Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/278 E. 2023/2718 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/278
KARAR NO: 2023/2718
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/05/2021
NUMARASI: 2017/937 E – 2021/361 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 26/09/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı borçlunun … nolu abonelik söz- leşmesi kapsamında tahakkuk olunan fatura bedelini ödememesi nedeniyle İstanbul … İcra Müdür- lüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, davalının % 20′ oranından az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünde … Esas sayılı dosya ile icra takibi yaptığını, söz konusu takibe 17/03/2016 tarihinde süresi içinde itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, itiraz tarihinden davanın açıldığı 23/01/ 2017 tarihine kadar 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu,davacının eski borçlarını ödediğini, icra takibine konu borç sadece 10.616,32 TL olarak belirtilmiş olup hangi döneme ait olduğu ve daya- nağının belli olmadığını, takibe haklı olarak itiraz ettiklerini beyanla davanın reddine, kötü niyetle ta- kibe girişen davacının % 20’den az olmamak üzere tazminat ile mahkumiyetine karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesi’nce: “Davanın KISMEN KABULÜNE, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 10.616,30 TL asıl alacak,1.904,87 TL gecikme gün faizi ve 342,87 TL KDV’si olmak üzere toplam 12.864,04 TL için İPTALİNE, takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, hüküm altına alınan asıl alacağın takip tarihinden itibaren yıllık %16,80 gecikme faizi ve gecikme faizine %18 KDV uygulanmasına, kabul edilen kısmın %20 si olan 2.572,80 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,davacı tarafın fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE” karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu: Hüküm davalı tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; 1-İcra takibine itiraz dilekçesini 17/03/2016 tarihinde sunduklarını, huzurdaki davanın açıldığı 23/10/2017 tarihi itibariyle 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiğini,2-Müvekkilinin 01/03/2009 tarihinde İOSB ile abonelik sözleşmesi imzaladığını, da- vacının ise en son faturasını Nisan 2009 tarihinde düzenlediğini, bu tarihten sonra davacının müvek- kilinden alacak talep edemeyeceğini, husumet itirazının değerlendirilmediğini,3- Bilirkişinin raporunda alacağı 31/04/2014 tarihli faturaya dayandırdığını, ancak bu fatura kendilerine tebliğ edilmediğinden ancak icra takibi ile haberdar olduklarını, müvekkilinin 2009 yılından beri abonesi olmadığı şirket tarafından gönderilen ,usule uygun olarak hazırlanmayan ve hiç bir açıklama içermeyen faturaya haklı olarak itiraz ettiğini ,4- Takip tarihinden önce temerrüt gerçekleşmediğinden faiz talep edilemeyeceğini,5-Dava konusu alacağın yargılama gerektirdiğini ,likit alacak olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre;Dava, İİK 67 maddesine dayalı itirazın iptali talebine ilişkindir.1-Hak düşürücü süre ile ilgili olarak; İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca itirazın iptali davası bir süreye tabi olup alacaklı, bu davayı, itirazın kendisine (varsa, vekiline) tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde açabilir. Alacaklı, itirazın kendisine tebliğinden önce de, itirazın iptali davası açabilir. Gerçekten de alacaklı, itirazın iptali (İİK, m. 67) veya kaldırılması (İİK, m. 68-68a) yoluna başvurabilmek için, ödeme emrine itiraz edildiğinin kendisine tebliğ edilmesini beklemek zorunda değildir. Ne var ki, bir yıllık itirazın iptali davası açma süresi ve altı aylık icra mahkemesine başvurma süresi, itirazın alacaklıya tebliğ edildiği tarihten itibaren işlemeye başlar (İİK, m 67/I) ( Yavuz, N: İtirazın İptali ve Tahsil (Eda) Davası, Ankara 2007, s.168). Açıklanan bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, alacaklı tarafından itirazın iptali davasının, borçlunun icra dosyasına yaptığı itirazın tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde açılması zorunludur. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27.11.2013 tarihli ve 2013/11-360 E., 2013/ 1605 K. sayılı kararında da aynı ilke benimsenmiştir. İİK’nın 67. maddesinde gösterilmiş olan süre hak düşürücü süre olup hak sahibinin hakkın korunması için kanun veya sözleşme ile belirlenen süre içerisinde belirlenen eylem veya işlemleri yapmaması nedeniyle hakkın sona ermesi sonucunu doğurmaktadır. Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı … tarafından davalı …,… LTD ŞTİ aleyhine … nolu abonelikten kaynaklanan 31/03/2014 son ödeme tarihli 10.616,32 TL bedelli faturadan kay- naklanan asıl alacak, gecikmiş gün faizi ve faizin KDV’sinden ibaret toplam 13.317,20 TL alacağın tahsili talebiyle İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız takibe girişildiği, borçlunun süresi içinde ibraz ettiği dilekçe ile borca itiraz ettiği,ancak dilekçe ekinde tebligat masrafı verilmediğinden dilekçenin alacaklıya tebliğ edilmediği, bu nedenle itirazın iptali davası yönünden hak düşürücü sürenin henüz başlamadığı , dolayısıyla davanın yasal süre içinde açıldığı anlaşılmaktadır. 2- Her ne kadar davalı taraf,01/03/2009 tarihinde İOSB ile abonelik sözleşmesi imza- ladığından bahisle dava konusu borçtan sorumlu olmayacağını savunmuş ise de, dosya içeriğine göre, davacının davacı şirket nezdindeki aboneliğinin 28/12/2007 tarihinde başlayıp 21/03/2014 tarihinde sona erdiği, takip ve dava konusu borcun ise aboneliğin devam ettiği 14/04/2009- 13/08/2009 döne- mindeki 4 aylık dönemdeki normal tüketim bedelinden kaynaklandığı tespit edilmekle davacının söz konusu fatura bedelini talep edebileceği ve davalının tespit edilen tüketim bedelinden sorumlu olacağı sonucuna varılmaktadır. 3- Elektrik Mühendisi bilirkişiden aldırılan rapor ile ; davacıdan talep edilebilecek alacağın toplam 12.864,04 TL olarak tespit edilmiş olup rapor içerdiği gerekçe ve tespitler itibariyle hükme uygundur.4- Dava konusu alacak , normal tüketim bedeline ilişkin faturadan kaynaklanan kaynak- lanmaktadır. Faturada belirtilen son ödeme tarihinde borcun ödenmemesi halinde borçlu temerrüde düşecek olup ayrıca temerrüt ihtarına gerek yoktur. (BK 117)5- Takip konusu belirlenebilir likit alacak vasfında olup haksız itirazı ile takibin dur- masına sebebiyet veren davalının icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesinde de isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değer- lendirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edilmediğinden, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince reddine karar verilmesi gerekmektedir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 878,74-TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 219,69-TL harcın mahsubu ile bakiye 659,05-TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 26/09/2023