Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/235 E. 2023/3445 K. 16.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2023/235
KARAR NO : 2023/3445
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/11/2022
NUMARASI : 2021/362 E – 2022/1004 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 16/11/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait … plakalı aracın servis taşıdığını, 19 kişilik aracın 10/06/2020 tarihinde çıkan yangında motor kısmında hasar meydana geldiğini, aracın 15/06/2020 tarihinde yetkili servis olan davalıya tamir için bırakıldığını, aracın davalı servisten 5 ay sonra yarı onarılmış şekilde teslim alındığını, müvekkilinin zarara uğradığını, davalı tarafın müvekkilinin zararını karşılamakla yükümlü olduğunu, davalı tarafın kusurlu davranışları sebebiyle 35.000,00-TL zararın davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça usulüne uygun ayıp ihbarında bulunmamış, Türk Ticaret Kanunu Ve Türk Borçlar Kanunu hükümlerinin yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini, dava konusu araçta üründen veya hizmetten kaynaklı herhangi bir ayıp bulunmadığını, davaya konu aracın motorunda meydana gelen yanma hasarının ürün kaynaklı ve/veya yetkili servis bakım-onarım kaynaklı olmadığını, motorun üzerindeki bazı bulgular dikkate alındığında ise motora onarım uygulandığı ve bu motor onarımının yetkili servislerde uygulanmamış olduğu sonucuna ulaşıldığını, sigorta şirketinin yaklaşık 15 gün sonra onarım onayı verebildiğini, onarım onayı alındıktan sonra tahmini onarım raporu (ekspertiz raporu) içeriğinde geçen parçaların temin sürecine geçildiğini, bu parçaların içinde yer alan motor “kablo tesisatı” aracın şase numarasına özgü olarak üretilerek satışa/tüketime sunulan bir parça olduğundan hemen 30.06.2020 tarihinde “kablo tesisatı” üreticiden acil kodu ile ve şase numarasına özgü olarak siparişi gerçekleştirildiğini, kablo tesisatının 27.07.2020 tarihinde temin edilebildiğini ve ilgili diğer parçalar ile birlikte 10.08.2020 tarihinde hasar onarımına başlama hazırlığının tamamlandığını, gelen “kablo tesisatı” parçasının aracın üzerindeki tesisat ile uyumlu olmadığı görüldüğünden 15.09.2020 tarihinde temin sürecinin yeniden başlatıldığını, uyumlu parçanın 13.10.2020 tarihinde temin edildiğini,b öylece hasar onarımı Üretici kalite standartları üretilmiş parça ve işçilik kullanılarak tamamlandığını, aracın hasar onarımı sonrasında karşılaşılan arızaların/şikayetlerin yanma hasarı onarımı ile bir ilişkisinin bulunmadığını, davacının tazminat talebinin ve faiz talebinin kabulünün mümkün olmadığını, talebin dürüstlük ilkesine aykırı olduğunu, ileri sürerek davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “yle zarara sebep olduğu savunulmuş ise de zararın ayıp iddiasından değil, geç onarım iddiasından kaynaklanması nedeniyle savunmaya itibar edilmemiştir. Yine her ne kadar pandemi vb nedenlerle parça temininde gecikme olduğu savunulmuş ise de 29/06/2020 tarihindeki onayın ardından verilen ilk siparişin 27/07/2020 tarihinde davalıya ulaştığı, ancak parçanın uyumsuz olması nedeniyle kullanılamadığı, yani parçanın 28 gün içinde ulaşabildiği, parçanın temininden sonra ise tamir işleminin 4 gün içerisinde tamamlanabildiği, böylece davalının doğru sipariş vermesi halinde kendisine tanınan süre içinde onarımı gerçekleştirecek durumda olduğu anlaşılmakla, bu savunmaya da itibar edilmemiş; ibraz edilen kira sözleşmesi makbuzlar ve bilirkişi raporu ile davacının ödediği bedelin kadri marufunda olduğu anlaşılmakla, davalının gecikmeye neden olduğu süre ile sınırlı olarak istemin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Son olarak; iddianın temeli eser sözleşmesi olup, temerrüt ihtar ile gerçekleşeceğinden ve davalının davadan önce temerrüde düşürüldüğüne dair delil bulunmadığından dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. ” gerekçeleriyle Davanın KISMEN KABULÜ ile; 1-25.