Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/2164 E. 2023/2233 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/2164
KARAR NO: 2023/2233
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/05/2023
NUMARASI: 2022/381 E – 2023/507 K
Birleşen İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/594 esas sayılı dosyasında;
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/07/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl dava dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin … Mah. … Cad. … Arkası … Sitesi No:… Bayrampaşa/İstanbul adresinde bulunan işyerini 01.05.2015 tarihinde kiraladığını ve 15.05.2015 tarihinde de resmi Vergi açılışı yaptığını, müvekkilin işyerinde kot yıkama olarak tabir edilen tekstil işiyle iştigal ettiğini, müvekkilin 26.05.2015 tarihinde davalı ile elektrik kullanımı için sözleşme imzaladığını, sözleşme sonrasında da 21.03.2015 tarihinde tesisata önceden takılmış olan … marka … seri no’lu sayacın müvekkilin üzerine geçtiğini, Müvekkilin 26.05.2015-29.02.2016 tarihleri arası işyerinde bahsedilen faaliyette bulunduğunu ve davalı tarafından gönderilen elektrik faturalar düzenli ödenirken 29.02.2016 tarihinde müvekkilin işyerinde davalı kurum elemanları inceleme yaparak mıknatıs vasıtasıyla kaçak elektrik kullanıldığı iddiasıyla davalı tarafından müvekkil adına … no’lu sayaç ile ilgili … no’lu zabıt tanzim edilmesi üzerine haksız olarak 11.03.2016 son ödeme tarihli 80.913,70-TL kaçak ve 133.780,30 TL kaçak ek tahakkuk olmak üzere toplamda 214.694,40 TL. tahakkuk ettirildiğini, işbu faturalara vekaleten … tarafından itiraz edilmiş ise de davalı kurumun itirazı dikkate almadığını, davalı idarenin ödeme yapılmaz ise elektriğin kesileceği yönünde sürekli yaptıkları tehditler neticesinde elektriğin iki gün kesik kaldığı ve sonrasında davalıya 09.03.2016 tarihinde 40.000-TL ödendiğini, müvekkili şirketin taksitlendirme yapmaya zorlandığından 18.03.2016 tarihinde de 15.000 TL. daha olmak üzere toplamda 55.000-TL ödendiğini, meydana gelen olaylar sonrasında müvekkilin iş yapamaz duruma gelmesi nedeniyle 21.03.2015 tarihinde makineleri … isimli şahsa satarak işyerini kapatmak zorunda kaldığını ve aboneliğin iptalini talep ettiğini, işyeri için … adına sözleşme yapıldığını, müvekkilin 10.989-TL güvence bedelini talep etmesine rağmen borca karşılık mahsup edildiğini öğrendiğini, müvekkilin kaçak ve ek tahakkukların nasıl ve neye göre hesaplandığını bilmediğini ve öğrenmek için davalıya müracaat ettiğini, verilen cevapta hesaplamanın abonelik sözleşmesinde yazan kurulu/bağlantı gücüne göre ve 28.05.2015 tarihindeki endeks okumasının referans alınarak yapıldığının bildirildiğini, ancak yapılan tüm işlemlerin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilin sayaca müdahale etmediğini ve kaçak elektrik kullanmadığını, müvekkilin işyerinde toplam 10 ay bulunduğu, bu süre içinde müvekkile 21.000-36.000 TL. aralığında elektrik bedellerinin tahakkuk ettirildiğini, müvekkilin kaçak elektrik kullanması durumunda belirtilen fatura meblağlarının çok daha düşük olması gerektiğini, müvekkilin kendisine maddi yarar sağlama gibi bir kastının olmadığını, müvekkilin işyerini 25.03.2016 tarihinde devrettikten sonra işyerinde aynı makineler ile çalışmaya devam edildiğini, yeni dönemdeki tüketimlere ait fatura bedellerinde belirgin bir artış olmadığını, bu durumun müvekkilin kaçak elektrik kullanmadığını gösterdiğini, davalı tarafın müvekkilin mıknatıs ile kaçak elektrik kullandığını iddia etse de, elektronik sayaçların özelliği gereği sayaca mıknatıs ile müdahale edilmesinin ve elektronik sayaca dışarıdan müdahale edilerek kaçak elektrik kullanılmasının mümkün olmadığını, mıknatıs ile kaçak mekanik sayaca müdahale edilebileceğini, söz konusu sayacın müvekkil işyeri dışında davalı kuruma ait trafonun duvarında olduğunu, trafo içinde sayaçların güvenliği davalı tarafından sağlandığından kaçak kullanımdan abonenin sorumluluğunda