Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/170 E. 2023/1337 K. 02.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/170
KARAR NO: 2023/1337
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/10/2022
NUMARASI: 2021/802 E – 2022/711 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 02/05/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 04/04/2001 yılında kurulduğunu ve 19/09/2003 yılından itibaren “Gaziantep İli Şehitkamil İlçesi … Cad. No:…” adresinde faaliyet gösterdiğini, 08/10/2020 tarihinde Gaziantep Organize Sanayi Müdürlüğü’nün … sayı numaralı kararı ile adres güncellemesi yapılarak müvekkili şirketin adresinin “… Bölge … nolu Cad. No:… Şehitkamil/Gaziantep” olarak revize edildiğini, fiili olarak herhangi bir adres değişik- liği olmadığını, davalı tarafından dava dışı borçlu … Tic. Ltd. Şti aleyhine İstanbul … İcra Dairesi … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, 24/09/2021 tarihinde Gaziantep İcra Dairesi … Talimat numarası ile müvekkili şirketin adresinde fiili haciz yapıldığını, fiili haciz esnasında müvekkili şirketin borçlu firma ile hukuki yada fiili bağlantısı olmadığı bildirilmiş ise de, davalı şirket vekili tarafından fiili haciz ve muhafaza talep edildiğini ,istihkaklı haciz işlemi yapıldığını, haczedilen menkullerin 3. kişiye yediemin olarak teslim edilerek haciz mahallinde bırakıldığını, dava dışı borçlu … Nakliyatı Tic. Ltd. Şti’nin 16/09/2013 tarihinde müvekkili şirketin faaliyet adresinde kiracı olarak kurulduğunu, 17/05/2017 tarihinde şirket hisselerinin tamamının kurucular dışında 3. kişiye devredilerek şirket adresinin “… Mah. … Blv. No:… Şehitkamil/Gaziantep” olarak değiştirildiğini, aynı şirketin faaliyet adresini tekrar 26/02/2018 tarihinde “… Mah. … Blv. … Sitesi … Blok No:… Akdeniz Mersin” olarak değiştirildiğini ve müvekkili şirket ile hiç bir hukuki yada fiili bağlantısının kalmadığını, açıklanan bu durumun ticaret sicil gazeteleri ve vergi levhaları ile de açıkça görüleceğini beyanla, Müvekkilinden haksız ve hukuka aykırı şekilde tahsil edilen 127.219,80 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işletilecek reeskont avans faizi ile birlikte müvekkili şirkete ödenmesini, davalı tarafın asıl alacağın % 20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargı- lama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; İİK. Md. 72 gereğince icra dosya borcuna istinaden yapılan ödemelere ilişkin ancak dosya borçlusu tarafından istirdat davası açılabileceğini, icra dosyasında “borçlu” sıfatı bulunmayan davacının iş bu davada aktif husumetinin de olmadığını, aksi halde de, işbu istirdat davası açısından paranın tahsil edilmesine dayanak olan borcun gerçek bir borç olmaması vb haklı sebeplerin varlığının ispatının gerektiğini, Davacı tarafından istihkak davası açılmadığını,böyle bir dava açılsaydı dahi “haczedilen malların borçluyla ilgisi bulunmadığına” dair ileri sürülen iddiaların eldeki davanın esasına etkili olmadığını, İstanbul 15. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2021/538 Esas- 2021/861 Karar sayılı ilamı ile takibin devamına karar verilmekle, mülkiyet karinesinin dosya borçlusu , dolayısıyla alacaklı duru- mundaki müvekkili lehine kabul edildiğini, icra işlemlerinin bu karara ve İİK’daki diğer müracaat haklarına dayalı olarak yürütüldüğünü, gerçek bir alacağa dayalı olarak tahsil edilen paranın iadesinin talep edilemeyeceğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesi’nce: 2004 Sayılı İİK’nın 9. ve devamı maddeleri uyarınca icra dosyasına yapılan ödemelerin borca mahsuben yapılmış sayıldığı, takip dosyasının tarafı olmayan davacının ödediği bedeli, sebepsiz zenginleşme kurallarına göre takip dosyası borçlusundan geri isteme hakkı bulunmakla