Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1839 E. 2023/3788 K. 21.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2023/1839
KARAR NO : 2023/3788
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/01/2023
NUMARASI : 2020/954 E – 2023/82 K
DAVANIN KONUSU :Menfi Tespit
Birleşen İstanbul 21.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/287 esas sayılı dosyasında;
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 21/12/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketten … ve … no’lu iki adet ADSL hizmeti aldığını,kasım 2018 tarihinde davalı firmaya ait Metro İnternet hizmetinden daha iyi hizmet alacağı yönünde bilgilendirilerek ve yönlendirilerek abonelik başvurusunda bulunduğunu, anlaşma gereği Metro internet teslim edildiğinde iki adet ADSL aboneliğinin cezasız olarak iptal edileceğini, müvekkilinden onay için imza alındığını ancak bugüne kadar internet hizmeti ve tesliminin verilmediği gibi iki adet ADSL’nin de iptal edilmediğini, müvekkilinin 2019 Haziran ayından beri itirazını sözlü ve yazılı yapmasına rağmen geri dönüşün yapılmadığını ve herhangi bir çözüm getirmediklerini, müvekkili aleyhine yasal işlem yapacaklarına dair tehdit mesajı yollayarak haksız kazanç sağlamaya çalıştıklarını, müvekkilinin mağdur edildiğini, davanın kabulü ile ayıplı hizmetten dolayı kullanılmayan tüm metro internet faturalarının gecikme bedellerinin ve sözleşmenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Asıl dosyada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin eklerinin dosyaya sunulmadığını, davanın konusunun bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepli davalarda arabulucuya başvurulmasının bir dava şartı olduğunu, davacı yanın ödemiş olduğu faturaların tarafına iadesini istediğini, somut olayda davacının arabulucuya başvurmaması nedeniyle davanın reddedilmesi gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddini talep etmiştir. Birleşen İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/287 esas sayılı dosyasında davacı vekili 09/05/2022 tarihli dilekçesinde özetle; davacı alacaklı … A.Ş. (müvekkili şirket) ile … A.Ş. (davalı borçlu) arasında 27.11.2018 tarihinde “Metro Ethernet İnternet Teklifi, Abonelik Sözleşmesi, Abonelik Sözleşmesi Metro Ethernet İnternet Eki, Metro Ethernet İnternet Başvuru Formu, Metro Ethernet İnternet Büyük Fırsat Kampanyası, Metro Ethernet İnternet Hizmetinin Verilmesine İlişkin Usul ve Esasları Düzenleyen Protokol” imzalandığını, ve imzalanan işbu sözleşmeler kapsamında gerekli işlemlerinin tamamlanmasının akabinde internet hizmetinin davalının kullanıma açıldığını, davacı alacaklı mezkur sözleşmeler kapsamında davalıya tahsis etmiş olduğu internet hizmeti kullanımından doğan alacağına istinaden faturalar düzenlenmiş olup ,işbu fatura borçlarının ödenmemesi üzerine merkezi takip sistemi üzerinden takibe geçildiğini, bahse konu icra takibine davalı borçlunun haksız ve mesnetsiz nitelikteki itirazı sonucu takibin durdurulduğunu, arabulucuya başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını belirterek, icra takibine yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı borçlu aleyhine dava konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/287 esas sayılı dosyasında davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili … Aş. İle davacı … Aş. arasında, müvekkili … Aş. nin ticari faaliyetlerini sürdürmekte olduğu … Mahallesi … Caddesi No:…/ b/1 Bakırköy/İST. adresinde ADSL hizmeti verilmesi için abonelik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme imzalanmasından sonra davacı firma sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemiş ve taahhüt etmiş olduğu hizmeti gereği gibi sunamadığını, müvekkili firmanın sağlık sektöründe hizmet verdiğini, sağlık sektöründe hizmetler günü gününde ve o an karşılanması gerektiğini, hizmetin aksamasına veya gecikmesine sebebiyet verecek bütün unsurlar derhal ve gecikmeksizin bertaraf edilmek zorunda olduğunu, müvekkili firma yetkilileri