Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/2668 E. 2023/3702 K. 12.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/2668
KARAR NO: 2023/3702
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/06/2023
NUMARASI: 2022/287 E – 2023/463 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 12/12/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında akdedilen Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi gereğince davalı şirketin elektrik kullandığını, elektrik tüketiminden kaynaklanan fatura borcunun ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davalı şirketin takibe itiraz ettikten sonra – 29/03/ 2019 tarihinde- davacı şirket hesabına 267.952,00 TL ödeme yaptığını, haricen yapılan bu ödemenin icra dosyasına bildirildiğini ve tahsil harcının ödendiğini, dava tarihi itibariyle icra müdürlüğü tarafından yapılan kapak hesabına göre kalan dosya borcunun 43.254,65 TL olduğunu, davalı şirket her ne kadar icra takip dosyasına “borcu bulunmadığı”ndan bahisle itirazda bulunmuş ise de, sonradan yaptığı ödemelerle aslında tüm borcu kabul ettiğini, ancak dosya takip masraflarını, faizi ve vekalet ücretini ödemekten kaçındığını, davacı şirketin alacağının faturaya dayalı likit bir alacak olduğunu beyanla davalı şirketin yaptığı haksız itirazın iptali ile takibin devamına, borçlu şirketin % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı şirketin davacı şirkete davaya konu tutar bakı- mından herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı tarafından davalı şirkete 11/01/2019 tarihli 90.038,67 TL, 11/02/2019 tarihli 95.564,14 TL ve 11/03/2019 tarihli 82.347,55 TL tutarlı 3 adet fatura kesildiğini, bu faturalara ilişkin tutarın davalı şirket tarafından davacı şirkete 06/03/2019 ve 12/03/ 2019 tarihinde çek yoluyla ödendiğini, ilgili çeklerin 06/03/2019 ve 12/03/2019 tarihlerinde davacı şirkete teslim edildiğini, davacı şirket tarafından davalı şirkete belirtilen tarihlerde tahsilat makbuzu verildiğini, söz konusu borcun icra takibinden önce çek ile tahsil edildiğini, tahsil edilmiş borç için haksız bir şekilde icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz edilmesinin ardından, davacı şirket ile görüşen davalı şirketin aradaki ticari ilişkilerin sorun olmaması ve zedelenmemesi amacıyla söz konusu takip- ten ve yapılan itirazdan tamamen bağımsız olarak, davacıya vermiş olduğu çekleri geri alarak, çeklerin karşılığını nakit olarak ödediğini, bu durumun kesinlikle icra takibi yapılmasından önce davalı tarafından borcun ödendiği gerçeğini değiştirmediğini beyanla davacının tüm taleplerinin ve haksız davanın usulden ve esastan reddine, kötü niyetli icra takibine girişen davacı tarafın % 20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. 1-İlk Derece Mahkemesi’nce 2019/261 E., 2020/795 K. Nolu 30/11/2020 tarihli ilam ile “DAVANIN REDDİNE” karar verilmiştir.Davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine dairemizce yapılan inceleme sonucu tesis edilen 2021/1387 E., 2022/1043 K. Nolu 08/04/2022 tarihli ilamda; “Dava, İİK 67 maddesine dayalı itirazın iptali talebine ilişkindir.Dosya içeriğine göre; Taraflar arasında akdedilen 16/10/2015 tarihli Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi gere- ğince davalı şirketin elektrik enerjisi ihtiyacının davacı şirket tarafından sağlandığı, davalının elektrik tüketiminden kaynaklanan … nolu 11/01/2019 tarihli 90.038,67 TL, … nolu 11/02/2019 tarihli 95.564,14 TL ve … nolu 11/03/2019 tarihli 82.347,55 TL faturaların ödenmemesi nedeniyle davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden 