine ile birlikte davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “Dava şartları HMK md. 114’te düzenlenmiştir. Bu maddeye göre yargı yolunun caiz olması bir dava şartıdır. Somut olayda davacı taraf, davalı kurum tarafından verilen kararın iptalini talep etmiştir. Her ne kadar davalı kurumun, dava dışı belediyeden ayrı bir tüzel kişiliği bulunsa da, yapılan iş idari bir faaliyettir ve idareden alınan yetki ile sürdürülmektedir. Davacının talebi adli yargının görev alanına giren menfi tespit, itirazın iptali veya alacak değil; davalı kurum tarafından verilen abonelik başvurusunun reddine dair kararın iptali ile abonelik işleminin yapılmasıdır. Dolayısıyla davalı kurum tarafından yapılan işlemin denetimi ve yargılaması idari yargının görev alanına girmektedir. HMK md. 115 “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” şeklindedir. Somut olayda da ön inceleme duruşmasında dava şartlarının incelenmesi aşamasında davalının dava şartı itirazı ve mahkememizin re’sen yaptığı inceleme ile dava konusu itibariyle davanın idari yargının görev alanına girdiği…” gerekçeleriyle davanın HMK md. 114/1-b gereği dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davacı vekil istinaf başvurusunda önceki iddialarını tekrarla birlikte özet olarak; ilk derece mahkemesince her ne kadar dava dilekçesinde idarece tesis edilen işlemin iptali talep edildiği belirtilmiş ise de, esasında dava dilekçesindeki talep konusunu aboneliğin tesisi oluşturduğunu, müvekkili şirketin abonelik tesisine yönelik olarak yaptığı başvuru neticesinde idarece müvekkili şirket ile alakası olmayan bina sahibi diğer bir şirketin su borcu olduğu belirtilerek bu borcun ödenmesi halinde aboneliğin tesis edilebileceğinin belirtildiğini, davanın niteliği gereği adli yargı yerinde görülmesi gereken bir dava olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Dava başka abonenin borçları sebep gösterilerek abonelik sözleşmesi yapılmama suretiyle ortaya çıkan muarazanın giderilmesi ve aboneliğin tesis edilmesi talebine ilişkindir. 2560 Sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un 1. maddesinde; İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin, İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı, müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğine haiz bir kuruluş olduğu açıkça düzenlenmiştir. Diğer taraftan davalı, kamu hizmeti niteliğindeki çalışmalarını özel hukuk kuralları altında yapmaktadır. Davalı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü, 2560 sayılı İSKİ Kanununun ek 5 ve geçici 10. maddeleri uyarınca kurulmuş olup, çalışmaları özel hukuk hükümlerine bağlı bulunmakta ve tacir sıfatını taşımaktadır. Dava ve karar tarihinde yürürlükte olan TTK’nın 16.maddesinde kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları hükme bağlanmıştır. Bu bağlamda davacının 2560 sayılı yasa kapsamında bir kamu kuruluşu olduğu, kamu hizmeti ifa ettiği ancak çalışmalarının özel hukuk hükümlerine bağlı olduğu ve tacir sıfatını taşıdığı anlaşılmaktadır. Somut olayda, dava konusu uyuşmazlığın, taraflar arasında abonelik sözleşmesi yapılmama suretiyle ortaya çıkan çekişmenin giderilmesi istenilmekte olup her iki tarafın da tacir olduğu ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunduğu, dava konusunun idari bir işlemden kaynaklanmadığı sabittir. Bu durumda, muarazanın giderilmesine ilişkin davanın adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekirken, idari yargı görevli olduğundan bahisle davanın görev yönünden reddine karar vermesi hatalıdır.Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf talebinin kabulüyle HMK’ un 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak, işin esası incelenerek hasıl olacak sonuca göre uyuşmazlığının esasına dair bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 26/10/2023