taahhüt edilen internet hizmetinin gereği gibi yerine getirilmemesi nedeniyle defalarca firma yetkilileriyle görüşmüş ve fakat hizmet kalitesi ve yetersizliğiyle ilgili sorunların giderilmesi için davacı şirket tarafından herhangi bir faaliyet gerçekleştirilemediği gibi müvekkillerini tatmin edici herhangi bir cevabında verilmediğini, sorunların giderilmesi için şirket yetkilisi ne atılan mesajlara geri dönüş yapılmadığı gibi piyasada tekel olmanın vermiş olduğu öz güvenden kaynaklanan umursamaz tavırları günümüze kadar sürdüğünü, müvekkili firma bu dönemde sözleşmenin feshi için gerekli müracaatları yapmış ve bu konuda yasal yolları kullanmayı tercih ettiğini, davacı firma aleyhine müvekkil firma tarafından Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/954 Esas sayılı dosyası ile ikame edilen dava ile hizmet kusuru nedeniyle sözleşmenin feshi talep edildiğini, açılan ve halen daha derdest olan bu dava ile müvekkiline verilen ayıplı hizmet nedeniyle sözleşmenin feshi, … AŞ. tarafından müvekkiline çıkarılan hizmet bedellerinin iptali istenildiğini, dolayısıyla iş bu iki dava içerik olarak birbiriyle bağlantılı ve Bakırköy 4. Ticaret Mahkemesinin 2020/ 954 Esas sayılı dosyasından verilecek kararın huzurdaki dosyada verilecek kararı da doğrudan etkileyeceği gerçeği söz konusu olduğunu, davacı tarafından verilmiş herhangi bir hizmet olmamasına rağmen müvekkilinden hizmet bedeli talep etmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı şirketin verdiği hizmet konusunda piyasada tekel olması bu tür sorunların doğmasında temel etken olduğunu, nihai tüketici alternatifi olmaması nedeniyle sözleşmeye imza atmakta ve fakat daha sonrasında benzer sorunlarla karşılaşmakta olduğunu, piyasada baskın olan kurum , hem hizmet kalitesini hemde hizmetin verileceği yer ve zamanı kendi programına sadık kalarak ve keyfi olarak belirlemekte, bu durum hem kurumsal olmayan nihai tüketiciyi hem hizmete bağımlı olan muhatap kurumları mağdur ettiğini belirterek, davanın yetkisiz İstanbul Asliye Ticaret mahkemelerinde açılmış olması nedeniyle yetkiye itiraz ettiklerini ve dosyanın yetkili ve görevli Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini, dava dosyası ile Bakırköy 4. Ticaret mahkemesinin 2020/954 Esas sayılı dosyası arasında fiili ve hukuki bağlantı nedeniyle, birleştirilmesi konusunda karar verilmesini, yargılama sonunda haksız ve hukuka aykırı davanın reddini talep etmiştir. Asıl davada, Bakırköy 3. Tüketici Mahkemesi’nin 11/08/2020 tarih, 2020/643 esas ve 2020/311 karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmıştır.Mahkeme, dava konusu sözleşme kapsamında davalı birleşen davacının hizmeti verip vermediğinin tespiti için bilirkişi incelemesi yaptığı, bilirkişi raporunda özetle hizmetin verildiğine, hat teslimi yapıldığına ve hat kullanımı olduğuna dair davalı tarafından dosyaya belge sunulmadığının tespit edildiği, davalı birleşen dosya davacı vekiline dava konusu sözleşme kapsamında hizmetin verildiğine ilişkin tüm belgeleri ve delillerini dosyaya sunması için süre verilmesine rağmen, vekil tarafından sunulmadığı gibi kuruma yazılan müzekkereye verilen cevapta da hizmetin verildiğine ilişkin herhangi bir belge ve delilin dosyaya sunulmadığı, fatura düzenlenmesinin fatura içeriği hizmetin verildiği ve fatura düzenleyicisinin alacaklı olduğu anlamına gelmediği,davalı birleşen dosya davacısı tarafından dava konusu sözleşme ve faturalara konu hizmetin verildiği hususu ispat edilmediğinden davacı birleşen dosya davalının sözleşme kapsamında düzenlenen faturalardan dolayı borçlu olduğu söylenemeyeceği, birleşen davada ise davalı tarafından icra takibine yapılan itirazda Bakırköy İcra Daireleri’nin yetkili olduğundan bahisle yetki itirazında bulunulduğu,somut birleşen davada; davalının adresi Bakırköy/İstanbul, davacının adresi ise Şişli/İstanbuldur. Taraflar arasında yapılan abonelik sözleşmesinde İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili kılındığı, buna rağmen davacı