18/03/2019 tarihinde takip başlatıldığı anlaşılmaktadır. Davalı yasal süre içinde takip dosyasına ibraz ettiği itiraz dilekçesinde “borcun 29/05/ 2019 tarihli 90.039,00 TL tutarlı,29/07/2019 tarihli 82.348,00 TL tutarlı ve 28/06/2019 tarihli 95.565,00 TL tutarlı çekler ile ödendiğini, takip alacaklısına har hangi bir borcunun bulunmadığından bahisle borcun tamamına, faizi, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz etmiştir. Davacı vekili icra dosyasına ibraz ettiği 13/05/2019 tarihli dilekçesinde ve iş bu dava dosyasına ibraz ettiği dilekçesinde “borçlu şirketin iş bu takip açıldıktan sonra 29/03/2019 tarihinde dosya borcuna karşılık haricen müvekkiline 267.952,00 TL ödeme yapıldığı”nı beyan etmektedir. Davalı ise esasen takip konusu fatura bedellerinin davacıya verilen çekler ile ödendiğini, takip tarihi itibariyle davacının alacağının bulunmadığını, davacı şirket ile görüşen davalı şirketin aradaki ticari ilişkide sorun olmaması ve zedelenmemesi amacıyla söz konusu takipten ve yapılan itirazdan tamamen bağımsız olarak davacıya vermiş olduğu çekleri geri alarak, çeklerin karşılığını nakit olarak ödediğini, bu durumun fatura konusu borcun takipten önce ödendiği gerçeğini değiştirmediğini beyan etmektedir.Davacı, söz konusu çeklerinde aralarında bulunduğu dört adet çekin fatura borçlarına karşılık “teminat” olarak alındığını, iş bu teminat çeklerinin 15/03/2019 tarihli tutanak ile davalı tarafa iade edildiğini, ancak fatura borçları ödenmediğinden takibe girişildiğini beyan etmektedir.Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’nin 2017/3124 Esas, 2019/5219 Karar sayılı 20/11/2019 tarihli ilamında da belirtildiği üzere; davanın her iki tarafı da tacir olup ticari işlemlerine ilişkin tüm faaliyetlerini TTK’nın 18/2 maddesi gereğince basiretli bir iş adamı gibi hareket ederek yapması gerekmektedir.Diğer yandan, kural olarak çek bir ödeme aracı olup çeklerin keşideciye iade edilmesi davacı tarafça çek bedelinin alındığı yönünde karine oluşturmaktadır. Bunun aksini, yani çek bedeli tahsil edilmeden çeklerin iade edildiğini iddia eden davacı ispat ile yükümlüdür.Davalının keşidecisi olduğu 29/05/2019 tarihli 90.039,00 TL tutarlı, 29/07/2019 tarihli 82.348,00 TL tutarlı ve 28/06/2019 tarihli 95.565,00 TL tutarlı çekin 12/03/2019 tarihinde davacıya verildiği hususu teslim belgesi, tahsilat makbuzları ve taraf beyanları ile sabit olup 15/03/2019 tarihli tutanaktan söz konusu üç adet çekin davacı tarafından davalıya iade edildiği de anlaşılmaktadır.Davalının delil listesine ekli banka dekontuna göre; davalı tarafından 29/03/2019 tari- hinde “cari hesaba mahsuben” açıklaması ile 267.952,00 TL ödeme yapılmıştır.Mahkemece verilen 21/10/2019 tarihli ara karar gereğince SMMM bilirkişi tarafından dosya üzerinden inceleme düzenlenmiş ise; her iki tarafça delil olarak dayanılmasına rağmen tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmemiş, dava konusu çeklerin defterlere kaydedilip kaydedil- mediği, ne şekilde kaydedildiği, ödeme yapılıp yapılmadığı değerlendirilmemiş, söz konusu çeklerin ödeme bilgileri ile ödeme anına ilişkin çek görüntüsünün önlü arkalı fotokopisi ilgili bankalardan celp edilmemiştir.Buna göre, öncelikle söz konusu çeklerin ibraz anındaki bilgilerini içerir önlü arkalı fotokopilerinin ilgili bankadan celbi, sonrasında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde önceki bilirkişi vasıtasıyla yeniden mali inceleme yapılarak davalı tarafça verilen çeklerin davacı tarafça tah- sil edilip edilmediği, hangi tarihte tahsil edildiği, takip