Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/2245 E. 2023/2298 K. 19.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/2245
KARAR NO: 2023/2298
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 10/05/2023
NUMARASI: 2023/322 E
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 19/07/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … San. Ve Tic. Ltd. Şti. İle … arasında, 19.10.2020 tarihinde imzalanan Finans Sözleşmesi ile Bengladeş’ten alınan kuru soğan siparişlerinin satın alma ve sevk süreçleri için gereken nakit paranın … tarafından … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’e verilmesi ve karşılığında teminat olarak akreditif üzerine temlik konulması için anlaştıklarını, müvekkilinin bu sözleşmede garantör olarak yer aldığını, sözleşmenin Madde3-6 gereği teminat senedi vereceğini, müvekkilinin üzerine düşen yükümlülükleri zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, taraflara karşı herhangi bir borcu bulunmamasına karşın davalı taraf kötüniyetli olarak bu teminat mektuplarıyla ilgili olarak ,müvekkili aleyhinde icra rakibi başlattığını, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı kambiyo senetlerine özgü icra takibine konu senetlerin finansman sözleşmesinin eki olarak düzenlendiğini, bu hususun sözleşme içeriğinden belli olduğunu, icra takibi neticesinde müvekkilinin menkul ve gayrimenkul malları ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları, banka hesapları üzerine haciz konulması halinde iş bu haksız icra takibi sebebiyle müvekkilinin zor duruma düşeceğini ve borcu ödemek zorunda kalacağını ileri sürerek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile müvekkilin malvarlığı üzerindeki HACİZLERİN DAVA SONUNA KADAR DURDURULMASINA karar vrerilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından; “Somut olayda, iddia, savunma ve dosya kapsamında mevcut deliller dikkate alındığında, dosyanın geldiği aşama itibariyle, davacı haklılığının yaklaşık olarak ispatı koşulunun sağlanmadığı, ihtiyati tedbir koşullarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup, yargılamanın ilerleyen aşamalarında değişen ihtiyati tedbir koşullarının yeniden değerlendirilebileceği” gerekçeleriyle ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE karar verilmiştir.Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; Dava dilekçesinin ekinde dayandıkları delillerin belirtildiğini, bu delillerin taraflar arasında imzalanan finansman sözleşmesi, ödeme emri ve senet ekleri olduğunu, bu delillerle yaklaşık ispat koşulunun sağlandığını, tedbir verilmemesi durumunda müvekkilinin tüm ticari hayatı sona ereceğini, alacağın çok üzerinde değeri olan 4 Tane taşınmazdaki tasarruf haklarının kısıtlanacağını, , hatta satılmasının söz konusu olacağını, teminat yatırmaya hazır olduklarını ileri sürmüştür. Dava, davacının garantör olarak yer aldığı sözleşme ilişkisi nedeniyle üzerine düşen yükümlülükler iyerine getirdiği halde hakkında icr atakibi yapıldığı iddiasına dayalı menfi tespit ve ihtiyat itedbir yoluyla takip sırasında malvarlığına haciz konulmasının önlenmesi talebine ilişkindir.İİK’nun Menfi Tesbit ve istirdat davaları başlıklı 72.maddesinde: “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurul- masına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” hükmüne yer verilmiştir. İİK 72. Madde menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir ile ilgili özel düzenleme olup davanın takipten önce veya sonra açılması, verilecek tedbirin şekli yönünden değişikliğe yol açmaktadır. Eldeki davada, dava konusu alacak ile ilgili olarak; davalı tarafça , davacı aleyhine dava tarihinden önce icra takibi başlatılmıştır. İİK’nin 72/3. maddesinde , borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebileceği şeklindeki düzenlemeye göre takipteki hacizlerin önlenmesine karar verilemeyeceği, taşkın haciz halinin mevcut olması halinde takip hukuku içerisinde bununla ilgili icra mahkemelerine de başvurulabileceği anlaşılmakla mahkemece tedbir koşulları oluşmadığından bahisle karar vrelimesi usul ve yasaya uygundur. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince usul yönünden yasaya aykırılık tespit edilmediğinden, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Davacıdan alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 19/07/2023