tarafından Ankara Merkezi takip sistemi üzerinden takip başlatıldığı,Ankara icra dairesi genel yetkili yer olan davalının adresinin bağlı bulunduğu icra dairesi olmadığı gibi, sözleşmede ifa yeri belirtilmediğinden para alacağının ifa yeri olan davacı alacaklının adresinin bulunduğu icra dairesi ve sözleşme ile belirlenen yetkili icra dairesi de olmadığı, davacı tarafından yetkili icra dairelerinde icra takibi başlatılmadığı, 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanunun 1. Maddesi uyarınca bu Kanunun amacı; “Abonelik sözleşmelerinden ve bu sözleşmelerin ifası amacıyla tüketiciye sunulup bedeli faturaya yansıtılan mal veya hizmetten kaynaklanan para alacaklarına ilişkin haciz yoluyla ilamsız icra takiplerinin, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) bünyesinde oluşturulan Merkezî Takip Sistemi üzerinden başlatılmasına ve haciz aşamasına kadar yürütülmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” 4.maddesinde, Merkezi Takip Sistemindeki takip talebinin doldurulması ve sisteme kaydedilmesi ile takibin başlatılacağı, 5. maddesinde ödeme emrinin borçluya tebliğ şekli ve 7. Maddesinde ödeme emrine itiraz üzerine yapılacak işlemleri düzenlendiği, 7155 sayılı yasanın 7/5.maddesine göre , sadece yetkiye itiraz hâlinde alacaklı avukatının , yetki itirazında gösterilen icra dairesinde haciz işlemlerini başlatabileceği, yetkisiz icra dairesinde takip başlatıldığı ve itiraz üzerin itirazın iptali davası açıldığı,itirazın iptali davalarında usulüne ve kanuna uygun yapılmış bir icra takibinin olmasının dava şartı olduğu, itirazın iptali davası yönünden dava şartının birleşen davada gerçekleşmediği gerekçesi ile ;”A)Mahkememizin iş bu asıl 2020/954 esas sayılı dosyası yönünden; 1-Açılan davanın KABULÜ İLE;-Davacının dava konusu taraflar arasında akdedilen 27/11/2018 tarihli metro ethernet internet abonelik sözleşmesi kapsamında davacı adına düzenlenen faturalardan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine,B)Mahkememizin iş bu dosyası ile birleşen İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/287 esas sayılı dosyası yönünden; 1-Açılan davanın 6100 Sayılı HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca usulüneça uygun bir icra takibi başlatılmaması dava şartı eksikliği sebebiyle reddine” karar vermiştir. Söz konusu kararı asıl dosyada davalı,birleşen dosyada davacı vekili olarak … A.Ş vekili istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde; taraflar arasında … hesap numaralı aboneliğin 15.11.2018 tarihinde aktif olduğu, 20.09.2021 tarihinde ise “İşyerim 100 Mbps’ye Kadar Limitsiz Fiber_İşte Hız Farkı” kampanyasına katılım sağlandığını, … hesap numaralı aboneligin, 15.11.2018 tarihinde aktif olduğunu, 20.09.2021 tarihinde ise “İşyerim 100 Mbps’ye Kadar Limitsiz Fiber_İşte Hız Farkı” kampanyasına katılım sağlandığını, her iki abonelik de aktif kullanımda olduğunu, bilirkişi kök raporunda da ” ilgili aboneliklerin aktif olduğu, kullanımının devam ettiği, “Metro İnternet” kullanım faturalarının zamanında ödenmemesi nedeniyle müvekkili şirketin gecikme bedeli yansıttığı ve davacı tarafın bu faturalar hakkında bilgilendirildiği ” belirtildiğini, dolayısıyla müvekkili şirketin üzerine düşen yükümlülükleri eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davacı tarafça ilgili faturalardan haberdar olunmasına rağmen ilgili faturalara ilişkin borç zamanında ödenmediğini, 20/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda da ” … ve … ADSL hatlarının halen açık olduğu, kullanıldığı ve çıkan faturaların güncel olduğu tespit edilmiş, … nolu metro internet hattının kullanımı yapıldıysa, gecikme ceza fatura bildirimlerinin davacının cep telefonuna bildirim yapılmış olmasına rağmen faturaların ödenmediği ” kanaatine varıldığı,ek raporda da tespit edildiği üzere 15.11.2018 tarihinde aktif olan 7027242608 ve 702724015 hesap numaralı aboneliklerin davacı tarafından kullanılmaya devam edildiğini, davacı tarafından 20.09.2021 tarihinde “İşyerim 