Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/2141 E. 2023/2260 K. 17.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/2141
KARAR NO: 2023/2260
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/05/2023
NUMARASI: 2023/212 E – 2023/309 K
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ: 17/07/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Talep edenler vekili talep dilekçesinde , müvekkillerinin miras bırakanı … ile davalıların murisi …’ın kardeş olduklarını, …’ın 2019 yılında, …’ın ise 2021 yılında vefat ettiğini, iki kardeş sağ iken babaları …’la birlikte pazar yerlerinde çalıştıklarını, kazançların …’da toplandığını, 1994 senesinde tarafların ortak biriktirdikleri paralar ile bir servis aracı aldıklarını, servis aracının baba … adına kaydedildiğini, müşterek çalıştırılmaya başladığını; daha sonra araçların sayısının arttığını, aradaki güven ilişkisine dayalı olarak kardeşlerden büyük olan … adına araç kayıtlarının yapıldığını, iki kardeş arasında sağlıklarında ortaklık paylarının paylaştırıldığını, …’a 4, …’ye 3 servis aracı verildiğini, taraflar arasında %60 – %40 pay ile bir adi ortaklığın oluştuğunu, adi ortaklık adına iktisap edilen malların … adına tescil gördüğünü ancak kardeşlerin vefatından sonra mirasçılar arasında ihtilafların çıktığını, karşı tarafın kendilerine payları oranında bir gelir vermedikleri gibi taleplerine rağmende verilen gelirlerin artırılmadığını, adi ortaklığın hesabına taşınır ve taşınmaz bir çok mal iktisap edildiğini, bunlar üzerinde de haklarının bulunduğunu belirterek, davalılar adına kayıtlı taşınmaz ve taşınırların aktif ve pasif sorguları yapılarak menkul, gayrimenkul ve ortak olduğu şirket ve hisseleri tespit edilmek suretiyle tüm mal varlıklarına ve bankadaki mevduatlarına ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir. Mahkemece duruşmalı inceleme sonucunda verilen 08/05/2023 tarihli ara karar ile, Davalının savunması ve dosya kapsamına nazaran HMK 389 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir için baştan haklılığı gösterecek bir delilin bulunmadığı, ancak bir yargılama sonunda söz konusu olan ve üzerinde tedbir istenen araçların ve gayrimenkullerin ortak alınan malları mı yoksa aleyhine tedbir istenenler tarafından ya da murisleri tarafından alınan mallar mı olduğunun ayrılabileceği; ortada adi bir ortaklığın mı bulunduğu yoksa karşı tarafın iddia ettiği gibi talepte bulunanların hakkı olmayan bir şahsi firmanın mı bulunduğu anlaşılabileceği ancak bunun bir yargılamayı gerektirdiği bu aşamada kimin ne miktar haklı olduğunun tespitinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, TALEBİN REDDİNE karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı ,ihtiyati tedbir isteyenler vekili istinaf etmiş olup,istinaf dilekçesinde özetle ; İhtiyati tedbir, yargılama süresinin uzun sürmesinden kaynaklanan somut ve güncel tehlikenin ortadan kaldırılması, zararın önlenmesi veya durdurulması amacıyla getirilmiş olan bir geçici hukuki koruma tedbiri olduğu, geçici hukuki koruma müessesinin anayasamızın hukuk devleti ilkesi ve anayasal bir temel hak olan adaleti sağlama talebinin de gereği olduğu, ancak ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbirin bir geçici hukuki koruma vasfını göz ardı ederek “…bunun bir yargılamayı gerektirdiği bu aşamada kimin ne miktar haklı olduğunun tespitinin mümkün olmadığı nazara alınarak talebin reddine” şeklinde karar vermesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu, somut olayda ihtiyati tedbir kararı verilmesi koşullarının oluştuğunu, kararın gerekçesinde “ihtiyati tedbir için baştan haklılığı gösterecek bir delilin bulunmadığı” belirtilmiş olduğu, ancak dosyada ihtiyati tedbir kararı için gerekli olan yaklaşık ispat şartı dosyaya eklenen deliller ile sağlandığı, ihtiyati tedbir kararı verilmediği süre boyunca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacağı ,bu sebeple arar kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüş,karar kaldırılıp,ihtiyati tedbir kararı verilmesi istenmiştir. Yapılan istinaf incelemesi sonucunda ;Talep edenlerce, tarafların murisleri arasında adi ortaklık bulunduğu iddia edilmekte,karşı tarafların adına kayıtlı taşınmaz ve taşınırların aktif ve pasif sorguları yapılarak menkul, gayrimenkul ve ortak olduğu şirket ve hisseleri tespit edilmek suretiyle tüm mal varlıklarına ve bankadaki mevduatlarına ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir. HMK’nun 389. maddesinin 1. fıkrasında “uyuşmazlık konusunda, meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle büyük sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği” belirtilmiştir. İhtiyati tedbir talep edilen hususların, karşı tarafın malvarlıkları ve banka hesaplarına ilişkin talebi içerdiği görülmekle,davalıların malvarlıkları ve banka hesaplarının dava konusu olmadığı görülmekle,bu açıdan HMK 389.madde kapsamında ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği açıktır. Bu nedenle mahkemenin kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; İhtiyati tedbir isteyenlerin istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 269,85 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL’nin alınarak Hazineye irat kaydına, İstinaf aşamasında yapılan istinaf giderinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/07/2023