Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/240 E. 2023/1576 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/240
KARAR NO: 2023/1576
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/10/2022
NUMARASI: 2020/579 E – 2022/960 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 18/05/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının söz konusu üretim tesisinin …’a ait SEKA Trafo Merkezine ve ulusal ağa bağlanması için müvekkiline ait dağıtım sistemine bağlanması gerekeceğinden 12.07.2019- tarihli, … ve … sayılı yazıları ile müvekkillerine müracaat ederek söz konusu tesis için Dağıtım Sistemi Bağlantı Anlaşması ve Dağıtım Sistemi Kullanım Anlaşması yapmak istediklerini bildirdikleri, İlgili anlaşmaların müvekkilleri tarafından hazırlanarak taraflarca imzalandığı ve anlaşmaların örneklerinin davalı şirkete gönderildiği, davalı tarafından söz konusu anlaşmalar imzalanmadan önce müvekkilinin bilgisi dışında 2019 yılının Haziran ve Temmuz aylarında test amaçlı elektrik üretim faaliyeti gerçekleştirdikleri ve dağıtım sistemine enerji verdikleri, müvekkil şirketleri ile … arasından iletim sistem kullanım anlaşması mevcut olduğunu ve söz konusu anlaşmada “kullanıcı bağlantı noktasından anlaşma gücünün üzerinde elektrik enerjisi alamaz veya bağlantı noktasına anlaşma ün üzerinde elektrik veremez” denilerek anlaşma gücünün üretim yahut tüketim yönlü aşılmayacağının belirtildiği, müvekkillerinin elektrik enerjisinin artış göstereceği durumlarda iletim sisteminin kullanılmasına ilişkin anlaşmayı revize ederek üretim sistemine verilen enerjinin anlaşma gücünü aşmamasını sağladıkları, anlaşma gücünün aşılması halinde müvekkili aleyhine cezai şart uygulandığı, müvekkilinin bilgisi haricinde usulsüz elektrik üretimi gerçekleştirildiği ve … ile müvekkili arasında münakit iletim sistem kullanım anlaşmasının ilgili hükümleri uyarınca müvekkili aleyhine cezai şart uygulandığı, davalının hukuka aykırı fiil nedeniyle müvekkilinin zararından sorumlu olduğu ,söz konusu tutarların davalıya rücusuna ilişkin arabuluculuk yoluna başvurulduğu ancak anlaşma sağlanamadığı belirtilerek, bu sebeplerle müvekkili tarafından ödenmek zorunda kalınan 122.690,92TL’nin 67.908,92TL’si için 07/08/2019 ödeme tarihinden 54.782,00TL’si için ise 03/09/2019 ödeme tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın zamanaşımına uğradığını, söz konusu sistemin ve enerji santrali kurulumunun oldukça maliyetli ve geniş kapsamlı bir iş olması sebebiyle müvekkili şirketin davacı şirket ile belirtilen sözleşmeleri imzalamadan önce, müvekkili şirketin türbininin devreye alınması esnasında test amaçlı elektrik üretimine izin verilmiş ve bu doğrultuda dağıtım sistemine enerji verildiğini, burada davacının belirttiği şekilde şirketin bilgisi olmaksızın böyle bir işlemin gerçekleşmesinin olasılığı bulunmadığını, bu tür sözleşmelerde dağıtım şirketleri tarafından hizmet ilişkisi kurmak isteyen şirketlere test amaçlı faaliyete izin verilmekte ve bu doğrultuda karşılıklı sözleşme ilişkisi kurulmaya teşvik edildiğini,söz konusu durum pazarlama politikasından ibaret olup bu hususta davacı vekilinin müvekkillerinin bu husustan haberi olmadığı yönündeki beyanları asılsız ve mesnetsiz olduğunu, zira söz konusu sistem oldukça yoğun denetim mekanizma içerisinden geçtiğini, davacı anlık olarak enterkonnekte sistemi izleyebilmekte ve hangi trafodan, ne kadar giriş/çıkış olduğunu görebildiğini,bu sebeple bu sistem içerisinde dağıtım şirketinin haberi olmaksızın elektrik üretim faaliyeti ve dağıtım sistemine enerji verilmesi mümkün olmadığını, müvekkili şirketin, davacının ödemiş olduğu ceza tutarı ile ilgili herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, müvekkili şirket ile dağıtım şirketine tahakkuk ettirilmiş ceza arasında bir illiyet bağı bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme, alınan