birlikte, davalı takip alacaklısının sebepsiz zenginleşen konumunda olma- dığı , İİK’nun 72. maddesi uyarınca istirdat davasını da ancak takip borçlusunun açabileceği ” gerek- çesiyle “HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE ” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde: Davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre açılmış bir alacak davası olduğunu, Davalının esasen dava dışı … Nakliyatı Tic. Ltd. Şti aleyhine takibe giriştiğini, bu şirketin 16/09/2013 tarihinde müvekkili şirketin adresinde kiracı olarak kurulduğunu, 17/05/2017 tarihinde şirket hisselerinin tamamının 3.kişilere devredildiğini ve şirket adresinin 26/02/2018 tarihinde değiştirildiğini, bu tarihten sonra müvekkili şirket ile hiç bir fiili ve hukuki bağının bulunmadığını, ancak davalının haciz talebi kapsamında dava dışı şirketin borcu nedeniyle müvekkilinin işyerine haciz için gelindiğini, istihkak iddiasında bulunduklarını,ancak dava dışı borçlu şirket ile kira ilişkisi kapsamında düzenlenen ve VUK gereğince 5-10 yıl süreyle muha- fazası gereken bir kısım belgeler dikkate alınarak haciz işlemine devam olunduğunu, icra hukuk mahkemesince “takibin devamına” karar verildiğini, dava konusu ödemenin cebri icra baskısı altında yapılmış bir ödeme olduğunu ,iadesi gerekirken yazılı şekilde karar tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; HMK’nun 33. maddesinde ” Hâkim, Türk hukukunu resen uygular.” hükmüne yer veril- miş olup bu düzenlemeye göre maddi olayın izahı tarafların, hukuki niteleme ise hakimin/ mahke- menin görevidir. Hakim taraflarca yapılan hukuki niteleme ile bağlı değildir.Eldeki davada davacı , davalının takip alacaklısı olduğu icra dosyasında ” borçlu” ola- rak yer alan dava dışı şirketin müvekkili ile fiili ve hukuki bağlantısının bulunmadığını, söz konusu takip dosyası kapsamında kendisinden tahsil edilen paranın yasal dayanağının olmadığını, bu ödeme ile davalının sebepsiz şekilde zenginleştiğini iddia etmektedir. Uyuşmazlık, davacının dava konusu ödemeyi davalıdan talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.Bilindiği üzere; sebepsiz zenginleşme, haklı bir sebep olmaksızın bir başkasının mal varlığından ya da emeğinden yararlanma olarak tanımlanır. Sebepsiz zenginleşme için, bir taraf zenginleşirken diğer tarafın fakirleşmesi, zenginleşme ile fakirleşme arasında nedensellik bağının bulun- ması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Sebepsiz zenginleşme kurumunun temel özelliklerinden biri “şahsilik” prensibidir. Bu ilke gereğince kime karşı zenginleşme olmuş ise ise sadece o kişiden talepte bulunulmalıdır. Somut olayda , davalının dava dışı … Tic. Ltd. Şti aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız takibe giriştiği, takibin kesinleşmesi üzerine davacının adresinde talimat yoluyla haciz işlemi yapıl- dığı, davacı tarafça haczedilen mallar ile ilgili olarak İcra Hukuk Mahkemesi’ne istihkak iddiasında bulunulduğu, ancak İcra Hukuk Mahkemece 21/10/2021 tarihinde “iddiayı doğrulayan delil sunul- madığı” gerekçesiyle “takibin devamına” karar verildiği, 25/10/2021 tarihinde ise davacı tarafından davalının banka hesabına “ihtirazı kayıt ve haciz baskısı ” açıklaması ile 125.669, 80 TL tutarında ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar dava konusu ödeme davalıya yapılmış ise de, davalı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası kapsamında takip konusu alacağını tahsil etmiş olup yapılan ödeme miktarınca dava dışı … Tic. Ltd. Şti kendi borcundan kurtulmuştur. Netice itibariyle sebepsiz şekilde zenginleşen davalı olmadığına göre davalı aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Davacıdan alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 02/05/2023