Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/23 E. 2023/404 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/23
KARAR NO: 2023/404
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/06/2022
NUMARASI: 2021/487 E – 2022/533 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 09/02/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacı müteahhit şirketlerin; 2009 yılında bitirilmesi planlanan Ataköy … Kısım; … – … – … sayılı parsellerdeki Konut & AVM kompleksinin gerektirdiği elektrik enerjisi ihtiyacı için …’ a bağlı ve Avrupa yakası elektrik temininden sorumlu …’ a başvurduklarını, davalılardan … görevlilerinin ise talep edilen gücün karşılanabilmesi için, bazı yatırımlar yapmaları gerektiğini ve bunun zaman alacağını, ancak söz konusu yatırımların vekiledeni şirketler tarafından yapılması halinde ise talep edilen enerjinin karşılanacağı şartını koştuklarını, taahhütleri nedeniyle, enerji temininden kaynaklanabilecek gecikme ve zararlara muhatap olmak istemeyen davacı şirketlerin; davalılardan … tarafından istenen yatırımları gerçekleştirmek suretiyle, 29.06.2007 tarihinde ücretsiz olarak …’ a devrettiklerini, dolayısıyla … mülkiyetine geçtiğini, davalılardan …’ ın, tek satıcı olmasından kaynaklanan gücünü, Anayasa’ nın eşitlik ilkeleri ile bazı yasalara aykırı bir şekilde, vekiledeni şirketler aleyhine kullandığını ve kendi yükümlülük / sorumlulukları altında bulunan Trafo, yer altı elektrik İletim ( AG ) kablosu, AG / OG proje ve benzeri bir kısım işleri ise davacı şirketlere yaptırdığını, söz konusu yatırımları yapmadıkları taktirde, elektrik temin edemeyeceklerini bilen davacıların ise tek seçenekle karşı karşıya bırakıldıklarını, ayrıca, davalılardan …’ın, aboneler tarafından yapılan yatırımların, elektrik dağıtım bedelinden düşüleceğine ilişkin yasa hükmü ile Anayasa’ nın; başlangıç kısmının 6. Paragrafı; m.2, m.10, m.13, m.18, m.46, m.123, m.172′ ye aykırı davrandığını, Elektrik Dağıtım Şirketlerinin; emredici hukuk kurallarına aykırı bir şekilde hazırlamış bulundukları Tip-C/2- Enerji Müsaade Şartnamesi ile sözleşme örnekleri ve neticelerinin; BK’ nun 20. maddesi gereği, mutlak butlan ile batıl olduğunu, bu kapsamda … tarafından ileri sürülen Şartname’ nin BK – m.27′ ye aykırı olduğu, yasal düzenlemeler gereği, …’ ın; elektrik temin etme ve gerekli yatırımları yapmakla yükümlü bulunduğunu, 09.07.2008 tarih – 5784 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu – m.2′ ye eklenen (c) fıkrası ile Dağıtım Şirketlerinin; enerji talep eden abonelere eşit yaklaşım ile enerji verme, tesislerin kapasitesini arttırma ve gerekli yatırımları yapmak zorunda olduklarını, mülga 4628 sayılı Kanun’un 9.2 maddesinde ise; ” … Dağıtım şirketleri; kapasite, ikame ve arttırım yatırımları yapmak, dağıtım sistemine bağlı ve / veya bağlanacak olan tüm dağıtım sistemi kullanıcılarına, ilgili mevzuat hükümleri doğrultusunda, eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin hizmet sunmakla yükümlüdür…” hükmüne yer verildiğini, EPDK tarafından yayınlanan Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği – m.21 gereği ise; ”…Elektrik Dağıtım Şirketlerinin; abonenin karşıladığı temin bedelini, en çok 12 taksit halinde yatırması gerektiği… ” hususunu karara bağladığını, davacı şirketlerin; davalı şirketten 2.509.585,22-TL faturalı alacakları ve 2350 metre yer altı kablo döşeme işi ile işçilik, kazı, inşaat işi karşılığı, bilirkişi tarafından tespiti gereken belirsiz alacakları bulunduğunu beyanla, davacı şirketler tarafından yapılmış olan toplam yatırım tutarı 2.509.585,22-TL faturalı alacakları ile diğer tespit edilecek belirsiz alacaklarının tesisin inşa tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; talebin zamanaşımına uğradığını, 24.07.2006 tarihinde, … Genel Müdürlüğü ile … ( bu aşamada, …’ ın, % 100 hissesi …’ a aittir ) arasında, işletme Devir Hakkı Sözleşmesi bağıtlandığını, bilahare, özelleştirme İdaresi Başkanlığı’ nın; 07.03,2013 tarih – 2013 / 20 sayılı kararı ile 28.05.2013 tarihinde, vekiledeni şirket hisselerinin, % 100′ ünün; … & … & … Ortak Girişim Grubu şirketi olan dava dışı – … A.