Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1950 E. 2023/3245 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1950
KARAR NO: 2023/3245
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/10/2022
NUMARASI: 2015/1231 E – 2022/659 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 02/11/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının … Mah. … Sk. No:… D:… Şişli/İst. adresinde yer alan ticarethanesinde 11.03.2014 tarihinde yapılan kontrollerde … no’ lu idareye kayıtsız sayaçtan elektrik kullandığı tespit edilerek o tarihte yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin ilgili maddeleri ve 622 sayılı EPDK. Kurul kararı doğrultusunda … seri no’lu Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı düzenlendiğini, tespit tutanağına istinaden Davalı aleyhine 50.316,48 TL (kaçak elektrik) enerji bedeli, 6.431,38 TL gecikmiş gün faizi ve 1.157,64 TL KDV olmak üzere toplam 57.905,50 TL’nin tahsili amacıyla 25.12.2014 tarihinde İstanbul …İcra Müdürlüğü’ nün … E sayılı takip dosyası ile takip başlatıldığını, davalı tarafından işbu takibe itiraz edilerek takibin durduğunu, davalının müvekkili şirketin abonesi olmadığını ve idareye kayıtsız sayaçtan elektrik kullandığının tespit edildiğini ve davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … no’lu tesisata ait aboneliğinin bulunmadığını, taşınmazın müvekkili adına kayıtlı olduğunu, ancak kendisinin dava konusu adreste hiç yaşamadığını, 11.03.2014 tarihli tutanak da müvekkilinin adı yazılmış ise de müvekkilinin kaçak elektrik kullandığına yönelik tespit yapılmadığını, söz konusu tutanakta müvekkilinin imzasının bulunmadığını, söz konusu sayaçtan elektrik kullanımının kim tarafından kullanıldığının tespit edilmeden daire sahibinin sorumlu tutulduğunu, dava konusu taşınmazı yıllarca müvekkilinin oğlu … tarafından kullanıldığını, bu konuda …’in Bakırköy …Noterliği 10.10.2014 tarih … yevmiye no’lu beyanname ile … numaralı aboneliğin tarafından kullandığına ilişkin resmi beyanının da bulunduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …’in yargılama süreci içerisinde vefatı üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir.İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; ” davacı … A.Ş. elemanlarınca 11.03.2014 tarih ve … sayılı kaçak elektrik tutanağı düzenlenmiş ise de, tutanağın düzenlendiği … mahallesi … Sokak No:… D:… Şişli İstanbul adresinde …’in oturmadığı, …’in tutanak tarihinden çok öncesinden beri 10.11.2009 tarihinden itibaren … Mah … Sokak No:… Büyükçekmece İstanbul adresinde oturduğu anlaşılmış, tutanak tutulan adrese ilişkin daha önce … adına elektrik enerjisi hakkında hırsızlıktan mahkumiyet kararları bulunduğu da dikkate alınarak tutanak tutulan adreste …’in oturmadığı tespit edildiğinden kaçak kullanımın varlığına rağmen daha fazla araştırma ve incelemeye gidilmeksizin davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçeleriyle davanın pasif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davacı vekil istinaf başvurusunda önceki iddialarını tekrarla birlikte özet olarak; … numaralı tesisata ait mahalde 11.03.2014 tarihinde yapılan kontrolde … seri numaralı zati sayaçla enerji kullanıldığı tespit edilerek … adına … zabıt tanzim ve 57.905,50 TL kaçak faturası tahakkuk edildiğini, akabinde yapılan incelemelerde, ilgili mahalin … tarafından kullanıldığı, adına zabıt tanzim edilen …’in bu mahalde bulunmadığı ve fakat sözleşmesinin olduğu tespit edildiğinden zabıtta fiili kullanıcı adının … olarak düzeltildiğini, davanın husumet yokluğundan usulden reddinin hatalı olduğunu, …’in, zaten davalı müteveffa …’ in mirasçısı olduğunu, bilirkişi raporunun eksik incelemeye ve hatalı tespitlere dayandığını, zabıt tarihinde … tesisat numaralı mahalde sözleşmeye dayalı kurulu güç bilgisi 8,35 kW olduğunu, mahalde yapılan kontrolde tüketicinin Kuruma kayıtsız sayaç ile enerji kullanımı tespit edilerek … seri numaralı zabıt düzenlenildiğini, zabıt ile Kuruma kayıtsız sayaç üzerinden geçen tüketim karşılığı sayaç işaretine göre tüketicinin bir senelik (365 gün) tüketim karşılığı 83.593 kWh tahakkuk ettirildiğini, bilirkişinin; kanaatini değiştirmediği raporunda yaptığı