Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1882 E. 2023/3615 K. 05.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1882
KARAR NO: 2023/3615
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/02/2022
NUMARASI: 2021/897 E – 2022/74 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 05/12/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … A.Ş.’nin şirket hesaplarının bağımsız denetim firması tarafından yapılan incelemesi sonucunda tanzim ettiği özel inceleme raporlarına göre , şirketin muhasebesinden sorumlu görevli … tarafından şirket hesaplarının suistimal edildiğini, kendi menfaatlerine ve şirket zararına iş ve işlemler yaptıklarını, özel inceleme raporu uyarınca müvekkil şirketle gerçekte herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmamasına rağmen … ’a (…) 268.592,96-TL ödeme yapıldığının anlaşıldığını, davalıya Beyoğlu … Noterliği’nin 18.01.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin gönderildiğini, herhangi bir mal ve hizmet alımı yapılmadığı halde davalının hesabına gönderilen 286.592,96-TL’nin müvekkil şirket hesabına iade edilmesinin istendiğini, ödemenin yapılmaması üzere davalı şirket hakkında Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatılarak 268.592,96-TL’nin ödenmesinin talep edildiğini, davalının hakkında yapılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini, müvekkili ile mal ve hizmet alımının olmamasına rağmen, müvekkil şirket hesaplarından davalıya 268.592,96-TL tutarındaki ödeme ile davalı şirketin sebepsiz olarak zenginleştiğini, gönderilen tutarın müvekkiline iade yükümlülüğü altında olduğunu, alacağının varlığının şirket hesaplarında yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde anlaşılacağını belirterek, fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile takip tutarı üzerinden takibin devamına karar verilmesini, davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili davalının “…, …” isimli iş yerinde oto tamir ve bakım işleriyle iştigal ettiğini, kendisinin çevresinde düzgün itibarlı bir esnaf olarak bilindiğini, … A.Ş.’nin yetkilisi olduğunu söyleyen … isimli şahsın kendisine tamir bakım için araç yönlendirdiğini, kendisine getirilen araçların tamir ve bakımını yaptığını, karşılığında ücretini aldığı, kendisinde herhangi bir sebepsiz zenginleşmenin söz konusu olmadığını, haklı olarak icra takibine itiraz ettiğini, davacının gerek dava dilekçesinde gerekse dava dilekçesine davacının sunduğu özel inceleme raporunda kendi bünyelerinde muhasebede çalışan elamanların suistimal ettiklerini, suistimali de şirketçe kendilerine verilen şifrelerle gerçekleştirdiklerinin açıkça belirttiğini, şirketin bir zararı var ise bu zarar kendi çalışanlarının fiillerinden kaynaklandığını, davalının iyi niyetli olarak kendisine yönlendirilen araçların tamir ve bakımını yaptığını, faturasını kestiğini ve ücretini de aldığını, bu hususta tanıklarının da mevcut olduğunu belirterek, haksız davanın reddine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Davanın kısmen kabulü ile; Davalı tarafın Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasındaki davalının itirazının kısmen iptali ile icra takibine 251.245,19 TL asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle devam olunmasına, Yasal koşullar oluşmadığından davalının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.Mahkemece verilen kararı,davacı vekili ve davalı vekili istinaf etmiştir.Yapılan istinaf incelemesi sonucunda; 2020/282 esas 2021/2418 karar sayılı ilamı ile “Tarafların istinaf sebeplerinin değerlendirilmesi sonucunda; davacının ticari defterlerinde davalıya ait toplam 268.592,96 TL tutarında fatura kayıtlı iken, davalının ticari defterlerinde toplam 41.007,67 TL tutarında faturanın kayıtlı olduğu, ancak davalı tarafça düzenlenen faturaların 19.376,77 TL lik kısmının davacının ticari defter kayıtlarında bulunduğu, ilgili bankalar tarafından dosyaya sunulan ödeme bilgileri çerçevesinde, davacının davalıya toplamda 270.621,96 TL tutarında ödeme yaptığı, davalının ticari defterlerinde karşılığı olan toplam fatura tutarının 19.376,77 TL olduğu, bu tutar yönünden örtüşen kayıtların hüküm kurmaya elverişli delil olarak değerlendirilmesi gerektiği, ancak 251.245,19 TL yönünden,eser sözleşmesinin tarafı olan yüklenici davalının, davacıya hizmet verdiğine ilişkin fatura kayıtları dışında yazılı delil ibraz edilmediği ,bu durumda bu hizmetin verilip verilmediğinin tesbiti yönünden,varsa tüm servis kayıtları ,iş emirlerinin davalı taraftan celbi ile ,davalı tarafça davacıya verilen araç tamir hizmeti ve miktarlarının tesbiti ile faturalar ile karşılaştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi ,ayrıca icra inkar tazminatı koşulları yönünden alacağın likit olup olmadığının da değerlendirilmesi yönlerinden inceleme ve değerlendirme yapılması için” kararın kaldırıldığı, Davacının ve davalının istinaf başvurularının kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda açıklanan şekilde yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmiştir. Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonunda ; Açılan Davanın KISMEN KABULÜ ile; Davalı tarafın Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasındaki itirazının kısmen iptali ile icra takibinin 251.245,19 TL asıl alacak üzerinden devamına, devamın karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren %9,75 avans faizi oranının uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, Davalı itirazında haksız çıktığından ve alacak likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile 251.245,19 TL alacağın %20 si üzerinden hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının kötü niyet tazminat talebine ilişkin yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.Mahkemece verilen kararı, davalı istinaf etmiştir. Davalı istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin gerekçeli kararına mesnet teşkil eden bilirkişi raporunun kendi kendisiyle çelişen bir rapor olup,herhangi bir karara mesnet teşkil etmekten uzak olduğu, davacı tarafından mal ve hizmet alınmadığı iddiasının ispatlanamadığı, davanın özelliği gereği ispat yükünün davacıda olduğu, davacının kendi muhasebe çalışanları ile arasındaki ihtilaftan dolayı kendisinin sorumlu tutulamayacağı, kaldı ki davacının kendi muhasebe çalışanları ile ilgili davasının da henüz sonuçlanmadığı, mahkemece eksik inceleme sonucunda yanlış değerlendirme ile hukuka aykırı bir karar verildiği, kendisinin yaptığı tamir işleri karşılığı davacı tarafından ödemelerin yapıldığı, kaldı ki her havale açıklamasında yapılan havalenin hangi iş için olduğunun açıkça belirtildiği, aynca davacı ile arasındaki yapılan tamir işlerinin 7-8 sene gibi bir süre devam ettiği, davacı gibi denetim mekanizması köklü bir şirketin bu kadar uzun sürede yapılmayan iş için ödeme yaptığının düşünülemeyeceği, davacının iddialarına, tamamen kendi beyanlarının esas alındığı özet bir denetim şirketine ücret karşılığı yaptırdığı özel inceleme sonucu oluşan taraflı raporu dayanak yaparak icra takibini başlattığı, bilirkişinin de raporunda bu hususu değindiği ve davacı ile arasında bir hizmet alışverişinin olmadığı ile alakalı somut bir dayanağın varlığının tesbit edilemediğini belirttiği, ayrıca dinlenen davacı tanıklarının egsoz tamirlerinin dışarıda yapılıp yapılmadığı yönünden beyanlarında çelişkiye düştükleri, bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi uyuşmazlığın kendisi tarafından davacıya herhangi bir mal veya hizmetin sunulup sunulmadığı hususu olduğu, müvekkilinin davacı şirketin hemen yanı başında bulunan tamirhanesinde davacı şirket tarafından kendisine yönlendirilen araçların sekiz yıl gibi uzun bir süre boyunca egzos klima vs. gibi tamir işlerini yaptığı, yaptığı işler karşılığında da kendisine sekiz yıl gibi uzun bir süre ödeme yapıldığı, davacının tamamen kötü niyetli olduğu , alacağın likit bulunmadığı ve itirazında haklı olduğu,icra inkar tazminatına hükmedilmesi koşullarının oluşmadığı ,bu sebeplerle kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür.HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , itirazın iptali talebine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında; alacaklısının … Anonim Şirketi, borçlusunun … olduğu, borç miktarının 268.592,96.-TL olduğu, borçlu tarafından takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu görülmüştür. Mahkemece yargılamada, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde mali müşavir vasıtasıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; davalının davacıya ait olup kendisine yönlendirilen bir kısım araç tamir işlerini yerine getirdiği, bu kapsamda taraflar arasında karşılıklı olarak bir kısım faturalar tanzim edildiği, tarafların ticari defter ve kayıtlar üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu davacının defterlerinde davalıya ait toplam 268.592,96 TL tutarında fatura kayıtlı iken davalının ticari defterlerinde toplam 41.007,67 TL tutarında faturanın kayıtlı olduğu, ek 2. bilirkişi raporunda davacının ticari defterlerinde davalıya ait toplam 268.592,96 TL tutarında fatura kayıtlı iken, davalının ticari defterlerinde toplam 41.007,67 TL tutarında faturanın kayıtlı olduğu, ancak davalı tarafça düzenlenen faturaların 19.376,77 TL lik kısmının davacının ticari defter kayıtlarında bulunduğu, ilgili bankalar tarafından dosyaya sunulan ödeme bilgileri çerçevesinde, davacının davalıya toplamda 270.621,96 TL tutarında ödeme yaptığı, davalının ticari defterlerinde karşılığı olan toplam fatura tutarının 19.376,77 TL olduğu, davacı tarafından yapılan 270.621,96 TL lik ödemeden bu miktarın mahsubu ile 251.245,19-TL yönünden davacının alacaklı olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.Dairemizin kaldırma kararından sonra ,mahkemece kaldırma kararında belirtilen belgelerin ibrazı için davalı tarafa süre verildiği, verilen süre içerisinde belgelerin ibraz edilmediği, davacı tarafa da süre verildiği, davacı tarafın belge bulunmadığı yönünde beyanda bulunduğu görülmüştür.Bu durumda ,251.000,-TL lik talep yönünden ispat yükü davalı üzerinde olup, eser sözleşmesinin tarafı olan yüklenici davalının, davacıya hizmet verdiğine ilişkin fatura kayıtları dışında yazılı delil ibraz edilmediğinden bu hizmetin verilip verilmediğinin tesbiti yönünden, tüm servis kayıtları ,iş emirlerinin davalı taraftan celbi için davalı tarafa kesin süre verildiği, kesin sürede davalı tarafça ibraz edilen belge olmadığı, davacı tarafında kendilerinde hizmete ilişkin herhangi bir belge olmadığını beyan ettiği, bu nedenle belgelerin karşılaştırılmasına ilişkin rapor alınması şartlarının oluşmadığı, hizmetin ifasına ilişkin ispat yükünün davalı tarafta olduğu, davalı tarafın cevap dilekçesinde yemin deliline dayanmadığından yemin hakkının da hatırlatılmadığı,bu sebeple mahkemece verilen kararda maddi vakıa ve hukuki denetim yönlerinden usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 17.162,56 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 4.290,64 TL harcın mahsubu ile bakiye 12.871,92 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 05/12/2023