Ş’ye satılmak suretiyle özelleştirme sürecinin tamamlandığını, % 100 hissesi, dava dışı …’ ye ait olan vekiledeni şirketin; işletme hakkı devri yöntemiyle özelleştirilmesi nedeniyle, dağıtım tesislerinin mülkiyetinin; diğer davalı … mülkiyetinde kaldığı, bu durumda davanın …’ a yöneltilmesi gerektiğini, taraflar arasında düzenlenen EMB (Enerji Müsaadesi Belgesi) – Tip C/2 nin ilgili maddesi ile inşa edilen tesisin mülkiyet hakkının devredilmediğini, sözleşme ilişkisi kapsamında sadece inşa edilen tesisin kullanım hakkının vekiledeni şirkete devredildiğini, davacı tarafın ise vekiledeni şirket talebine hiçbir itirazının bulunmadığını, ayrıca EMB ilgili maddesinde “… yukarıdaki şartlarımızı kabul etmediğiniz taktirde, 45 gün içerisinde yazılı olarak itiraz etmeniz gerekmektedir. Aksi taktirde şartlarımız tarafınızca kabul edilmiş sayılır … ” hususunun yer aldığını, davacı tarafın, iddiasının aksine sözleşme ilişkisinin geçerli olduğu ve sonuçlarını doğurmaya devam ettiğini, kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydıyla Lisans Yönetmeliği – m.38 veya Elektrik Piyasası Dağıtım Yönetmeliği – m.10/2’nin uygulanması halinde, davacı taraf ile vekiledeni şirket arasında henüz Bağlantı yada Sistem Kullanım Anlaşması bulunmadığını, anılan anlaşmalar tesis edilmeden ise davacının, tek seferde ödeme talebinde bulunamayacağını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı itirazı ile davalı bu şirkete husumet yöneltilmesinin ise hukuki dayanağının bulunmadığını, husumetin …’a yöneltilmesi gerektiğini, tüm dağıtım şirketleri ile … arasında 24/07/2006 tarihinde “işletme hakkı devir sözleşmesi” imzalandığını, bu sözleşme uyarınca tarafların sorumluluğunda olacak dava dosyalarının tesbit edileceğini, … ve … A.Ş. hisselerinin; …’ ye satışına ilişkin olarak 28/05/2013 tarihinde, özelleştirme idaresi Başkanlığı ile … arasında Hisse Satış Sözleşmesi bağıtlandığını, anılan 2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi – m.7 – alt bentlerinde, uyuşmazlığın hukuki niteliğine göre, hangi tür davaların, hangi şirket tarafından takip edileceği hususunda çeşitli düzenlemeler bulunduğunu, buna göre sadece dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin uyuşmazlıkların vekiledeni şirket tarafından takip edileceğinin kararlaştırıldığını, iş bu dava konusunun ise mülkiyete ilişkin olmaması nedeniyle, vekiledeni şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, ayrıca, anılan sözleşme – m.7.5 gereği dava konusu taleplerden, diğer davalı …’ ın sorumlu bulunduğunun açık olduğunu, davacı taleplerinin afaki olduğunu, ilgili taraflar arasında yatırımın, dağıtım tarifesi bedelinden düşülerek yapılacağına ilişkin bir anlaşmanın bulunup bulunmadığı, sistem kullanım ve bağlantı anlaşmasının yapılıp yapılmadığı, yapılan tesisin yenileme ve genişleme projeksiyonu içerisinde bulunup bulunmadığı ve davacı tarafın mahsup talebinin başlangıçta red edilip edilmediği hususlarında dosyada her hangi bir açıklık bulunmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemenin 2016/823 E.2019/611 K.sayılı 04/07/2019 tarihli “1-)Davalı … yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, 2-)Davalı … yönünden davanın kabulü ile; 2.509.585,22-TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 3-)Davacıların 2350 metre kablo tesisi ile ”işçilik, kazı, inşaat kısımları” için belirsiz