Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/202 E. 2023/3093 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/202
KARAR NO: 2023/3093
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/04/2022
NUMARASI: 2017/1046 E – 2022/306 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 24/10/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Davalı firma tarafından müvekkili firma hakkında 03.05.2017 tarihinde kaçak/usulsüz elektrik kullanımı yaptığı iddiası ile tutanak düzenlendiğini, haksız ve usulüne uygun olmayan iş bu tutanağa itiraz ettiklerini, müvekkili firmanın balıkçılık üzerine faaliyet gösterdiğini, itiraza konu tutanağın tutulduğu tarihte eylül ayında açılacak olan balık sezonuna hazırlık yapıldığını, bu sebeple itiraza konu işyerinin bu niteliğe uygun hale getirilmeye çalışılmakta olduğunu, itiraza konu tutanağın tutulduğu tarihte bahse konu adreste balık sezonu açılmadığından müvekkili firmanın herhangi bir faaliyetinin söz konusu olmadığı, bu durumun Küçükçekmece Belediyesi kayıtları ile de ortada olduğunu, dolayısıyla elektrik enerjisi de kullanılmadığını, kaldı ki işyerinin tüm tesisatının usulüne uygun olarak yapıldığını, yalnızca buzhanenin testi için harici kablo çekilmiş olduğunu, fakat yukarıda belirtildiği gibi balık sezonu olmadığı için herhangi bir elektrik kullanımının söz konusu olmadığını, belirtilen husus itiraza konu tutanağı tutan davalı firma personeline de açıklandığını, ancak bu husus araştırılmadan, müvekkili firmanın faaliyetinin olup olmadığı komşu işyerlerine sorulmadan iş bu tutanak tutulduğunu, bununla birlikte itiraza konu tutanak usul yönünde de eksik düzenlendiğini, tutanağın “Notlar” bölümünde belirtildiği üzere abonenin ya da kullanıcının imzadan imtina etmesi halinde bu hususun da tutanakta belirtilmesi gerektiği, tutanağın bu yönden eksik olduğunu, tüm bunların yanında davalı firma baskı oluşturmak amacıyla, faturaların ödenmesine ve dolayısıyla kullanımdan kaynaklanan borcu olmamasına rağmen sürekli olarak işyerinin elektriğini keserek müvekkili firmanın elektrik kullanımını engellediğini, davalı firmanın keyfi biçimde sürdürdüğü elektrik kesme işlemlerinin tedbiren durdurulmasına, müvekkilinin kaçak elektrik kullanma durumunun söz konusu olmaması dolayısıyla 10.000,00-TL harca esas değeri olmak üzere herhangi bir borcunun olmadığının tespitine, kaçak tutanağının iptaline, karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; Yapılan denetimlerde kaçak/usulsüz elektrik kullandığı tespit edildiğini, 03.05.2017 tarihli kaçak/usulsüz elektrik tespit tutanağı ile 05.06.2017 son ödeme tarihli 1682,50 TL tutarlı ve 05.06.2017 son ödeme tarihli 62.480,90 TL tutarlı, kaçak/usulsüz elektrik tüketimi tahakkuk ettirildiğini, davacının bahsi geçen dönemde faaliyetin olmadığı dolayısıyla elektrik kullanımının yapılmadığı iddiası temelsiz olduğunu, zira ilgili tarihte yapılan denetimde direkt bağlı kaçak elektrik kullanımı tespit edilmiş olup devreden geçen akım değerinin 188 amper olduğu tespiti yapıldığını, kaçak elektrik kullanımı hususu fotoğraf ve kayıtlar ile de sabit olduğunu, tahakkuk, faturalandırma ve faiz hesabı Kanun ve yönetmeliklere uygun olarak yapılmış olup borçlunun borcunu ödememesi üzerine kendisi hakkında İstanbul … icra Dairesinin … esas dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan davasının reddine, % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda ;” Dava konusu kaçak elektrik kullanım hususu ile ilgili tespitin yapıldığı ve bu hususları tutanağa