Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/243 E. 2023/728 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/243
KARAR NO: 2023/728
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/03/2021
NUMARASI: 2021/245 E – 2021/334 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 09/03/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 2 adet inşaatın ortaklaşa yapılması konusunda kurulan adi ortaklığın feshine ilişkin olarak,yine taraflar arasında düzenlenen 04.06.2018 tarihli protokol uyarınca iadesi taahhüt edilen 3 adet bağımsız bölümün teslim edilmemesi nedeniyle sözleşmenin anılan hükmünün feshi ve bağımsız bölümler karşılığında ödenen 1.300.000,00 TLnın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap sunmamıştır.Mahkemece, mahkemenin görevli olmadığı gerekçesiyle ,”Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın, davaya bakmaya mahkeme görevli olmadığından, dava şartı noksanlığı nedeniyle USULDEN REDDİNE, Davaya bakmaya Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğuna, Karar kesinleştiğinde ve süresi içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine ” dair verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 2021/161 E.2021/166 K.sayılı 26/01/2021 tarihli ilamı ile görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu belirtilerek “Davacıların istinaf talebinin HMK 353/1b-1.madde gereği reddine karar verilmiştir. Bu kararın 26/01/2021 tarihinde kesinleştiği ilamda belirtilmiştir. Bunun üzerine mahkeme tarafından yapılan yargılamada bu kez ;somut olayda dava her ne kadar İİK 308/b maddesi kapsamında açılsa da, sonuç itibariyle bir miktar paranın tahsili talebine ilişkin olduğu, davacının davanın açılış tarihi olan 21/11/2019 tarihi itibari ile 6102 sayılı TTK’nun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1.fıkrası gereğince arabulucuya başvurmadığı, dosyada mübrez Arabuluculuk Tutanağının incelenmesinde; tutanağın 08/09/2020 tarihinde imza altına alındığı, Büyükçekmece 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/12/2019 tarihli 2019/901 Esas, 2019/905 Karar sayılı görevsizlik kararı sonrası Arabulucuya başvurulduğu,dosyanın görevli mahkemeye gönderildiği, görevsiz mahkemede dava açılmış olsa bile davanın açılma tarihinin görevsiz mahkemeye başvurma tarihi olduğu göz önüne alındığında davanın görevsiz mahkemeye açıldığı tarihte arabulucuk dava şartı yerine getirilmediği, 7155 sayılı kanun ile ticari davalarda zorunlu hale getirilen arabuluculuğun tamamlanabilir bir dava şartı olmadığı,mahkemece, dava açıldıktan sonra, davacıya süre verilerek söz konusu eksikliğin tamamlattırtılması yoluna da gidilemeyeceği, ticari bir alacak davası niteliğini haiz olduğu gerekçesi ile;”6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1.fıkrası gereğince dava şartı yokluğundan HMK 115.madde uyarınca usulden reddine” karar vermiştir. Kararı davacılar vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; Büyükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 26.12.2019 tarih, 2019/901 Esas, 2019/905 K. sayılı kararı üzerine, davacılarca arabulucuya başvurulduğu ve 08.09.2020 tarihli arabuluculuk tutanağı düzenlenerek Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasına sunulmasına rağmen ,mahkeme tarafından, arabuluculuğa sonradan başvurulduğu gerekçesi ile davanın usulden reddine ilişkin kararın usul ve hukuka uygun olmadığını,buna dair emsal kararları sunduklarını belirterek yargılamaya devam edilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir.6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davada, taraflar arasında 2 adet inşaatın ortaklaşa yapılması konusunda kurulan adi ortaklığın feshine ilişkin , taraflar arasında düzenlenen 04.06.2018 tarihli protokol uyarınca iadesi taahhüt edilen 3 adet bağımsız bölümün teslim edilmemesi nedeniyle, sözleşmenin anılan hükmünün feshi ve bağımsız bölümler karşılığında ödenen bedellerinin iadesi istenmiştir. Dosya kapsamından, davanın başlangıçta Asliye Hukuk Mahkemesine açıldığı, mahkemece davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle verilen görevsizlik kararının 26/01/2021 tarihinde kesinleştiği,17/03/2021 tarihinde dosyanın tevzi bürosuna gönderildiği, dosyanın gönderildiği Asliye Ticaret mahkemesince 18/03/2021 tarihinde davanın usulden reddine karar verildiği, davacı tarafça sunulan Arabuluculuk Başvuru Formundan başvuru tarihinin 28/08/2020 olduğu, son tutanağın ise 08/09/2020 tarihinde imzalandığı görülmektedir. Benzer nitelikteki dosyanın temyizen incelemesini yapan Yüksek Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 04.02.2021 tarih ve 2020/3187 E- 2021/762 K sayılı kararında ” Elde ki dosyada istisnai olarak görevsiz mahkeme aşamasında bu eksikliğin giderildiği ve görevli mahkeme olan ticaret mahkemesinde davanın esasına girilmeden arabuluculuk işleminin tamamlandığı anlaşıldığından Mahkemece esasa girilerek karar verilmesi gerekirken tekrar davacıdan arabuluculuk Yasası gereklerini “anlaşmazlık tutanağının getirilmesi” istemek Yasanın uygulanmasındaki amacına da uygun düşmeyeceği, somut olayda HMK’nin 115/3. Maddesinde gözönüne alındığında dava şartı yokluğundan red kararı verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesine yer verilmiştir. Bu durumda, davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiği, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinden önce davacı tarafça arabuluculuğa başvurulduğu anlaşılmakla, arabuluculuk dava şartının esasa girmeden önce yerine getirildiği gözetildiğinde işin esasının incelenmesi gerekirken dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi yargılama ve usul ekonomisine uygun değildir. Bu nedenle, HMK’nın 115/3 maddesi gereğince eksikliğin tamamlandığı gözetildiğinde davacıların istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kabulü ile kararın kaldırılmasına, işin esası incelenerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.09/03/2023