Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/270 E. 2023/2710 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/270
KARAR NO: 2023/2710
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/11/2021
NUMARASI: 2020/630 E – 2021/910 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 26/09/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin “Selimpaşa,… Mah. … Sk. No: …/A Silivri/İstanbul” adresindeki 15 dönüm arazisi üzerinde bulunan 2 adet villa ve sosyal yaşam ala- nında bulunan tüm elektrik ve elektronik sistemlerinin, 14/06/2020 tarihinde , davalı şirkete ait trafo- nun patlaması sonucu, geri dönülmez bir şekilde zarar görerek kullanılamaz hale geldiğini, zarar gören sistemlerle alakalı yetkili servislerle görüşüldüğünü, yapılan incelemede zararın elektrik şebekesin- den kaynaklanan yüksek voltaj dalgalanmalarından kaynaklandığının tespit edildiğini, söz konusu zararların giderilmesi için davalı taraf ile defalarca görüşüldüğünü ,en son 25/06/2020 tarihinde yazılı olarak başvurulduğunu, ancak taleplerinin uygun görülmediğini beyanla fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 1.000,00 TL’nin 14/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile bir- likte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar veril- mesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; arabulucuya başvurulmadan dava açıldığını, somut olayda müvekkili şirket tarafından verilen bir zarar bulunmadığından müvekkiline husumet yönelti- lemeyeceğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla tazminat talebinin zamanaşımına uğradığını, davanın “belirsiz alacak” davası olarak açılmasının hukuka aykırı olduğunu, yetkili servis tarafından, hasarın müvekkili şirketten kaynaklandığına dair herhangi kanıt ve bulgu sunulup sunulmadığının incelen- mesinin gerektiğini, yokluklarında düzenlenen ve arızanın neden kaynaklandığına dair bilgi içer- meyen belgeleri kabul etmediklerini, davacının müvekkili şirkete sadece bir kez başvurduğunu ve ilgili birimince “hasarın müvekkili şirketten kaynaklanmadığı” gerekçesi ile bu talebin reddedildiğini , bu hususun yazı ile bildirildiğini, davacı tarafın, ilgili mevzuat gereği üzerine düşen sorumluluğu yerine getirip getirmediğinin değerlendirilmesinin gerektiğini, dava konusu olayda müvekkili şirketin so- rumluluğunu doğuracak illiyet bağının mevcut olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi’nce: “Davanın REDDİNE” karar verilmiştir.İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde:Yerel mahkeme kararında, bilirkişi raporundaki ifadelere yer verildiğini, bu kadar çok cihazın eş zamanlı olarak birlikte arızalanmasının iç tesisattan kaynaklanabileceği, davalıya ait trafodan gelebilecek dalgalanmalar ile bu hasarın ortaya çıkmasının mümkün olamayacağı, davalıya ait trafo kapalı olduğundan bilirkişi tarafından incelenemediğini, davalının kusurunun olmadığı sonucuna nasıl varıldığının anlaşılamadığını, bilirkişi raporunun yeterli teknik inceleme ve gerekçe içermediğini ve hükme elverişli olmadığını, beyan süresinin geçirildi- ğinden bahisle rapora itirazlarının ve ek rapor talebinin değerlendirilmediğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davacıya ait taşınmazdaki elektronik ve elektrikli aletlerin, voltaj dalgalanması veya yüksek voltaj nedeniyle hasar görmesi nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkindir. 1-Arabuluculuk ile ilgili olarak; (re’sen yapılan incelemede) 06/12/2018 tarihli ve 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile getirilen “ Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. ….” hükmü uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak özel bir dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır. Eldeki davanın,Tüketici Mahkemesi’nde açıldığı, görevsizlik kararı üzerine Ticaret Mahkemesi’ne gönderildiği, davalının cevap dilekçesinde arabulucuya başvuruya ilişkin dava şarı yönünden itirazda bulunmasına rağmen mahkemece bu itirazın değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. 2-Esasa ilişkin olarak; HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir. HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yap- masının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır. Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay dene- timine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir. Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/18953 E., 2018/5446K. Nolu ilamı) Somut olayda icra edilen keşif sonucu İTÜ Öğretim Üyesi (Elektrik Mühendisi) …, YTÜ Öğretim Üyeleri ( Elektrik Mühendisi) Dr. … ile Prof. Dr. … tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda, Keşif günü yapılan tespitlerde, davaya konu yapıların iç inşaatlarının tam olarak bitirilmediği ve bu sebeple olay tarihinde de tüm panoların devrede olmadığı, bina içindeki tali panoların bazılarında kaçak akım koruma rölesinin bulunduğu, ana pano ve tali panolarda topraklama tesisatının çekildiği, davalı arsasında elektrik sistemini yıldırımdan koruyan bir paratoner sistemi bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu durumda Madde 43 “Elektrik Tesislerinin Atmosferik Boşalmalar Sonucunda Meydana Gelen Aşırı Gerilimlere Karşı Korun- ması” başlığı altında a.1 ” hava hattı şebekelerin parafudrlar ile korunması ve topraklama hattına bağlı olması” gerektiği belirtilmiştir. Keşif sırasında tarafımıza elektrik projesi ve topraklama ölçüm sonuçları sunulmamış olup, gözle yapılan tespitte ana panoda parafudrlar ile koruma yapılmadığı da anlaşılmıştır. Yönetmelik gereği ana pano sayaçlarından sonrası sorumluluk son tüketici yani davacıya ait olup gerekli korumaları yaptırmadığı için olay sırasında yüksek gerilim oluşmuş ise, buna göre davacı tarafın cihazlarının arızalanabilecektir. Ancak, bu durum bile eş zamanlı olarak bu kadar çok cihazın arızalanmalarının sebebini açıklayamamaktadır. Olay tarihinde devrede olmayan panolar, keşif sırasında çalışan termostatlar ve hava üfleyen fan devresi dikkate alındığında davalının belirttiği tüm hasarın gerçeği yansıtmadığı, tek tek tüm cihazlar için çalışıp çalışmadığının servisleri tarafından test edilerek her bir cihaz için ayrı ayrı rapor tutulması gerektiği sonuca varılmıştır. Oysa, dosyada tüm klimalar için bir adet servis tutanağı vardır. Ayrıca dava konusu olay yerinde sorumlu dağıtım şirketi … olup, aboneliklerle ilgili evrakların …’tan istenmesi gerekir. Olay tarihinde arızanın trafo patlaması ya da şebekeden kaynaklı aşırı gerilim dalgalanması olduğu söylenmekte ise de, yukarıda belirtilen detaylı açıklamalar doğrultusunda gerilim dalgalanmasının villalar içinde tüm panolara ulaşacağı, bakır ortamında bir elektronun saniyede 2.000 km ilerlediği, bu nedenle çalışır halde akım akıtır kapalı elektrik devresi olması halinde gerilim darbelerinin panolarda o andaki işletme durumu ve eşdeğer empedansa göre farklı etkiler göstereceği, ancak bu etkilerin heyetimiz tarafından doğrudan görülemediği, bir cihazın arızalanması için öncelikle çalışır konumda olması gerektiği, tüm klimaların aynı anda hepsinin çalışır halde olmalarının mümkün olmadığı takdiri sayın mahkemededir. Yapılan incelemelerde sadece otomatik bahçe kapı motoru kontrol ünitesinin gözle incelen- mesinde kart girişindeki sigorta ve varistörün yanarak parçalandığı, bu durumda yüksek gerilim sebepli bir hasarın olabileceği gibi kapının sıkışması neticesinde aşırı akım çekilmesi durumunda da söz konusu hasarın meydana gelebileceği, bu nedenle hasarı yüksek gerilimle net bir şekilde açıkla imkanı olmamıştır. Olay tarihinde havanın gökgürültülü olması ve yıldırımın davacıyı besleyen elektrik dağıtım hattına isabet etmesi durumunda bu hattan beslenen alıcıların yüksek gerilim sebebi ile zarar görebileceği, ancak dava dosyasına diğer tüketicilerin şikayetleri dahil edilmemiştir. Davalı arsasında elektrik sistemini yıldırımdan koruyan bir paratoner sistemi bulun- madığı, ancak yan villada paratonerin olduğu, bu paratonerin teknik olarak bu mahale düşecek olan yıldırımı üzerine alması gerektiği, bu nedenle paratoner tesisatı kuranlar özellikle mahale bakarak etrafta başka paratoner olup olmadığını görerek projelerini çizeceği ve tüketiciyi mevcut durumdan haberdar edeceği anlaşılmıştır. Tarafımıza elektrik projesi, bağlantı sözleşmeleri ve topraklama ölçüm sonuçları sunulamadığı, büyük