Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/2077 E. 2023/3297 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/2077
KARAR NO: 2023/3297
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/10/2022
NUMARASI: 2021/611 E – 2022/667 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 07/11/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; ; davalı/ borçlunun 31/03/2006 tarihinde müvekkili şirket ile … abone nolu “Dağıtım Sistemine Bağlantı Anlaşması” imzaladığını, sözleşme kapsamında tahakkuk eden iki (2) adet fatura ödenmediğinden davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine girişildiğini, davalı/ borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itirazları nedeniyle takibin durdurduğunu beyanla, borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/borçlunun % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı/borçlunun adresi itibariyle takipte ve davada İstanbul Anadolu Adliyesi İcra Daireleri ile mahkemeleri yetkili olup, İstanbul Adliyesi İcra Daireleri ile mahkemelerinin yetkisinin bulunmadığını, tahsili talep edilen alacağın zaman aşımına uğradığını, her halükarda da 10 yıllık zamanaşımı söz konusu olduğunu, müvekkili şirket ile davacı arasında hiç bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığını, müvekkili şirketin fiili olarak da davacıdan mal ya da hizmet satın almadığını,davacının müvekkiline dava konusu faturaya konu elektrik satışını gerçekleştirdiğini ispat etmesi gerektiğini, davacının başlattığı icra takibinin ekinde takibe dayanak belge vs., fatura sunulmadığını, müvekkili şirkete tebliğ edilmiş fatura da bulunmadığını, bu nedenle asıl alacak ile buna bağlı faiz ve KDV talep edilemeyeceğini beyanla davanın reddini savunmuştur. 1-İlk Derece Mahkemesince:”DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki itirazının 9.127,99 TL üzerinden iptaline, takibin 4.578,85 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren yasal faiz ve faize KDV uygu- lanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı ve davalı tarafından istinaf edilmiştir.Tarafların istinaf başvurusu ile ilgili olarak dairemizce yapılan inceleme sonunda tesis olunan 2020/367 E., 2021/2220 K. Nolu 13/09/2021 tarihli ilamda;Dava, itirazın iptali talebine ilişkin olup İİK 67 md ne dayalıdır.Dosya içeriğinden; Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine … nolu elektrik aboneliği kapsamında sarf olunan elektrik tüketim bedeline ilişkin olup ödenmeyen 13/07/2007 son ödeme tarihli 301.73 TL bedelli ve 20/06/2008 son ödeme tarihli 4.626,40 TL bedelli iki adet faturadan kay- naklanan 4.928,13 TL enerji bedeli + 8.374,22 TL gecikmiş gün faizi + 1.507,36 TL faizin KDV’ sinden ibaret 14.809,71 TL alacağın tahsili talebiyle İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun yasal süre içinde ibraz ettiği dilekçe ile takipte İstanbul Anadolu İcra Daireleri’nin yetkili olduğundan bahisle icra dairesinin yetkisine ve takip alacaklısına her hangi bir borcunun bulunmadığından bahisle borca ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin alacaklı tarafa tebliğ edilmediği, alacaklı tarafın hak düşürücü süre içinde mahkemeye müracaatla itirazın iptali talepli iş bu davayı ikame ettiği anlaşılmıştır. Davalı savunmasında icra dairesi ile mahkemenin yetkisine itirazda bulunmakta, zaman aşımı def’i ileri sürmekte ayrıca borca itirazlarını tekrarlamaktadır.Davalının yetki itirazı değerlendirildiğinde; Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’nin 2018/2279 Esas, 2020/1202 Karar nolu 23/06/2020 tarihli, 2018/4119 Esas, 2020/60 Karar nolu 27/01/2020 tarihli, 2018/3257 Esas, 2019/5366 Karar nolu ve 02/12/2019 tarihli ilamların da vurgulandığı üzere; itirazın iptali davalarında, yetkili icra dairesinden hukuken geçerli bir takibin yapılması ve süresi içinde itirazda bulunulması dava şartıdır. İcra dairesinin ve mahkemenin yetkisine itirazda bulunulması halinde, mahkemece öncelikli olarak dava şartı teşkil eden icra müdürlüğünün yetkisine vaki itiraz konusunda karar verilmesi gerekir. Dosya kapsamından; davalının ticaret sicilinde kayıtlı olduğu adres itibariyle (İİK 