Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1781 E. 2023/1806 K. 05.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1781
KARAR NO: 2023/1806
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/05/2023
NUMARASI: 2023/314 E –
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 05/06/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket yetkilisi … arasında satış sözleşmesi imzalandığını, dava dilekçesi ekinde bulunan 10/10/2022 son ödeme tarihli 644.522,00 TL, 10/11/2022 son ödeme tarihli 474.266,00 TL, 12/12/2022 son ödeme tarihli 377.008,00 TL, 10/01/2023 son ödeme tarihli 552.061,00 TL, 10/02/2023 son ödeme tarihli 488.536,00 TL’lik elektrik fatura bedellerinden, davalı şirketin takip öncesi fatura borçlarına müsteniden müvekkili şirkete 400.000,00 TL’lik ödeme yapmış olduğu, sözkonusu ödemenin fatura alacaklarından düşülmüş olup, akabinde kalan alacak kısmı icraya konu edildiğini, yapılan ödemenin hangi faturanın hangi alacağına istinaden yapıldığının müvekkil şirketten sorulmasını talep ettiklerini, Davalı şirket tarafından dava öncesi yapılan 400.000,00 TL’lik ödemenin, 307.426,70 TL’si 30/09/2022 tarihli fatura asıl borcundan düşüldüğünü, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından alacağı tahsil etmek amacıyla Bakırköy Abonelik Sözleşmeleri İcra Müdürlüğünün (MTS) … esas sayılı icra dosyası ile davalı şirket aleyhine 15/03/2023 tarihinde 2.035.056,73 TL’lik ilamsız icra takibi başlatıldığını, 22/03/2023 tarihinde davalı şirketin vekili aracalığı ile işbu icra takibe konu borca itiraz ettiğini, müvekkili şirket tarafından davalı şirket adına tahakkuk ettirilen faturaların elektrik piyasası tüketici hizmetleri yönetmeliğine uygun olarak düzenlendiğini, borçlu tarafın, ilgili kullanım yerinde elektrik enerjisi tüketmesine rağmen işbu davaya konu elektrik fatura bedellerini ödemediğini, söz konusu fatura bedellerinin kendisine tebliğ edilmesine rağmen, davalı şirket tarafından fatura bedellerine de itiraz edilmediğini, İİK’nın 258/1. maddesinin ikinci cümlesinde “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebebi hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” şeklinde yapılan düzenleme ile alacaklının ihtiyati haciz talep edebilmesi ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı ve istenebilir olduğunun tam ve kesin olarak ispat edilmesi gerekliliği aranmamış, bu konuda mahkemeye kanaat getirecek delillerin sunulması yeterli kabul edildiğini, Sayın Mahkemenize sunulan işbu dilekçe ekinde sunulan belge ve açıklamaların İİK 258/1 maddesi anlamında kaçak kullanımı ve alacağın varlığı ile istenebilir olduğu hususunda kanaat uyandırıcı nitelikte olduğunu, dosya kapsamında sunduğumuz deliller ve açıklamaların İİK. 258 kapsamında kanaat verici delil kabulü ile borçlunun mal kaçırma ihtimalinin dikkate alınarak müvekkili kurumun alacağına kavuşmasını imkansız kılacağı dolayısyla sayın mahkemenizce uygun görülecek teminat mukabilince borçlunun gayrimenkul, menkul ve 3. kişilerdeki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesince “davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yaklaşık ispat koşulunun yerine getirildiğini, davacının kaçak elektrik kullanımının müvekkili şirket çalışanlarınca düzenlenen tutanaklar ile sabit olduğunu, son ödeme tarihinde belirtilen borcun ödenmediğini, alacağın muaccel olduğunu, rehin ile de temin edilmediğini, işbu davanın sonuçlanması ve icra takibinin kesinleşmesi beklenildiği takdirde, “kamu alacağı” niteliğinde olan kaçak elektrik bedelinin tahsilinin tehlikeye gireceğini, alacak miktarı düşünül- düğünde ciddi bir kamu zararı oluşacağını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; İİK’nun İhtiyati haciz şartları başlıklı 257.maddesinde ; ” Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” hük- müne yer verilmiştir. Yargıtay 23.Hukuk Dairesi Başkanlığının 2016/5783 E. 2016/4664 K.sayılı kararında “Talep ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İİK’nun 257 vd. maddeleri gereğince para borcu alacaklısı rehinle temin edilmemiş bir alacağı için borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ile alacaklarını haczettirebilir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için tam ispat gerekmemekte olup, mahkemenin alacağın ve ihtiyati haciz sebeplerinin varlığına kanaat getirmesi yeterlidir (İİK’nun 258/1- gerçeğe benzerlik karinesi). Somut olayda, talep eden alacağının dayanağı olarak tek taraflı olarak düzenlediği sözleşmeye dayalı faturayı göstermiştir. Bu durumda, mahkemeye alacağın varlığına kanaat getirilecek yeterli delil sunulmadığından, ihtiyati haciz kararının koşulları mevcut değildir. Mahkemece, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddi yerinde olmamış, bozmayı gerektirmiştir” denilmiştir. Eldeki dosyada da, dava kaçak elektrik kullanımına ilişkin fatura bedelinin tahsiline yönelik takibe vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı ile ihtiyati haciz kararı verilmesi talebine ilişkindir. İhtiyati hacze konu alacak tak taraflı olarak düzenlenen tutanağa dayalı faturadan kay- naklanmaktadır. Alacağın varlığını ” yaklaşık ispat”a elverişli başkaca delil sunulmamış olup uyuş- mazlık konusu yargılamaya muhtaçtır. Dosyanın bulunduğu aşama itibariyle İİK 257. madde gereği ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirilmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı …’ın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; İhtiyati haciz talep eden …’ın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 05/06/2023