meblağ tuttuğu görülen klimalarla ilgili herhangi bir yanık/bozuk kart gösterilemediği, keşif sırasında yapılan gözlemlerde villaların elektrik tesisatlarında eski tarihlerden beri sürekli oynamalar yapıldığı, bu durumun villaların tek takip edilebilir bir elektrik tesisatının proje üzerine olmadığını gösterdiği, bu durumun güvenilir bir topraklamanın olmadığını gösterdiği, doğru topraklamanın tüm araziyi kaplaması gerektiği, sadece sarı yeşil kablo çekmekle topraklamanın olamayacağı teknik bir gerçektir. Keşif sırasında gözle yapılan tespitte direk tipi trafoda parafudrlar ile koruma yapılmadığı, altında bulunan …’a ait ana dağıtım panosu kapalı olduğundan bu panoda bulunan çıkışlarda uygun am- perajda termik manyetik şalter olup olmadığı görülememiştir. Detayları rapor içinde verildiği şekilde Elektrik İç Tesisat Yönetmeliğinde davacı tarafın so- rumluluk alanı tarif edilmiş olup, yönetmelik gereği ana pano sayaçlarından sonraki trafoya giden hattın sorum- luluğun davalı …’ta olduğu, ancak davalının hattından gelebilecek gerilim dalgalanmasının bazı cihaz- larının olay sırasında yüksek gerilim darbelerine (dv/dt) maruz kalarak arızalanabileceği, ancak bu kadar çok cihazın bir arada arızalanmasının nedenlerinin iç tesisatlarda aranması gerektiği düşünülmektedir. Dava konusu olay yerinde hattın işletmesinden, tüketicilere yönetmeliklere göre temiz enerji vermekle …’ın sorumlu olduğu, ancak detayları rapor içinde verildiği şekliyle davalı …’a bir kusur atfedilemeyeceği, …’ın ise görevli perakendeci olarak fatura kesmekle ve yeni abonelik yapmakla sorumlu olduğundan olayda kusurlu olamayacağı değerlendirilmiştir” denilmiştir.Davacı söz konusu hasarın davalıya ait enerji nakil hattındaki ani voltaj yükselmelerinden kaynaklandığını iddia etmektedir.Davacının iş bu davadan önce, davalı …’a yaptığı yazılı başvuruya cevaben “anılan tarihte binanızı besleyen trafo ve alçak gerilim tesislerimizde her hangi bir arıza ve tamir çalışma- mızın bulunmadığı, şebekeden kaynaklı bir hasarın oluşması durumunda trafo merkezinden beslenen diğer abonelerde de benzer şikayetlerin olacağını” beyanla tazminat talebi reddedilmiştir. Mahkemece de, yukarıda belirtilen bilirkişi raporu esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir. Ancak davalı dağıtım lisansı sahibi …’ın tabi olduğu mevzuat gereğince bölge- sinde bulunan tüm müşterilere eşit, yeterli ve sürekli elektrik enerjisi sunacak şekilde hizmet ver- mekle yükümlü olduğu tartışmasızdır. Somut olayda davacının taşınmazındaki elektrikli/elektronik aletlerin yüksek gerilim sonucu hasara uğradığı iddia olunduğuna göre, olay tarihi itibariyle bölgedeki voltaj tablosunun da getirtilerek incelenmesi, varsa dalgalanmaların tespit edilmesi, davacının taşınmazına komşu mesken ve işyerlerinde benzer nitelikte şikayetlerin olup olmadığının araştırılması, taraflarca gösterilen tanık- ların dinlenmesi, ayrıca davacının abonelik sözleşmesi, elektrik projesinin celbi ile, kurulu gücü, olay gün ve saatinde davacı tarafından sarf olunan enerji gücü, yasal düzenlemeler dikkate alınarak olayın oluşumunda davacının ve davalı tarafın sorumluluğunun tespiti hususunda önceki bilirkişi kuru- lundan itirazları giderici hükme ve denetime elverişli yeni rapor alınarak hasıl olunacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken,eksik inceleme ile yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2012/2725 E., 2013/2739 K. nolu ilamı) Buna göre mahkemece , öncelikle davadan önce zorunlu dava şartı olan -davadan önce- arabulucuya başvuru şartının yerine getirilip getirilmediği hususu araştırılarak davalının bu yöndeki itirazının değerlendirilmesi, arabulucuya başvuru şartının yerine getirildiği ve dava şartının tamam olduğu sonucuna varılması halinde ise yukarıda belirtildiği şekilde yargılama yapılarak hasıl olacak sonuç dairesinde karar tesisi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK 353/1-a-4-6 md gereğince tespit edilen eksiklikler yeniden yargılama gerektirdiğinden dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-4-6 maddesi uya- rınca kaldırılmasına,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 26/09/202