Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1842
KARAR NO: 2023/1936
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/04/2023
NUMARASI: 2023/91 E – 2023/97 K
TALEP KONUSU: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 13/06/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Mahkemenin 2023/91 D.iş esas 2023/97 karar sayılı 16/03/2023 tarihli kararı ile borçlular … ve … San.ve Tic.Ltd.Şti. aleyhine %15 teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararı verildiği, kararının İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe konulduğu görülmüştür. İş bu karara ,karşı taraf vekilince itiraz edilmesi üzerine,itirazın duruşmalı incelenmesi sonucunda, mahkemece 27/04/2023 tarihli ara karar ile itirazın reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı, karşı taraf vekili istinaf etmiştir. Karşı taraf vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle;İİK. madde 265/1 gereğince haczin dayandığı sebeplere itiraz edildiği, zira doğruluğu; tarafsız ve bağımsız kurumlar tarafından yapılacak tetkikler neticesinde ispatlanmamış faturalara müstenit alacağın muaccel sayılamayacağı hususunun müstakar içtihatlarla sabit olduğu , vadesi gelmemiş bir borçtan dolayı da ihtiyati haciz talep edilebilmesi için kanunen aranan şartlar eldeki somut olayda sağlanmadığı, ihtiyati haciz talep eden şirketin dilekçesinde yer alan kararlardaki kaçak elektrik kullanımına ilişkin tutanakların ortak özelliklerinin ; “düzenlendiği tarih itibariyle maddi olgulara ilişkin tespitler içermesi nedenyle aksi ispat oluncaya kadar kesin delil niteliğinde” olmalarıdır. Ancak işbu dosya kapsamında mevcut tutanaklarda maddi olgu içeren hiçbir kayıt bulunmadığı, sayaçların sökülme anında herhangi bir maddi olgu tespit edilmediği gibi bu hususta herhangi bir tutanak da tanzim edilmediği, bu itibarla hal böyle iken İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı hakkında yaklaşık ispat şartının gerçekleştiğine yönelik kabulünün hatalı olduğu , diğer yandan ticaret sicil kayıtlarında da görüleceği üzere müvekkili şirketin 3 gerçek kişi pay sahibi bulundiği, müvekkili …in de bu paydaşlardan birisi olduğu, ihtiyati haciz talep eden şirket tarafından tüzel kişilerin organları vasıtasıyla iş ve işlemlerini icra edebildiği, eldeki uyuşmazlığa konu borcun sebebinin haksız fiil olduğu, dolayısıyla da Müvekkili şirket yanında haksız fiili icra eden … hakkında da ihtiyati haciz talep edildiği,halbuki ihtiyati haciz talep dilekçesinde müvekkili …in ismi yalnızca “taraflar” bölümünde geçtiği, ayrıca …in haksız fiil ika ettiği, bundan ötürü de sorumluluğunun bulunduğu izah edilmediği gibi , ortada haksız fiile konu olabilecek bir eylem bulunup bulunmadığının da henüz aydınlatılmadığı ,bu sebeplerle kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Mahkemece ,verilen ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine duruşmalı inceleme sonucunda “İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına karşı itiraz sebepleri sınırlı şekilde sayılmış olup, bu sayılanlar dışında başka bir sebebe dayanılarak ihtiyati hacze itiraz edilmesi mümkün değildir. İtiraz edenlerin ileri sürdüğü diğer itiraz nedenleri ve iddiaları taraflar arasında dava yoluyla ileri sürülebilecek niteliktedir. İtiraz edenin itiraz sebepleri İİK’nın 265. maddesinde açıklanan tahdidi itiraz sebepleri kapsamında incelenemez. Somut uyuşmazlıkta itiraz edilen unsurlar yasada sınırlı olarak sayılan sebeplerden ” olmadığı gerekçesiyle borçlular vekilinin ihtiyati hacze itirazlarının reddine karar verilmiştir. İİK.nun 257. maddesinde “İhtiyati haciz şartları” düzenlenmiştir. Bu hükme göre, müeccel bir alacak için kural olarak ihtiyati haciz istenemez. İstenebilmesi için, alacaklının alacağını vadesinde alabilmesinin ciddi bir şekilde tehlikeye düştüğüne veya düşmekte olduğuna delalet edecek hallerin varlığı şarttır. Bu haller İİK 257/2 maddesinde sayılmış olup, vadesi gelmemiş borçtan dolayı, borçlunun muayyen ikametgahı yoksa; borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar yada bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, bu nedenlerden birinin bulunması halinde ihtiyati haciz istenebilir. İİK 258. maddesine göre, alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında kanaat getirecek delil göstermeye mecburdur. Alacağın varlığını muayyen bir ihtimal dahilinde gösteren vakıaların ispat edilmesi yeterlidir. Yargıtay 23.Hukuk Dairesi Başkanlığının 2016/5783 E. 2016/4664 K.sayılı kararında “Talep ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İİK’nun 257 vd. maddeleri gereğince para borcu alacaklısı rehinle temin edilmemiş bir alacağı için borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ile alacaklarını haczettirebilir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için tam ispat gerekmemekte olup, mahkemenin alacağın ve ihtiyati haciz sebeplerinin varlığına kanaat getirmesi yeterlidir (İİK’nun 258/1- gerçeğe benzerlik karinesi). Somut olayda, talep eden alacağının dayanağı olarak tek taraflı olarak düzenlediği sözleşmeye dayalı faturayı göstermiştir. Bu durumda, mahkemeye alacağın varlığına kanaat getirilecek yeterli delil sunulmadığından, ihtiyati haciz kararının koşulları mevcut değildir. Mahkemece, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddi yerinde olmamış, bozmayı gerektirmiştir” denilmiştir. Somut olayda ihtiyati hacze konu alacak fatura alacağına dayanmaktadır. Davada dava konusu alacağın tek taraflı düzenlenen tutanağa dayalı olması sebebiyle , davalının bu tutanağın aksini ispat imkanı olup,kaçak elektrik kullanımının tesbitinin haksız fiil olması sebebiyle de yargılama gerektirdiği, bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun varlığına kanaat oluşturacak bir durumun bulunmadığı anlaşıldığından, davada İİK 257. madde gereği ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.Mahkemece ,bu sebeple itirazın kabbulü ile ihtilati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken,aksi gerekçe ile itirazın reddine karar vermesi hukuka aykırı olmakla, karşı tarafın istinaf talebinin kabulü ile, istinaf konusu ara karar kaldırılıp,davalıların itirazının kabulü ile, d.iş dosyasından verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Karşı tarafın istinaf talebinin kabulü ile, İstanbul 10.ATM 2023/91 esas sayılı dosyasında 17/04/2023 tarihli ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin ara kararının kaldırılmasına , Buna göre ; 1-Karşı tarafın itirazının kabulü ile değişik iş dosyasında 16/03/2023 tarihli ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkin 2023/91 D.iş esas 2023/97 karar sayılı ara karar kaldırılarak, yeniden,Talep edenin İHTİYATİ HACİZ TALEBİNİN REDDİNE , Teminat iadesi talebi olduğu takdirde ilk derece mahkemesince karar verilmesine,Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davalılara isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, ÖDair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.13/06/2023