geçirildiği, fotoğraflar ve video görüntülerinin bilirkişi incelenmesi neticesinde davacının kaçak elektrik kullandığı, nitekim davalı yetkilileri tarafından tanzim edilen kaçak elektrik tespit tutanağının, aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan resmi belgelerden olduğu, aksi ispat edilmedikçe doğru olduğunun kabulü gerekeceği ayrıca Küçükçekmece 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/244 Esas sayılı dosyasında aynı olaya ilişkin sanık hakkında karşılıksız yararlanmadan dolayı mahkumiyet kararının verildiği, Davacının, giriş barasından 4×2.5 mm2 kablo çekerek mahalde bulunan buzhaneyi beslediği ve “DİREKT BAĞLI” olarak enerji kullanımının yapıldığını, bu husussun sayaçta eksik tüketim kaydetmesine neden olduğu, bu nedenle EPDK’nin yayımladığı yönetmeliğin 26/1-b maddesine göre kaçak elektrik kullandığını, davalının tanzim ettiği, 05.06.2017 tarihli 1.682,50 TL kaçak tüketim tutarının yukardaki tablolarda görüleceği gibi 1.013,77 TL hesaplandığı, 05.06.2017 tarihli 62.480,90 TL ek tüketim tutarının da 34.011,19 TL hesaplandığını, buna göre; davacı, toplamda 1.013,77 TL + 34.011,19 TL = 35.024,96 TL davalıya borçlu olduğu hususunun tespit ve rapor edildiği, denetlemeye ve hükme elverişli bilirkişi raporu” gerekçesiyle DAVANIN REDDİNE karar verilmiştir.Mahkemece verilen kararı,davacı vekili istinaf etmiştir.Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin gerekçe olarak gösterdiği 08.10.2021 tarihli bilirkişi raporunda yapılan tespitin yanlış ve hatalı olduğu, bilirkişi raporuna yönelik itirazların mahkemece dikkate alınmadığı, davaya konu tutanağın tutulduğu tarihte bahse konu adreste balık sezonu açılmadığından müvekkili firmanın herhangi bir faaliyetinin söz konusu olmadığı, bu durumun Küçükçekmece Belediyesi kayıtları ile de ortada olduğu, ilgili kayıtlarda müvekkili firmanın 26.05.2016 tarihinde yapılan kontrolde ticari faaliyetine son verdiğinin bildirildiğini,dolayısıyla müvekkili firmanın bahse konu işyerinde elektrik enerjisi de kullanılmadığını, bu hususun dinlenen tanık beyanları ile de sabit iken mahkemenin hüküm tesis ederken dinlenen davacı tanıkların beyanlarının dikkate alınmadığını, davalı tarafın müvekkili firmanın kaçak elektrik kullandığını iddia etmiş ve fotoğraflar sunmuştur olduğunu, ancak sunulan fotoğraflardan dahi kaçak elektrik kullanıldığı iddia edilen yer ile elektriği kesilen dükkanın farklı yerler olduğunun açıkça orta olduğu, dış cepheden çekilmiş olan fotoğrafların davalı tarafın müvekkili şirketin kaçak elektrik kullandığı iddia edilen buzhanenin fotoğrafları olduğu, ancak diğer fotoğraflarda ise halen kullanılmakta olan ve yasal olarak faturalandırılan tezgâha ait olduğu, dolayısıyla ek olarak sunulan fotoğraflar ile dava konusu kaçak elektrik kullanımı ispatlamadığı, bununla birlikte davalı tarafından kaçak kullanım tutanağı tutulmasına neden olan buz makinasının müvekkili firmaya ait olmadığı, zira aynı buz makinası için başka bir kişiye davalı tarafından para cezası düzenlendiği, bu durumun davalı idare kayıtları ile sabit olduğu, nitekim müvekkili şirket yetkilisinin de kendisi hakkında para cezası düzenlendiğini sözkonusu buz makinesi dolayısıyla başka bir kişiye para cezası düzenlendiğinde haberdar olduğunu ,ayrıca tutanağın tutulduğu tarihte müvekkili firmaya ait bir buz makinesi bulunmadığını, bu hususun da ticari defterlerin incelenmesi ile ortaya çıkacağını, müvekkili firmanın kaçak kullanım tutanağı tutulduğu tarihte faaliyette olmaması sebebiyle herhangi bir elektrik kullanımı da bulunmadığından müvekkili firma hakkında tutulan 03.05.2017 tarihli kaçak elektrik kullanım tutanağının usul ve yasaya aykırı olduğu, yine 08.10.2021 tarihli bilirkişi raporunda müvekkili firmanın borçlu olduğu yönündeki tespitin de hatalı değerlendirmeye dayandığı,bu sebeplerle kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir….nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , menfi tesbit talebine ilişkindir.Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; davalı şirket tarafından yapılan denetimlerde kaçak/usulsüz elektrik kullandığı tespit edildiği gerekçesiyle , 03.05.2017 tarihli H/028473 seri numaralı kaçak/usulsüz elektrik tespit tutanağı ile 05.06.2017 son ödeme tarihli 1682,50 TL tutarlı 2.898 kWh kaçak tüketim ve 05.06.2017 son ödeme tarihli 62480,90 TL tutarlı 150.340 kWh kaçak ek tüketim ile kaçak/usulsüz elektrik tüketimi tahakkuk ettirilmiştir.Davaya konu kaçak tutanağının, bir özel hukuk tüzel kişisi olduğu tartışmasız olan davalı şirkette hizmet akdiyle çalışan görevliler tarafından düzenlenmiş olduğu gözetildiğinde, 6100 sayılı Kanun’un 204. maddesinin ikinci fıkrasında hüküm altına alınan belgelerden olmadığı tartışmasızdır. Eş söyleyişle, kaçak elektrik tutanağı, aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden değildir. ( Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 21.10.2021 tarihli ve 2021/4894 E., 2021/10580 K. sayılı kararı da aynı yöndedir.)Dava ,menfi tesbit talebine ilişkin olmakla ispat yükü ,davalı-alacaklı üzerindedir.Dosyadaki delillerin incelenmesiyle ; Küçükçekmece 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/10/2020 tarih 2018/244 E. 2020/553 K. Sayılı ilamında müştekinin …sanığın (davacıyı temsil ve imza yetkisini haiz gerçek kişi) … olduğu, … A.Ş görevlilerince…Market isimli adreste 03/05/2017 tarihinde yapılan denetimde kaçak elektrik kullanıldığının anlaşılması üzerine sanığın karşılıksız yararlanma suçundan neticeten 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.Sözkonusu dosyada alınan bilirkişi raporunda ; sayaç üzerinde 0 demant güç( kayıt edilen en yüksek güç) tesbit edildiğinden bu durumun sayaçtan geçirilmeden elektrik kullanıldığını gösterdiğini,tüketim ekstrelerine göre hiç tüketim yapılmayan dönemler bulunduğunu ,bu sebeple kaçak kullanımının başlangıç tarihi olarak sayacın takıldığı tarihten başlanarak 273 günlük sürenin esas alınmasının hatalı olduğu,kaçak kullanımının başlangıç tarihinin doğru bulgu ve belge ile tesbit edelememesi sebebiyle 90 günlük sürenin esas alınması gerektiği,bunun da kaçak tahakkukunun normal tarifeden vergisiz-cezasız tüketim bedelinin 11.166,96 TL , normal tarifeden vergiler dahil -cezasız tüketim bedelinin 13.835,86 TL olacağı görüşünün bildirildiği görülmüştür.Mahkemece yargılamada alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacının, giriş barasından 4×2.5 mm2 kablo çekerek mahalde bulunan buzhaneyi beslediği ve “Direkt Bağlı” olarak enerji kullanımının yapıldığını, bu husussun sayaçta eksik tüketim kaydetmesine neden olduğu, bu nedenle EPDK’nin yayımladığı yönetmeliğin 26/1-b maddesine göre kaçak elektrik kullandığını, davalının tanzim ettiği, 05.06.2017 tarihli 1.682,50 TL kaçak tüketim tutarının 1.013,77 TL hesaplandığı, 05.06.2017 tarihli 62.480,90 TL ek tüketim tutarının da 34.011,19 TL hesaplandığı görüşü bildirilmiştir.Dava dilekçesinde ” itiraza konu tutanağın tutulduğu tarihte bahse konu adreste balık sezonu açılmadığından müvekkili firmanın herhangi bir