50 ve HMK 6.md) takipte İstanbul Anadolu İcra Daireleri’nin yetki olduğu tartışmasızdır. Ancak BK 89.md gereğince, davacının adresinin bulunduğu yer itibariyle de İstanbul İcra Daireleri de takipte yetkili olup alacaklının bu hususta seçimlik hakkı bulunmaktadır. Bu durumda; yetkili icra dairelerinden birinde takip başlatılmış olmakla, davalının dava şartına ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir.Davanın açıldığı İstanbul Mahkemeleri de BK 89 md gereğince yetkili olup mahke- menin yetkisine vaki itiraz da yerinde değildir. Zamanaşımı def’ine gelince; Taraflar arasında elektrik satışına ilişkin geçerli bir sözleşme bulunduğu gözetildiğinde, takip ve dava konusu alacağa sözleşmeler hakkında uygulanan 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanmalıdır. Bu bilgiler ışığında, dava dosyası ele alındığında, icra takibinin 11/12/2017 tarihinde başlatıldığı, takip tarihi itibariyle takip konusu olan 13/07/2007 son ödeme tarihli ve 301,73 TL bedelli fatura itibariyle 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu ve bu fatura bedelinin talep edilemeyeceği , ancak 20/06/2008 son ödeme tarihli 4.626,40 TL bedelli fatura yönünden zaman aşımı süresinin dolmadığı tespit edilmiş, bu nedenle 301,73 TL tutarındaki faturanın alacak hesabına katılmaması gerektiği sonucuna varılmıştır. Tarafların alacak hesabı ile ilgili itirazları ele alındığında; Dosya üzerinde yapılan incelemeye göre, davalının süresinde zamanaşımı def’i ileri sürmesi ve 13/07/2007 son ödeme tarihli 310,71 TL bedelli fatura alacağın zamanaşımına uğraması nedeniyle tahsili talep edilebilecek fatura sadece 20/06/2008 son ödeme tarihli 4.578,85 TL bedelli faturadır. Dava konusu olayda uygulanması gereken ve 01/03/2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24/2.maddesine göre, “Müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması hâ- linde nihai tüketicilere enerji tedarik eden lisans sahibi şirketlerin bildirimi üzerine en az 5 iş günü içerisinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilir.” söz konusu durum 2 gün içe- risinde dağıtım şirketi tarafından ilgili tedarikçiye bildirilir. 01/03/2003 tarihli Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin ilgili hükümleri gereğince zamanında ödenmeyen faturalardan dolayı elektriğin kesilmesinin amir hüküm olduğu anlaşılmaktadır. Davacı takip konusu 13/07/2007 tarihli ilk fatura tarihinden diğer fatura tarihi olan 20/06/2008 tarihine kadar geçen yaklaşık 1 yıl gibi uzun bir süre elektrik kesme işlemini yapmayarak borcun artmasına sebebiyet vermiş olup Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin yerleşmiş içtihatlarına göre bu durumda davacı müterafik kusurlu kabul edilmektedir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2019/2630 Esas, 2019/9433 Karar nolu 27/11/2019 tarihli ilamında da belirtildiği üzere; mahkemece yukarıda açıklanan ilke ve esaslar gözetilerek, dosyanın önceki bilirkişi dışında elektrik tüketim hesabı konusunda uzman olan elektrik mühendisi bilirkişiye ya da aralarında mühendis bilirkişilerin de bulunduğu üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna tevdi edilerek, dava konusu alacak döneminde yürürlükte bulunan yönetmelik ve abonelik sözleş- mesinin ilgili maddeleri uyarınca, davalının 20/06/2008 son ödeme tarihli 4.578,85 TL son ödeme tarihli normal tüketim bedelinin aslından (ana borçtan) her halükarda sorumlu olduğunun kabulü ile; Yönetmelik gereğince elektriğin kesilmesi gereken tarihin belirlenmesi, bu tarihe kadar olan borcun tamamının hesap edilmesi, bu tarihten sonraki dönem için ise davacının elektriği kesmemesinin müte- rafik kusur teşkil edeceği ve bunun da ancak davacı için gecikme zammından indirim sağlayacağı nazara alınarak rapor alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekil- de hüküm tesisi doğru görülmemiştir.” denilerek davacı ve davalının. istinaf başvurusunun kabulüne, tespit edilen eksiklik yeniden yargılama gerektirdiğinden HMK 353/1-a-6 md gereğince, dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmiştir. 