tarihi itibariyle takip konusu fatura borcunun sona erip ermediği, varsa borç miktarının ne olduğu, davalının itirazında haklı olup olmadığının tespiti ile hasıl olacak sonuca göre karar tesisi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.” denilerek davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK 353/1-a-6 md gereğince tespit edilen eksiklikler yeniden yargılama gerektirdiğinden dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.2- Kaldırma kararımız sonrasında İlk Derece Mahkemesi’nce 2022/287 E. 2023/ K. Nolu 01/06/2023 tarihli ilam ile; “Davanın KISMEN KABULÜNE; davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında vaki itirazının KISMEN İPTALİ ile, takibin 42.139,30 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, alacağın %20 sine tekabül eden icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu: Hüküm davalı tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde: davacı taraf bu çeklerin teminat olarak verildiğini iddia etmiş ise de, bu yönde delil sunamadığını, müvekkilinin söz konusu çekleri takip tarihinden önce 12.03.2019 tarihinde ödeme aracı olarak davalıya verildiğini, buna ilişkin makbuzların dosyada bulun- duğunu, müvekkilinin dava konusu borcu çekler vasıtasıyla takip tarihinden önce ödediğini, ancak bilahare çeklerin geri alındığını ve nakit ödeme yapıldığını, neticede takip tarihinden önce çekler ile ödeme yapılması nedeniyle icra takibi sonrasında yapılmış bir ödeme olarak kabul edilemeyeceğini, çek bedelinin henüz tahsil edilmemiş olmasının ve davacıya banka yoluyla ödeme yapılmamasının bu gerçeği değiştirmeyeceğini, beyanla kararın kaldırılmasını istemiştir.6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre;Kaldırma kararımız sonrasında, ilk derece mahkemesince mali bilirkişiden alınan 02/03/2023 tarihli raporda;-Davacı ve davalının tacir oldukları,-Davacının elektronik ortamda tutulan ve yasal süresi içinde e-beratları oluşturulan ve noter açılış tasdikleri yapılan ve birbirini teyit eden ticari defter ve kayıtlarına göre: Taraflar arasındaki 16.10.2015 tarihli Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi kapsamında davacı tarafından davalı tarafa enerji (elektrik) temin edildiği, davacı tarafından temin edilen ve davalı tarafından tüketilen elektrik karşılığında davacı tarafından davalı tarafa icra takibine konu 3 adet toplam 267.950,36 TL. tutarında fatura düzenlendiği, davalının hesabına “borç” kaydedildiği, davalı tarafından davacıya 12.03.2019 tarihinde makbuz karşılığı 3 adet toplam 267.950,36 TL tutarındaki çeklerin teslim edildiği, davacı “çeklerin teminat çeki olarak teslim alındığı”nı iddia etmekte olup, çekler üzerinde teminat çeki olduğuna dair herhangi bir kayıt görülmediği, ayrıca davacının ibraz edilen ticari defterlerinde çeklerin davalıdan faturalara karşılık (tahsil aracı olarak) alındığına dair ve/veya teminat olarak alındığına dair herhangi bir kayıt yapılmadığı, davalının yukarıdaki cari hesabında da herhangi kaydın bulunmadığı,-Ayrıca da, davacının 13.07.2019 tarihli dilekçe ekinde sunmuş olduğu davalı tarafa Çek Asıllarını Teslim tutanağında “… olan teminat çekinin aslını … A.Ş. Adına elden teslim aldım. 