alacak taleplerini atiye terk etmiş olması ve başlangıçta bunlar yönünde harç yatırılmamış olması sebebiyle bu talepleri yönünden davanın açılmamış sayılmasına” ilişkin kararının davalı … tarafından istinafı üzerine Dairemizin 2020/504 E.2021/1785 K.ve 17/06/2021 tarihli ilamı ile; “Davalı …’ın istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1a-6.maddesi gereğince kaldırılarak, yerleşik Yargıtay içtihatları ve 28.01.2014 tarih ve 28896 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliğinin geçici ve son hükümlerindeki metedolojik hesaplama sistemine göre 3 kişilik bilirkişi kurulundan rapor alınması için dosyanın mahkemesine geri gönderilmesine ” karar önerilmiştir. İstinaf sonrası yapılan yargılamada yeniden 3 kişilik başka bilirkişi heyetinden bilirkişi raporu alınmıştır. Mahkemece bu kez; hükme elverişli bulunan 10.02.2022 tarihli bilirkişi heyeti raporu ile tüm yargılama dosyası kapsamına göre; dava konusu abonelik talep eden tarafından inşa edilmiş elektrik dağıtım tesislerine ait geri ödemelerde, 2014 yılı sonrasını kapsayan “Elektrik Piyasası Bağlantı Ve Sistem Kullanım Yönetmeliğine göre, elektrik dağıtım şirketinin kullanıcı tarafından tesis edilmiş elektrik dağıtım tesis bedelini tesisin devir alınmasını takip eden aydan itibaren bir yıllık süreçte en çok 12 taksit halinde ödemesinin gerektiği, elektrik dağıtım şirketinin ödeme sorumluluğunu tesisi devir aldığı ayı takip eden aydan başlamak üzere zamanında yerine getirmediği, davacının beyan etmiş olduğu, elektrik dağıtım tesisine ait faturalardaki işlere ait projeleri için toplam 2.509.585,22.-TL tutarında faturalı yatırım harcaması hesap edildiği, yine söz konusu yönetmeliğin 21.maddesinde tesis bedelinin iadesi ve uygulanacak kurallar başlığı altında yapılan düzenlemede, geri ödemeye konu tutar için “3095 sayılı kanuni faiz ve temerrüt faizine” ilişkin kanun hükümlerine göre belirlenen kanuni faiz oranı uygulanır”hükümlerinin getirildiği anlaşıldığından davalı …’a husumet yöneltilemeyeceği gerekçesi ile; “1-)Davalı … yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, 2-)Davalı … yönünden davanın kabulü ile; 2.509.585,22-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 3-)Davacıların 2350 metre kablo tesisi ile “işçilik, kazı, inşaat kısımları” için belirsiz alacak taleplerini atiye terk etmiş olması ve başlangıçta bunlar yönünden harç yatırılmamış olması sebebiyle bu talepleri yönünden davanın açılmamış sayılmasına” karar verilmiştir. Kararı davalı … vekili istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını,davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu,hükme esas bilirkişi heyeti raporunda sınır aşımı yapılarak hukuki mütalaada bulunulduğunu,mahkemenin de bilirkişi görüşlerini aynen karara yansıttığını,bunu kabul etmediklerini,kararın bu yönüyle de kaldırılması gerektiğini,davada kendilerine husumet düşmediğini, davada davacı tarafın , yapımı tamamlanan tesislerin bedellerini talep etderken, iddiasını inşa edilen tesislerin mülkiyetine dayandığını, davaya konu edilen bedelin ödenmesi halinde mülkiyetin … uhdesinde kalacağını,… ile diğer davalı … arasında imza edilen İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi gereği işletme hakkının devri suretiyle özelleştirme uygulamasının doğal bir sonucu olarak davalı …’ın dava konusu dağıtım tesislerinin mülkiyetine sahip olmadığını,kendileri yönünden davanın husumet nedeniyle reddi gerektiği,yerel mahkeme kararınını BAM kararına da aykırılık teşkil ettiğini,alınan bilirkişi raporunun ilgili yönetmelik hükümlerine de aykırı olduğunu, dava tarihi itibarıyla talebe konu olacak muaccel bir alacak bulunmadığını,kararın hatalı verildiğini,bağlantı yada sistem anlaşması yapılmadan bedel iadesinin