olamayacağını, sonuç olarak, dava süresinde davalı kurumun müvekkil aleyhine cebri icra uygulaması yapmasının önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, haksız ve hukuka aykırı tahakkuk ettirilmiş 80.913,70 TL. kaçak ve 133.780.30-TL kaçak ek tahakkukların iptali ve müvekkilin borçlu olmadığının tespiti, müvekkilden haksız bir şekilde tahsil edilen 55.000-TL’nin 18.03.2016 ödeme tarihinden ve 10.989-TL güvence bedelininde aboneliğin iptal edildiği tarihten itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep edilmiştir. Asıl dava dosyasında davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; Davacının … Mah. … Cad. … Arkası … Sitesi No:… Bayrampaşa/İstanbul adresinde kot yıkama işi yaptığını, 26.05.2015 tarihinde müvekkil ile abonelik sözleşmesi imzaladığını, dava konusu 436100 no’lu tesisatın olduğu mahalde 29.02.2016 tarihinde yapılan kontrolde mıknatıs ile sayaca müdahale edilmek suretiyle kaçak elektrik kullanıldığı tespit edilerek davacı hakknda … no’lu tutanağın düzenlendiğini, saat 09:15 sıralarında yapılan tespit sırasında R:248A, S:232A ve T:256A olmak üzere toplam 736A akım çekildiğinin ölçüldüğünü, yürürlükteki mevzuat hükümleri doğrultusunda davacıya 25.01.2016- 29.02.2016 tarihleri arası 35 gün için 81.683,72 TL. kaçak bedeli ve 25.01.2016 – 28.05.2015 tarihleri arası 242 gün için 93.780.30-TL kaçak ek tahakkuk bedeli olmak üzere toplamda 175.464,02 TL. bedel tahakkuk ettirildiğini, davacının iddiasının aksine elektronik sayaçlarda da mıknatıs ile kaçak elektrik kullanımının mümkün olduğunu, davacının protokol gereği ödenmemiş borçları bulunduğundan güvence bedelinin iadesinin Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 37. maddesi gereğince mümkün olmadığını, davaya konu mahalde 29.02.2016 tarihinde yapılan kontrolde sayaca mıknatıs ile müdahale edildiği tespit edildiğinden tutanağının düzenlendiğini, davacıya yapılan kaçak işlemi ve tahakkukun Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 26. ve devam maddelerine uygun olduğunu, davacı taraf işyerinde 3 vardiya çalışmadığını iddia etse de tüketim ekstrelerinden ve sayaç bilgi dökümünden işyerinde 3 vardiya çalışıldığının anlaşıldığını, ayrıca mevzuat doğrultusunda da kaçak ve kaçak ek tahakkuklarına iletim, Psh, dağıtım, Psh sayaç bedeli ve kayıp kaçak bedelinin dahil edilmesi gerektiğini ve bunun yasal bir zorunluluk olduğunu, söz konusu faturaların ve fatura bedellerinin EPDK’nm yasal düzenlemeleri ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine göre düzenlendiğini ve tüm fatura bileşenlerinin tahsil edilmesi gerektiğini, davacı taraf kaçak elektrik kullanarak müvekkil şirketin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, davacı taraf yapılan işlemlere itiraz etmesine rağmen tüm işlemlerin mevzuat hükümleri doğrultusunda yapıldığını, davacı tarafın ihtiyatı tedbir kararı talep ettiğini, müvekkil şirketin özelleştirme ile artık bir kamu idaresi olmayıp ticari faaliyet içinde kar amacı güden bir şirket olduğunu, ancak müvekkil şirketin tüm faaliyetlerinin EPDK tarafından izlendiğini ve müvekkil şirketin kurumca belirlenen gelir tavanı üzerinden gelir elde etmesinin zaten mümkün olmadığını, bu nedenlerle belgeler ve gerekçelerle dava konusu faturaların davacının sayaca mıknatıs ile müdahalesi nedeniyle kaçak elektrik kullanması neticesinde tahakkuk ettirildiğini, dolayısıyla borçtan davacının sorumlu olduğuna karar verilmesi ve davanın reddine karar verilmesini talep edilmiştir. Birleşen dava dosyasında davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı/borçlunun kullanımında … sayılı tesisata ait mahalde 29.02.2016 tarihinde kurum tarafından yapılan kontrollerde sayacın mıknatıs vasıtasıyla kayıta yapmasının engellenmesi suretiyle kaçak elektrik kullanıldığı tespit edildiğini, bu sebeple … seri numaralı Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı tanzim edildiğini. Bu tutanağa istinaden 80.913,70 TL kaçak faturası ve 133.780,30 TL ek