bilirkişi raporunda; taraflar arasında üretim tesisi için Dağıtım Sistemi Bağlantı Anlaşması ve Dağıtım Sistemi Kullanım Anlaşması imzalanmadan önce, 2019 yılının Haziran ve Temmuz aylarında test amaçlı elektrik üretim faaliyeti gerçekleştirdikleri ve dağıtım sistemine enerji verdikleri davacı dağıtım şirketi ile … arasından iletim sistem kullanım anlaşması mevcut olduğu , söz konusu anlaşmada “kullanıcı bağlantı noktasından anlaşma gücünün üzerinde elektrik enerjisi alamaz veya bağlantı noktasına anlaşma gücünün üzerinde elektrik veremez” denilerek anlaşma gücünün üretim yahut tüketim yönlü aşılmayacağının belirtildiği, davacıya ait dağıtım şirketinin elektrik enerjisinin artış göstereceği durumlarda iletim sisteminin kullanılmasına ilişkin anlaşmayı revize ederek üretim sistemine verilen enerjinin anlaşma gücünü aşmamasının sağlandığı, anlaşma ünün (5MW) aşılması sonucu davacı şirkete cezai şart uygulandığı,aktarılan güç miktarının Haziran-2019 ayı içerisinde (28.06.2019, SAAT 12.15’te) en yüksek değerin 15988 kWh olduğu, davacı … ile davadışı … arasında imzalanan güç-enerji aşım sınır değerinin 5000 KW olması sebebiyle aradaki 10988 kW’lık güç miktarının cezai yaptırım olarak (haziran ayı olarak) faturalandırıldığı, aktarılan güç miktarının temmuz-2019 ayı içerisinde (12.07.2019, SAAT 14.45’te) en yüksek değerin 13864 KW olduğu, davacı … ile … arasında imzalanan güç aşım sınır değerinin 5000 kW olması sebebiyle aradaki 8864 kW”lık güç miktarının cezai yaptırım olarak (temmuz ayı olarak) faturalandırıldığının tespit edildiği,hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacı şirkete, davadışı … tarafından tahakkuk ettirilen güç aşımına ilişkin 2 adet cezai şart içerikli faturanın, davalı şirketten tahsil edilmesi talebinin uygun ve isabetli olduğunun belirtildiği, yine dava dışı … tarafından, davacı – … ‘a 2 adet toplam 122.690,92 TL güç aşımına ilişkin cezai şart içerikli faturanın kesildiği, davacı tarafından usulüne uygun olarak kayıtlarının yapılarak ödemelerinin yapıldığı, davacının davalıdan 122.690,92 TL alacaklı olduğu gerekçesi ile; “Davanın kabulü ile; 122.690,92TL’nin 67.908,92TL yönünden 07/08/2019 tarihinden itibaren, 54.782,00TL yönünden 03/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar vermiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde; test sürecine ilişkin güç aşımı hakkında müvekkili tarafından davacı şirkete ve dava dışı …’a bilgi verilmiş olup yapılan işlemin davacı şirketin ve …’ın bilgisi dahilinde yapıldığını,… tarafından uygulanan cezai yaptırımını kötüniyetli olduğunu,bu hususların bilirkişi raporunda değerlendirilmediğini,hatalı ve eksik inceleme ile karar verildiğini,davalının kota sınırı konusunda davacı tarafça bilgilendirilmediğini,bu nedenle sorumluluğu bulunmadığını,bilirkişi raporunda, üretilen fazla enerjinin sisteme faydasından ziyade zarar vermesi belirtilmesine karşın davalı tarafça bilinmeyen kota sınırının aşılması durumunda ortaya çıkabilecek zararların somut bir veri şeklinde belirtilmesi gerektiğini,davacı tarafça cezai şart ödemesinin davalıya haber verilmeden ödendiğini,bu nedenle davalının bu ödemelerden sorumluluğu olmadığını,ödemenin davacı tarafça ihtirazi kayıt ileri sürülmeden yapıldığını,bu ödemelerin rücu hususunda taraflar arasında hüküm bulunmadığını, dağıtım şirketine tahakkuk ettirilmiş ceza ile müvekkili davalı şirket arasında bir illiyet bağı bulunmamakta olup bahse konu cezai şart faturasının … ile … arasındaki bir hukuki problem olduğunu ve rücu edilemeyeceğini,sözleşme öncesi uygulanan test sürecine ilişkin müvekkili şirket ile dağıtım şirketi arasında sözlü bir anlaşma mevcut olup hiçbir yazılı belge solmadığını,yapılan sözlü anlaşma içerisinde müvekkili şirketin cezai şartlara ilişkin ise hiçbir şekilde bilgilendirilmediğini, güç aşımının