yapılamayacağını,davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını,ilgil yönetmelik hükümlerinin mahkemece dikkate alınmadığını,kararın mevzuata da aykırı olduğunu,ilgili Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım yönetmeliği gereği dava konusu bedellerin istenemeyeceğini,davacı tarafın yapılan şartlara ilişkin olarak herhangi bir itirazda bulunmadığı gibi sözleşme koşullarına ilişkin olarak herhangi bir aşamada ihtirazi kayıt yahut yasal haklarını saklı tuttuğuna ilişkin herhangi bir beyan dahi öne sürmediği,davacı tarafın ihtirazi kayıt dahi öne sürmeksizin kabul ettiği , taraflar arasında bağlantı sistem anlaşması olmadan bu bedelin defaten ödenmesinin talep edilemeyeceğini,ilgili yönetmelik madde açıklamaları da ayrıntılı yapılarak ayrıca bilirkişi raporunda %20 indirimle ilgili değerlendirme yapılmadığı,faize de hükmedilemeyeceği,borcun muaccel olmadığını,atiye bırakılan talep yönünden lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediğini ,bakiye 128.572,32 TL harç yatırmalarına rağmen mahkeme kararında bundan bahsedilmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesi yönünden kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davada , enerji bağlanabilmesi amacıyla şartname gereği davacılar tarafından yapılan Transfomatör, elektrikle dağıtım panoları, yüksek gerilim ENH ve diğer tesis bedellerinin imal tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalılardan tahsili talep edilmiştir. Somut olayda , TBK 146.madde kapsamında 10 yıllık zamanaşımı açısından davada zamanaşımının dolmadığına karar verilmiş, 2350 m3lük kablo ve kazı ve kablo tesis kazı vs alacak taleplerinin ise davacı tarafça atiye bırakıldığı görülmüştür. Konuya ilişkin emsal niteliğinde İstanbul 4 Asliye Ticaret Mahkemesinin 31/05/2016 tarih ve 2014/1602 Esas, 2016/483 Karar sayılı kararı ile ” Davanın kabulüne, dava ve ıslah dilekçesine göre; 209.304,00 TL’nin dava tarihinden itibaren, 14.448,00 TL’nin ıslah tarihi olan 23/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesine ” ilişkin kararının temyiz incelemesi sırasında, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 17/05/2018 tarih ve 2016/18362 esas, 2018/5395 karar sayılı bozma ilamı ile; 28.01.2014 tarih ve 28896 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliğinin geçici ve son hükümlerinde “Kullanıcı tarafından tesis edilen iletim ve dağıtım varlıklarına ilişkin metodoloji” ve “mahsup yöntemiyle geri ödeme hususları düzenlenmiştir.” Yine, aynı yönetmeliğin 20. ve 21. maddelerinde de kullanıcı tarafından tesis edilen iletim ve dağıtım varlıkları ile geri ödemeye ilişkin metodoloji usul ve esasları düzenlenmiştir.Mahkemece, yatırım programı içerisinde davalının yapması gerekli olan yatırımın abone (davacı) tarafından yapılması nedeniyle talep edilebilecek bedel ve tahsil şeklinin yukarıda açıklanan yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yukarıda ifade edilen yönetmelik hükümleri ve ilkeleri karşılar nitelikte olmayan yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.” denilerek bozulmasına karar verildiği, buna göre bozma kararına uyularak alınan bilirkişi raporu kapsamında bu kez ” Davanın kısmen kabulüne, dava ve ıslah dilekçesine göre; 209.304,00 TL nin dava tarihinden itibaren, işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine karar verilmiştir. Bu kararın temyiz incelemesinde ise, Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Başkanlığının 2019/3728 E.2019/10672 K.sayılı ve 16/12/2019 tarihli ilamı ile hükmün onanmasına karar verildiği görülmüştür. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda; uygulanması gereken ve istinaf iade kararında belirtilen ilgili kanun ve yönetmelikler ayrıntılı vurgulanıp değerlendirilerek,EPDK tarafından, 15.02.2018 tarih ve “…” “Karar sıra no” ile davalı … hakkında alınmış kararda vurgulandığı gibi tesis bedelinin geri ödenmesinin zorunlu olduğu, hatta elektrik tesisini yapanın, tesis bedeli hakkındaki feragatinin dahi geçersiz olduğu,Elektrik Piyasası Bağlantı Ve Sistem Kullanım Yönetmeliğinin” uygulama yolu niteliğinde EPDK tarafından “Kurul Kararı” (Karar No:5187-2, Karar Tarihi: 27.08.2014) çıkarılmış olan) “Kullanıcı tarafından dağıtım varlıklarının tesis edilme metodolojisinin” (23Eylül 2014 tarihli ve 29128 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan) öngördüğü ödemenin (geçmişte) en çok 12 taksitte yapılmamış olması nedeniyle defaten ödeme yapılması gerektiği belirtilerek,ayrıca davacının beyan ettiği elektrik dağıtım tesisine ait faturalardaki işlere ait projeleri için toplam 2.509.585,22.-TLlılk faturalı yatırım harcaması hesaplandığı, dava konusu yatırım tutarının inşa tarihi ve kullanılan malzemeler göz önüne alındığında piyasa rayiç bedelleri içerisinde kaldığının tespit edildiği bildirilmiştir. Buna göre emsal Yargıtay kararları ve yasal mevzuat çerçevesinde hükme dayanak bilirkişi raporunda, 28.01.2014 tarih ve 28896 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliğinin geçici ve son hükümlerinde “Kullanıcı tarafından tesis edilen iletim ve dağıtım varlıklarına ilişkin metodoloji” ve “mahsup yöntemiyle geri ödeme hususları düzenlenmiştir.” Yine, aynı yönetmeliğin 20. ve 21. maddelerinde de kullanıcı tarafından tesis edilen iletim ve dağıtım varlıkları ile geri ödemeye ilişkin metodoloji usul ve esaslarının düzenlendiği belirtilerek buna göre davacı alacağının belirlendiği görülmüştür.Bu açıdan ,istinaf incelemesi sonrası konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi raporu taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bulunduğundan,mahkemenin davacı alacağının belirlenme şeklinin ilgili yönetmelik hükümlerine uygun olduğu anlaşılmıştır.Ayrıca söz konusu yönetmeliğin 21.maddesinde tesis bedelinin iadesi ve uygulanacak kurallar başlığı altında yapılan düzenlemede , geri ödemeye konu tutar için “3095 sayılı kanuni faiz ve temerrüt faizine “ilişkin kanun hükümlerine göre belirlenen kanuni faiz oranı uygulanır “hükümlerinin getirildiği belirlenmiştir.Buna göre, dava konusu alacak yönünden, mahkemece dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi usul ve hukuka uygun bulunmuştur.Öte yandan, davalı …’ın, sorumluluğun diğer davalı …’ta olması gerektiği konusundaki istinafında ise, … ile davalı … arasında düzenlenen 24/07/2016 tarih işletme devir hakkı sözleşmesinin 7.5 maddesinde, dağıtım faaliyetinin şirket tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyet kapsamında gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğunun …’ a ait olduğu düzenlendiğinden,bu konudaki istinaf talebinin reddi gerekir. Atiye bırakılan işçilik kazı vs gider için belirsiz alacak talebine dair kısma yönelik , daha önce açılmamış sayılmasına karar verilen bu alacak talebi yönünden, davacı … vekilinin ilk istinaf talebinde vekalet ücreti yönünden istinaf talebinin bulunmadığı ve buna dair kararın önceden kesinleşmesi nedeniyle ,açılmamış sayılmasına karar verilen dava kısmına dair son kararda davalı … lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde aykırılık görülmemiştir. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre davalı …’ın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalı …’ın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Davalı …’dan alınması gereken 171.429,77 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 42.857,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 128.572,37‬ TL’nin bu davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 09/02/2023