Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1755 E. 2023/1859 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1755
KARAR NO: 2023/1859
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 14/04/2023
NUMARASI: 2023/248 E
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 08/06/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu- davalının 24/12/2021 tarihinde … Mahallesi … Caddesi No… a Bağcılar İstanbul adresi için imzaladığı sözleşmeyle müvekkili ile …Tüketim noktası… Sözleşme numarası ile 4646 Sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanun kapsamında abonelik ilişkisine başladığını, doğal gaz kullanım sözleşmesi ile kira sözleşmelerinde görüleceği üzere borçlunun fatura adresleri ile sözleşmenin yapıldığı adreslerin aynı olduğunu, borçlu ile imzalanan sözleşmenin içeriği incelendiği takdirde borçlunun Doğalgaz Kanunu ve onun ile bağlantılı tüm yönetmelikleri kabul ettiğinin görüldüğünü, borçlunun abonelik tarihiden itibaren kullanım bedeline göre kendisine tebliğ edilen aylık fatura bedellerini ödediğini, bu kapsamda Doğal Gaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği 48. Maddesine göre aylık olarak tüketimlerinin faturalandırıldığını, borcun ödenmediğini, kamu yararına çalışan müvekkilinin zarara uğratma amacı ile yapılan muvazalı işlemlerin önüne geçmek adına ihtiyati haciz kararının ivedi olarak verilmesini, davalı borçlunun mal varlığını elden çıkarma ve kamu hizmeti gören müvekkil alacağını ödemeyerek kamusal zarara sebebiyet verdiğini, fırın işletmesini başka ünvanlar adı altında sürekli yeni sözleşme ile kaçak kullanımı yapmakta ve kamusal zarara sebebiyet verdiğini, İİK 257/1 gereği rehine tabi tutulmamış bir para alacağının vadesi gelmesine ödeme gerçekleşmediğini, bu nedenle mal kaçırma gayreti içinde olan davalı hakkında borcu karşılayacak nitelikte menkul ve gayrimenkul ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacakların haczi için ihtiyati haciz kararı verilmesine ve borçlunun Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı Dosyasına yaptığı haksız itirazın İPTALİNE takibin devamına, borçlunun yüzde yirmiden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından; “Talebin, İcra İflâs Kanununun 257 ve devamı maddeleri gereğince yerinde olduğu anlaşılmakla KABULÜ İLE; yukarda kimliği yazılı alacaklının 356.301,29 TL alacağının ifasının temini için borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacaklariyle diğer haklarının borca yeter miktarının İ.İ.K’nunda belirtilen muayyen tahditler dairesinde İHTİYATEN HACZİNE, alacağın % 15 oranında 53.446,00 TL nakdi veya banka teminat mektubunun alacaklı tarafından Mahkememiz veznesine teminat olarak DEPO EDİLMESİNE,” karar verilmiştir. Bu karara davalının itirazı üzerine duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda14.04.2023 tarihli kararla “Somut olayda, itiraz sebepleri sınırlı olarak sayılmış olup, dosya incelenmekle, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkeme nezdinde yaklaşık ispat koşullarının oluşmasının yeterli olması, para alacağı olan alacağın muaccel olması ve rehinle temin edilmemiş olması” nedenleriyle itirazın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; müvekkili şirketin … San. Ve Tic. A.Ş. ’ne herhangi bir borcu bulunmadığını, alacağın muaccel olduğu konusunda herhangi bir somut veya kanaat gerektirecek delil, emare bulunmadığını, müvekkilinin mal kaçırma ihtimali olduğundan bahsetmesine rağmen bu iddiasına hiçbir geçerli dayanak göstermediğini, sözleşmenin sunulmadığını, müvekkilinin davacı tarafa kullanmış olduğu enerji için herhangi bir borcu olmadığını, ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığını, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediğini, faturaların tebliğ edilmediğini ve varlığının davacı tarafça ispatlanmadığını, davacının cari kayıtlarında alacak bulunduğu belirtilmiş ise de alacağın gerçekte var olmayan , haksız şekilde düzenlenen faturalara dayalı olduğu ve tahsil edilmeye çalışıldığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, ödenmeyen fatura alacağının tahsili talebiyle başlatılan takibe vaki itiraz ile ihtiyati haciz talebine ilişkindir. İİK’nun İhtiyati haciz şartları başlıklı 257.maddesinde ;” Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” hük- müne yer verilmiştir. Yargıtay 23.Hukuk Dairesi Başkanlığının 2016/5783 E. 2016/4664 K.sayılı kararında “Talep ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İİK’nun 257 vd. maddeleri gereğince para borcu alacaklısı rehinle temin edilmemiş bir alacağı için borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ile alacaklarını haczettirebilir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için tam ispat gerekmemekte olup, mahkemenin alacağın ve ihtiyati haciz sebeplerinin varlığına kanaat getirmesi yeterlidir (İİK’nun 258/1- gerçeğe benzerlik karinesi). Somut olayda, talep eden alacağının dayanağı olarak tek taraflı olarak düzenlediği sözleşmeye dayalı faturayı göstermiştir. Bu durumda, mahkemeye alacağın varlığına kanaat getirilecek yeterli delil sunulmadığından, ihtiyati haciz kararının koşulları mevcut değildir. Mahkemece, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddi yerinde olmamış, bozmayı gerektirmiştir” denilmiştir. Eldeki dosyada da, dava elektrik kullanımına ilişkin fatura bedelinin tahsiline yönelik takibe vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı ile ihtiyati haciz kararı verilmesi talebine ilişkindir. İhtiyati hacze konu alacak tak taraflı olarak düzenlenen faturadan kaynaklanmaktadır. Fatura tek başına belirtilen miktarda hizmetin verildiğinin kabulü için yeterli değildir. Alacağın varlığı yaklaşık ispat kuralı gereği ispatlanamamıştır.Alacağın varlığını ” yaklaşık ispat”a elverişli başkaca delil sunulmamış olup uyuşmazlık konusu yargılamaya muhtaçtır. Dosyanın bulunduğu aşama itibariyle İİK 257. madde gereği ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Bu itibarla, davalının istinaf talebinin kabulü ile, davalının ihtiyati hacze itirazının reddine ilişkin 14/04/2023 tarihli ara karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak yeniden, davalının ihtiyati haciz kararına karşı itirazının kabulüne ve buna bağlı olarak verilen 24.03.2023 tarihli ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf talebinin kabulü ile, davalının ihtiyati hacze itirazının reddine ilişkin 14/04/2023 tarihli ara karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak yeniden ; 1- Davalının ihtiyati haciz kararına itirazının kabulüyle 24/03/2023 tarihli ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına , 2-Davalıdan peşin olarak alınan istinaf karar harcının talebi halinde iadesine, 3-İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 08/06/2023