Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1823 E. 2023/1852 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1823
KARAR NO: 2023/1852
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/05/2017
NUMARASI: 2016/623 E – 2017/596 K
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/06/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı firmanın faaliyet gösterdiği işkolunda … ve … abone nuumaraları üzerinden davalı … şirketinden elektrik enerjisi satın aldığını, davalı şirketçe tahakkuk ettirilen faturalarda tüketim bedeli karşılığı olmayan kayıp – kaçak bedeli, PSHB, PSH Sayaç okuma bedeli , İletim bedeli, Dağıtım bedeli ,… payı,…, … ve … adı altında haksız ve hukuka aykırı tahsilatlar yapıldığını belirterek her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davalılardan dava tarihinden geriye doğru son 10 yılda davacıdan tüm abonelikler için her ne ad altında olursa olsun faturalandırılarak gizliden veya açıktan haksız olarak tahsil ettiği türlü miktarların Payı, Enerji Fonu, BTV ve KDV ‘sinin bilirkişilerce edilerek şimdilik 1.000,00TL’nin haksız tahsilat tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte ( Reeskont avans faiziyle ) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılardan … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı belirsiz alacak yönlerinden usulden itiraz ettiğini, esasa yönelik ise , dava konusu bedellerin yasal dayanağının mevcut olduğunu, yasal mevzuat yönünden yapılacak itirazların EPDK’ya yapılması gerektiğini, davalının EPDK tarafından yayımlanan mevzuat ve tarifelere diğer elektrik şirketleri gibi uyma zorunluluğu bulunduğunu, tarifelere uyma yükümlülüğünün bir gereği olarak kayıp-kaçak bedelinin perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığını, 6719 sayılı yasanın 17/06/2016 tarihinde Resmi Gazetete yayınlarak yürülüğe girdiği dikkate alındığında davalı şirketçe yapılan uygulamanın kanuni bir nitelik taşıdığını, davanın .. Genel Müdürlüğüne, Özelleştirme İdaresi Başkanlığına ve EPDK’ya ihbarı gerektiğini belirterek öncelikle davanın …, Özelleştirme İdaresi Başkanlığına ve EPDK’ya ihbarına usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir Davalılardan … A.Ş. vekili itarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; davada yargı yeri olarak idari yargının görevli olduğunu; davanın Danıştay’da görülmesi gerektiğini bu nedenle görev itirazında bulunduklarını, sektörlerde önlenemeyen sebeplerden kaynaklanan kayıpların maliyete eklenmemesi ve kar oranlarının bu maliyete göre hesaplanmaması halinde sürdürebilir üretim ticaret yapılmasının mümkün olmayacağı, uyuşmazlık konusu bedellerin kanunla veya kanonun verdiğiyetki çerççevesinde ve kanunun temel amaçlarına uygun olarak EPDK tarafından belirlendiğini, açıklanan nedenlerle davacınınnı haksız davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın getirdiği düzenleme sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir. Söz konusu kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı tarafça istinaf sebepleri olarak, mahkeme, mezkur sayılı kararında her ne kadar davanın reddine karar vermiş ise de; müvekkil davacının dava tarihindeki haklı olması ve yasa değişikliği nedeniyle davanın konusuz kalmasından dolayı, davacı müvekkil lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiğini, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/2534 E, 2017/3956 K. Sayılı kararı ve ekte sunduğumuz aynı uyuşmazlığa ilişkin yargı kararları da bu yönde olduğunu, öncelikle bu yönden kararın düzeltilmesi gerektiğini, ayrıca, söz konusu yasa ile kayıp-kaçak bedelinin talep edilmesinin önüne geçildi ise de; dava dilekçemizde, sayaç okuma bedeli, iletim sistemi kullanım bedeli, dağıtım sistemi kullanım bedeli, perakende satış hizmet bedeli vb. birçok bedel haksız olarak tahsil edildiğini, bu yönden de davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir. HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilerek, Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir. Yine, 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür. Davacının istinaf taleplerinin incelenmesiyle; yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Davacının, lehine vekalet ücreti takdiri gerektiği yolundaki istinafı yönünden yapılan incelemeye göre ise; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. sayılı ilamında belirttiği üzere, “Dava tarihinde davasında haklı olan davacının sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine masraf ve vekalet ücretine” hükmedilmesi gerekir. Yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Bu sebeple mahkemece davanın reddi yerine “dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi ve HMK 331/1 maddesi uyarınca maktu vekalet ücretinin haksız tarafa yükletilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve hukuka aykırılık oluşturmaktadır. Yukarıda açıklanan gerekçeye binaen, dava tarihindeki haklılık durumu sebebiyle davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi ise usul ve hukuka aykırı olduğundan, davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile, karar HMK 353/1-b-2 maddesi gereği düzeltilerek, bu konuda yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden, yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1-Dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcının, peşin alınan 29,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 150,7‬0 TL nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacıdan alınan 29,20 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 4-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 915,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısımların kararın kesinleşmesi halinde yatıran taraflara ilk derece mahkemesince iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davacıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davacının istinaf aşamasında yapmış olduğu 37,50 TL istinaf masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 07/06/2023