2- Kaldırma kararımız sonrasında İlk Derece Mahkemesi’nce: “Davanın KISMEN KABULÜNE; davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki itirazının 9.275,35 TL üzerinden iptaline, takibin 4.578,58 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren yasal faiz ve faize KDV’si uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacağın % 20’si oranındaki 1.855,07-TL İcra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu: Hüküm davalı tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde: 1-Davalının adresinin bulunduğu yer itibariyle İstanbul Anadolu İcra Daireleri ile Mahkemelerinin yetkili olduğunu, takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisiz olduğunu, 2-Alacağın zamanaşımına uğradığını, 3-Eldeki davada sunulmuş bir abonelik sözleşmesi ve fatura bulunmadığını, davalının davacı taraftan mal veya hizmet almadığını, 4-Mahkemenin hem itirazın 9.127,99 TL üzerinden iptaline karar verdiğini, hem de ta- kibin 4.578,85 TL asıl alacağa yasal faiz ve KDV’si uygulanmak suretiyle devamına karar verildiğini, takibin hangi rakam üzerinden devam edeceğinin belirsiz olduğunu, kaldı ki alacağın neye göre he- saplandığının da belli olmadığını, 5-Alacak likit bir alacak olmadığından icra inkar tazminatı koşullarının oluşmadığını beyanla kararın kaldırılmasını istemiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; 1-Yetki itirazı dairemizin önceki kararında incelenmiş, taraflar arasındaki uyuşmazlığın bir miktar para borcuna ilişkin olduğu ve borcun taraflar arasındaki bağlantı anlaşmasından doğduğu gözetilerek BK 89 md gereğince alacaklının adresinin bulunduğu yer itibariyle takibin başlatıldığı İstanbul İcra Daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğu belirtilmiştir. 2-Zamanaşımı hususu da yine önceki kararımızda irdelenmiş olup takip tarihi olan 11/12/2017 tarihi itibariyle , takip konusu olan iki faturadan biri olan 13/07/2007 tarihli 301,73 TL bedelli fatura yönünden zamanaşımı süresinin dolduğu, 20/08/2008 tarihli 4.626,40 TL bedelli fatura yönünden ise bu sürenin henüz dolmadığı işaret edilmiştir. 3-Taraflar arasındaki bağlantı anlaşması ve dayanakları ile takip konusu fatura örnekleri abone bilgileri dosyada mübrezdir. 4- Davacının alacağı ilgili tarih itibariyle yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre bilirkişi tarafından hesaplanmış, neticede davacının zamanaşımına uğramayan 20/08/2008 ta- rihli fatura kapsamında toplam (elektriğin kesilmesi gereken 27/06/2008 tarihine kadar 6183 sayılı yasada belirtilen gecikme zammı ,bu tarihten sonra ise yasal faiz işletilmek suretiyle ) alacak hesabı yapılmıştır. Somut olayda taraflar arasındaki bağlantı anlaşmasında, faturaların süresi içinde öden- memesi halinde 6183 sayılı yasa kapsamında gecikme zammı alınacağına dair açık bir düzenleme bu- lunmadığından gecikme zammı uygulanması doğru olmadığı gibi,taraflar tacir olmasına rağmen avans faizi yerine yasal faiz uygulanması da doğru değildir. Ancak uygulanan faiz türü yönünden tarafların istinaf başvurusu bulunmadığından bu hususta eleştiri ile yetinmek gerekmiştir.Kaldırma kararımız sonrasında ibraz olunan üçlü bilirkişi kurulu raporuna göre, dava- cıdan takip tarihi itibariyle tahsili gereken asıl alacak miktarı 4.578,58 TL, (KDV dahil) gecikme faizi 4.696,77 TL’den ibaret toplam 9.275,35 TL olduğu belirtilmiş,mahkemece bu rapor esas alınarak hüküm tesis edilmiştir.Asıl alacak miktarı olan 4.578,58 TL’ye takip tarihinden (yasal) faiz işletilmek suretiyle takibin devamına karar verilmesinde de isabetsizlik görülmemiştir. 5- Takip ve dava konusu faturalar taraflar arasındaki bağlantı anlaşması kapsamında tahakkuk olunan normal tüketim bedeline ilişkin olup alacak likit/belirlenebilir niteliktedir. Haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren alacaklının icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değer- lendirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edilmediğinden, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 633,59-TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 179,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 453,69-TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 07/11/2023