Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/2624 E. 2023/2627 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/2624
KARAR NO: 2023/2627
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 06/04/2023
NUMARASI: 2023/124 Esas
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 21/09/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati tedbir talep eden vekili dilekçesi ile; müvekkili şirketin … Cad. No. … Şişli adresinde bulunan … Hotel isimli turistik tesisin sahibi ve işletmecisi olduğunu, söz konusu otelde davalı ile yapılan abone sözleşmesi kapsamında 3 ayrı elektrik sayacı üzerinden tüketim gerçekleştirildiğini, bugüne kadar tahakkuk ettirilen tüm elektrik faturalarının düzenli şekilde ödendiğini, 15/02/2023 tarihinde davalı şirket çalışanları müvekkili şirkete ait … Hotel’e gelerek sayaçları kontrol ettiklerini, kontrol sonucunda 2 adet sayacın normal olduğu, 1 adet sayaçta bağlantı kablosunun hatalı bağlanması sebebiyle bu sayaçtan yapılan tüketimin sayaçta eksik kaydedildiği bildirilerek tutanak düzenlendiğini, tutanakta enerjinin kesilmediğinin de yazıldığını, müvekkili şirket tarafından tutanağa itiraz edilmek üzere iken 1 gün sonra davalı şirket tarafından iki adet kaçak faturası düzenlenerek e sistem olarak müvekkili şirkete gönderildiğini, sonrasında davalı şirket çalışanları tarafından 17/02/2023 tarihinde otele gelerek ödeme yapılmadığından otelin tüm enerjisinin kesmek istediklerini, müvekkili şirket tarafından davalı şirketin çalışanlarının ısrarlı tutumu üzerine 17/02/2023 tarihinde 175.000 TL ödeme yapıldığını, davalı şirketin hiçbir ihbarda bulunulmaksızın ve herhangi bir süre verilmeden hatta tutanak bile tutulmadan müvekkili şirkete ait otelin elektrik enerjisinin ana trafodan komple kapatıldığını ve binanın tüm elektriğinin kesildiğini bildirerek; müvekkili şirket aleyhine tahakkuk ettirilen 16/02/2023 tarihli 27/02/2023 vadeli toplam 2.279.604,71 TL tutarında olan iki adet faturadan dolayı müvekkili şirketin 175.000 TL ödeme yaptığı nazara alınmak suretiyle kalan bakiye 2.574.604,71 TL kaçak tüketim bedeline ilişkin dava konusu faturaların ödemesinin ihtiyati tedbir yolu ile dava sonuna kadar durdurulmasına, mevzuata aykırı olarak kesilen enerjinin ağır mağduriyet yarattığı dikkate alınmak suretiyle ihtiyati tedbir yoluyla binaya dava sonuna kadar elektrik enerjisinin verilmesine, yargılama sonucunda şirket aleyhine tahakkuk ettirilen 16/02/2023 tarihli 27/02/2023 vadeli toplam 2.279.604,71 TL tutarında olan iki adet faturadan türü yapılan ödeme mahsup edildikten sonra bakiye kalan 2.574.604,71 TL üzerinden müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespitine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı taraf faturaların ödenmesinin durdurulması ile elektriğin kesilmemesi talebinde bulunmuştur. Mahkeme, 22/02/2023 tarihli ara kararı ile; “1-Davacının tedbir talebinin HMK.nun 389. Maddesi kapsamında kabulü ile; 16/02/2023 tarihli 27/02/2023 son ödeme tarihli 2.625.863,02 TL ve 123.741,69 TL bedelli iki faturadan dolayı davacının talebi doğrultusunda 2.574.604,71 TL ve tutanaklarla sınırlı olmak üzere, 2.574.604,71 TL’nin %20 si oranında teminatın 514.920,94 TL nakit teminat (kesin ve süresiz teminat mektubu) davacı tarafından yatırılması durumunda tedbiren dava sonuna kadar davacıya ait işyerinde elektriğin kesilmesinin durdurulmasına, elektrik kesilmiş ise yeniden davacıya ait işyerine davalı şirket tarafından enerji verilmesine, 2- İİK.nun 72/2.maddesi kapsamında davacının tedbir talebinin kabulü ile, fatura toplamı olan 2.749.604,71 TL’nin %20 si oranında 549.920,94 TL nakit teminat (kesin ve süresiz teminat mektubu) davacı tarafından yatırılması durumunda 16/02/2023 tarihli 27/02/2023 son ödeme tarihli 2.625.863,02 TL ve 123.741,69 TL bedelli iki faturanın icra takibine konulmasının tedbiren dava sonuna kadar durdurulmasına” oy çokluğu ile itirazı kabil olarak karar vermiştir. Davalı vekilinin tedbir kararına yönelik itirazının, mahkemece davalı tarafından davacının işletmesinin elektriğinin kaçak tüketim yapıldığı gerekçesiyle kesildiği, elektriğin davacının işletmesi için olmazsa olmaz koşul olduğu, kesintinin, davacının ticari işletme faaliyetinin durmasına sebep olabileceği, bu durumun ağır ekonomik kayıba sebebiyet vereceği, tarafların karşılıklı menfaatleri esas