Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/2532 E. 2023/2697 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/2532
KARAR NO: 2023/2697
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/05/2023
NUMARASI: 2021/695 E – 2023/305 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 26/09/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı firmanın … Plakalı aracın maliki olduğunu, davacı firma, garanti kapsamında bulunan … marka aracının bakımı ve sorunlu parçalarının tamiri ile değişimi adına klima arızası nedeniyle 24.05.2021 tarihinde aracı davalı servise teslim ettiğini, araçtaki sorunun giderildiği ifade edilerek aracın 26.05.2021 de davalıca iade edildiğini, fakat aynı gün tekrar aynı sorun yaşandığından, aracın 27.05.2021’de tekrar davalı aynı servise bırakıldığını, 03.06.2021’de gerekli onarımların yapıldığı bilgisi verilerek aracının bir kez daha davacıya iade edildiğini, 29.06.2021 tarihinde aynı arızanın bir kez daha tekrarlandığını, davacının aracının kullanılamaz hale geldiğini, ve davacının aracının çekici ile aldırarak servise bırakmak durumunda kalındığını, 29/06/2021’de davalıya bırakılan aracın bir türlü iade edilmediğini, bu sebeple 28/07/2021’de davalıya ihtarname keşide edildiğini, ticari amaçla kullanılan araçtan davacı firma defalarca mahrum kaldığını beyanla tazminat davası açılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Somut olayda davacı, aracındaki ayıp nedeni ile tazminat talebinde bulunmuş olup, davalı şirketin garanti sözleşmesi kapsamında ayıbı gideremediği, garanti belgesi ile satılan dava konusu binek otomobilin, tescil kullanım amacı “hususi” olduğu anlaşıldığından; “Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 114/1-c ve 115/2 md uyarınca davanın usulden görevsizlik sebebiyle REDDİNE, Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK 20 madde gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine” şeklinde hüküm kurulmuştur. Mahkemece verilen kararı, davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle;Dava konusu yapılan ihtilafın ticari bir uyuşmazlık olup, 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) kapsamı dışında olduğu, dava konusu aracın malikinin bir ticari şirket olması nedeniyle “tüketici” sıfatı bulunmadığından, davaya Asliye Ticaret Mahkemeleri tarafından bakılması gerektiği, ava konusu aracın davacı tarafından ticari amaçla kullanıldığı, bu hususun davacı tarafça da kabul edilmekle birlikte, davacı tarafından aracın şahsi kullanıma ilişkin olduğuna ilişkin dosyaya herhangi bir bilgi/belge de sunulmamış olduğu, aracın ticari amaçla kullanıldığının davacı tarafça da kabul edildiği, bu hususun davacının 18.09.2021 tarihli dava dilekçesinde açıkça belirtildiği, dilekçenin 7. maddesinin son kısmında “TİCARİ amaçla kullanılan araçtan müvekkilim FİRMA defalarca mahrum kalmıştır.” denilerek aracın ticari amaçla kullanıldığı, firma adına alındığının ikrar edildiği, bu sebeplerle kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir. …nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , araç tamiri ile ilgili tazminat talebine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ;davaya konu aracın … marka olduğu, trafik sicilinde davacı şirket adına , kullanım şeklinin “Yolcu Nakli-Hususi” olarak kayıtlı olduğu görülmüştür. Konu ile ilgili mevzuat hükümleri incelendiğinde; Tüketici mahkemelerinin görevleri, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (6502 sayılı Kanun) 73 üncü maddesinin birinci fıkrasında; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” denilmek suretiyle belirlenmiştir. 6502 sayılı Kanun’un “Kapsam” başlıklı 2 nci maddesinde; “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiş, aynı Kanun’un “Tanımlar” başlıklı 3 üncü maddesinin (d) bendinde hizmet; “Bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan ya da yapılması taahhüt edilen mal sağlama dışındaki her türlü tüketici işleminin konusunu,”,
(ı) bendinde sağlayıcı; “Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,” (k) bendinde tüketici; “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,”, (l) bendinde tüketici işlemi; “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi,” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için, uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da taraf- ların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Davacının tüketici olmadığı, uyuşmazlığın tüketici mahkemesinin görevine girmediği açıktır.Davalı ve davacı yasa gereği tacir olup, uyuşmazlık davacının ticari işletmesi ile ilgili olmakla , ticaret mahkemeleri davada görevli bulunmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun Esas No: 2017/19-913 Karar No: 2020/568 sayılı emsal kararında da açıklandığı üzere; davacı Anonim şirket, tacir olup; tüzel kişilik adına ticari işletmesinde kullanmak üzere otomobil satın almıştır. Davacı tüketici olarak tanımlanamayacağı gibi, yaptığı işlemin tüketici işlemi olarak kabulüne de olanak bulunmamaktadır. Her ne kadar aracın hususi araç olduğu beyan edilmiş ise de aracın sahibinin şirket olması ve faturanın da şirket adına düzenlenmesi nedeniyle, bu araç özel değil, ticari bir araçtır. Bu durumda taraflar ve işlemin niteliğine göre, ortada bir tüketici işleminin bulunmadığı,mahkemenin davaya bakmakta görevli olmasına rağmen yazılı gerekçe ile verilen görevsizlik kararı usul ve hukuka aykırı olduğu anlaşılmakla,davalı tarafın tarafın istinaf talebinin HMK 353/1-a-4 ve 6. Maddeleri uyarınca kabulüne, kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-3 ve 6. maddeleri uyarınca kaldırılmasıyla, mahkemece yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.26/09/2023