olduğu tarihte davacı şirket ile bağlantı anlaşması olmamasının yegane nedeni davacıdan kaynaklanan sebeplere dayanmakta olup müvekkili tarafından EPDK’ya bu hususta başvuruda bulunulduğunu,bilirkişi raporunda ödeme hususunun davalıya bildirilip bildirilmediğinin ve ihtirazi kayıt hususunun incelenmediğini, …’a bağlı iletim şebekesine doğrudan gönderilen dava konusuna ilişkin elektrik enerjisi, dava dışı …’a bağlı orta gerilim şebekeleri ile …’ın dağıtım trafoları aracılığı ile … abonelerine dağıtılmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte dağıtım şirketinin sağlamış olduğu faydaların davalıya rücu edilecek tutardan mahsup edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava , bağlantı anlaşması öncesi davalı şirket tarafından sisteme enerji aktarılması sonrası , davacı … ile davadışı … arasında yer alan iletim sistemi kullanım anlaşması kapsamında dava dışı …’ın davacıya belirlenen anlaşma gücünün (5MW) aşılması kaynaklı uyguladığı cezai yaptırım bedelinin davalıdan rücuen tahsili talebine ilişkindir. Alınan kök ve ek bilirkişi heyet raporunda; taraflar arasında üretim tesisi için Dağıtım Sistemi Bağlantı Anlaşması ve Dağıtım Sistemi Kullanım Anlaşması imzalanmadan önce, 2019 yılının Haziran ve Temmuz aylarında test amaçlı elektrik üretim faaliyeti gerçekleştirdikleri ve dağıtım sistemine enerji verdikleri davacı dağıtım şirketi ile … arasından iletim sistem kullanım anlaşması mevcut olduğu , söz konusu anlaşmada “kullanıcı bağlantı noktasından anlaşma gücünün üzerinde elektrik enerjisi alamaz veya bağlantı noktasına anlaşma gücünün üzerinde elektrik veremez” denilerek anlaşma gücünün üretim yahut tüketim yönlü aşılmayacağının belirtildiği, davacıya ait dağıtım şirketinin elektrik enerjisinin artış göstereceği durumlarda iletim sisteminin kullanılmasına ilişkin anlaşmayı revize ederek üretim sistemine verilen enerjinin anlaşma gücünü aşmamasının sağlandığı, anlaşma ünün (5MW) aşılması sonucu davacı şirkete cezai şart uygulandığı,aktarılan güç miktarının Haziran-2019 ayı içerisinde (28.06.2019, SAAT 12.15’te) en yüksek değerin 15988 kWh olduğu, davacı … ile dava dışı … arasında imzalanan güç-enerji aşım sınır değerinin 5000 KW olması sebebiyle aradaki 10988 kW’lık güç miktarının cezai yaptırım olarak (haziran ayı olarak) faturalandırıldığı, aktarılan güç miktarının temmuz-2019 ayı içerisinde (12.07.2019, SAAT 14.45’te) en yüksek değerin 13864 KW olduğu, davacı … ile … arasında imzalanan güç aşım sınır değerinin 5000 kW olması sebebiyle aradaki 8864 kW”lık güç miktarının cezai yaptırım olarak (temmuz ayı olarak) faturalandırıldığının tespit edildiği anlaşılmıştır. Davalı tarafça söz konusu anlaşmalar öncesinde test amaçlı olarak davacı şirket sistemine aktarılan enerji güç değerinin davacı ile dava dışı … arasında güç aşım sınır değerinin 5000 kw olmasından kaynaklanan aradaki güç fark miktarına denk gelecek şekilde 2019 haziran ve 2019 yılı temmuz aylarına ilişkin olmak üzere toplam 122.690,92 TL güç aşımına ilişkin cezai şart faturasının düzenlendiği ve bu ceza şart fatura toplamının davacı tarafça ödendiği davacı ticari defter ve belgelerinden belirlenmiştir. Davalının tes aşamasında 2 kez güç aşım sınırına dikkat etmeden sisteme güç aşımı yaparak enerji verdiği ve bu kuralı ihlal ettiği anlaşılmakla ,davalının bu cezai şart bedellerinden rücuen sorumlu olduğu anlaşılmakla,bu konuda alınan ve hükme dayanak yapılan bilirkişi kök ve ek heyet raporunun taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu görülmüştür.Yeni bilirkişi incelemesinin davaya katkısı olmayacaktır. Mahkemenin kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 8,381,01 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 2.100,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.281,01 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18/05/2023