Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/2239 E. 2023/2284 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/2239
KARAR NO: 2023/2284
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/05/2023
NUMARASI: 2023/320 D.İş E – 2023/323 K
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 18/07/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil firma ile davacı firma arasında 04.07.2021 tarihinde Elektrik Enerjisi Tedarik Sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeye göre … abone numaralı sayaca Düşük Tüketimli Serbest Tüketici vasfında ve … abone numaralı sayaca Yüksek Tüketimli Serbest Tüketici vasfında sözleşme yapılmış ve taraflarca anlaşıldığını, müvekkil firma Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’ ne göre tedarik şirketi olduğunu, müvekkil firma Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’ ne göre tedarik şirketi olduğunu, tedarik şirketinin tanımı yönetmelikte ” Elektrik enerjisi ve/veya kapasite sağlayan üretim şirketleri ile tedarik lisansına sahip şirketler” olarak tanımlanmıştır. Müvekkil firmada 10.06.2021 tarihi itibariyle 20 yıl süreyle elektrik enerjisi ticareti yapmak üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) tarafından 10251-9 karar sayısıyla lisansını aldığını, müvekkil firma EPDK tarafından verilen lisansın yetkisiyle tedarikçi firma olarak, elektrik enerjisi ticareti yapmak üzere serbest tüketici olan davalı firma ile 04.07.2021 tarihinde anlaşma imzaladığını, serbest tüketici yine Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’ de “Kurul tarafından belirlenen elektrik enerjisi miktarından daha fazla tüketimde bulunması veya iletim sistemine doğrudan bağlı olması veya organize sanayi bölgesi tüzel kişiliğini haiz olduğu için tedarikçisini seçme hakkına sahip gerçek veya tüzel kişi” olarak tanımlandığını, davalı firma EPDK Serbest Tüketici Yönetmeliğine göre satıcıdan elektrik satın alma hakkı olan veya alan elektrik tüketicisi olduğunu, bu sebeple davalı firma yaptığı işten dolayı elektrik tüketiminde tasarruf yapabilmek adına … bünyesinde gün öncesi piyasasında oluşan saatlik takas fiyatından yararlanabilmek adına müvekkil ile işbu sözleşmeyi imzaladığını, 04.07.2021 tarihi itibariyle davalı firma, müvekkil firmanın sattığı elektrikleri kullandığını, sözleşme imza tarihinden itibaren, madde 3.2.1 “ Faturalama işlemi, Tüketicinin sayacını okumakla yükümlü Dağıtım Şirketince …. sistemine yüklenen tüketim değerleri üzerinden yapılır.” Hükmüne göre aylık olarak davalıya elektrik kullanımlarıyla ilgili olarak faturalandırmalar yapıldığını, davalı taraf elektrik kullanımlarından kaynaklı fatura bedelleri son ödeme tarihine kadar tam olarak ödenmediğini, 2022 yılı içerisinde toplam ödenmemiş fatura bedellerinin toplamı 141.764,84 TL ‘ye ulaştığını, yapılan tüm taleplere rağmen davalı firma basiretli bir tacir gibi davranmayarak yapılmış olan sözleşmeyi reddetmiş hem asıl borçlarını hem de ceza faturasını ödemediğini, davalı firma, müvekkil firma tarafından satılmış elektriği kullanmasına rağmen borçlarına ödememiş ve sözleşme hükümlerine göre ceza faturası kesilmiş ancak ödeme yapmadığını, müvekkil firma her geçen gün büyük maddi zararlara uğradığını, yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle, duruşma ve tebligat yapılmaksızın, alacağımıza yeter miktarda; borçlunun menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine (uygun görülecek teminat mukabilinde) ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin de borçluya yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Ödenmeyen kaçak elektrik fatura bedeline yönelik ihtiyati haciz talep edilmiştir. Mahkeme, ihtiyati hacze konu alacak fatura alacağına dayandığını, talep konusu alacağın tek taraflı düzenlenen tutanağa dayalı olması bu nedenle kaçak kullanımın varlık ve kulanım var ise miktarının yargılama sonucu belirleneceği bu aşamada alacağın varlığına delil olacak başka bir delil sunulmadığı gibi yaklaşık ispat koşulunun varlığına da kanaat oluşturacak bir durumun bulunmadığı anlaşıldığından, İİK 257. madde gereği ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle; “İhtiyati haciz talebinin reddine” istinafı kabil olmak üzere karar vermiştir. Kararı ihtiyati haciz talep eden vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; karşı tarafın sözleşmesel ilişki olmadan kaçak elektrik kullandığını,elektriğin kesildiğini ancak kaçak kullanıma devam edildiğini,olayın haksız fiile dayandığını,hem ihtiyati haciz isteyen hemde kamu zararının oluştuğunu,kaçak tutanağının aksi sabit olana kadar geçerli olduğunu,ihtiyati haciz verilmesine ilişkin emsal kararları bildirdiklerini belirterek ihtiyati haciz kararı verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; İİK’nun İhtiyati haciz şartları başlıklı 257.maddesinde; ” Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” hükmüne yer verilmiştir. Yargıtay 23.Hukuk Dairesi Başkanlığının 2016/5783 E. 2016/4664 K.sayılı kararında “Talep ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İİK’nun 257 vd. maddeleri gereğince para borcu alacaklısı rehinle temin edilmemiş bir alacağı için borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ile alacaklarını haczettirebilir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için tam ispat gerekmemekte olup, mahkemenin alacağın ve ihtiyati haciz sebeplerinin varlığına kanaat getirmesi yeterlidir (İİK’nun 258/1- gerçeğe benzerlik karinesi). Somut olayda, talep eden alacağının dayanağı olarak tek taraflı olarak düzenlediği sözleşmeye da- yalı faturayı göstermiştir. Bu durumda, mahkemeye alacağın varlığına kanaat getirilecek yeterli delil sunulmadığından, ihtiyati haciz kararının koşulları mevcut değildir. Mahkemece, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddi yerinde olmamış, bozmayı gerektirmiştir” denilmiştir. Eldeki dosya kaçak elektrik kullanım bedeli yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesi talebine ilişkindir. İhtiyati hacze konu alacak tek taraflı olarak düzenlenen tutanağa dayalı faturadan kaynaklanmaktadır. Alacağın varlığı noktasında dosyaya sunulan fotoğraflar ve video kaydı da ” yaklaşık ispat”a elverişli değildir. Uyuşmazlık konusu haksız fiil niteliğindeki kaçak elektrik kullanımına ilişkin olup yargılamaya muhtaçtır. Eldeki dosyada yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle İİK 257. madde gereği ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirilmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, ihtiyati haciz talep eden …’nin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle;İhtiyati haciz talep eden …’nin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL’nin ihtiyati haciz talep eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18/07/2023