faaliyetinin söz konusu olmadığı,bu durumun Küçükçekmece Belediyesi kayıtları ile de ortada olduğunu, dolayısıyla elektrik enerjisi de kullanılmamakta olduğunu, kaldı ki işyerinin tüm tesisatının usulüne uygun olarak yapıldığını, yalnızca buzhanenin testi için harici kablo çekilmiş olduğu, fakat belirtildiği gibi balık sezonu olmadığı için herhangi bir elektrik kullanımının söz konusu olmadığı ” şeklindeki açıklamadan da buzhanedeki harici hattın davacı tarafça çekildiğinin beyan edildiği,bu sebeple buz makinasının başkasına ait olduğu ,fotoğrafların başka yere ait olduğuna yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Küçükçekmece Belediyesi Başkanlığı Zabıta Müdürlüğü 27.12.2017 tarihli cevap yazısı ve ekli tutanağa göre ;davacı tarafın aktif olarak balık satış işyeri olarak faaliyette olduğunun tespit edildiği , Ticari Sicil Gazetesi ve İstanbul Ticaret Odası Faaliyet Belgesine göre ,tutanak tarihinde davacı tarafın ticari faaliyetinin mevcut olduğu anlaşılmıştır.Tüm dosya kapsamına göre ,davacı tarafça davalının tutanağa konu mahalde harici hat çekmek suretiyle kaçak elektrik kullandığı ispatlanmış olmakla,davacı tarafın sübuta yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Ancak, tutanak tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan ve somut olayda uygulanması gereken 08/05/2014 tarihli EPTH’nin 26. ve devamı maddeleri hükümleridir. Somut olaydaki kullanım şekli , ilgili bu yönetmeliğin 26/1-b maddesine göre kaçak elektrik tüketimidir. 28/3 maddede ,kaçak miktarının hesaplanmasında “Mühürlenmiş sayaçtan geçirilmeksizin ayrı bir hat çekilerek birtakım cihazlar kaçak olarak beslenmiş ise, tüketilen elektrik enerjisi sadece bu hat üzerindeki cihazların kurulu gücü dikkate alınarak hesaplanır.” ve süreye ilişkin 29. Maddede ise ; b) 26 ncı maddenin birinci fiıkrasının (b) bendi çerçevesindeki tespitlerde, 1) Kullanım yerine ilişkin olarak; perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşma yapılmış olan yerler için, kaçak elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak yapılacak hesaplamada esas alınacak süre; …Ancak, sayaçtan geçirilmeden ayrı bir hatla kaçak elektrik enerjisi kullanımının tespiti halinde, kullanım süresi esas alınır. Ancak bu süre 180 günü geçemez.2) (1) numaralı alt bentte belirtilen sürenin dışında, tüketicinin kaçak elektrik enerjisi kullanım başlangıç tarihinin doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmesi halinde, kaçak tüketime ek olarak (1) numaralı alt bent çerçevesinde belirlenen başlangıç tarihinden itibaren, doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmiş kaçak elektrik enerjisi kullanımı başlangıç tarihine kadar geriye dönük normal tüketim hesabı yapılır.” şeklindedir. Yargılamada alınan bilirkişi raporunda sözkonusu yönetmeliğe göre inceleme yapıldığı bilidirilmiş ise de,yukarıda açıklanan yönetmelik hükümlerine göre inceleme ve hesaplama yapılmadığı anlaşılmaktadır.Sözkonusu rapor hüküm kurmaya elverişli olmayıp,ceza dosyasında alınan rapor ile de çelişkilidir.Sözkonusu rapora yönelik itirazlar da mahkemece dikkate alınmamıştır.Bu sebeple ,mahkemece yeniden oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi heyetinden itirazları karşılar şekilde ve denetime elverişli rapor alınması uyuşmazlığın çözümü için gerekli olmakla,davacı tarafın tarafın istinaf talebinin kabulü ile kararın bu sebeplerle kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yukarıda açıklanan şekilde yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/10/2023