100 Mbps’ye Kadar Limitsiz Fiber İşte Hız Farkı” kampanyasına katılım sağlandığını, yine hem kök raporda hem de ek raporda belirtildiği üzere Metro İnternet hizmeti aktif olup davacı tarafından kullanılmaya devam edilmesine rağmen aboneliğe ilişkin faturalar zamanında ödenmediğini, müvekkili şirket tarafından davacı tarafa gecikme ceza fatura bildirimi yapılmış olmasına rağmen davacı taraf ilgili faturalara itiraz edilmediği ve faturaları ödemediğini, ilgili aboneliklere ilişkin kesilen faturalar bilirkişi ek raporunda da belirtildiği üzere usul ve yasaya uygun olmakla beraber davacı tarafın ilgili faturalara zamanında itiraz etmemiş ve ödememiş olması üzerine müvekkili şirket tarafından yapılan gecikme bildiriminin müvekkili şirketin yükümlülüklerini yerine getirdiğini kanıtlar nitelikte olduğunu, icra dairesi için gerçekleştirilmemiş olan yetki itirazı (icra dairesinin yetkisi hususunda etkili olacak ve takibin devamı sonucunu doğuracak olup), itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine etkili olmayacağından, yerel mahkeme tarafından gerekçeli kararında verilen “Yetkisiz icra dairesinde takip başlatılması sebebiyle davanın dayanağı icra takibinin usulüne uygun olmadığı, icra takibine sıkı sıkıya bağlı olan itirazın iptali davası yönünden dava şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla birleşen davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesine” hükmü açıkça kanuna ve Yargıtay kararları ışığında aykırılık teşkil edeceğini, nitekim somut olayımızda da birleşen dosyada davalı tarafça icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemiş ve icra dairesinin yetkisi kabul edildiğini, ancak müvekkil şirket tarafından işbu itirazın iptali davası genel hükümlere göre İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığını, söz konusu itirazın iptali davası usul ve yasaya göre açılmış olup, yerel mahkemenin davanın esasına girerek hüküm kurması gerekirken, davayı dava şartı yokluğu sebebiyle reddine karar vermesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini beyan ederek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı tutulmak kaydıyla, ilk derece mahkemesi olan Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/954 E. – 2023/82 K. sayılı dosyası ve Birleşen İstanbul 21.Asliye Ticaret Mah. 2022/287 E.sayılı dosyası kapsamında verilen usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılarak istinaf incelemesi neticesinde dosyanın esasına girilerek asıl dosya yönünden davanın reddine, birleşen dosya yönünden davanın kabulü ile davalı borçlu aleyhine dava konusu alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre;Asıl dava, hizmetin gerektiği gibi verilmemesi iddiasına dayalı ve faturalardan kaynaklı menfi tespit,birleşen dava ödenmeyen fatura bedelleri yönünden itirazın iptali talebine yöneliktir. Ankara Merkezi Takip Sistemi … esas sayılı icra takip dosyasında, davalı birleşen dosya davacısı alacaklı tarafından davacı birleşen dosya davalısı hakkında toplam 36.423,57-TLnın tahsili yönünden yapılan ilamsız takibin itiraz üzerine durdurulduğu anlaşılmıştır.Kök bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasında 2 Adet ADSL anlaşması bulunduğu, davacının, davalı yönlendirmesi ile yeni bir Metro internet sözleşmesi yaptığı, Metro internet sözleşmesi sonrası eski kullanılan … ve … nolu ADSL hizmetlerinin iptal edilmesinin istenildiği, davacıya ait … ve … hesap numaralı ADSL hatlarının kullanımına devam edildiği, Metro internet başvurusunun 27/1 1/2018 tarihinde yapıldığı, ancak hat teslimi yada hat kullanımı olup olmadığının dosya kapsamında ve davalı taraf ile yapılan görüşmelerde tespit edilemediği, davalı firmanın kesmiş olduğu “Metro İnternet” kullanım faturalarının zamanında ödenmediği için gecikme bedelinin davacı cep telefonlarına SMS ile bildirildiği belirtilmiştir. Ek bilirkişi raporunda özetle; davacı sistemlerinde 07.08.2019 tarihinden bu yana açık Metro internet hattının aktif kullanım yapılıp yapılmadığının