tahakkuk faturası tanzim edildiğini. İlgili tahakkuklara istinaden 09.03.2016 tarihli ve 133.780,30 TL bedelli fatura için 09.03.2016 tarihinde 40.000,00 TL , 18.03.2016 tarihli ve bedelli 80.913,70 TL fatura için 18.03.2016 tarihinde 14.112,18 TL olmak üzere toplamda 54.112,18 TL ödeme yapıldığını. Geçikmiş gün faizi ve faizin KDV’si ilave edilerek ve ödenen 54.112,18 TL’nin mahsubu ile 274.387,44 TL’nin tahsili amacıyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip başlatığını, davalının borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu. Davalı tarafından işbu davaya konu kaçak elektrik bedelinden sorumlu olunmadığının tespiti maksadıyla açtığı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/381 esas sayılı dosyasının tarafları ile dava konusunun aynı olduğunu, iş bu davanın İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/381 esas sayılı dosyası ile birleştirme talepli açıldığı anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince; Asıl davanın kabulü ile; davacıya ait … nolu sayaca ilişkin olarak … nolu zabıta istinaden 11/03/2016 son ödeme tarihli 80.913,70-TL kaçak ve 133.780,30-TL kaçak ek tahakkuk olmak üzere toplam 214.694,40-TL olarak tahakkuk ettirilen borçtan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının faturalara istinaden haciz baskısı altında ödediği 55.000-TL’nin ödeme tarihi olan 18/03/2016 tarihinden ve güvence bedeli olarak yatırılan 10.985-TL’nin aboneliği iptal tarihi olan 25/03/2016 tarihinden itibaren işleyen ticari faizi ile birlikte davalıdan istirdatı ile davacıya verilmesine, Birleşen İstanbul 14. ATM 2022/594E 2022/502K sayılı davanın reddine, karar verilmiştir. Sözkonusu kararı davalı-birleşen davacı … vekili istinaf etmiştir. 23/07/2016 yürürlük tarihli 6723 sayılı Danıştay Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile 12/01/2011 tarih ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun geçici 3. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan” ibaresi “verilen” şeklinde değiştirilmiş ve fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiştir. “Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez”. Böylece yeni düzenleme getirilmiştir, Değişiklik sonrası, HMK’nun geçici 3. maddesi 2. fıkrasında ”Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ile 454. madde hükümlerinin uygulanmasına” dair bu düzenleme ile Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihi 20/07/2016 tarihinden önce verilen kararlar ile temyiz aşamasından geçen dosyalar için HUMK’nun 427 ile 454. maddeleri gereğince Temyiz yoluna başvurulacağı, istinaf kanun yoluna başvurulamayacağı açıktır. Davada, mahkeme hükmünün Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2021/9191 Esas – 2022/2194 Karar ve 14/03/2022 tarihli bozma kararı ile Yargıtay denetiminden geçtiği, istinaf edilen bu kararın ise Yargıtay bozma ilamı sonrası verilen karar olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemenin kanun yolunu hatalı nitelendirmesi, karara karşı istinaf yoluna başvurulma sonucu doğurmaz. Aksi halde uygulamanın HMK’nın geçici 3. maddesine aykırı olacağı açıktır. Bu nedenle, temyiz yolu açık kararın bağlı olduğu usul hükümleri çerçevesinde Yargıtay’a gönderilmesi gerektiği halde, sehven İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderildiği anlaşıldığından, istinaf yoluna bağlı olmayan bu karara karşı dosyanın Yargıtay’a gönderme işlemi yapmak üzere ilgili mahkemesine geri çevrilmesine karar vermek gerekmektedir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Dosyanın, HMK geçici 3. maddesi uyarınca, evvelce temyiz incelemesinden geçip esasla ilgili de değerlendirilme yapılmış olduğundan, istinaf yoluna değil, temyiz yoluna tabi olduğu anlaşılmakla, temyiz nitelemesiyle Yargıtay ilgili dairesine gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, Peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden tarafa iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 13/07/2023