Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1880 E. 2023/2175 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1880
KARAR NO: 2023/2175
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/02/2023
NUMARASI: 2016/864 E – 2023/134 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 11/07/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; “davalı borçlular … Tic. Ltd. Şti., …, …, … ile müvekkili şirket arasında akdedilen … nolu Elektrik Abonelik Sözleşmesinden kaynak- lanan elektrik kullanımına ait 2 adet fatura bedelinin ödenmemesi sebebiyle, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalı borçluların takibe, borca, faize ve tüm ferilerine yönelik itirazı nedeniyle takibin durduğunu, takip konusu alacağın tesisata kaçak elektrik faturası tahakkuk ettirilmesinden kaynaklandığını ve bugüne kadar ödenmediğini beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü itirazları ile takibin durmasına sebebiyet veren davalıların % 20 oranında icra inkâr tazminatı ile mahkumiyetini, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin karşı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde; dava konusu … nolu tesisat aboneliği davalı … olup davacı tarafından kaçak kullanım iddiası ile usul ve yasaya aykırı işlem yapıldığını, buna ilişkin davalı … tarafından Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 20015/1254 Esas sayılı menfi tespit davası açıldığını, söz konusu davanın bekletici mesele yapıl- masının gerektiğini, Dava konusu binada her hangi bir kaçak kullanımın söz konusu olmadığını, yapılacak incelemede gerek kaçak kullanım öncesi enerji kullanımı ile gerekse tutanak sonrası enerji kulla- nımında bir farklılık olmadığının anlaşılacağını, davalı müvekkilinin taşınmazın mülkiyetini almadan önce kurulu olan tesisattan sorumlu tutulmasının ve tahakkuklarda isminin belirtilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kaldı ki binanın tek malikinin davalı … olmadığını, Davacı kuruma bir kısım ödeme yapılmasının kaçak kullanım iddiasını kabul manasına gelmeyeceğini, 2015 tarihinden beri davacının 15 katlı binanın tüm elektriğini kesmekle müvek- kilini zor durumda bıraktığını, binada elektrik aboneliği olan ve hiçbir borcu olmayan diğer kiracıları da mağdur ettiğini, bu nedenle … Tekstil sahibi olan … tarafından taksitlendirme ve bir kısım ödemeler yapıldığını, bu ödemelerin 89.343,45 TL ile sonradan dağıtım bedeli adı altında 91.000,00 TL civarında olduğunu, davacının …den tahsil edemediği borcu, elektrik kesin- tisi tehdidi ile hiçbir ilgisi olmayan sonradan abonelik verilen binadaki kiracılar adına olan abone- liklere paylaştırarak tahsil yoluna gittiğini, Davacının -hiçbir borcu olmadığı halde- davalılardan … adına olan aboneliklerden elektriğini kestiğini, buna ilişkin Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2016/527 Esas sayılı menfi tespit davasını açtıklarını, burada dahi yapılan ödemenin kaçak kullanıma ilişkin dağıtım bedeli olarak dava dışı aboneliği olan kiracılar adına kesilen yukarıda bahsi geçen 91.000,00 TL’lik ödeme olduğunu,Davacının davalı …’den dahi olsa talep edilecek borç kalemleri içinde perakende bedeli enerji bedeli dağıtım bedeli, kaçak kullanım bedeli adı altında hukuki mesnetten yoksun borç kalemleri çıkardığını,Söz konusu elektrik enerjisi davalılar tarafından değil binada bulunan kiracılar tarafın- dan sarf edilmiş olup davalılar yönünden kaçak kullanım yapılması için hiç bir sebebin bulunmadığını, Davalı … tarafından 17.03.2015 tarihli tutanakla haksız usul ve yasaya aykırı olarak 301.534,16 TL para cezası kesildiğini, 03.04.2015 tarihi itibariyle 301.534,16 TL üzerinden davalı … ile taksitlendirme protokolü yapıldığını, bu protokol kapsamında 04.05. 