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir. Karara karşı karafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davalı vekil istinaf başvurusunda önceki iddialarını tekrarla birlikte özet olarak; karar gerekçesinin bilirkişi raporuna dayandığını, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, davacının usulüne uygun ayıp ihbarında bulunmadığını, araçta meydana gelen yanma hasarının üretici ya da servis kusuru kaynaklı olmadığını, raporda onarım süresinin uzamasına katkıda bulunan yetkili servis dışı unsurların dikkate alınmadığını, sigorta şirketinin yaklaşık 15 gün sonra onarım onayı verebildiğini, COVID-19 salgın hastalığı (pandemi) etkisi ile parça temin süresinin olağan süreyi aştığını; dünyada lojistik sektörünün hisedilebilir şekilde aksadığının değerlendirilmediğini, bilirkişilerin araç kiralama için bedel iadesi değerlendirmeleri hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi heyetinin tamamının teknik üniversitenin otomotiv bölümünden seçilmediğini, bu konudaki itirazlarının değerlendirilmediğini, tazminat talebinin yasal koşullarının oluşmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davacı vikili istinaf başvurusuna cevabında; zararın, ifanın ayıplı olmasından değil, makul veya makul sayılabilecek bir sürede yerine getirilmemesinden kaynaklandığını, bilirkişinin hesaplamasını, dosyaya sunulu faturalar üzerinden yaptığını, itiraza uğramamış ve ticari defterlere işlenmiş faturaların sahteliği iddia ve ispat edilmediğinden, faturalara göre hesaplama yapılmasının doğru olduğunu beyanla istinaf talebinin reddini istemiştir Dava, tamir süresinin aşılması nedeniyle uğranılan zararın tahsili talebine ilişkindir.Taraflar arasında arızalı aracın 15.06.2020 tarihinde davalı servise teslim edildiği ve sigorta şirketinden “başlama onayının” 29.06.2020 tarihinde geldiği, 08.11.2020 tarihinde aracın tamir işinin bitirilerek davacıya teslim edildiği hususlarında ihtilaf yoktur. Davacı makul sürenin aşıldığını ileri sürmüş, davalı ise yedek parçanın yetkili servis dışı unsurlar yüzünden temin süresinin uzadığını savunmuştur.Mahkemece taraf delilleri toplanarak makine mühendisi öğretim üyesi ile sigortacılık öğretim üyesinden oluşan heyetten rapor alınmıştır.Bilirkişiler raporlarında özetle; arızalı aracın 15.06.2020 tarihinde davalı servise teslim edildiği,”başlama onayının” 29.06.2020 tarihinde geldiği hususunda davalı tarafın bir itirazının bulunmadığını, dosyaya sunu iş emri suretinde 04.11.2020 itibariyle sipariş edilen parçanın beklendiği notu yazılı olmasına rağmen cevap dilekçesinde tesisat parçasının 15.09.2020 tarihinde (İlk parçanın gelmesinden 18 gün sonra) yeniden sipariş verildiğini ve 13.10.2020 tarihinde temin edildiğinin açıklandığını, iş emri üzerindeki kayıtlar dikkate alındığında parça temininden sonra tamiratın tamamlanmasının 5 veya 6 gün sürebileceği, Davalı … , … marka araçların ana yetkili servis olduğu, ana yetkili servisin yaklaşık 4 ay gibi bir süre yedek parça temin edememesi uygun olmadığı, azami tamir sürelerinin Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliğinin ekinde yer alan “Satış Sonrası Hizmet Verilmesi Zorunlu Ürünler Listesi”nde belirtildiği üzere, bu sürenin, binek otomobiller, kamyonetler, motosikletler, karavanlar gibi taşıtlar için 45 iş günü olduğunun belirtildiği, Tanıtma ve Kullanma Kılavuzu Yönetmeliğinin “Tanıtma ve kullanma kılavuzunda bulunması zorunlu bilgiler” başlıklı 7 nci maddesinde; yetkili servis istasyonları ile yedek parça malzemelerinin temin edilebileceği yerlerin unvan, adres, telefon numarası ve diğer iletişim bilgileri tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer almak zorunda olduğunu, üretici ve ithalatçıların tüketicilere, Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliğinin “Yedek parça ve fiyat listesi” başlıklı 12 nci maddesine göre; üretici veya ithalatçının tüketicinin kullanım ömrü süresince tüketicinin talebi üzerine yedek parça sağlaması zorunda olduğunun açıklandığı, bu duruma göre dava konusu … plaka nolu küçük otobüsün hasarının en geç 14.08.2020 tarihinde tamamlanması gerektiği, dosyaya sunulan kira bedeli faturalara göre davacı firma aylık KDV dahil 10.000,00-TL/ay olduğu bu duruma göre davacının davalı servisten talep edebileceği zarar bedelinin 10.000,00-TL X 2,5 AY – 25.000,00-TL olacağı” yönünde görüş bildirilmiştir. Buna göre, dava konusu aracın 84 gün serviste kaldığı, Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliğinin ekinde yer alan “Satış Sonrası Hizmet Verilmesi Zorunlu Ürünler Listesi”nde belirtildiği üzere, bu sürenin, binek otomobiller, kamyonetler, motosikletler, karavanlar gibi taşıtlar için 45 iş günü olduğu, aracın ise serviste 5 aydan fazla süre kaldığı tespit edildiğinden raporun hüküm kurmaya yeterli olduğu, yeni bilirkişi incelemesinin dosyaya katkı sağlamayacağı anlaşılmakla mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirilmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 1.707,75 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 430,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.277,75 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 16/11/2023