15.03.2019” kaşe ve imza bulunan çekleri davalıya teslimine ilişkin defterlerinde kaydın da bulunmadığı,-Fatura bedellerinin 29.03.2019 tarihinde havale yolu ile davacının hesabına ödendiği, davacının fatura bedellerine ait alacağının bulunmadığı,-Davalının incelemeye ibraz edilen ticari defterlerinin yasal süresi içinde noter açılış ve kapanış tasdikleri yapılan ve birbirini teyit eden ticari defter ve kayıtlarına göre: icra takibine konu 3 adet toplam 267.952,00 TL tutarında faturaların davacıdan alındığı, 12.03.2019 tarihinde 3 adet toplam 267.952,00 TL tutarında çeklerin makbuz karşılığı davacıya verildiği; çekler ve makbuz üze- rinde teminat çeki olduğuna dair herhangi bir kaydın bulunmadığı davacının hesabına “borç” kaydı yapıldığı,- Çeklerin bankaya ibraz edilmediği, fatura bedelleri icra takip tarihi 19/03/2019 tari- hinden sonra 29.03.2019 tarihinde davacının hesabına havale ile ödendiği, davacının hesabına bu tutarın “borç” kaydı yapıldığı ve çeklerin davacı tarafından davalıya iade edildiği ve çek bedellerinin davacının hesabına “alacak” kaydı yapıldığı, 28.08.2019 tarihin itibariyle davalının davacıya bor- cunun kalmadığı,- Faturaların üzerlerinde sözleşmenin 7.1. mad. uyarınca fatura tarihinden 7 gün sonrası son ödeme tarihleri yazılıdır. Faturalara karşılık davalı tarafından 12.03.2019 tarihinde davacı tarafa aşağıda dökümü bulunan çekler tanzim edilerek makbuz karşılığında teslim edildiği,- Davacı ise bu çeklerin teminat çeki olarak teslim alındığını iddia etmekte olup, çekler üzerinde teminat çeki olduğuna dair herhangi bir kayıt görülmemektedir. Ancak davacının 13.07.2019 tarihli dilekçe ekinde sunmuş olduğu davalı tarafa Çek Asıllarını Teslim tutanağında “… olan teminat çekinin aslını … A.Ş. adına elden teslim aldım. 15.03.2019” kaşe ve imza bulunan evraktan anlaşıldığı,-Davalı tarafından davacıya verilen ve daha sonra geri alınan bu çeklerin teminat çeki olup olmadığına dair hukuki değerlendirme ve taktir Mahkemeye ait olduğu,
Çeklerle ilgi bankalarda bilgi sorulmuş, dosyaya mübrez banka yazılarında çeklerin bankaya ibraz edilmediği, banka yolu ile ödeme olmadığı, çeklerin ön ve arka yüzlerine “iptal” yazılarak iptal edildiği ve ilgili bankasına iade edildiği, Davalı tarafından 29.03.2019 tarihinde banka yolu ile davacı tarafa 267.952,00 TL. ödeme yapılmıştır. Ödeme tutarı davacının kabulündedir. Mahkemece çeklerin fatura bedellerine karşılık ödeme araca olmadığına ve teminat olduğuna kanaat getirilmesi halinde, fatura bedelleri davalı tarafından icra takibinden sonra davacının hesabına ödenmesi nedeniyle icra dosya kapak hesabı yukarıda yapılmış olup, davalının 29.03.2019 tarihi itibari ile davacıya 42.139.30 TL borcu bulunacağı, Mahkemece aksine bir kanaate varılması halinde ise davacının davalıdan alacağının bulunmayacağı” belirtilmiştir.Takip ve dava konusu fatura bedellerine karşılık verilen çeklerin tutanak karşılığında davalıya iade edildiği ve çek bedellerinin davacı tarafça tahsil edilmediği, bu durumda takip öncesinde çekle yapılmış bir ödemeden bahsedilemeyeceği, sonuçta faturaların süresinde ödenmediği ve takibe girişildiği, davalının icra takibinden sonra -29.03.2019 tarihinde- banka havalesi yolu ile davacı tarafa 267.952,00 TL ödeme yaptığı, ancak takip konusu borcun tamamının sona ermediği, bilirkişi raporuna göre davacının takip tarihi itibariyle 42.139,30 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davacının dava dilekçesinde yer alan dava değeri 43.254,65 TL olup tespit edilen miktara göre yazılı şekilde kısmen kabul hükmü kurulmasına isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değer- lendirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edilmediğinden, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 2.878,54-TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 719,65-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.158,89-TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 12/12/2023