2015 ödeme tarihli birinci taksit olan 21.105,73 TL, 03.06.2015 ödeme tarihli ikinci taksit olan 21.447.45 TL, 03.07.2015 ödeme tarihli üçüncü taksit olan 21.790,00 TL ile peşin taksit olarak yatırdığı 25.000,00 TL olmak üzere, toplamda 89.343,45 TL ödeme yapmak zorunda bırakıldığını beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi’nce: “Mahkememizin 2016/864 Esas sayılı dosyası ile Bakırköy 2. ATM’nin 2022/658 Esas sayılı dosyası arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunması nedeniyle HMK 166. Mad. uyarınca davaların BİRLEŞTİRİLMESİNE” karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu: Hüküm davalılar …,… ve … Ltd. Şti vekili Av…. tarafından istinaf edilmiştir. Bir kısım davalılar vekili istinaf dilekçesinde; İstinafa konu iş bu itirazın iptali davasında, … Tekstil firması dışında yukarıda bilgileri yazılı diğer üç davalının daha bulun- duğunu, dava dilekçesi ekinde bulunduğu belirtilen alacak dayanağı tutanağın kendilerine tebliğ edil- mediğini, kaçak tutanağı altındaki imzanın davalı … firması sahibi olan davalı …’a ait olmadığını, bu hususta imza incelemesi yapılmasının gerektiğini, bu yöndeki taleplerinin 6 yılı aşkın süre içinde olumlu veya olumsuz bir karara bağlanmadığını, iş bu dava ile birleştirilmesine karar verilen Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdindeki menfi tespit davasının istinaf incelemesi sonucu kısmen bozulduğunu, imza incelemesine ilişkin taleplerinin halen değerlendiril- mediğini, birleştirme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Verilen kararın niteliğine ve istinaf nedenine göre uyuşmazlık birleştirme kararının yerinde olup olmadığı hususundadır. HMK’nun “Davaların Birleştirilmesi” başlıklı 166 .maddesinde: (1) Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar. (2) Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır. (3) Birleştirme kararı, derhâl ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir. (4) Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır. (5) İstinaf incelemesi ayrı dairelerde yapılması gereken davaların da bu madde hükmüne göre birleştirilmesine karar verilebilir. Bu hâlde istinaf incelemesi, birleştirilen davalarda uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkiye ait kararı inceleyen bölge adliye mahkemesi dairesinde yapılır.” “Kanun Yolları” başlıklı 168.maddesinde; ” (1) Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde görülmekte olan davalar yönünden verilen birleştirme ve ayırma hususundaki ilk derece mahkemesi kararlarına karşı istinaf yoluna; bölge adliye mahkemesi kararları hakkında ise temyiz yoluna, ancak hükümle birlikte gidilebilir. Şu kadar ki, bu husus tek başına, Bölge Adliye Mahkemesi’nde hükmün kaldırılarak esastan incelenme; Yargıtay’da ise bozma sebebi teşkil etmez. ” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Eldeki dosyada, AYRI yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılan davaların birleştirilmesine karar verilmiş olmakla verilen kararın istinaf kanun yolu açıktır. Dairemizce yapılan incelemede; istinaf incelemesine tabi İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan 2016/864 Esas sayılı itirazın iptali davasının konusunu olşturan 17/03/2015 tarihli tutanaktan kaynaklanan borcun aynı zamanda davalı tarafça daha önceki tarihte Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan 2015/1254 Esas (kaldırma kararı sonrası 2022/658E.) sayılı menfi tespit davasının da konusu olduğu, her iki dava arasında tarafları, konusu ve borcun dayanağı yönünden fiili ve hukuki bağlantı bulunduğu, usul ekonomisi ve delillerin sağlıklı bir şekilde değer- lendirilmesi açısından davaların birleştirilmesinde yarar bulunduğu, birleştirme işleminin de daha önce açılan Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin dosyası üzerinde yapıldığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırılık tespit edilmemiştir. Açıklanan nedenlerle,bir kısım davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Bir kısım davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden bir kısım davalılar üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/07/2023