alındığında yargılama süresince çekişme konusu elektriğin kesilmesinin davacı aleyhine ağır zararlar doğuracağı, davanın sonuna kadar, en azından dava konusu miktarla sınırlı davacının işletmesinde elektrik kesintisinin önüne geçmek gerektiği, İstanbul BAM 3.Hukuk Dairesinin 2022/1295 Esas, 2022/1555 Karar sayılı ilamının da bu yönde olduğu anlaşıldığından; muterizin davacıya ait işyerinde dava sonuna kadar elektriğin kesilmesinin durdurulmasına ilişkin tedbir kararına yapmış olduğu itirazın reddi ile,davacı tarafından dava konusu edilen faturaların ödenmesinin durdurulması yolunda da ihtiyati tedbir talep edilmiş olup, bu talep bakımından İİK.nun 72.maddesi kapsamında değerlendirme yapıldığı, İİK.72/2. Maddesinde; icra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkemenin, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebileceği konusunda düzenleme bulunduğu,,dava konusu borcun haksız fiil niteliğindeki kaçak elektrik tüketiminden kaynaklandığı, borcun varlığı ve miktarının tespitinin yargılamaya muhtaç olduğu, kaçak tüketime ilişkin tutanağın tutulduğu adresin iş yeri olduğu, faturaların icra takibine konulması halinde davacının telafisi güç zararlarının doğacağı, davadan önce faturaların icra takibine konu edilmediği anlaşıldığından; İİK.nun 72/2.maddesi kapsamında muterizin, 16/02/2023 tarihli 27/02/2023 son ödeme tarihli 2.625.863,02 TL ve 123.741,69 TL bedelli iki faturanın icra takibine konulmasının tedbiren dava sonuna kadar durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararına yapmış olduğu itirazın reddi gerektiği gerekçesi ile; “İhtiyati tedbire yapılan itirazın reddine” dair 06/04/2023 tarihinde karar vermiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.İstinaf dilekçesinde; geçici hukuki konuma yönünden davada ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını,davacının kaçak kullanımının sunulu delillerle sabit olduğunu,davacı yönünden HMK 389.madde kapsamında telafisi güç zararların oluşma durumunun bulunmadığını,tedbir nedeniyle teminat gösterilmesi gerekirken teminatsız verildiğini tedbirin kalkmasını,aksi taktirde ise tedbirin en az %40 teminatla verilmesi gerektiğini belirterek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, menfi tespite ilişkin olup, dava konusu borç dayanağının kaçak elektrik tahakkuklarına yönelik olduğu anlaşılmıştır. Davacı ,dava konusu faturaların takibe konulmasının ve söz konusu faturalar nedeniyle elektrik kesintisi yapılmasının tedbiren önlenmesini talep etmiştir.Davacının talep ettiği ihtiyati tedbirlerin verildiği,davalının tedbire itirazlarının da reddedildiği görülmüştür. 1-Elektriğin kesilmemesi yönünden; HMK 389 ve devamı maddelerine göre “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir. Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir. Dosya içeriğine göre; dava konusu borç işyerinde kaçak elektrik kullanımından kaynaklanmaktadır. Davacının işyeri için elektrik enerjisinin ” olmazsa olmaz” koşul olduğu, dava konusu borç nedeniyle elektriğin kesilmesi halinde davacının işyerindeki faaliyetinin duracağı ve telafisi güç zararının doğacağı tartışmasızdır. Somut olayda ihtiyati tedbir yönünden yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmiştir, mahkemece elektrik enerjisinin kesilmemesi hususunda verilen tedbir kararı yerindedir. Mahkemece, davacının tedbir talebi dava konusu faturalar ile sınırlı olarak kabul edilmiştir. 2- Takibin durdurulmasına ilişkin olarak; İİK’nun Menfi Tesbit ve istirdat davaları başlıklı 72.maddesinde: “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” hükmüne yer verilmiştir. İİK 72. Madde menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir ile ilgili özel düzenleme olup davanın takipten önce veya sonra açılması, verilecek tedbirin şekli yönünden değişikliğe yol açmaktadır. Eldeki davada, dava konusu alacak ile ilgili olarak; davalı tarafça , davacı aleyhine dava tarihinden önce icra takibi başlatıldığına dair bilgi ve belge ibraz edilmemiş olmakla bu hususta tedbir kararı yerindedir. Ayrıca her iki tedbir ile ilgili olarak ayrı ayrı teminat alınmış olup takdir olunan teminat miktarında da isabetsizlik görülmemiştir. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir ara kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirilmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 21/09/2023