hesaplamada sayaç işaretini, tesisatta sözleşmeye dayalı geçerli kurulu gücü, diversite oranını dikkate almamakla beraber tüketicinin daha önce mükerrer tutanakları olduğu halde kaçak ceza katsayısını da 1,5 alarak güç hesabı yaptığı hesaplamanın hatalı olduğunu, dava konusu yerin iş yeri olduğunu, davalının mesken olarak oturduğu yerin tabii ki farklı bir adres olacağını, adreste davalının büyük ihtimalle oğlu olduğu anlaşılan …’in de kaçak elektrik kullandığını, hakkında Şişli Asliye Ceza Mahkemelerince mahkumiyet kararları verildiğini, kaçak elektrik tespit tutanakları, düzenlendiği tarih itibariyle maddi olgulara ilişkin tespitleri içermekte olup, aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan belgelerden olduğunu, tutanağın aksinin ispat edilemediğini, raporlar arasındaki çelişkilerin farklı bir bilirkişiden aldırılacak raporla giderilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Dava, kaçak elektrik kullanımı nedeniyle tahakkuk ettirilen fatura alacağının tahsili talebiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, takip talebi ve dava dilekçesinde kaçak kullanıma dayanmış, ayrıca dava dilekçesinde açıkça herhangi bir aboneliğin söz konusu olmadığını ileri sürmüştür.Mahkemece dosya üzerinde farklı iki bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Dava konusu yerin tapuda davalı murise ait olduğu anlaşılmaktadır.Kural olarak, abonelik sözleşmelerinde kullanılan elektrik tüketiminden abone ile birlikte fiili kullanıcı da sorumludur. Abonelik sözleşmesi bulunmayan yerlerde kullanılan kaçak elektrik bedelinden ise, ancak kaçak kullanım yapan gerçek ve tüzel kişiler sorumludur.Davacı ile davalı arasında abone sözleşmesi olmadığı için davalı murisin sözleşmeden kaynaklanan sorumluluğu bulunmamaktadır. Davacı taraf kaçak tutanağı nedeniyle davalılar murisinin fiili kullanıcı olduğunu ispat edememiştir. Bunun yanısıra, 6100 sayılı HMK’nın “İlamların ve resmî senetlerin ispat gücü” başlıklı 204 üncü maddesi; “(1) İlamlar ile düzenleme şeklindeki noter senetleri, sahteliği ispat olunmadıkça kesin delil sayılırlar. (2) İlgililerin beyanına dayanılarak noterlerin tasdik ettikleri senetlerle diğer yetkili memurların görevleri içinde usulüne uygun olarak düzenledikleri belgeler, aksi ispatlanıncaya kadar kesin delil sayılırlar. (3) Mahkeme, yukarıdaki belgelerden biri hakkında şüphe uyandıran bir hâl görürse, ilgili daireden açıklama isteyebilir.” hükmünü düzenlemektedir. Davaya konu tutanağın, bir özel hukuk tüzel kişisi olduğu tartışmasız olan davacı şirkette hizmet akdiyle çalışan görevliler tarafından düzenlenmiş olduğu gözetildiğinde, HMK’nın 204. maddesinin ikinci fıkrasında hüküm altına alınan belgelerden olmadığı tartışmasızdır. Eş söyleyişle, kaçak elektrik tutanağı, aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden değildir. Diğer taraftan, yönetmelikteki “Kaçak elektrik enerjisi tüketiminin tespit edilmesinde, ilgili tüzel kişinin tespitini doğru bulgu ve belgelere dayandırması ve tüketici haklarının ihlal edilmemesi esastır.” şeklindeki düzenleme ile ispat yükü, davalının aboneliği sonlandırmasından sonra kaçak elektrik kullandığı yönündeki tespite dayanarak davaya konu bedeli talep eden davacı şirkete aittir. Davacı, mahalin fiili kullanıcısının … olduğu ve …’in, davalı müteveffa …’ in mirasçısı olduğunu ileri sürmüş ise de sunulan Büyükçekmece 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 21.02.2018 tarih ve 2018/253 E- 2018/212 K sayılı veraset ilamı içeriğinde, …, … ve …’in Büyükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 15.01.2018 tarih ve 2018/61 e-2018/45 k sayılı kararı ile mirası reddettiklerin belirtildiği, davalının mirasçı olarak kaçaktan sorumluluğunun bulunmadığı, fiili kullanıcı olduğuna yönelik de dava bulunmadığı anlaşılmakla bu istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Şu halde, davacının davacı tarafça dava konusu yerdeki davalıların murisi tarafından kaçak kullanım yapıldığı ispatlanamadığına göre mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirilmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Davacıdan alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 02/11/2023