bilinmediği, hattın sadece davalı sistemlerinde aktif olarak göründüğü, Metro internet hattının aylık veri indirme hızlarının (Download/Upload) dosyaya eklenemediği, davacı telefonun gelen birikmiş borç bakiye bilgisinin, detayına ait fatura bilgilerinin dosyaya eklenmediği, davacı tarafa kurulduğu söylenen metro internet sisteminin, nereye kurulduğu, kurulu olduğu yerin fotoğraflarının dosya kapsamında olmadığı, Metro internet alt yapı kurulumlarının ADSL internet kurulumuna benzer olmadığı için, Metro internet sonlandırmasının mutlaka firewall ve benzeri cihazlarda yapılması gerektiği, davacı sistemlerinde bu işin nasıl teslim edildiği ile ilgili dosya kapsamında bilginin olmadığı ,bu durumda davalı tarafın kurduğu hattın aktif kaldığı,ancak davacının internet hizmetinden yararlanamayacağı,bu konu ile ilgilide dosya kapsamında net bilgi olmadığı, davacının … nolu metro internet hattının kullanımı yapıldıysa, davalı tarafından gecikme ceza fatura bildirimlerinin, davacının cep telefonuna bildirim yapılmış olmasına rağmen faturaların ödenmediği, davacıya ait olan … , … Adsl hatlarının halen açık olduğu, kullanıldığı ve çıkan faturaların güncel olduğu, davacıya ait …, … Adsl hatlarının yıllık sözleşmelere ve kotalı kullanım olup olmasına ve özel indirimlere göre değişken olduğu için dosya kapsamında görülmediği, ADSL hatları için kesilen faturaların usul ve yasaya uygun olduğu belirlenmiştir.Asıl dava yönünden davacının talep ettiği Metro internet hattının davalı tarafça aktif hale getirildiğinin davalı tarafça ispatlanamadığı, ayrıca davalı vekili tarafından buna ilişkin delillerin mahkemenin süre vermesine rağmen sunulmadığı gibi,davalı tarafa yazılan müzekkerelere istinaden bu delillerin gönderilmediği,asıl davada davalının sistemi kurarak faaliyet geçirdiğini ispatlayamadığından,sistem kullanım faturalarında da alacaklı olmadığı anlaşılmıştır.Asıl dava menfi tespit davası olmakla,asıl davada davalı alacaklı alacağını ve alacağına dayanak sistemi kurarak faaliyet geçirdiğini ve davacının bu sistemden yararlandığını ispatlayamamıştır.Asıl dava açısından mahkemenin kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur.Birleşen dava ise ,asıl davaya konu edilen faturaların ödenmemesi üzerine tahsiline dair birleşen dosya davacısı tarafından yapılan takibe karşı itirazın iptali istemine dayandığından,birleşen dosyadaki takip alacaklısı davacı takibi Ankara MTS sistemi üzerinden başlatmıştır.Taraflar arasındaki sözleşmede İstanbul Mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğu kabul edilmiş,ayrıca davalının ikametinin İstanbul Bakırköy olduğu belirtilerek takipte aynı zamanda yetkiye de itiraz edilmiş olmakla,söz konusu takip gerek yetki sözleşmesi ve gerekse davalı borçlu şirket merkezi dışındaki Ankara MTS sisteminden yapılmakla,yetkisiz icra dairesinde yapılmıştır.Bu durumda yetkili icra dairesinde takip yapılması itirazın iptali davasında dava şartı olmakla,yetkili icra dairesinde yapılmayan takip nedeniyle dava şartı gerçekleşmediğinden mahkemenin davanın usulden reddi kararı da usul ve hukuka uygun bulunmuştur.Bu itibarla , ilk derece mahkemesince asıl ve birleşen davada verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, asıl davada davalı- birleşen davada davacının istinaf talebinin asıl ve birleşen dava yönünden HMK 353/1b-1.madde gereği ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Asıl davada davalı-birleşen davada davacının istinaf talebinin asıl ve birleşen dava yönünden HMK 353/1b-1.madde gereği ayrı ayrı reddine,Asıl dava yönünden davalısı … A.Ş.’den alınması gereken 2.704,61 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 676,16 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.028,45 TL’nin asıl dosya davalısı … A.Ş.’den alınarak hazineye irat kaydına, Birleşen dava yönünden davacı … A.Ş.’den alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL’nin birleşen dosya davacısı … A.Ş.’den alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 21/12/2023